GÜNDEM - 20 Mayıs 2019 Pazartesi 10:07

İzinsiz drone kullanmaya 5 yıl hapis cezası

A
A
A
İzinsiz drone kullanmaya 5 yıl hapis cezası

İnsansız Hava Aracı (İHA) olarak anılan Drone teknolojisi giderek gelişiyor ve kullanımı gün geçtikçe yaygınlaşıyor.

Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü (SHGM) verilerine göre, 2018 yıl sonu itibarıyla İHA kullanıcı sayısı 35 bin 366’ya, İHA sayısı ise 27 bin 439’a ulaştı. Yaşar Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dr. Öğretim Üyesi Sami Aksoy, izinsiz veya kayıtsız, tescil olmadan drone uçurmanın cezasının oldukça yüksek olduğuna dikkat çekerek uyarılarda bulundu. Aksoy, “Günümüzde dronelerin maliyeti çok düşük olsa da başta özel hayatın gizliliğine dikkat edilmeli, ayrıca 5 yılı bulabilen hapis ve 14 bin 705 lirayı bulan yüksek para cezalarından korunmak için tedbirli davranılmalı” dedi.

Medyadan kargo taşımacılığına, sağlıktan askeri amaçlı kullanıma kadar hayatımızın hemen her alanında hızla yer almaya başlayan dronelar, daha çok hobi amaçlı kullanılsa da kullanımları için belli kurallara uymak ve izinleri almak gerekiyor. Ülkemizde de ağırlıklarına göre sınıflandırılan droneleri kaydetmeden, uçuş izni almadan uçurmanın cezası büyük. Taşıma hukuku alanındaki çalışmalarıyla bilinen Yaşar Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dr. Öğretim Üyesi Sami Aksoy, sayısı her geçen gün artan dronelerle ilgili ülkemizdeki yasal düzenlemeler ile ilgili bilgi verdi.

3 gün içinde kayıt zorunlu
Türk Sivil Havacılık Kanununun 144. maddesinin İHA’lara ayrıldığını, ancak esas hükümlerin İHA Sistemleri Talimatı içerisinde olduğunu belirten Aksoy, “Öncelikle azami kalkış ağırlığı 500 gramdan hafif araçlar hem talimatın kapsamı dışındadır hem de bu araçlar için tescil söz konusu değildir. Talimata göre 500 gram-4 kilo kalkış ağırlığındaki insansız hava araçları İHAO, 4 kilo-25 kilo İHA1, 25 kilo-150 kilo arasındakiler ise İHA2 olarak sınıflandırılmış durumda. İHA0 ve İHA1 kategorisindeki hava araçlarının SHGM tarafından oluşturulan elektronik sisteme kaydı gerekiyor. Kayıt zorunluluğu hem ithal eden satıcılar hem de hava aracını bireysel olarak satın alanlar için geçerli. Ayrıca bireysel olarak yurt dışından getirilen veya yurt içinde devir alınan 500 gram üzerindeki aracın 3 gün içinde sisteme kaydettirilmemesi halinde 7 bin 353 TL para cezası kesileceği açıkça hükme bağlanmış durumda” diye konuştu.

“İHA2 pilot lisansı düzenlenmesi şart”
Hukukumuzda İHA0 ile İHA1 uçuracak kişiler için SHGM tarafından herhangi bir lisans düzenlenmediğini ifade eden Aksoy, şu bilgileri paylaştı: 

"Ancak söz konusu kişiler, oluşturulan internet tabanlı kayıt sistemine kayıt olmak zorunda. İHA0 sınıfı pilotlar en az 12 yaşında ve İHA1 sınıfı pilotlar en az 15 yaşında olmalı. İHA2 ve İHA3 sınıfındaki araçların ise SHGM tarafından hava aracı siciline kayıt edilerek tescil işareti alması gerekiyor. Hatta bu sınıftaki araçlar için sorumluluk sigortası yaptırma zorunluluğu da mevcut. Daha hafif araçlardan farklı olarak, İHA2 sınıfındaki aracı kullanacak pilot için Genel Müdürlük tarafından 3 yıl süreli İHA2 pilot lisansı düzenlenmesi şarttır.”

Yüksek cezalarla karşılaşabilirsiniz
Ağırlığı, hangi amaçlar kullanıldığı fark etmeksizin insansız hava araçlarına dair cezaların azımsanmayacak derecede yüksek olduğunu belirten Dr. Sami Aksoy, “Örneğin, 2019 yılı rakamlarına göre, insansız hava araçları ile izinsiz veya kayıtsız uçuş gerçekleştirilmesinin cezası 8 bin 498 TL’dir. Bu nedenle özellikle İHA0 satın alacakların buna dikkat etmesi gerekiyor. İdari para cezalarına dair Yönetmelikte, özel hayatın gizliliğinin ihlal edilmesinin cezası ise 2 bin 124TL olarak belirlenmiş. Ancak bu rakamın idari para cezası olduğu hatırlatılmalı. Nitekim mağdurların mahkemeler huzurunda tazminat talep hakkı bundan hariç. Ayrıca, Türk Ceza Kanununun 134. maddesinde de kişilerin özel hayatının gizliliğini ihlal eden kimsenin, 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacağı, gizliliğin görüntü veya seslerin kayda alınması suretiyle ihlal edilmesi halinde verilecek ceza bir kat artırılacağı ifade edilmiş” dedi.

Para cezası 14 bin TL’yi geçiyor
Dronelar ile havalimanları yakınlarında uçuş yapıldığını da hatırlatan Sami Aksoy, “Bu hususta irtifaya bağlı olmaksızın havalimanlarında en yakında bulunan pistin kenarından 9 kilometre mesafeden daha yakın sahada uçuşun yasak olduğu, aksi takdirde hangi sınıfta olursa olsun drone kullanan kişinin ağır para cezasıyla karşılaşabileceği unutulmamalı. Zira Türk Sivil Havacılık Kanununun 144. maddesinde, Ulaştırma Bakanlığı veya mülki idare amirlerince belirlenen alanlar dışında insansız hava aracı uçuran kişilere 14 bin 705 Türk Lirası'na kadar idari para cezası uygulanabileceği ifade edilmiş” ifadelerini kullandı.

Hapis cezası
2565 Sayılı Askeri Yasak Bölgeler ve Güvenlik Bölgeleri Kanununu da hatırlatan Aksoy, “Kanunun 25. maddesinde, birinci derece kara ve deniz askeri yasak bölgelerinde çekim yapanlar ile bölgenin savunma ve güvenlik tedbirlerini aksatacak, bozacak ve açıklayacak cihazlar kullananlara 6 aydan 5 yıla kadar hapis ile 5 bin liradan 50 bin liraya kadar ağır para cezası verileceği hükme bağlanmış” diyerek alınabilecek hapis cezalarını hatırlattı.

“500 gram altındaki drone kullanıcıları da tedbirli olmalı”
Dronelerin 500 gram altında olmasının kullananları birtakım prosedürlerden kurtardığını belirten Sami Aksoy, “Yoksa aracın 500 gram altında olması ne özel hayatın gizliliğini ihlal ne de askeri tesis ya da havalimanı gibi yasak bölgelerde uçuş veya çekim yapmak fırsatı sunar. 500 gram altında olsa bile tüm drone uçuranların yasalardaki sonuçları öngörerek baştan tedbirli davranmaları kendi yararlarına olacaktır. Dolayısıyla günümüzde dronelerin maliyeti çok düşük olsa da başta özel hayatın gizliliğine dikkat edilmeli, ayrıca hapis ve yüksek para cezalarından korunmak için tedbirli davranılmalıdır” şeklinde konuştu.  

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kayseri Melikgazi’de Kayseri’nin havacılık serüveninin dünü ve bugünü konuşuldu Yaptığı yatırım ve projelerle havacılık sektörüne her zaman destek olan Melikgazi Belediyesi, Erciyes Üniversitesi Eski Rektörü Prof. Dr. Mehmet Şahin’in konuşmacı olduğu Kayseri Tayyare Fabrikası konulu söyleşi programını gerçekleştirdi. Melikgazi Belediyesi Mehmet Altun Havacılık ve Uzay Teknolojileri Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’ni hayata geçirerek Kayseri’de yarım kalan hikâyeyi yeniden yazacaklarını söyleyen Melikgazi Belediye Başkanı Doç. Dr. Mustafa Palancıoğlu programda bir konuşma yaparak, "Havacılık ve Uzay Teknolojileri Lisesi gibi güzide bir liseyi Melikgazi Belediyesi olarak Kayseri’ye kazandırdık. 100 yıl önce başlayan hikâyenin tekrar hayata geçmesi, Kayseri’nin ve ülkenin sanayisine yön verecek yeni nesillerin, gençlerin burada yetişmesini sağlamak bizim gurur kaynağımız. Bu kapsamda havacılıkla ilgili birçok çalışma yapmayı arzu ediyoruz ve yapıyoruz. Çok başarılı 50 öğrenci Havacılık Lisesine başladı. İngilizce hazırlık okuyorlar. Onları motive etmek üzere İstanbul’daki TEKNOFEST ile birçok ziyaretlere götürdük. Ankara’da TUSAŞ ve ASELSAN’ı ziyaret ettiler. Belki bir çoğumuzun görmediği Gök Bey helikopterine dokundular. Kaan uçağını, Hürkuş’u gördüler, onu üreten mühendisler ve teknik elemanlarla görüşme imkanları oldu. Buradan mezun olacak gençlerimiz de Selçuk Bayraktar gibi ülkemizin geleceğine yön verecek nesiller olacaktır inşallah. Çocukluğumda bir Tayyare Fabrikası ismi geçerdi. Burada uçak üretilmiş derlerdi ama hikaye mi gerçek mi bilmezdim. Kayseri’yi nasıl kalkındırırız ile ilgili fikir alışverişinde bulunurken bir baktık ki savunma sanayinde, havacılıkta Kayseri Türkiye’de ilk temel taş. Burada uçak üretimleri olmaya başlamış. Ama tabii 1949-50 yılında Marshall yardımlarıyla birlikte maalesef bu uçak üretimi durmuş ve Hava İkmal Bakım Onarım Merkezi olarak devam etmiş. Hedefimiz tekrar Kayseri’nin havacılıkta, uçak üretiminde ve uçak parçalarının üretiminde söz sahibi olması. Özellikle TOMTAŞ’ın, KAYTEK’in ve Kim Teknoloji gibi firmaların burada kurulmuş olması; havacılık ve savunma sanayi ile ilgili Kayseri’nin tekrar yatırım yapmaya başladığının ve birçok sanayici firmanın da bu işe destek vereceğinin göstergesi. Melikgazi Belediyesi olarak, pandemi döneminde Tayyare Fabrikası ile ilgili bir ‘Kayseri Tayyare Fabrikası’ adında kitap yayınladık. Hemen akabinde Erciyes Üniversitesi’nden hocalarımız Büyükşehir Belediyemizde ikinci bir kitabı yayınladı. İnşallah üçüncüsü, dördüncüsü de çıkar ve Kayseri’nin havacılık kültürüne hep birlikte sahip çıkarız. Prof. Dr. Mehmet Şahin hocama bu söyleşi ve paylaşımları için teşekkür ederim." dedi. Kayseri Tayyare Fabrikası ve Türk havacılık tarihi hakkında önemli bilgi ve tecrübelerini katılımcılar ile paylaşan Erciyes Üniversitesi Eski Rektörü Prof. Dr. Mehmet Şahin konuşmasında; Kayseri’de 1926 yılında faaliyete başlayan TOMTAŞ’ın kuruluş sürecini, Kayseri Çıraklık Okulunu, Tayyare Fabrikasının Kayseri’ye olan iktisadi ve kültürel etkilerini anlatarak, havacılık sektörüne vermiş olduğu destekler için Başkan Palancıoğlu’na teşekkür etti.
Bursa İzleme Değerlendirme Merkezi, mağduriyeti önledi Bursa’nın İnegöl ilçesinde yaşanan olay, hem duyarlı bir vatandaşın örnek davranışını hem de İnegöl Belediyesi İzleme ve Değerlendirme Merkezi’nin şehrin huzur ve güven ortamına sağladığı katkıyı bir kez daha gözler önüne serdi. 40 bin TL parasını düşüren vatandaş kameralardan tespit edildi. Bulduğu parayı sahibine teslim eden kişi ise davranışıyla takdir topladı. Yeni Belediye binasının bulunduğu kavşakta motosikletiyle seyir halinde olan Murat Uysal, içerisinde 40 bin TL bulunan çantasını düşürdü. Bir süre sonra aynı bölgeden bisikletiyle geçen Mohamad Maktabı isimli kişi, çantayı fark etti. Maktabı, çanta içerisindeki yüklü miktardaki parayı görünce tereddüt etmeden İnegöl Belediyesi’ne gelerek durumu yetkililere bildirdi. İnegöl Belediyesi Zabıta Müdürlüğü ekipleri, olayın aydınlatılması için İnegöl Belediyesi İzleme ve Değerlendirme Merkezi kameralarını incelemeye aldı. Yapılan titiz çalışmada, önce parayı düşüren kişi tespit edildi. Ardından parayı düşüren kişinin motosikletinin plakasından Murat Uysal’a ulaşıldı. Belediyeye davet edilen Murat Uysal’a, kaybettiği çanta ve içindeki para eksiksiz şekilde teslim edildi. Yaşanan bu olay İnegöl Belediyesi İzleme ve Değerlendirme Merkezi’nin faydası ve önemini de ortaya çıkarmış oldu. Merkezin yalnızca ceza yazmak için değil, şehirde huzur ve güven ortamının sağlanması, kayıp eşyaların bulunması ve vatandaş mağduriyetlerinin giderilmesi için de önemli bir görev üstlendiğine dikkat çekti. Kamera sistemleri sayesinde benzer olayların kısa sürede çözüme kavuştuğu vurgulanırken, merkezin İnegöl’de güvenli şehir anlayışının önemli bir parçası olduğu kaydedildi.
Eskişehir "Çocuk Hakları ve Güncel Sorunlar" semineri Anadolu Üniversitesi Eğitim Fakültesi tarafından düzenlenen "Çocuk Hakları ve Güncel Sorunlar" semineri, Prof. Dr. Şefik Yaşar Konferans Salonu’nda gerçekleştirildi. Öğr. Gör. Ahmet Mıdık’ın moderatörlüğünü üstlendiği seminere, Eskişehir Barosu üyesi Av. Hüseyin Akçar konuşmacı olarak katıldı. Seminere çok sayıda öğrenci ilgi gösterdi. "Çocukları küçümsüyoruz" Seminerde çocuk haklarına dikkat çeken Av. Hüseyin Akçar, çocukların ayrımcılığa uğramama, eğitim alma ve birey olarak kişilik haklarının korunması gerektiğini vurguladı. Akçar konuşmasında şunları söyledi: "Çocuk haklarını küçümsüyoruz, çocukları küçümsüyoruz. En temel sorunumuz bu. Çocukların kişilik hakları, kendilerine ait verilerin korunması ve bedensel dokunulmazlık hakları vardır. Bu haklar, Uluslararası İnsan Hakları Sözleşmesi’nin ötesinde Çocuk Hakları Sözleşmesi ile geniş kapsamda güvence altına alınmıştır." Çocukların ifadesi uzmanlar eşliğinde alınmalı Çocukların adli süreçlerde korunmasının önemine değinen Akçar, Çocuk İzlem Merkezleri ve Adli Görüşme Odaları’nın kritik rol oynadığını belirtti. Çocukların ifadesinin mutlaka uzmanlar eşliğinde alınması gerektiğini vurgulayan Akçar, bu merkezlerin çocukların yeniden travmatize edilmesini önlediğini ifade etti. Zorunlu müdafi uygulaması Zorunlu müdafi kavramına açıklık getiren Av. Hüseyin Akçar şunları söyledi: "18 yaşına kadar bir çocuğun ifadesi alınacaksa mutlaka bir avukat bulunmalıdır. Çocuk karakola gittiğinde sistem üzerinden avukat görevlendirilir ve devletin atadığı avukat çocuğun yanına gider. İfade sürecinde pedagog veya psikolog bulunması zorunludur. Aksi takdirde yanlış sorular sorulabilir ve çocuk yeniden travmatize olabilir. Çocuğu, anlayacağı bir dille doğru şekilde bilgilendirmek büyük önem taşır." Seminer, soru-cevap bölümünün ardından Av. Hüseyin Akçar’a teşekkür belgesi takdimi ile sona erdi.
Muğla MUSKİ, Fethiye’de taşkın riskini ortadan kaldırıyor MUSKİ Genel Müdürlüğü, Fethiye ilçesi Cumhuriyet Mahallesi’nde özellikle yoğun yağışlarda yaşanan su baskınlarını sonlandırmak amacıyla çalışma başlattı. Bölgedeki altyapıda modern bir dönüşüm gerçekleştiren MUSKİ ekipleri, vatandaşların yaşadığı sıkıntıları kökten çözecek projede önemli bir aşamayı daha başarıyla tamamladı. Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras’ın, yağışların vatandaşlar için bir mağduriyete dönüşmemesi ve can ile mal güvenliğinin korunması yönündeki talimatları doğrultusunda projelerine devam eden Muğla Büyükşehir Belediyesi Su ve Kanalizasyon İdaresi (MUSKİ) ekipleri, çalışmalarını Fethiye ilçesinin Cumhuriyet Mahallesi’nde sürdürüyor. Bölgedeki su baskını sorunlarını kökten çözmek ve benzer mağduriyetlerin önüne geçmek amacıyla başlatılan çalışmalar iki etap halinde yürütülüyor. Birinci etap kapsamında, bölgede su birikintilerinin oluşmasını engellemek amacıyla yağmur suyu hattına kollektör (toplayıcı) imalatı yapıldı. Ayrıca, montajı gerçekleştirilen yüksek kapasiteli seyyar pompa devreye alınarak bölgede biriken yağmur suyunun tahliyesi sağlandı. Çevre hassasiyeti de ön planda tutularak tahliye borusunun deniz çıkışına 45 derecelik özel bir dirsek monte edildi. Bu sayede tahliye edilen suyun bölgedeki teknelere ve deniz trafiğine olumsuz etkisi tamamen ortadan kaldırıldı. Çalışmaların ikinci etabında ise 504 Sokak girişinde yoğun bir mesai harcanarak yağmur suyunu denize ileten hat tamamlandı. Yağmur suyunu toplayarak diğer borulara dağıtan kollektör imalatının ardından gerçekleştirilecek montaj işlemleriyle birlikte sistemin verimliliği en üst seviyeye çıkarılacak. Çalışmaların tamamlanmasıyla birlikte Cumhuriyet Mahallesi’nde, özellikle yoğun yağış dönemlerinde yaşanan olumsuzluklar tamamen ortadan kalkacak. Dispanser Caddesi ve çevresi uzun yıllar hizmet verecek kalıcı ve sürdürülebilir bir altyapıya kavuşurken, bölgede yağışlar artık bir risk olmaktan çıkarak hem esnaf hem de vatandaşlar için güvenli ve konforlu bir ulaşım alanı haline gelecek.