DİĞER SPORLAR - 05 Ekim 2020 Pazartesi 17:11

İzzettin Altunsöz: 'Pandemi sporumuza büyük zarar veriyor'

A
A
A
İzzettin Altunsöz: 'Pandemi sporumuza büyük zarar veriyor'

Uluslararası müsabakada rakibini beş saniyede nakavt ederek, dünyanın en hızlı nakavtçısı unvanını kazanan milli muaythai sporcusu İzzettin Altunsöz, pandeminin dövüş sporları başta olmak üzere, tüm sporlara büyük zarar verdiğini belirterek, "Dünyanın birçok ülkesinde çeşitli tedbirler altında maçlar yeniden yapılmaya başlandı. Şayet ülkemizde de benzeri tedbirler ile karşılaşmalar başlamazsa sporumuz büyük zararlar görecek" dedi.

Korona virüs salgınından dolayı dövüş sporlarında müsabakalar yapılamıyor. Bunun ile ilgili açıklamalarda bulunan muaythai sporcusu İzzettin Altunsöz, "En son 21 Mart'ta ringe çıkmak için tüm planlar yapıldı. Bu müsabakam iptal edildi ve o günden beridir ringlere çıkamıyorum. Benim gibi ülkemizdeki tüm sporcular aynı durumda. Bu sporcularımızın körelmesine neden oluyor. Antrenmanlarımızı açık havada yapabiliyoruz ancak maç yapmadığımız sürece bu antrenmanlar için de bir süre sonra heveslerimiz kaçıyor ve spora soğuyoruz. Federasyonlarımız bir an önce bu duruma bir çözüm üretmezlerse çok sayıda yeteneğimiz sporu bırakacak" şeklinde konuştu.

"Online seyirci sistemi bir çözüm olabilir"
Dünyanın çeşitli ülkelerinde seyircisiz maçların başladığını belirten Altunsöz, "Online seyirci sistemi de yaygınlaşmaya başladı. Salona gelmeyen izleyiciler ödemelerini yaparak bilgisayarlarının başından verdikleri şifre ile karşılaşmalarımızı izleyebiliyorlar, ayrıca izleyicilerin görüntüleri de salondan yansıtılabiliyor. Bu ve buna benzer sistemler son dönemlerde çözüm olarak kullanılmaya başladı" dedi.

Vedat Alyaz: "Bu yeteneklerin körelmesine izin vermemeliyiz"
Dövüş sporları yazarı Vedat Alyaz, Türkiye'de son dönemlerde yeni bir sporcu neslinin geldiğini vurgulayarak, "İyi bir sporcu jenerasyonu yakalamış durumdayız. Şayet çözümler bulunmaz ise bize dünya şampiyonlukları getirme potansiyeline sahip sporcularımız bir bir eriyip gidecek. İzzettin Altunsöz de bu jenerasyonun başarılı üyelerinden birisidir. Henüz 21 yaşında olmasına rağmen çıktığı 13 maçın 6'sı nakavt olmak üzere 11’ini kazanmıştır. Üç kez Avrupa şampiyonluk kemerini ülkemize getirmeyi başarmıştır. Böylesi başarılı gençlere dünyanın her yerinde sahip çıkılarak imkanlar sunuluyor. Bu yeteneklerin körelmesine izin vermemeliyiz" diye konuştu.

İzzettin Altunsöz: 'Pandemi sporumuza büyük zarar veriyor'

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Denizli Kampta sakatlanıp kariyeri sona eren milli judocunun hukuk mücadelesinde flaş gelişme Türkiye ve Avrupa’da çıktığı müsabakalarda 50’ye yakın madalya kazanan milli judocu Gülbeyaz Seviş’in tedavi edilmemesi nedeniyle spor yaşamının sona ermesine neden olan sakatlığıyla ilgili açılan davada yeni bir gelişme oldu. Ortaya çıkan tanık beyanı ve doktor raporlarını dikkate alan Cumhuriyet Savcısı, milli takım teknik direktörü S.U. ile milli antrenör E.D.’nin ‘Taksirle adam yaralama’ suçundan cezalandırılmasını talep etti. 2 kez Türkiye birinciliği, 1 kez Türkiye ikinciliği ve Avrupa üçüncülüğü kazanan milli judocu Gülbeyaz Seviş, Türkiye Judo Federasyonu tarafından 3-28 Şubat 2020 tarihleri arasında düzenlenen 25 günlük milli takım kampına davet edildi. İddiaya göre; antrenman sırasında sakatlanmasından itibaren 3 haftalık kamp boyunca kendisine basit veya nitelikli hiçbir tıbbi müdahalede bulunulmayan Gülbeyaz, sakat olmasına rağmen maça çıkmaya zorlandı. Kanunen zorunluluk olmasına rağmen kamp başlangıcında sigortası yapılmayan Gülbeyaz için kampın son güleri ve sonrasını kapsayan 29 Şubat-4 Mart 2020 tarihleri arasında geçerli bir sigorta poliçesi düzenlendi. Menisküs yırtılması ve ön çapraz bağların kalıcı işlev kaybı teşhisi konulan Gülbeyaz Seviş, ailesinin kısıtlı imkanlarıyla ameliyat oldu. Spor yaşamı sona eren Gülbeyaz, sorumlulara karşı hukuk mücadelesi başlattı. Sakatlığının ilk dönemlerinde 20 dakikadan fazla ayakta duramayan ve eğitim dahil tüm ihtiyaçlarını kardeşlerinin yardımıyla görebilen Gülbeyaz, Denizli 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde açılan davanın ilk duruşmasına da tekerlekli sandalyede katıldı. Ailenin Türkiye Judo Federasyonu, Gençlik ve Spor Bakanlığı ile tüm sorunluların yargılanması talebiyle açtığı dava dosyasını inceleyen mahkeme heyeti, sadece milli takım teknik direktörü S.U. ile milli antrenör E.D.’yi sürece dahil etti. 7 duruşmada davanın seyri değişti Bir yandan tedavisine diğer taraftan ise hukuk mücadelesine devam eden Gülbeyaz Seviş, davanın geçtiğimiz günlerde görülen 7’inci duruşmasına koltuk değneklerinin yardımıyla katıldı. Avukatı Fersu Ege Kandemir ile birlikte ifade veren Gülbeyaz, spor yaşamının sona ermesine neden olan ihmalde kusuru bulunanların cezalandırılmasını talep etti. İlk kez ifade veren, Gülbayaz’ın kampta yaşadığı sakatlık ve sonrasında gelişen olaylara şahit olan gizli tanığın söyledikleri duruşmanın seyrini değiştirdi. Soruşturma kapsamında mütalaasını açıklayan Cumhuriyet Savcısı, beyanlar, katılan iddiası, doktor raporları ve tanık beyanları doğrultusunda milli takım teknik direktörü S.U. ile milli antrenör E.D.’nin ‘Taksirle adam yaralama’ suçundan cezalandırılmasını talep etti. Milli takım kampında gerekli müdahaleler yapılmadığı için Gülbeyaz’ın sakatlığının kalıcı hale geldiğine dikkat çeken Avukat Fersu Ege Kandemir, “Milli sporcumuz Gülbeyaz Seviş’in hak mücadelesinde yanındaydık. Kendisine hukuki destek sağladık. 25 Nisan 2024 tarihli 7. celse duruşmasında savcı esas hakkında mütalaasını açıkladı. Beyanlar, katılan iddiası, doktor raporları, tanık beyanları ve tüm dosya kapsamında sanıkların antrenörlük yaptıkları milli takım kampında mağdurun sakat olmasına rağmen, antrenmanlara katılamayacağını belirtmesine rağmen antrenmanlara ve maça sokmak suretiyle mağdurun etkisi basit tıbbi müdahale ile giderilemeyecek şekilde yaralanmasına sebep olmaktan sanıkların her ikisine de Türk Ceza Kanunu’nun 89/1’den yani ‘Taksirle adam yaralama’ suçundan cezalandırılmasına hükmetti. Mahkemeye Adli Tıp Kurumu İhtisas Başkanlığından Gülbeyaz’ın sağlık durumunun iyiye gittiğine dair rapor geldi. Bu durum karşı taraf tarafından ‘Gülbeyaz’ın hiçbir şeyi yok. Sağlık durumu gayet yerinde, iyi. Tekerlekli sandalye ile geliyordu, artık topallayarak geliyor’ gibi çok tuhaf söylemlerle Gülbeyaz ve haklı mücadelesi alaya alındı, itibarsızlaştırılmaya çalışıldı. Doğduğu günden beri babasını tanımayan, babasız bir çocuğun gündelikçi çalışan annesi, sakatlığın ardından geçen 9 ay sonunda, söz verilen sağlık yardımı yapılmayınca kısıtlı imkanlarla kızını ameliyat ettirdi. Kendi imkanlarıyla tedavisine devam eden Gülbeyaz, kaç yıl sonra koltuk değnekleriyle yürüyebilir hale geldi” dedi. Gizli tanık şahit oldu ihmal ve mobingleri anlattı Gizli tanığın Gülbayaz’ın maruz kaldığı taciz, mobing ve ihmaller zinciriyle ilgili bildiklerini anlattığını kaydeden Kandemir, şöyle konuştu: “Son celsede flaş bir gelişme yaşandı. Biz bunu beklemiyorduk. Milli takım kampında yaşananlara şahit olmuş bir kişi Gülbeyaz’ı aradı. ‘O kampta yaşadığın sıkıntılara şahidim. Beni tanık olarak duruşmaya çıkartabilirsin. Gördüklerimi ve duyduklarımı anlatırım’ dedi. Bu tanık yargılamanın seyri ve selameti için çok olumlu oldu. Tanık olay anında yaşananları her ne kadar görmediğini söylese de, olaydan sonra yaşanan her türlü drama şahit olduğunu ifade etti. Orada ki hiçbir hoca Gülbeyaz ile birebir görüşmemiş. Teknik tıbbi müdahalede bulunmamış. Tam teşekküllü bir sağlık kuruluşunda bir sağlık kontrolünden geçirmemiş. Gülbeyaz hocaları tarafından bir takım mobing tarzı söylemlere, tacizlere maruz kalmış. Mesela Gökhan Yörük isimli antrenör, ‘Sen dirençsizsin, kendini hemen salıyorsun. Buraya geldin, maça girmemezlik yapamazsın’ demiş. Tanığımız Gülbeyaz’ın zorla sokulduğu maça birebir şahit olmuş. ‘O maça zorla girdi. Zorla girmesi için kendisine hakaretler edildi’ dedi. Hocaların da Gülbeyaz ile hiçbir şekilde temasa geçmedikleri ortaya çıktı. Tıbbi müdahalesini de geçtim. ‘Bir şeyin var mı. İyi misin’ diye en insani ölçekte yanına gidip ilgilenmiyorlar, Gülbeyaz’ı yalnız bırakıyorlar. Tanığımız, ‘Gülbeyaz sakat haliyle maça girdi ve başarılı olamadı. Ameliyattan sonra bir daha eski haline dönmedi’ dedi. Gülbeyaz’ın sakat halde maça çıkarıldığının şahidi.” “Meslekten uzaklaştırma çıkabilir” Görülen 7 duruşmanın ardından önemli bir noktaya ulaştıklarına işaret eden Kandemir, mahkemeden Gülbeyaz’ın mağduriyetinin girilmesi ve ihmali bulunanların cezalandırılması yönünde bir karar çıkmasını beklediklerini ifade etti. Ceza talep edilen isimlerin aynı zamanda meslekten uzaklaştırma yaptırımıyla karşı karşıya olduklarının altını çizen Kandemir, “Savcı mütalaasında tüm dosya kapsamını dikkate alarak, sanıkların antrenörlük yaptıkları milli takımda sakatlığı olduğu belirtilen mağduru antrenmanlara sokmak, maça çıkarmak suretiyle etkisi basit tıbbi müdahaleyle giderilmeyecek derecede yaralanmasına sebebiyet vermekten taksirle adam yaralama suçu ve meslekten uzaklaştırılma ile cezalandırılmalarını talep etti” şeklinde konuştu.
Çankırı Enflasyona savaş açtı: 200 gram ekmeğin fiyatını 8 TL’den 5 TL’ye indirdi Çankırı’da bir fırın işletmesi, 200 gram ekmeği piyasanın altında satarak vatandaşların yüzünü güldürüyor. Çankırı’da bir fırın işletmesi il genelinde 8 TL’ye satılan 200 gram ekmeği 5 TL’ye satılıyor. Gramajında hiçbir değişiklik yapılmadan piyasanın altına satılan ekmek, öğrenciler ve emeklilerden yoğun talep görüyor. Çankırı’nın farklı mahallelerde yaşayan vatandaşlar da ekmeğin 5 TL’ye satıldığı fırını tercih ediyor. Fırın işletmecisi Ali Karabaş, yaptıkları indirimden vatandaşların büyük memnuniyet yaşadığını ifade etti. “Ekmek ucuz olduğu için başka mahallelerden de vatandaşlarımız buraya ekmek almaya geliyor” Ekmeği uyguna sattığı için taleplere yetişemediğini söyleyen Ali Karabaş, “İlimizde ekmek 8 TL’yken biz halkımıza destek olmak için 5 TL’ye satıyoruz. İyi tepkiler de kötü tepkiler de alıyoruz. Diğer fırıncı arkadaşlarımız bize gönül koyuyor ama imkanlarımız el verdiği sürece satmaya devam edeceğiz. Uygun verdiğimiz için taleplerimiz fazla, üretime yetişemiyoruz. Yıllardır bu işi yapıyorum, yıllardır fırıncılar arasında rekabet var. İnsanların alım gücü az olduğu için dua edenler bile oluyor. Gramaj hiçbir şekilde değişmiyor. Müşteriler bilinçli kendisi bile tartıyor. Ekmek ucuz olduğu için başka mahallelerden de vatandaşlarımız buraya ekmek almaya geliyor” dedi. “Emeklilere ve öğrencilere çok büyük faydaları dokunuyor” Ekmeğin ucuz olduğu için sürekli ekmek almaya geldiğini belirten öğrenci Mehmet İçöz, “Emeklilere ve öğrencilere çok büyük faydaları dokunuyor. Diğer mahallelere gittiğimizde ekmek 8 TL’yken, hatta diğer illere baktığımız da en az 10 TL. Ama burada 5 TL’ye alabiliyoruz. Bir öğrenci olarak harcamalarımızın haddi hesabı yok. Sabit bir gelirimizde olmadığı için ekmek alırken bile bazen düşünmemiz gerekiyor. O yüzden bu fırının bize yaptığı iyilik gerçekten çok büyük. Emeklilerin ve öğrencilerin çok büyük duasını alıyor” diye konuştu.