EKONOMİ - 18 Mart 2021 Perşembe 09:16

Kadın girişimci KOSGEB ile hayallerini gerçekleştirdi

A
A
A
Kadın girişimci KOSGEB ile hayallerini gerçekleştirdi

Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı (KOSGEB) Van Müdürlüğünden aldığı destekle hayallerini gerçekleştiren Yadigar Omrak, “Hedefim İran ve Dubai’ye ihracat yapmak” dedi.

Evli ve 2 çocuk annesi Yadigar Omrak, gençlik hayalini gerçekleştirmek için ilk olarak halk eğitim merkezi bünyesinde açılan mesleki eğitim kurslarına katıldı. Burada yaklaşık iki yıl eğitim alan Omrak, daha sonra KOSGEB’in girişimcilik kursuna başvurdu. Kursu başarıyla tamamlayan Omrak, aldığı hibe ile tekstil atölyesini kurdu. Burada gençlik hayali olan kendi markasını üreterek patentini alan ve N&Y ZADE ismini verdiği markanın üretimine geçen Omrak, atölyede 37 kadına da iş imkanı sundu. KOSGEB ile hayallerini bir bir gerçekleştirdiğini aktaran Omrak, İHA muhabirine yaptığı açıklamada, “Daha önce ev hanımıydık ve ev işleri ile ilgileniyorduk.

Aile bütçesine katkıda bulunmamız gerektiğini düşünmeye başlayınca, elimde var olan mesleğimle başlamak istedim. İlk önce iki makineli küçük bir atölye ile başladım. Mesleği iyice oturttuktan sonra KOSGEB’den destek almak istedim. KOSGEB Müdürü Bilal Emre Yörük’ün yardımı ve desteğiyle 2019 yılında bu atölyeyi açmış oldum” dedi.

'Annem, başarımın en büyük ortağıdır'

Atölyede kendi üretimlerini gerçekleştirdiklerinin altını çizen Omrak, “Kendi patentimi almak, benim en büyük hayalimdi. N&Y ZADE’nin patentini aldık ve kendi üretimimizi, kendi modellerimizi çıkarıyoruz. Her branşta arkadaşlarımız var ve biz burada N&Y ZADE adı altında kendi üretimimizi yapıyoruz. ‘N’ harfi annemin, ‘Y’ harfi de benim adımın baş harfi. Annem, başarımın en büyük ortağıdır. Her zaman kadının çalışması, kendi ayakları üzerinde durması gerektiğini söyleyen bir kadındır. Bu başarıda onun adı olmalıydı. N&Y ZADE, ikimizin başarısı diyebilirim” ifadelerini kullandı.

1,5 yıldır kurduğu atölyede 37 kadına istihdam sağladığının altını çizen Omrak, “Benim hayalim, kadınların sadece meslek öğrenmesi değildi. Buraya okuma yazma bilmeden gelen bayanlar, şu anda liseye hazırlanıyor. Onun yanında mesleki eğitim lisesine yönlendirdiklerimden kalfalık, çıraklık, ustalık ve usta öğreticilik belgesi almış olanlar var. Kadınların hem eğitimlerini almaları hem de meslek dalında ilerlemeleri, benim açımdan daha büyük bir başarıdır” diye konuştu.

Kadın girişimci KOSGEB ile hayallerini gerçekleştirdi

'Dubai ve İran benim hedefim'

Hedefinin işinde büyümek ve başka ülkelere ihracat yapmak olduğuna vurgu yapan Omrak, “Daha önce İran ile birkaç bağlantı kurmaya çalıştık ama pandemi nedeniyle durdurduk. İnşallah ülkemiz biraz bu dar boğazdan geçtikten sonra en büyük ve en çok istediğim hedefim ihracattır. Dubai ile daha önce iş yaptık ama farklı bir iş yapmıştık. Dubai ve İran benim hedefim. Çünkü onların tarzında üretim yapıyorum” dedi.

Kadın girişimci KOSGEB ile hayallerini gerçekleştirdi

Devletin verdiği desteklerin müthiş olduğunu vurgulayan Omrak, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Yapabilir miyim? Olabilir mi? Ne kadar bütçem var? Diye düşündüğünüz sırada devreye devlet giriyor. Onun size ekipman vermesi bile müthiş bir destektir. Devlet ekipmanı veriyor, sizde ayarlayabildiğiniz bütçeyle geri kalanı alıyorsunuz ve bir şekilde başlıyorsunuz. Benim bu anlamda yeni girişimcilere iki önemli tavsiyem olacak. Birincisi, kesinlikle yapmak istedikleri işte öncelikle kendilerini geliştirmeleri gerekiyor. Hangi sektör olursa olsun iyi bir eğitim almaları gerekiyor. İkincisi ise desteği almadan önce ciddi bir piyasa araştırması yapmaları gerekiyor. Bu ürünleri nereye verebilirim, nasıl pazarını yapabilirim diye araştırma yaptıktan sonra Allah büyüktür. Bu çerçevede bence bütün kadınlar kendi ayakları üzerinde durmalı ve kendilerini geliştirmelidir. Ben bu anlamda bizden hiçbir zaman desteklerini esirgemeyen KOSGEB İl Müdürü Bilal Emre Yörük ve KOSGEB personellerine teşekkür ediyorum.”

Kadın girişimci KOSGEB ile hayallerini gerçekleştirdi

Atilla İdiz

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara TBMM Adalet Komisyonu Başkanı Yüksel: "Hamas, işgal altındaki topraklarını savunan bir direniş hareketidir" TBMM Adalet Komisyonu Başkanı Cüneyt Yüksel, "Filistinliler Filistin topraklarının sömürgeleştirilmesi ve ilhak edilmesi politikalarına karşı zorla ellerinden alınmaya çalışılan kendi öz vatanlarını korumaktadır. Hamas, ’işgal altındaki topraklarını savunan bir direniş hareketi’dir. İsrail devleti ve yetkilileri tarafından işlenen insanlığa karşı suçların, İsrail’in ’devlet politikası uyarınca’ Filistinli sivil nüfusa yönelik yaygın ve sistematik bir saldırının parçası olarak işlendiği vurgulanmakla kalmayıp bu suçların hâlâ işlendiği açıkça ortaya konmaktadır" dedi. TBMM Adalet Komisyonu Başkanı Cüneyt Yüksel, AK Parti İstanbul Milletvekili İsmail Emrah karayel ve Denizli Milletvekili Cahit Özkan ile birlikte basın toplantısı düzenledi. Yüksel, Uluslararası Ceza Mahkemesi Savcılık makamının dün, yani 20 Mayıs’ta çok önemli bir kararı ilân ettiğini ve İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve Savunma Bakanı Yoav Gallant hakkında tutuklama tedbiri talep ettiğini açıkladığını hatırlatarak, "İsrail’in Filistin’e yönelik 75 yıllık ’apartheid’, 56 yıllık işgal ve 16 yıllık abluka politikaları, başlangıcından bu yana Filistin topraklarının Türkiye’den bir grup hukukçu olarak UCM Savcılığına 23 Kasım 2023’te İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarında savaş suçu, insanlığa karşı suçlar ve soykırım suçları işleyen şüphelilerin cezalandırılması için talebimizi iletmiştik. Talep ve hedeflerimizden birisi de soruşturmanın hız kazanması ve gerekli tedbirlerin tam da şu an Savcılık makamının talep ettiği üzere ivedi bir şekilde alınmasıydı. Bu sebeple UCM Savcılığının bu girişimini İsrail tarafından katledilen, yerlerinden edilen soykırıma maruz bırakılan Filistin halkının haklarının teslimi için gecikmiş bir adım olmakla birlikte, olumlu karşılıyoruz, zira İsrail’in 227 gündür yürüttüğü soykırımda toplam 35 bin 562 Filistinli kardeşimiz şehit edilmiş 80 binin üzerinde kardeşimiz yaralanmıştır. UCM Savcılığı açıkça İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant’ın en az 8 Ekim 2023 tarihinden itibaren Filistin Devleti topraklarında (Gazze Şeridi’nde) savaş suçları ve insanlığa karşı işlenen suçlardan cezai sorumluluk taşıdığına dair makul gerekçeler bulunduğunu ortaya koymuştur" ifadelerini kullandı. "Filistinliler Filistin topraklarının sömürgeleştirilmesi ve ilhak edilmesi politikalarına karşı zorla ellerinden alınmaya çalışılan kendi öz vatanlarını korumaktadır" Yüksel, Roma Statüsü’nün 25 ve 28. maddeleri uyarınca en çok sorumluluğu olan Netanyahu ve Gallant hem “suçun bizzat iştirak etmek suretiyle faili” sıfatıyla hem de “üst” olarak “astlarına” suç işlemeye teşvik etme ve talimat vermekle suçlandığını belirterek, “UCM Savcılığı Ofisi, İsrailli üst düzey yöneticilere ilaveten; İsrail ile Filistin arasındaki uluslararası silahlı çatışma ve buna paralel olarak İsrail ile Hamas arasındaki uluslararası olmayan silahlı çatışma bağlamında bazı Hamas yetkililerin de Roma Statüsü’nü ihlal ettiğini iddia etmiştir. Buna göre; Yahya Sinwar (Gazze Şeridi’ndeki İslami Direniş Hareketi’nin Başkanı), Muhammed Diab İbrahim Al-Masri daha yaygın olarak bilinen ismiyle, DEIF (El-Kassam Tugayları olarak bilinen Hamas’ın askeri kanadının Başkomutanı) ve İsmail Haniyeh (Hamas Siyasi Bürosu Başkanı) hakkında da tutuklama müzekkeresi düzenlenmesi talep edilmiştir. Lakin unutulmamalıdır ki, Filistinliler Filistin topraklarının sömürgeleştirilmesi ve ilhak edilmesi politikalarına karşı zorla ellerinden alınmaya çalışılan kendi öz vatanlarını korumaktadır. Hamas ’işgal altındaki topraklarını savunan bir direniş hareketi’dir. İsrail devleti ve yetkilileri tarafından işlenen insanlığa karşı suçların, İsrail’in ’devlet politikası uyarınca’ Filistinli sivil nüfusa yönelik yaygın ve sistematik bir saldırının parçası olarak işlendiği vurgulanmakla kalmayıp bu suçların hâlâ işlendiği açıkça ortaya konmaktadır” dedi. Yüksel, şöyle konuştu: "UCM Savcılığı, tüm bu iddiaları Filistin’deki vahşete rağmen hayatta kalanlar ve görgü tanıklarıyla yapılan görüşmeler, teyitlenmiş video, fotoğraf ve ses materyalleri, uydu görüntüleri ve fail olduğu iddia edilen grubun ifadeleri de dahil olmak üzere toplanan kanıtlarla desteklemiştir. Tüm bu deliller İsrail’in, ülkenin her yerindeki sivil nüfusu kasıtlı ve sistematik olarak insanın hayatta kalması için vazgeçilmez ihtiyaçlardan mahrum bıraktığını göstermektedir. UCM Savcısı Khan’ın önemle belirttiği üzere, 8 Ekim 2023’ten itibaren Refah, Kerem Şalom ve Erez olmak üzere üç sınır geçiş noktasının uzun süreler boyunca tamamen kapatılmasını içeren Gazze kuşatması, ardından da gıda ve ilaç dahil olmak üzere gerekli malzemelerin yeniden açıldıktan sonra sınır kapılarından sevkinin keyfi olarak kısıtlanması başlı başına bir suçtur. 9 Ekim 2023’ten başlayarak uzun bir süre boyunca İsrail’den Gazze’nin ana temiz su kaynağı olan Gazze’ye giden sınır ötesi su boru hatlarının kesilmesi ve en az 8 Ekim 2023’ten bugüne kadar elektrik arzının kesilmesi ve engellenmesi bir suçtur. Yemek için sıraya girenler de dahil olmak üzere sivillere yönelik diğer saldırılar bir suçtur. İnsani yardım kuruluşlarının yardım dağıtımını engellemesi ve yardım görevlilerine yönelik saldırılar ve hatta öldürmeler bir suçtur."