SAĞLIK - 23 Ağustos 2019 Cuma 11:09

Kızını lösemiden kaybeden baba, kök hücre bağışıyla hayat kurtardı

A
A
A
Kızını lösemiden kaybeden baba, kök hücre bağışıyla hayat kurtardı

Lösemi rahatsızlığı nedeniyle 2016 yılında 14 yaşındaki kızı Münevver Uygun’u kaybeden Hakkı Uygun, aynı hastalık nedeniyle kök hücre bağışı bekleyen 18 yaşındaki başka bir hastaya umut oldu. Sabahın erken saatlerinde tedavinin yürütüldüğü hastaneye giderek kök hücre nakline başlayan Hakkı Uygun, “Cana can vermek muhteşem. Lütfen herkes kök hücre bağışında bulunsun” dedi.

14 yaşındaki kızı Münevver Uygun’u 2016 yılında lösemi hastalığı nedeniyle kaybeden Hakkı Uygun, yaşadığı sürecin ardından harekete geçerek sosyal medyada ‘Minik Yüreklere Sessiz Kalmayalım’ adlı sayfasında vatandaşları kök hücre bağışında bulunmaya çağırıyor. 1 yıl önce kök hücre bağışında bulunan Uygun, 3 ay önce kendi kök hücresine yüzde 90 uyumlu 18 yaşındaki bir lösemi hastasının bulunması nedeniyle büyük sevinç yaşadı. “Cana can vermek muhteşem” diyen Hakkı Uygun, bugün sabah saatlerinde özel bir hastaneye gelerek kök hücrenin alınması için işlemlere başladı.

Kök hücre nakil işlemlerinin başlamasından hemen önce İHA’ya konuşan Hakkı Uygun, “3 yıl önce lösemi hastası kızımı kaybettim. 3 yıl tedavi gördü. 1 yıl önce sosyal medyada, ‘Minik Yüreklere Sessiz Kalmayın’ diye bir onkoloji sayfası kurdum. Ondan sonra bu yola kendimi verdim sosyal projem olarak. 1 yıl önce kök hücre bağışında bulundum, 3 ay önce bana haber geldi. Dediler ki, ‘Bir kız çocuğuna yüzde 90 uyum sağlamış. Ne dersiniz?’ Ben de, ‘Ben bu yola gönlümü verdim. Hemen, ne zaman isterseniz alabilirsiniz’ dedim. Bugün de o gün geldi. Muhteşem bir gün. Cana can vermek muhteşem. Herkesin de bu güzelliğe ortak olmasını istiyorum. Binlerce çocuğumuzu kök hücre verilmediğinden dolayı maalesef kaybediyoruz.

Ülkemizde bir sürü lösemi hastası çocuklar var, ben takip ediyorum mümkün olduğu kadar. Lütfen herkes kök hücre bağışında bulunsun. Tabi süreç hem zevkli, hem heyecanlı. Ben bunu yaşadım 3 aydan beri. Askerlikte şafak sayar gibi şu kadar kaldı, bu kadar kaldı derken bu güne geldik çok şükür. İnşallah yarım saat kadar sonra kök hücre alınacak. Yaklaşık 5 saat sürüyor, önemli değil. Önemli olan bir cana can vermek” dedi.
Kök hücre toplama işleminin başladığı sırada konuşan Uygun, “Hayırlısıyla başladık işleme. Yaklaşık 4 saat kadar sürecek. Ama hiçbir sıkıntı yok. Herkesin buna katılmasını rica ediyorum. Millet organ bağışı olarak anlıyor ama sadece damar yolundan alınan bir kök hücre. Herkesin duyarlı olmasını rica ediyorum. Bakın, bu kadar basit” diye konuştu.

Çocuk Hematoloji Onkoloji Uzmanı Dr. Çetin Timur ise kök hücre bağışının hiçbir şekilde sağlığa olumsuz bir etkisinin olmadığını belirterek vatandaşların kolaylıkla kök hücre bağışında bulunabileceklerini söyledi. Dr. Çetin Timur, “Kök hücre nakli çoğu ölümcül hastalıklarda, tedavisi mümkün olmayan yani kemoterapiyle tedavi edemediğimiz hastalarda başvurduğumuz bir yöntem. Kemik iliğindeki kök hücrelerin kendini yenileme ve çoğalma özelliği var. Hasta kişide bunlarda bir sorun varsa ya da herhangi bir hastalık nedeniyle tedavisi mümkün olmuyorsa kök hücre nakli yapılarak hastalığı tedavi etme şansımız çok yüksek. Bunun için de tabi kök hücre nakli vericilere ihtiyacımız var. Vericilerin herhangi bir sağlık problemleri olmuyor. Kök hücrelerin eksilmesi gibi bir şey söz konusu değil. Rahatlıkla verebilir. Çok kısa sürede kendini yenileyebiliyor. Defalarca verici de olabilir ve sağlık sorunu yaşamaz. Ama bir kişinin hayatını kurtarmış olur büyük bir oranda. Verici olanda kalıcı bir hastalık oluşmamaktadır” dedi.

Kök hücre alma işlemi hakkında da bilgi veren Dr. Çetin Timur, “Kemik iliğini genellikle iki türlü topluyoruz. Bir, özel bir ilaç vererek koldan normal bir iğneyle cihaza bağlayarak orada oluşan kök hücreleri topluyoruz. Bu 1 saatlik bir işlem. Hiçbir acı, ağrı ve riski yok. Diğer bir işlem, anesteziyle yaklaşık 45 dakikalık bir sürede ameliyathanede kemik iliğini topluyoruz. Bunda da hasta bir sorun yaşamıyor. İşlemden birkaç saat sonra normal yaşantısına dönebiliyor. Bu şekilde topladığımız kök hücrelerle ihtiyacı olan, tedavisi olmayan veya ölümcül bir seyri olan hastalıkları tedavi etme şansımız oluyor. Gönüllü verici sayısı arttıkça bu hastalıktan etkilenmiş olanları tedavi etme şansımız da çok artıyor.

Şu anda Türkiye’de 'Türk Kök Bankası' var kemik iliği toplayıp hastalara ulaştıran. Hasatlar önce sadece basit bir kan tahliliyle doku grupları belirleniyor. Bunlar bilgisayara kaydediliyor ve ihtiyaç olduğunda size ‘Verici olmak ister misiniz?’ diye bilgi veriliyor. Sonrasında kök hücre toplama işlemine geçiliyor. Hayat kurtarıcı bir tedavidir. Kök hücre vericisi olmak, organ nakli gibi değildir. Kök hücre ve kemik iliği aynı şeydir. Hayati bir riski yoktur. Defalarca da verici olabilir bir kişi, kendisi için bir problem oluşturmaz” diye konuştu.  

Caner Evyapan - Metin Başar

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Malatya Malatya tarımının sorunları konuşuldu Malatya Tarım Platformu üyelerinin katılımı ile gerçekleşen istişare toplantısında kentin tarım sektöründeki sorun ve sıkıntıları konuşuldu. Malatya Damızlık Koyun Keçi Yetiştiricileri Birliğinde gerçekleşen toplantıya Tarım Platformu üyeleri olan birlik başkanları, dernek başkanları, kooperatif başkanları, kadın girişimcileri, örnek yetiştiriciler ve teknik personeller katıldı. Programda bir konuşma yapan Tarım Platformu ve Birlik Başkanı İhsan Akın, "Burada bulunmamızın asıl amacı sorunlarımızı konuşmak, istişare etmek ve çözüm önerileri sunmak. Proje, hibe ve destekler ile ilgili görüşerek üreten ve üretime katkıda bulunan herkesin yanında olmak istiyoruz. Bundan sonraki süreçlerde de her platformda üreticilerimizin yanında olarak onlara destek olmaya devam edeceğiz" dedi. Gıda ve su olmadan hiçbir canlının yaşayamayacağını ifade eden Akın, "İsraf eden iflas eder, üreten hükmeder anlayışıyla üretmemiz ve üretene her alanda ve her anlamda destek olmamız gerekmektedir. Burada bizler bazı zamanlarda olduğu gibi yerel yöneticilerimizden de büyük destekler bekliyoruz. İlgili kurum ve kuruluşlarında elini değil bedenini taşın altına koyması gerekmektedir. Üretime ve üretmeyen insanlarımızı daha çok yönlendirmemiz için her koşulda hangi şartta olursa olsun destek verip yardımcı olmamız gerekmektedir" diye konuştu. Açılış konuşmasının ardından söz alan katılımcılar da yaşadıkları sorun, sıkıntı ve eksiklikleri dile getirdiler. Üreticilere verilmesi gereken desteklerden bahseden katılımcılar, proje ve yapılması gerekenlerle ilgili kurum ve kuruluşların kendilerine destek olmalarını istediler. Başkan İhsan Akın ise gerekli yerlere sorunları ve sıkıntıları ileteceklerini belirterek bu tür konuların yakın takipçisi olacaklarını söyledi.
Malatya Geçit: “Çağdaş yaşam koşullarına sahip bir Yeşilyurt inşa edeceğiz” ‘Başkanım Yanımda’ projesi kapsamında Kaynarca Mahallesi’nde düzenlenen istişare toplantısında mahalle sakinleriyle bir araya gelip, talepleri yerinde dinleyen Yeşilyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. İlhan Geçit, ilçenin 81 mahallesinin gelişmişlik seviyesini aynı düzeye çekip, tüm vatandaşların yaşam kalitesini artıracaklarını söyledi. Yeşilyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. İlhan Geçit’in ev sahipliğinde Sabri Akdağ Kültür ve Sanat Merkezinin ön kısmında düzenlenen istişare ve değerlendirme toplantısına AK Parti Yeşilyurt İlçe Başkanı Ramazan Yaylacı, Yeşilyurt Belediyesi Meclis Üyeleri ve Yeşilyurt Belediyesi Başkan Yardımcıları, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü, AFAD, MASKİ, AKSA Doğalgaz ve TEDAŞ Yetkilileri, Kaynarca Mahalle Muhtarı Mehmet Güner ile çok sayıda vatandaş katıldı. Toplantının oldukça verimli geçtiğini söyleyen Kaynarca Mahalle Muhtarı Mehmet Güner, “Vatandaşlarla bire bir irtibata geçerek sorunları yerinde dinleyen ve çözüm üretmeye gayret eden Belediye Başkanımıza tüm mahalle sakinleri adına teşekkürlerimi sunuyorum. Mahallemiz İlhan Başkanı seviyor ve kendisine umut bağlamıştır. İnşallah güzel işler yapılacak, bizler buna inanıyoruz” dedi. AK Parti Yeşilyurt İlçe Başkanı Ramazan Yaylacı ise, "İlçemizin her noktasının gelişimi bizim için önemlidir. Çevre yolunun alt tarafı diye tabir edilen tüm yaşam alanlarının hak ettiği değere kavuşması içinde ne gerekiyorsa yapıyoruz” ifadelerini kullandı. Yeşilyurt’ta deprem yaralarını sarmak adına başlattıkları planlı, sistemli ve koordineli çalışmalara vatandaşların taleplerine göre şekil verdiklerini ifade eden Yeşilyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. İlhan Geçit ise en büyük hedeflerinin daha güzel ve daha çağdaş yaşam koşullarına sahip bir Yeşilyurt inşa etmek olduğunu söyledi. Yeşilyurt’un her noktasına kaliteli ve kalıcı hizmetler götürmek için özveriyle çalıştıklarını ifade eden Başkan Geçit, ortak amaçlarının 81 mahallenin tamamının yaşam kalitesini aynı düzeye getirmek olduğunu söyledi. “Ayırmadan, ayrıştırmadan, var gücümüzle Yeşilyurt için çalışıyoruz” sözleriyle konuşmasını devam ettiren Başkan Geçit, Yeşilyurt’u yeniden inşa ederken her türlü yenilikçi fikre açık olduklarını hatırlatarak, “İlçemizin 81 mahallesi bizim için ayrı bir değer ve kıymet taşımaktadır. Bizim öncelikli hedefimiz ilçemizin tüm yaşam alanlarının gelişmişlik düzeyini aynı seviyeye getirmektir. 81 mahallemizin aynı kalitede hizmetlere kavuşmasıyla birlikte bütün hemşerilerimizin güzel, modern ve yaşanabilir alanlarda güvenli bir hayat sürmesidir. Belediyedeki ekiplerimizle, il ve ilçe teşkilatlarımızla ve kurum temsilcilerimizle hemşerilerimizin her daim emrindeyiz. Geçtiğimiz yıl yaşadığımız büyük depremler yüreğimizi dağladı, büyük acılar yaşadık ancak bize radikal dönüşüm fırsatı da getirdi. Deprem bölgelerini önceleyen ve çok büyük yatırımların bu bölgeye gelmesini sağlayan merkezi hükümetimizin de destekleri neticesinde ilçemizin dört bir tarafındaki deprem yaralarını el birliğiyle sararak, gelecek nesillere daha müreffeh, daha yaşanabilir bir ilçe emanet etmek için çalışıyoruz" şeklinde konuştu. Başkan Geçit, hep birlikte hareket ederek güzel işlerin altına imza atacaklarını da ifade ederek, “Kaynarca ile bu bölgemizin sorunlarını ve çözüm yollarını hep birlikte ele aldık, iletilen sorunların çözümü için hemen harekete geçeceğiz. Bu birliktelik ve ortak gayretle Kaynarca Mahallemizi ileriye taşıyarak, daha iyi bir yaşam alanı haline getirmek için kararlıyız. Vatandaşımızın memnuniyeti için ne kadar çalışsak azdır, bize duyulan güveni boşa çıkarmamak için gece gündüz demeden çalışıyoruz. ‘Başkanım Yanımda’ projemiz ile de vatandaşlarımızın ayağına kadar giderek, sorunları bire bir dinliyoruz, hep birlikte çözüm yollarını ele alıyoruz, çok verimli görüşmeler yapıyoruz. ‘Hemşerilerimizle Birlikteyiz’ demek, sadece yan yana olmak değil, birbirimize değer katmayı, zor zamanlarda birlikte mücadele etmeyi ve mutlu anları paylaşmayı içermektedir. Bu birlik, bugün ve gelecekte güç ve kararlılıkla yol almamızı sağlayacaktır, buna eminiz. Çünkü biz bu yola çıkarken Yeşilyurt’u iki yıl içerisinde yeniden ayağa kaldıracağız diye sözler verdik, bu sözü yerine getirmek içinde ne gerekiyorsa yapıyoruz, durmak asla yok haftanın yedi günü 24 saat Yeşilyurt için çaba sarf ediyoruz” diye konuştu. Kaynarca mahalle sakinlerinin taleplerini paylaştıkları ‘Başkanım Yanımda’ projesi çerçevesinde gerek Yeşilyurt genelinde gerekse de Kaynarca bölgesinde yapılacak yeni düzenlemeler, imar plan uygulamaları ve rezerv alanlarla ilgili karşılıklı fikir alış verişin de bulunuldu. Mahalle sakinlerinin tek tek söz alarak talep ve isteklerini paylaştıkları toplantıda Yeşilyurt ilçesindeki rezerv alanları, afet konutları, alt yapı çalışmaları ve imar planlamalarına ilişkin olarak mahalle sakinlerinin taleplerine detaylı yanıtlar verildi.
Bolu Yangından geriye sadece 120 lirası ve 7 köpeği kaldı Bolu’nun Göynük ilçesinde iki katlı ahşap evde çıkan yangında ev ve eşyalar kullanılamaz hale gelirken, kumbara olarak kullanılan pet şişedeki 120 TL zarar görmedi. Maddi kayıp yaşayan ev sahibinin tek tesellisi ise, "Onlar benim dünyam" dediği 7 köpeğin yangından etkilenmemesi oldu. Sünnet köyü Yapraklı Mahallesi’nde ikamet eden Mehmet Alataş’a ait iki katlı ahşap evde gece saatlerinde yangı çıktı. Dumanları fark eden Alataş yangına kendi imkanlarıyla müdahale etti, vatandaşlar ise 112 Acil Çağrı Merkezine ihbarda bulundu. Adrese gelen itfaiye ekipleri, evde soğutma çalışması yaptı. Ev ve eşyalar kullanılamaz hale gelirken, Alataş’ın kumbara olarak kullandığı ve bir miktar para biriktirdiği pet şişe zarar görmedi. Şişenin içerisinde toplamda 120 TL olduğu öğrenildi. Tüm evi ve eşyaları küle dönen Alataş’ın tek tesellisi ise beslediği 7 köpeğin yangın sebebiyle zarar görmemesi oldu. Gece saatlerinde uyuduğu sırada koku duyduğunu söyleyen Mehmet Alataş, "Dışarıya çıktım. Dışarıda bir şey olmadığını görünce yeniden içeri girdim ve tavanda hafif bir duman fark ettim. Ateşi gördüm. Kesim motoru ile çatıdaki ahşap parçasını kestim. Yangın söndürme tüpleri de vardı. İkisi de doluydu. Yangını söndürmemde tüpler çok etkili oldu" dedi. Yangında eşyalarının kullanılamaz hale geldiğini ancak kumbara olarak kullandığı pet şişesinin yanmadığını ifade eden Alataş, "Mutfak dolabının altında duruyordu. Herhalde mutfak dolabı yanmasını engellemiş. Elime geçen bozuk paraları biriktiriyordum. Paralarım yandı, hiç param kalmamıştı" diye konuştu. "Onlar benim dünyam" Mehmet Alataş bahçesinde 7 köpek beslediğini de belirterek, "Köpeklerin her gün yemeklerini, sularını veririm. Bu memlekette herkes bilir. Bunlar benim çocuklarımdır. Çok şükür köpeklere bir şey olmadı. O zaman çok üzülürdüm. Onlar benim dünyam, her şeyim" ifadelerini kullandı.