GÜNDEM - 24 Ekim 2014 Cuma 10:26

Kıl testereyle kanseri yendi

A
A
A
Kıl testereyle kanseri yendi

Eskişehir’in Kırka ilçesinde yaşayan 52 yaşındaki Mehmet Ali Hoş, kıl testere sayesinde 10 yıl içinde beyin kanserini yendiğini ve yeniden hayata tutunduğunu söyledi.

Mehmet Ali Hoş’a 18 yıl önce beyin kanseri teşhisi konuldu. İstanbul’da çeşitli hastanelerde tedavi gören Hoş’a doktorlar, 11 ay ömür biçti. Tedavi sırasında mesai arkadaşlarından hatıra kalması için bir gemi isteyen Hoş, olumsuz cevabı alınca kendisine Eskişehir’den bir kıl testeresi alarak çeşitli objeler yapmak için çalışmaya başladığını anlattı. Mehmet Ali Hoş, sağ tarafında hastalığımdan dolayı uyuşma olduğunu, gemiden önce ilk olarak peçetelik yapmak için sabırla kıl testeresini kullanmaya başlamış. Yavaş yavaş önce 3 santimetre sonra 5 santimetre derken uyuşuk olan vücudunun sağ yanını kullanmaya başlamış ve ilk çalışması olan peçeteliği 1 yılda bitirmiş. Doktorların 11 ay ömür biçtiği süreyi aşan 3 çocuk babası Mehmet Ali Hoş, çevresini de şaşırtmış. Çalışmalarına devam eden hasta adam 10 yılın sonucunda tamamen beyin kanserini yendiğini doktorlardan öğrenmiş. Kıl testeresini o günden sonra da bırakmayan Hoş’un şimdilerde onlarca öğrencisi var.

“11 AY ÖMÜR BİÇTİLER, 10 YILIN SONUNDA KANSERİ YENDİM”

1996 yılında beyin kanseri teşhisi konulduğunu ifade eden Mehmet Ali Hoş, doktorların kendisine 11 ay ömür biçtiğini söyledi. İstanbul’da çeşitli hastanelerde tedavi gördüğünü anlatan Hoş, yaşanan süreci şöyle anlattı:

“Ben bu kanseri yeneceğimi söyledim. İstanbul’dan geldikten sonra çalıştığım yerde bulunan atölye kısmında arkadaşlarım vardı. Onlar gemi yapıyorlardı. ’Bana da bir gemi yapın, hatıra kalır’ dedim. Onlar da ‘Yapamayız kendin yap, elin ayağın yok mu?’ dediler. Ertesi gün Eskişehir’e giderek bir kıl testere alıp geldim. İlk başladığımda 3 santimetre kesebiliyordum. Sağ tarafımda tamamen uyuşma vardı. Zamanla daha fazla kesmeye başladım. Baktım ki daha fazla kesmeye başladığımda, ’ben bu işi yapabilirim’ dedim. İlk önce peçetelik yaptık. Eve getirdiğimde eşim olsun, annem, babam olsun beğendiler. Bu zaman tam 1 yıl oldu. Bana 11 ay ömür biçmişlerdi. Bu şekilde yaklaşık 5 yıl kıl testeresiyle devam ettim. Tabi bu arada 3 aylık periyotlarla doktora gittim. Bana ‘şuadan uyuyor, şuanda ilerlemiyor’ dediler. Hastalık ilk başladığında günde 23 hap kullanıyordum. Ama 5 yıl sonra haplar azaldı. Bu süre 10 yıla çıktığında hap sayısını 2’ye düşürdüm. Bu arada kullandığım haplardan dolayı midem rahatsızlandı, dişlerim döküldü. 10 yılın sonunda yapılan kontrollerde beyin kanserinden hiçbir iz kalmadığını, hastalığı yendiğim söylendi.”

“ARTIK FUTBOL BİLE OYNUYORUM”

Hastalığı yendikten sonra bir atölye kurduğunu anlatan Hoş, “Daha sonra bu işi profesyonel olarak ‘Miras Kent Projesi’ kapsamında atölyeyi kurduk. Öğrencilerim var. Bu işi onlara gönüllü olarak öğretiyorum. Artık futbol bile oynuyorum. 16 yıl önce değil futbol oynamak, yürüyemiyordum. Bir çay bardağını kaldıramıyordum. Bu kıl testere sayesinde hayata tutundum” diye konuştu.

AYDIN SARIOĞLU-KADİR ÇETİN-SELÇUK MANAZ

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzincan Türkiye’nin canlı ve minarel türleri bu müzede sergileniyor Türkiye’nin ilk doğa tarih müzesi olma özelliği taşıyan Erzincan’ın Kemaliye ilçesindeki Prof. Dr. Ali Demirsoy Doğa Tarihi Müzesi, başta Kemaliye olmak üzere Erzincan ve yurt genelinden canlı ve minarel türlerine ait yaklaşık 5 bin çeşit materyali sergiliyor. Erzincan Kemaliye’deki Prof. Dr. Ali Demirsoy Doğa Tarihi Müzesi, Kemaliyeli olan, Prof. Dr. Ali Demirsoy’un katkıları ile kuruldu. Müzeyle ilgili şu bilgilere yer verildi: “Prof. Dr. Ali Demirsoy Doğa Tarihi Müzesi, Kemaliye ilçesinde kurulan “Doğa Müzesinde Bilimsel Bir Gezinti” isimli proje kapsamında 2009 yılında kuruldu. Müzenin kuruluşuna Prof. Dr. Ali Demirsoy, Prof. Dr. Aydın Akbulut ve Öğ. Gör. Yusuf Durmuş öncelik etti. Bu müzede sergilenen örneklerin önemli bir kısmı 10 ayrı üniversiteden 48 bilim insanının görev aldığı “Kemaliye ve Çevresinin Biyoçeşitlilik Açısından İncelenmesi” projesi kapsamında bölgeden toplanan jeolojik ve biyolojik örneklerden oluşmakta. Kurulduğu tarihten bugüne bölge halkı, öğrenciler ve ekoturizm açısından önemli bir ilgi odağı oldu. Ülkemizin değişik bölgelerinden ve Kemaliye çevresinden alınan mineral, taş, toprak ve her türlü jeolojik materyal MTA’daki uzmanlara teşhis ettirilerek dolabların içindeki raflarda uygun kaplarda sergilenmekte. Türkiye’nin ve dünyanın çeşitli yerlerinden gelmiş mineral, kristal, toprak, kayaç örnekleri sergilenmekte. Kemaliye ve çevresinin Gastropad, Bivalvia ve Echinodermata gruplarına ait fosil örnekleri teşhis edilerek, raflarda sergilenmekte. Bir hücreli bitki ve hayvanların mikroskop altında görüntülerinin sunulduğu bir bölüm bulunmakta. Karasal ekosistemin ilk canlı gruplarından olan likenler doğal ortamına uygun habitat ortamları hazırlanarak sergilenmekte. Yine Kemaliye’den toplanan ve teşhis edilen karayosunu örnekleri sergi panolarına yerleştirilerek sunulmakta. Omurgasızların önemli bir kısmı formol ve alkol içinde kavanozlarda etiketleriyle birlikte sunulmakta. Böceklerin büyük bir kısmı, bilimsel örnek hazırlama yöntemine göre içi boşaltılıp tahnit edilmiş, özel böcek iğnelerine geçirilerek panolarda (müze görsel materyali olarak) ya da parazitlere karşı özel korumalı, çekmeli müze dolaplarında saklanmakta. Müzenin en ağırlıklı kısmını böcekler ve herbaryum materyali oluşturmakta. Bölgenin ve ülkemizin tatlısularında ve denizlerinde yaşayan balık örnekleri çeşitli kimyasal işlemlerden geçirerek (formolalkol) görsel malzemeye dönüştürülerek sergileniyor. Aynı işlem amfibiler için de yapılmıştır. Farklı türlerden oluşan amfibi örnekleri alkollü kaplar içinde ve sergi dolaplarında teşhir edilmekte. Birçok zehirli yılın türünün bulunduğu sürüngen örnekleri de aynı yöntemle görsel malzemeye dönüştürülmüştür. Özellikleri, zehirleri ve korunma önlemleri konusunda bilgiler verilmiştir. Çeşitli fırsatlarla elde edilmiş kuş örnekleri tahnit edilerek sunulmaktadır. Kemaliye ve çevresinden 200 yakın kuş türünün (bir kısmı göçücü, transit) varlığı bilinmektedir. Bu kuş türlerine ilişkin tanıtıcı resimler ve tahnit malzemeleri önemli bir eğitim malzemesi niteliği taşımakta. Türkiye’deki yırtıcıların büyük bir kısmını barındıran yörede, memeliler önemli bir yer tutmaktadır. Soyu tehdit altında olan ayı, kurt, vaşak, sansar, dağ keçisi, porsuk, sincap, yedi uyur, fındık faresi, yer sincabı, çok sayıda küçük memeli ve kemirici türleri yörenin fauna elemanları olarak müzede halkın ve eğitim camiasının hizmetine sunulmuştur. Çeşitli şartlar altında elde edilmiş olan büyük ve küçük memeliler tahnit edilerek üç boyutlu sergilenmiştir. Ayrıca bu memelilerin postları ve bazılarının iskeletleri de sergilenmekte ve tanıtıcı bilgi verilemekte. Kemaliye ve çevresinden teşhis edilen 1000 kadar bitkinin en az yarısı, özellikle soğanlı bitkiler görsel olarak sunulmuştur. Bitkiler müze materyali olarak preslendikten sonra kartonlara yapıştırılmıştır. Bu örneklerin hepsi herbaryum örnekleri olarak özel dolaplarda bilim insanlarının kullanımına açıktır ve sergilenmekte”