EKONOMİ - 18 Mayıs 2022 Çarşamba 09:36

Joyce Teknoloji, Türkiye'den dünyaya elektrikli motor satacak

A
A
A
Joyce Teknoloji, Türkiye'den dünyaya elektrikli motor satacak

Tasarım, yazılım ve üretimde tamamı Türk mühendislerinden oluşan bir ekiple hizmet veren Joyce Teknoloji, yerli elektrikli motorlarını ve elektrikli kurtarma aracı 'Kar Aslanı'nı, Çorlu'daki Doğada Yaşam Fuarı'nda gerçekleştirdiği lansmanla ziyaretçilerin beğenisine sundu.

Elektrikli motor konusunda yerli üretim hedefiyle yola çıkan Joyce Teknoloji'nin fuar alanında gerçekleştirdiği tanıtım toplantısına Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Ahmet Misbah Demircan, Tekirdağ Valisi Aziz Yıldırım, Tekirdağ Belediye Başkanı Kadir Albayrak, Çorlu Belediye Başkanı Ahmet Sarıkurt başta olmak üzere; ilçe belediye başkanları, yerel mülki ve idari amirler, siyasi parti ilçe teşkilatı başkanları, sektör temsilcileri ve çok sayıda vatandaş katıldı.

Tüm konuklara katılımlarından ötürü teşekkür eden Joyce Teknoloji Ceo'su Eren Efe Erkan, şirket olarak elektrikli motor ve yerli yazılım konusunda Türkiye'nin adını tüm dünyaya duyurmayı hedeflediklerini vurguladı.
Joyce Teknoloji Ceo'su Eren Efe Erkan, yazılım, tasarım ve üretimlerini Denizli Teknokent, İTÜ Teknokent ve Çerkezköy'deki fabrikalarında toplam 50 kişilik bir ekiple gerçekleştirdiklerini, hem yurt içi hem de yurt dışı pazarda büyümek için yola çıktıklarını kaydetti.

Geleceğin teknolojisini üretiyoruz

Geleceğin teknolojisini bugünden oluşturmaya çalıştıklarını belirten Erkan, “Elektrikli motorlar geleceğin teknolojisidir. Teknolojik olarak dışarı bağımlılığımızı azaltmak için kendi imkanlarımızla ve Türk mühendislerle yeni nesil yüksek verimli elektrik motorları tasarlayıp üretimini yapıyoruz. En yüksek verim için motorumuz bilgisayar ortamındaki tasarımdan son ürün oluşana dek türlü aşamalardan ve kontrollerden geçiyor. Ülkemiz de bu konuda önemli bir potansiyele sahip. Bu motorların kullanımı çok daha yaygınlaşacak ve yerli üretim konusunda ciddi bir açık var. Ülkemizde bu işi yapan az sayıda markadan biriyiz. Elektrikli motor üretimi konusunda Türkiye olarak önemli bir avantaja sahibiz. Yetişmiş insan kaynağımız var ve bu konuda rakiplerimiz de çok değil. İlerlemek için her türlü imkana sahibiz” diye konuştu.

Joyce Teknoloji, Türkiye'den dünyaya elektrikli motor satacak

Elektrikli kurtarma aracı Kar Aslanı

Eren Efe Erkan, iklim değişikliğiyle birlikte daha çok yaşanmaya başlayan doğal afetlerle mücadele için Kar Aslanı adını verdiklerini elektrikli bir ambulans geliştirdiklerini de dile getirdi. Erkan sözlerine şöyle devam etti: “Özellikle sel, deprem ve çığ felaketlerinde kullanılmak üzere yine Türk mühendisleri olarak geliştirdiğimiz elektrikli kurtarma aracı Kar Aslanı'nın üretimine hazırlanıyoruz. İlk prototipimizi banttan indirdik. Bu özel araç, insanlı ve insansız şekilde, hem karada hem de denizde kullanılabiliyor. Bulunduğu yerde 360 derece dönebilme kabiliyetine de sahip. İçten yanmalı motorlar özellikle çığ bölgelerinde ses dalgası yaydığı ve çığı tetikleyebileceği için kullanılması tehlikeli sonuçlar meydana getirebiliyor. Kar Aslanı modelimiz elektrikli motoru sayesinde sessiz çalıştığı için bu riski de ortadan kaldırıyor. Aracımız, sel deprem gibi felaketlerde de kullanılmak üzere çok amaçlı olarak tasarlandı”

Yerli yazılımla araçlar daha güvenli olacak

Yerli yazılımların en az motor teknolojisi kadar önemli olduğunun altını çizen Ceo Eren Efe Erkan, firma olarak kurdukları ekiple birlikte çok amaçlı yerli yazılımlar da geliştirdiklerine dikkat çekti. Erkan, “Elektrikli motorlar ve bunu çalıştırmak için kullanılan yazılımlar büyük oranda yurtdışından geliyor. Savaş, pandemi ambargo gibi nedenlerle uluslararası ticarette aksamalar olabiliyor. Üstelik yabancı yazılımlar, özellikle savunma sanayisinde dışarıdan müdahale riskine açık olması nedeniyle bir güvenlik sorunu oluşturuyor. Bu sebeple kendi ekibimizi kurarak tamamen yerli bir yazılım oluşturduk. Elektrikli motorun çalışması için gerekli olan yazılım için ekibimiz çok kullanışlı bir platform hazırladı. Dron, elektrikli bisiklet, otomobil, forklift ve aklınıza gelebilecek her türlü elektrikli motorda kullanılmak üzere bu yazılımı geliştirdik. Bu yazılım temelde aynı altyapıyı kullandığı için farklı motorlarda aynı şekilde kullanılmaya da uygun” dedi.

Joyce Teknoloji, Türkiye'den dünyaya elektrikli motor satacak

Tek kişilik araba Ağustos'ta

Eren Efe Erkan, “İşini iyi yapan bu konuda kendini geliştirmiş donanımlı teknik ve mühendislik ekiplerini Joyce Teknoloji çatısında bir araya getirdik. Motor ve yazılımdaki dışa bağımlılığı azaltmak istedik. Bu yılın Ağustos ayında tek kişilik elektrik araçtaki ilk modelimizi banttan indireceğiz. Yenilenebilir, sürdürülebilir ve Birleşmiş Milletler normlarına uygun dünyadaki ilk otomobil olacak. 45 km ve 60 km menzilli, tek kişilik şehir içinde kullanmak üzere üretilen makro carlar (araç) üreteceğiz. Aracımız çevreci özellikleriyle de dikkat çekiyor. Gerektiğinde yüzde 100 geri dönüştürülebilir bir araç. Bu tek kişilik ilk modelimiz, bu aracın iki kişilik modeli, motosiklet ve 4 metrelik teknesi de gelecek. Yurtdışına göre yüzde 60 daha uygun maliyetlerle üreteceğimiz bu makro carlarla, hem yurtdışında hem de ülkemizde otomotiv sektörüne yeni bir soluk getireceğiz” ifadesini kullandı.

Yüksek verim sağlıyor

İçten yanmalı veya verimsiz elektrikli araçlara alternatif olabilecek özel bir tasarıma imza attıklarını vurgulayan Joyce Teknoloji Yönetim Kurulu Üyesi Burak Eroğlu da şunları söyledi: “Çim biçme makinesi, asansör, elektrikli bisiklet, araba, tekne hatta İHA, SİHA gibi savunma sanayisine uygun hem endüstriyel hem de gündelik yaşamdaki ihtiyaçlara cevap verebilecek yelpazede motor çeşitlerimiz bulunuyor. Eski elektrikli motorların enerji sarfiyatı yüksek ve verimliliği çok düşük. Bizim motorlarımız ise yüksek verimliliğiyle daha kullanışlı bir alternatif sunuyor. Amacımız ülkemiz elektrikli motor konusunda üst seviyelere çıkarmak, yurtdışına yazılım, araç ve motor satarak katma değer oluşturmak. Tedarikte oluşabilecek sıkıntılardan etkilenmeden dışa bağımlılığı azaltarak hem güvenlik hem de üretim konusunda ülkemizi daha güçlü bir hale getirmek istiyoruz. Türkiye'ye yeni bir teknolojik vizyonla kazandırarak yol almak istiyoruz. Çünkü Türkiye kazanırsa hepimizin kazanacağını çok iyi biliyoruz”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Eskişehir Eskişehir 1 gün boyunca susuz kaldı Eskişehir’de arıza sebebiyle yaklaşık 24 saat boyunca yaşanan su kesintisi vatandaşları mağdur etti. Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Su ve Kanalizasyon İdaresi (ESKİ) Genel Müdürlüğü İçme Suyu Arıtma Tesisi’nde D4 deposunu besleyen ana hatta arıza meydana geldi. Buna bağlı olarak Batıkent, Yaşamkent, Aşağı Söğütönü, Yukarı Söğütönü, Zincirlikuyu, Şirintepe, Uluönder, Ertuğrulgazi, Çamlıca, Sazova, Orhangazi, Boyacıoğlu, Karagözler ve Karacaşehir mahallelerinde dün gece saat 22.00 itibariyle su kesintisi yaşandı. Gece saatlerinde başlayan onarım çalışmalarına rağmen arıza gün boyunca onarılamadı. Günü tamamen susuz geçiren vatandaşlar, büyük mağduriyet yaşadıklarını belirtti. "Şu anda perişan bir haldeyiz" Çamlıca Mahallesi’ndeki güncel durumu anlatan vatandaş Kadir İri, "Lavabolara, tuvaletlere giremiyoruz. Su olmadığı için kombileri kullanamıyoruz. Parasını almayı biliyorlar ama çalışma hiç yok. Marketlerde de su kalmamış, yetişemedik. Şu anda perişan bir haldeyiz" dedi. "Taşıma suyla işlerimizi görmeye çalışıyoruz" Kıraathane işletmecisi Ahmet Sallabaş, "Sabahtan beri sular yok. Kahvemiz sabah 06.00’da açılıyor, 07.30 gibi sular gitmiş. Taşıma suyla işlerimizi görmeye çalışıyoruz. Çay için damacana su kullanıyoruz. Bugün 4 damacana su taşıdık" şeklinde konuştu. "ESKİ ne zaman işini gerçekten yapacak?" AK Parti Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Grup Başkan Vekili Ahmet Sivri, sosyal medyadan açıklama yaparak duruma tepki gösterdi. Sivri’nin açıklamasında şu ifadeler yer aldı: "Plan var, hizmet yok! ’Planlı çalışma’ denilerek başlatılan kesintilerin saatlerce uzaması artık teknik bir sorun değil, açık bir yönetim problemidir. En temel hizmet olan suyun bile zamanında verilememesi, plansızlık ve kriz yönetimi eksikliğini ortaya koymaktadır. Sorun sadece bir arıza değil verilen saatlerin tutulmaması, muhatap bulunamaması ve vatandaşın bilgiye ulaşamamasıdır. Yazıktır, günahtır! Sizin iş bilmezliğiniz yüzünüzden Eskişehirli hemşehrilerimiz eziyet çekmek zorunda mı? Hafta sonu yaşanan bu tablo, birkaç açıklamayla geçiştirilemez. Vatandaş artık geçici çözümlerden ve sürekli istenen ’sabırdan’ yorulmuştur. Tepebaşı’nın neredeyse tamamında sular kesik. Vatandaştan sabır ve anlayış bekleniyor ama konu zamlar olunca kimse vatandaşı düşünmüyor. ESKİ ne zaman işini gerçekten yapacak?" Arıza yaklaşık 24 saatin ardından onarıldı Öte yandan, kısa bir süre önce ESKİ yetkilileri tarafından yapılan açıklamada ise, "Müdahale sırasında çelik boru kesimi, ara parçaların hazırlanması, montaj ve kaynak işlemleri tamamlandıktan sonra borunun sızdırmazlık testi yapılmıştır. Sonrasında kontrollü olarak depoya su basılması gerçekleştirilmiş olup şebeke hatlarına su verilmiştir. Suyun depoya dökülerek hatta ulaşması mahallelerimizin yerleşim kotlarına göre zaman alabilecektir. Elimizde olmayan nedenlerden dolayı yaşanılan su kesintisinden ötürü vatandaşlarımızın gösterdiği sabır ve anlayışa teşekkür ederiz" denildi.
Elazığ Şehit aileleri ve gaziler vefa buluşmasında bir araya geldi EMŞAV Elazığ İl Başkanlığı tarafından düzenlenen programda şehit aileleri ve gaziler, vefa buluşmasında bir araya geldi. Emniyet Teşkilatı Vazife Malulü ve Şehit Aileleri Vakfı (EMŞAV) tarafından, şehit aileleri ile gazilerin birlik, beraberlik ve vefa duygularını pekiştirmek amacıyla "Şühedaya Vefa, Gazileri Hürmet Buluşması" düzenlendi. Program, İl Müftüsü Yusuf Bingöl’ün yaptığı dua ile başladı. EMŞAV Elazığ İl Başkanlığı öncülüğünde bir düğün salonunda gerçekleştirilen programa, Elazığ Valisi Numan ve Ayfer Hatipoğlu çifti, Elazığ Cumhuriyet Başsavcısı Aşkın Yeğin, Elazığ İl Jandarma Komutanı Tuğgeneral Alparslan Doğan, İl Emniyet Müdürü Adnan Karayel, Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürü Ömer Faruk Ergün ile çok sayıda şehit ve gazi ailesi katıldı. Programın açılış konuşmasını yapan EMŞAV Elazığ İl Başkanı Murat Demir, vakfın kuruluş süreci ve yürüttüğü faaliyetler hakkında bilgi vererek, "Emniyet Teşkilatı, Vazife Malulü ve Şehit Aileleri Vakfı 1998 yılında dernek olarak Emniyet Teşkilatı’nın şehit yakınları ve gazileri tarafından kurulmuş olup, 2011 yılında vakıf statüsüne yükselmiştir. Şu an 50’ye aşkın şubemiz ve il temsilcilerimizde ve biri Avrupa ve biri Almanya olmak üzere temsilciliklerimiz bulunmaktadır. Vakfımız şehit ayrımı yapmadan, gazi ayrımı yapmadan yani mesleki olarak ayrım yapmadan değerli ailelerimize hizmet etmekte yarışan bir kuruluştur" dedi. Şehit aileleri ve gazilerin devlet için taşıdığı anlamı vurgulayan Vali Hatipoğlu ise "Sizlerle bir arada olmaktan dolayı büyük bir mutluluk duyduğumu ifade etmek istiyorum. Şehit ailelerimizi ve gazilerimizi biz kendi ailelerimiz olarak, devletimizin birer emaneti aynı zamanda aziz şehitlerimizin bize emanetleri olarak görerek onları kendi ailelerimiz bilerek, devletimizin bir ailesi olarak görerek elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz. Bu anlamda bundan sonra da aynı şekilde davranacağız. Sizler en sevdiğiniz evlatlarınızı yitirmiş olan, yine çeşitli çatışmalarda belki gazilik payesini almış olan kardeşleriniz olarak ülkemiz için en zor zamanda, en kara günde ortaya çıkmış kahramanların emanetisiniz. Bu anlamda sizleri saygıyla, hürmetle selamlıyorum" şeklinde konuştu. Program, yapılan konuşmaların ardından şehit aileleri ve gazilerle yapılan sohbet ve hatıra fotoğraflarıyla sona erdi.
Ankara Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin: "Çocuklarımızın en ufak can güvenliği riski varsa bu işletmeyle protokol imzalanmaz" Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, mesleki ve teknik eğitim konusunda "Valiliklerimizin, il müdürlüklerimiz, il istihdam kurullarımız, bu protokollerin yapılacağı her bir işletmeyle oturup iş sağlığı ve güvenliği üzerinden incelemeler yaparlar. Bu incelemeler sonucunda çocuklarımızın en ufak can güvenliği riski varsa bu işletmeyle protokol imzalanmaz" dedi. Tekin 2024 Kesin Hesap kanun Teklifi görüşmelerine katıldı ve milletvekillerinin sorularını cevapladı. Tekin, Kürtçe eğitim konusunda, "Kürtçe eğitimin, vatandaşların Kürtçe öğrenmesine değin bir dizi etkinliği hayata geçirdik. Bakın, şu anda, Millî Eğitim Bakanlığı bünyesinde talep edilmesi durumunda vatandaşlarımız Kürtçe, Kurmanci ve Zazaca dâhil olmak üzere, 30’a yakın yaşayan dil ve lehçeyle ilgili olarak seçme ve seçtiği dersin, dilin öğrenilmesinin sağlanmasını mümkün hâle getirdik; şu anda bu mümkün. Ayrıca, Kürtçe bu dersleri okutmak üzere öğretmen atamaları da yaptık, yapmaya da devam ediyoruz. "Kaç öğretmen atadınız?" sorusuyla ilgili olarak ben şu ifadenin altını çizmek istiyorum, burada değerli milletvekillerimize şöyle bir çağrıda bulunmak istiyorum: Siz bizim öğretmen atamamızı istiyorsanız Zazaca ve Kurmanci derslerini okutmak üzere, bölgede çocukların bu dersleri seçmelerini sağlamanız lazım. Ben size şunu söylüyorum: Biz, herhangi bir branştan atama yaparken, norm hesabını yaparken okutulan derslerin Türkiye genelinde sayısını topluyoruz ve akabinde kaç öğretmenimiz var, maaş karşılığı olarak ne kadar derse girilmesi gerekiyor bölüyoruz ve norm ihtiyacımızı buluyoruz. Dolayısıyla bu konunun şöyle çözülmesi gerekir: Talep oldukça norm ihtiyacı olacaktır ve atama yapacağız. Şu anda, hâlihazırda sistemde var olan öğretmenlerimiz bizim norm ihtiyacımızı karşılar durumda olduğu için norm ihtiyacı gözükmüyor" ifadelerini kullandı. Tekin şöyle konuştu: "Bir diğer konu şu: Bakın, şu anda, okullarımız dışında isteyen herkesin Kürtçeyi öğrenebileceği özel öğretim kursu açma hakkı vardır. Teşvik edin, orada işverenler, orada işletmeciler bu kursları açsınlar Kürtçeyle ilgili. O yüzden, bütün bunlar yapılmışken hükûmetimizi, Bakanlığımızı Kürtçe düşmanlığıyla suçlamanızı gerçekten kabul etmiyorum. Lütfen karşılaştırma yaparken öncesiyle beraber karşılaştırın." Tekin Mesleki ve Teknik eğitim veren okullara ilişkin, "Mesleki ve Teknik Eğitim veren okullarda iş başı ve iş başı beceri eğitimi ile ilgili olarak öğrencilerimizin sahada bu konuda becerilerini geliştirecek işletmelerle protokoller yapıyoruz. Bu protokolleri yaparken, valiliklerimizin, il müdürlüklerimiz, il istihdam kurullarımız, bu protokollerin yapılacağı her bir işletmeyle oturup iş sağlığı ve güvenliği üzerinden incelemeler yaparlar. Bu incelemeler sonucunda çocuklarımızın en ufak can güvenliği riski varsa bu işletmeyle protokol imzalanmaz. Protokol imzalandıktan sonra bizim Çalışma Bakanlığı müfettişleri, Milli Eğitim Bakanlığı müfettişleri rutin aralıklarla denetimlerini yaparlar, çocuklarımızın güvenliğine dair en küçük risk söz konusu ise protokoller iptal edilir. Bugün 25 bin bu yıl için protokol iptali yapılmış" şeklinde konuştu.