POLİTİKA - 17 Nisan 2017 Pazartesi 00:05

Kılıçdaroğlu’ndan halkoylaması sonuçlarına ilişkin açıklama

A
A
A
Kılıçdaroğlu’ndan halkoylaması sonuçlarına ilişkin açıklama

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "YSK seçimin, referandumun güvenliğinden sorumluyken bir referandumu tartışmalı hale getirdi" dedi.

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, halk oylaması sonuçlarına ilişkin CHP Genel Merkezinde basın toplantısı düzenledi. Konuşmasına sandığa giden bütün vatandaşlara teşekkür ederek başlayan Kılıçdaroğlu, “Bütün konuşmalarımda ‘evet’ diyeninde ‘hayır’ diyeninde başımın üstünde yeri vardır açıklamasını yapmıştım. Bu bağlamda anayasa değişikliği konusunda sandığa gidip iradesini beyan eden bütün vatandaşlarıma içten teşekkürlerimi sunuyorum” diye konuştu.

Eşit olmayan koşullarda bir referandum gerçekleştirildiğini kaydeden Kılıçdaroğlu, “Ama bizde koşullar eşit olmamasına karşın demokrasiye sahip çıkmak için elimizden gelen her türlü çabayı gösterdik. Hukuk zemininde kalarak çabayı gösterdik. ‘Evet’i savunanlar hukuk kurallarının dışına çıktılar. Ama biz özenle hukuk kurallarının içinde çaba harcadık görüşlerimizi bütün vatandaşlarımızla paylaştık” ifadelerini kullandı.

"Bu anayasa değişikliği ve onun oluşturduğu bütün anayasa bir anlamda bir toplumsal uzlaşma belgesi olma niteliğini büyük ölçüde yitirmiş durumda"

Anayasaların birer toplumsal uzlaşma belgesi olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, “Hepimizin anayasası olacak. Bir grubun, partinin, ailenin, bir kişinin değil, 80 milyonun anayasası olacak. O nedenle toplumsal uzlaşma belgesidir anayasalar diyorduk. Bu referandum bir gerçeği ortaya çıkardı. Toplumun en az yüzde 50-51’i buna 'hayır' diyor. Dolayısıyla bu anayasa değişikliği ve onun oluşturduğu bütün anayasa bir anlamda bir toplumsal uzlaşma belgesi olma niteliğini büyük ölçüde yitirmiş durumda. Daha önemlisi bu gerçek önümüzde dururken siyaset kurumuna bir görev düşüyor. Anayasayı bir toplumsal uzlaşma belgesi haline dönüştürmek. Bu Türkiye’yi hem içeride hem dışarıda çok daha güçlü bir devlet konumuna getirir. Bu çağrıyı yapmayı da bir partinin genel başkanı olarak yapmayı görev addediyorum” açıklamasında bulundu.

"Hiçbir kurum kendisini parlamentonun üstünde göremez"

Hukuk devleti ve hukukun üstünlüğü kavramının çok önemli olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
“Yüksek Seçim Kurulundan söz etmek isterim. YSK, üzülerek ifade edeyim. Bu referandumu tartışmalı hale getirdi. Çok açık ve net hiçbir tartışmaya yer vermeyecek şekilde size ilgili yasayı okuyorum. Seçim Kanununun 98.maddesi; ‘Üzerinde ilçe seçim kurulu ve sandık kurulu mührü bulunmayan zarflar geçersiz sayılır.’ Ama YSK bir karar aldı bunu zarfları geçerli kabul etti. Niçin? Seçim Kanunun 101.maddesi; ‘Arkasında sandık kurulu mührü bulunmayan oy pusulaları geçersizdir.’ YSK toplandı ‘bunlar da geçerlidir’ dedi. YSK’ya şu soruyu sormak isterim. Vatandaşlar görevlerini yaptılar, sandığa gittiler, oylarını kullandılar. Hiçbir itirazımız yok. Vatandaşın oyuna sonuna kadar saygılıyız. Ama hiçbir kurum kendisini parlamentonun üstünde göremez. Böyle bir yetkisi de yok. Bu yasa maddelerine dayanarak çıkardığı genelge de böyle bunlar geçersizdir diyor. Ama siz oturuyorsunuz bir kişinin itirazı üzerine, iktidar partisinden birisinin itirazı üzerine bunları geçerli sayıyorsunuz. Neden? Kendinizi parlamentonun üstünde hangi gerekçeyle görüyorsunuz? Hangi gerekçeyle yapılan bir referandumu tartışmalı hale getiriyorsunuz?"

“Milletin kararına YSK gölge düşürmüştür”

“Maç yapılırken maçın ortasında kural değişmez” diyen Kılıçdaroğlu, “YSK maçın ortasında üstelik zarflar açıldıktan sonra kuralları değiştiriyor. Üstelik yasalara aykırı olarak kuralları değiştiriyor. Bunu doğru bulmuyoruz. Asla kabul etmiyoruz. Milletin kararına saygılıyız ama milletin kararına YSK gölge düşürmüştür. Hukuksal açıdan da kamu vicdanı açısından da referandumun meşruiyetini tartışmalı hale getirdiler. Getiren kim? Vatandaş değil, bir kurum YSK. YSK seçimin, referandumun güvenliğinden sorumluyken bir referandumu tartışmalı hale getirdi. Aklın alacağı şey değil. Biz büyük bir milletiz. İçeride ve dışarıda güçlü olmak isteriz. Gücümüzü hukuktan, hukukun üstünlüğünden almalıyız. Kurumlar yaslara uygun olarak hareket etmek zorunda. Yapılan bir yanlış bir referandumu tartışmalı hale getiriyor. Alınan bir yanlış karar yaslara aykırı karar referandumu tartışmalı hale getiriyor. Bunu asla doğru bulmuyoruz. Bunu sonuna kadar takip edeceğiz” değerlendirmesinde bulundu. 

Pelin Üzek - Fatih Erdoğan
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Oğuz Murat Aci’nin anne ve babasının avukatı konuştu Eyüpsultan’da 17 yaşındaki Timur Cihantimur’un çarparak ölümüne neden olduğu Oğuz Murat Aci’nin babası ve annesi ise davadan şikayetlerini çekmediklerini belirtti. Oğuz Murat Aci’nin eşinin davadan feragat etmesi üzerine açıklamalarda bulunan aile avukatı Hacı Orhan, "Bu olay aileyi derinden yaraladı. Aslında Oğuz’un kemikleri bugün sızlamıştır" dedi. Eyüpsultan’da 1 Mart 2024 tarihinde Timur Cihantimur’un çarparak ölümüne neden olduğu Oğuz Murat Aci hakkında yürütülen soruşturma sürüyor. Soruşturmada Aci’nin dosyada müşteki olarak bulunan eşi Şükriye Aci ve kazada yaralanan 4 müşteki, maddi ve manevi zararlarının giderildiğini gerekçe göstererek şikayetlerinden vazgeçtiğine dair dilekçe sundu. Kazada hayatını kaybeden Aci’nin anne ve babasının Avukatı Hacı Orhan, konuya ilişkin İhlas Haber Ajansı’na açıklamalarda bulundu. Orhan, "15 yıldır Oğuz’u tanıyan, babasının avukatlığını yapan birisiyim ve Oğuz’la da eskiden beri arkadaşlığımız var. Davaya başlarken hepinizin takip ettiği üzere önce ailenin avukatı olarak başladık ve Şükriye Hanım’ın yani rahmetli Oğuz’un eşinin de avukatı olarak Özer Bey’in eşinin ve kızının avukatı olarak davaya başladık. Süreç içerisinde Şükriye Hanım’ın hep bize serzenişleri oldu. Biz kendisine her zaman gerekli bilgileri verdik. Ne yazık ki bugün öğrendiğimiz dosyaya baktığımızda kendisinin aileden, şikayetçi olan diğer kişilerden habersiz olarak kayınvalidesinden, kayınbabasından ve diğer şikayetçi kişiden habersiz bir şekilde davadan feragat ettiğini gördük. Bu olay aileyi derinden yaraladı. Aslında Oğuz’un kemikleri bugün sızlamıştır" dedi. Ailenin parayla ilgili bir taleplerinin olmadığını söyleyen Orhan, "Bu olaydan niçin feragat ettiklerini az çok kendileri de ifade ettiler. Maddi zararlarını kendileri karşılayarak, bugün bir feragat gerçekleştirdiler. Evet bu olayın en acı tarafıdır. Şükriye Hanım, genç yaşta kaybettiği eşinin kan parasına tenezzül etmiştir, ne yazık ki. Bu aşamadan sonra artık Şükriye Aci olarak anılmasını kamuoyunun vicdanına bırakıyoruz. Bu aşamadan sonra Şükriye Aslan’dır. Bu saatten sonra ‘Aci’ soyadını kullanmaması gerekir. Burada Şükriye Hanım’ın avukatı bir açıklamada bulundu. Kendisinin zor durumdu olduğunu söyledi. İlk günden beri müvekkilimiz Özer Aci, şunu söylüyor, ‘Benim parayla işim yok’ diyor. Para konusunda bir talebin olmadığını söylediler. Şimdi Şükriye Hanım, bir villada oturuyor. Bir villa kendisine tahsis edilmişti, rahmetli Oğuz ile beraber orada oturuyorlardı. Oğuz’un ölümünden beri kendisi orada oturuyordu. Ama ne ilginçtir ki, kendisi son aylarda aileyle görüşmemeye başladı ve eve gelmemeye başladı. Annesine, kayınpederinden habersiz bir şekilde yerleşti. Rahmet Oğuz, ölmeden bir hayat sigortası yaptırmıştı. Bu hayat sigortasında yaklaşık 6 milyon tazminat geldi. Bu 6 milyonun tamamı diğer aile fertleri bir şey almadan, kendisine takdim ettiler ve kendi kira gelirleri var, kendi taksi plakası var. Bunların hepsi, kendi açıklamalarına göre, kendi ihtiyacını karşılayamadı. Ailenin desteği vardı, bunların hepsini tepti, ailenin kendisine sahip çıkmasını istemedi. Onlardan ayrı bir yola girerek, sırtını dönerek bu yola girdi. Ne yazık ki, kendi tabirleriyle, ‘para karşılığında’ bu şikayetten vazgeçtiler" diye konuştu.