DÜNYA - 19 Nisan 2015 Pazar 23:03

KKTC'de cumhurbaşkanlığı seçimleri ikinci tura kaldı

A
A
A
KKTC'de cumhurbaşkanlığı seçimleri ikinci tura kaldı

Bugün KKTC'de yapılan cumhurbaşkanlığı seçimlerinde hiçbir aday yüzde 50 barajını aşamadı ve Anayasa gereği seçimler ikinci tura kaldı.

KKTC halkı 26 Nisan'da tekrar sandık başına gidecek ve ilk turu önde bitiren iki aday olan Derviş Eroğlu ve Mustafa Akıncı arasında bir tercih yapacak. Bu seçimde en fazla oyu alan KKTC'nin 7. cumhurbaşkanı olacak. Açılan 693 sandığa göre bağımsız aday Derviş Eroğlu yüzde 28,18, bağımsız aday Mustafa Akıncı yüzde 26,92, Cumhuriyetçi Türk Partisi -Birleşik Güçler Partisi adayı Sibel Siber yüzde 22,54 ve diğer bağımsız aday Kudret Özersay yüzde 22,23 oranında oy alırken, diğer üç aday ise sıfırın altında oy oranında kaldılar.
İktidarın büyük ortağı Cumhuriyetçi Türk Partisi'nin adayı ve iddialı isimlerden Meclis Başkanı Sibel Siber, "İki adayı kutluyorum" açıklaması yaptı. Cumhuriyetçi Türk Partisi-Birleşik Güçler Genel Başkanı ve Başbakan Özkan Yorgancıoğlu yarın parti meclisinin toplanacağını, hem sonuçları hem de ikinci turu değerlendireceklerini söyledi.

EN DÜŞÜK KATILIM BUGÜNKÜ SEÇİMDE OLDU, KATILIM YÜZDE 62.34’TE KALDI
KKTC Cumhurbaşkanlığı seçimi tarihinde en düşük katılım, bugünkü seçimde görüldü. YSK’nın internet sitesinden derlenen bilgiye göre kayıtlı 176 bin 916 seçmenin bulunduğu bugünkü seçime 110 bin 298 seçmen katıldı ve katılım oranı yüzde 62.34 oldu. Kıbrıs Türk Federe Devleti (KTFD) döneminde 2 kez devlet başkanı, bugünküyle birlikte KKTC tarihinde de 7. kez cumhurbaşkanlığı için sandığa giden Kıbrıs Türk halkının bugünkü seçime katılımı düşük kaldı. 1976’da yüzde 88.6 olan katılım oranı, 1981’de yüzde 74.8’e düştü. KKTC’nin ilanından sonraki ilk Cumhurbaşkanlığı seçiminin yapıldığı 1985’te katılım yüzde 85.7 oldu. En yüksek katılım 1990’da yüzde 93.48’le görüldü. 1995’teki seçimin ilk turunda yüzde 85.13, ikinci turunda yüzde 80.12 olarak kayıtlara geçti.

2000 yılında seçime katılım oranı yüzde 81.02, 2005’te yüzde 69.58, 2010’da ise yüzde 76.3 olarak gerçekleşti. 

KKTC Cumhurbaşkanı ve Bağımsız Cumhurbaşkanı adayı Derviş Eroğlu, seçimi kaybetmemenin bir başarı olduğunu belirterek, "Birinci turun galibi olduğum için mutluyum" dedi. İkinci turda çok iyi çalışıldığı takdirde, birinci turun açığının kapatılabileceğini belirten Eroğlu, ikinci turda halkın iradesinin sandığa yansıyabilmesi için tüm vatandaşları oy vermeye çağırdı. Eroğlu, “Bu seçimin 3. turu yok. Bu sebeple herkesi 2. tura katılmaya çağırıyoruz” dedi.
KKTC'de Cumhurbaşkanlığı seçim sonuçlarının açıklanmasının ardından Cumhurbaşkanı ve Bağımsız Cumhurbaşkanı adayı Derviş Eroğlu ile DP-UG Genel Başkanı Serdar Denktaş, Derviş Eroğlu’nun Ledra Palas’taki seçim ofisine geldi. Seçim ofisine 20.40 sıralarında gelen Serdar Denktaş partililere seslendi. Derviş Eroğlu ve eşi Meral Eroğlu da saat 21.00 sıralarında seçim ofisine gelişlerinde, taraftarlarının alkışlarıyla karşılandı. Eroğlu basına açıklamalarda bulunarak, gazetecilerin sorularını yanıtladı. Eroğlu’nun açıklamalarını birçok yabancı gazeteci de takip etti. Eroğlu’nun basın açıklaması sırasında UBP Genel Başkanı Hüseyin Özgürgün, bazı DP-UG’li bakanlar, DP-UG ve UBP’den bazı milletvekilleri de hazır bulundu.

EROĞLU: “ÇOK DEMOKRATİK BİR SÜREÇ YAŞADIK”
Derviş Eroğlu burada yaptığı açıklamada, çok adaylı bir seçim geçirdiklerini ifade ederek, seçimin ikinci tura kaldığını hatırlattı. İkinci tur için adayların belirlendiğine işaret eden Eroğlu, ikinci turda rakibi olarak sandıktan çıkan Mustafa Akıncı’yı ve diğer bütün adayları kutladı. Çok demokratik bir seçim süreci yaşandığını belirten Derviş Eroğlu, çok seviyeli bir kampanya yürütüldüğüne dikkat çekti. Derviş Eroğlu, seçimde ikinci tur ihtimalinin her zaman söz konusu olduğunu kaydederek sandığa giden gitmeyen herkese teşekkür etti. Sandıklara katılımın, halk iradesinin sandığa yansıması bakımından önemli olduğunu vurgulayan Derviş Eroğlu, ancak vatandaşın sandığa katılıp katılmaması ve ikini tur beklentisi içerisinde olmasının özgür iradesi sonucu olduğunu kaydetti.

“SEÇİMİN 3. TURU YOK”
Eroğlu, “Önümüzdeki hafta yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçiminin 3. turu yoktur. Dolayısıyla ben bütün vatandaşlarımızın politikalarımızı izleyen, destek veren, gerek iki partinin üyelerine destekçilerine, gerekse düşüncelerimi paylaşıp herhangi bir partiyle alakası olmayan bütün vatandaşlarımızın bu seçime katılmasını diliyorum” dedi.

“İNANIYORUM Kİ ÖNÜMÜZDEKİ HAFTA KATILIM DAHA FAZLA OLACAK”
Önlerinde kritik günler olduğunu belirten Derviş Eroğlu, “Tecrübesiyle, Kıbrıs sorununa vakıf oluşuyla, ortaya koyduğu politikalarla, müzakere masasında KKTC ve KKTC halkını devletini temsil edecek bir adayın sandıktan çıkması temennisinde bulunmuştuk. Halkımız bu teveccühü gösterdi. İnanıyorum ki önümüzdeki hafta yapılacak seçimde, katılım daha fazla olacaktır” dedi.
“Bu işin şakası kalmamıştır” diyen Derviş Eroğlu sözlerini şöyle sürdürdü: “Özellikle mayıs ayının ilk yarısında başlayacağı söylenen müzakerelerde bu kritik dönemi geçirecek inanç ve tecrübeye sahibim. Bana destek veren siyasi partilerin de görüşleri ortadadır. Bu görüşlerle birlikte elbette müzakere masasında halkın haklarını koruma kararlılığımız devam ediyor. Kıbrıs Türk halkının menfaatlerini bilerek politika yaptık. Bundan sonra da bunu devam ettireceğim.”
Bu seçimde çok değişik şeylerin yaşandığını, ancak 2. turda tamamen KKTC halkının iradesinin sandığa yansıyacağını belirten Derviş Eroğlu, “İnşallah KKTC’nin sesi olacak irade ortaya çıkacaktır” dedi.

“STRATEJİYİ GÖRÜŞÜP BELİRLEYECEĞİZ”
Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Derviş Eroğlu, 2. tura girerken uygulayacakları stratejiyi, kendisine destek veren partilerle görüşüp belirleyeceklerini söyledi. Cumhuriyetçi Türk Partisi-Birleşik Güçler’in aldığı sonuç hakkındaki bir soruyu da yanıtlayan Derviş Eroğlu, beklentinin CTP-BG adayının ikinci tura kalması olduğunu, ancak Mustafa Akıncı’nın çok iddialı olduğunu ve iddialarında da haklılığının ortaya çıktığını kaydetti.
Seçim sonuçlarının hükümete güvensizlik anlamına gelip, gelmediğinin sorulması üzerine ise Eroğlu, her ihtimalin olabileceğini, vatandaşın aklından geçenin tercümanı olmanın mümkün olmadığını kaydetti. Derviş Eroğlu, her sandığa gitmeyen vatandaşın kendine göre bir gerekçesi olduğunu, bu gerekçelerin değerlendirilerek, ikinci turun çok iyi şekilde değerlendirilmesi gerektiğini vurguladı.

DENKTAŞ: "DAHA FAZLA ÇALIŞACAĞIZ"
Cumhurbaşkanı ve bağımsız Cumhurbaşkanı adayı Derviş Eroğlu’nun seçim ofisine gelişi öncesinde sempatizanlara seslenen DP-UG Genel Başkanı Serdar Denktaş, kimsenin üzülüp moralini bozmaması gerektiğini belirterek, ikinci tur için bir hafta boyunca çok daha fazla çalışılacağını vurguladı. Egemenliğin, eşitliğin simgesi Derviş Eroğlu’nun sandıktan çıkabilmesi için ellerinden geleni yapacaklarını belirten Denktaş, “Unutmayın örgütlü güç, örgütlü parti UBP ve DP’dir” dedi. Tüm adayları kutlayan Denktaş, Mustafa Akıncı’nın gerçekten güzel bir sonuç çıkardığını, Akıncı’nın düşmanları olmadığını, ancak iki farklı görüşü savunduklarını kaydetti.

“ONLARI DA ALKIŞLAYALIM”
“Bizim görüşümüz egemenliktir, eşitliktir, devlettir. Oradaki kardeşlerimiz de düşman değildir, bizim vatandaşlarımız, bizim dostlarımızdır. Onları da alkışlayalım” diyen Serdar Denktaş, ama en büyük alkışı seçimi birinci göğüslemeyi başaran Derviş Eroğlu’nun hak ettiğini söyledi. Serdar Denktaş, bu hafta hiç çalışmadıkları, hiç inanamadıkları kadar çok çalışıp, inanarak Derviş Eroğlu’nu sandıktan birinci çıkarmak için uğraşacaklarını sözlerine ekledi. 

EMİR ABDURRAHMAN BULUT

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul İTO Başkanı Avdagiç’ten ‘enflasyon’ değerlendirmesi İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, “İstanbul iş dünyası olarak enflasyonda biz bu seneyi yüzde 43-44 bandında tamamlayacağımızı öngörüyoruz” dedi. Avdagiç, yaptığı açıklamada, iş dünyasının enflasyon ve döviz kuru beklentilerini değerlendirdi. Avdagiç, Merkez Bankası’nın yılsonu enflasyon beklentisini yüzde 36 olarak açıkladığını, tahmin aralıklarında bunun yüzde 40-42’lere çıkabileceğini ifade ettiğini hatırlatarak, “İstanbul iş dünyası olarak enflasyonda biz bu seneyi yüzde 43-44 bandında tamamlayacağımızı öngörüyoruz. Bununla birlikte ihracatın sıkıntıya girmemesi ve ithalatın cazip hale gelmemesi için kur ile enflasyon arasındaki korelasyonun kopmaması lazım. Kuru baskılayarak enflasyonu tutmanın kısa vadeli birtakım faydaları olabilir ama bu ithalatı artıran, ihracatı baskılayan unsur olacaktır. Bu da hep üzerinde çalıştığımız dış ticaret açığımızı olumsuz etkileyecektir" değerlendirmesinde bulundu. Döviz kurunun, enflasyonla korelasyonunun kopmamasının önemli olduğunu belirten Avdagiç, “İlk çeyrekte dolar kuru yüzde 9, enflasyon yüzde 14,3’ün üzerinde arttı. İlk 3 ayda 5,3 puanlık bir fark var” ifadesini kullandı. “Hazine ve Maliye Bakanlığı yapılması gerekenleri titizlikle yapıyor” Avdagiç, Türkiye’nin FATF Gri Listesi’nden çıkacağını öngördüklerini, Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın hem ulusal hem de uluslararası anlamda yapılması gerekenleri titizlikle yaptığını ifade etti. Avdagiç, Türkiye’nin 5 yıllık kredi risk priminin (CDS) 300 puan seviyesine inmesinin ekonomi yönetiminin ve hükümetin çabalarının önemli bir sonucu olduğunu söyledi. Şekib Avdagiç, şöyle devam etti: “Ekonomi yönetiminin adımları pozitif sonuçlarını vermeye başladı. Bu memnuniyet verici. İş dünyası açısından CDS kadar daha önemli bir unsur da bankaların sendikasyon kredileri. İkisi arasında bir korelasyon var. En son bankaların sendikasyonlarına baktığımız zaman Euribor+yüzde 2,25 ile borçlandıklarını görüyoruz. Bankaların sendikasyon maliyetlerini takip etmek lazım.” Banka kredisi maliyetlerinin yüksek olduğunu belirten İTO Başkanı Avdagiç, sözlerini şöyle sürdürdü: "Enflasyonun bu kadar yüksek olduğu bir ortamda, kredi maliyetlerinin enflasyon üzerinde konumlanması piyasanın bir gerçeği. Ağırlıklı olarak günlük ticari faaliyetleri devam ettirmek için kredi kullanımı gündemde. Beklentimiz enflasyonun makul seviyeye inmesi, buna bağlı olarak da faizlerin ve kredi maliyetlerinin daha uygun bir noktaya gelmesidir. Kredi maliyetlerinin aşağıya çekilmesi, enflasyonun aşağıya çekilmesiyle uyumlu bir halde olacaktır."
İstanbul Üniversite ve lise öğrencileri sürdürülebilirlik öğrenci kongresinde buluşuyor Fenerbahçe Üniversitesi ve MBA Okulları tarafından düzenlenen I. Ulusal Sürdürülebilirlik Öğrenci Kongresi için geri sayım başladı. Medicana Eğitim Grubu iştiraki Fenerbahçe Üniversitesi ve MBA Okulları lise öğrencilerinin katılımıyla gerçekleşecek olan kongrede; Sağlık, Teknoloji, Çevre ve Eğitim başlıklarına yer verilecek. 10-11 Mayıs tarihlerinde Fenerbahçe Üniversitesinde düzenlenecek olan I. Ulusal Sürdürülebilirlik Kongresinde Medicana Grup üst düzey yöneticileri, Savunma Sanayi Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Hakan Karataş ve T3 Vakfı Mütevelli Heyeti Muhammet Saymaz üniversite ve lise öğrencileriyle bir araya gelerek daha iyi bir dünyaya değerli paylaşımlarıyla ilham olacak. Fenerbahçe Üniversitesi ve MBA Okulları lise hazırlık, 9, 10, 11, 12. sınıf öğrencileri gerçekleştirilecek kongrede sunum, poster sunumu ya da dinleyici olarak yer alarak bilgi paylaşımlarında bulunabilecek. I. Ulusal Sürdürülebilirlik Öğrenci Kongresi ile öğrenciler için hem bireysel hem de toplumsal düzeyde farkındalık oluşturacak olan Medicana Eğitim Grubu iştiraki Fenerbahçe Üniversitesi ve MBA Okulları, gençlerin geleceğin liderleri olarak sürdürülebilirlik alanında bilinçlenmesi, küresel sorunları anlamak ve sürdürülebilir çözümler üretmesi için yenilikçi bir öğrenme platformu oluşturmayı hedefliyor.
İstanbul “Yaza formda girmek için haftada 150 dakika yürüyün” Yaz mevsimine formda girmek adına şimdiden dengeli beslenmeye dikkat edilmesi gerektiğini belirten Diyetisyen Melike Aslıhan Kara, “Su içmeyi ihmal etmeyin, günde ortalama 2-2.5 litre su içme hedefinize mutlaka ulaşın. Hareketinizi artırın ve haftalık minimum 150 dakika egzersiz süresini hedefleyin. Bilimsel olmayan diyetlerden uzak durun. Tükettiğiniz meyvelerin porsiyon miktarına dikkat edin. Probiyotiklerin gücünden faydalanın” dedi. Yeterli ve dengeli beslenmenin sağlığın temeli olduğunu ancak bunun nasıl sağlandığı konusunda bilgi kirliliği olduğunu ifade eden VM Medical Park Pendik Hastanesi’nden Diyetisyen Melike Aslıhan Kara, “Beslenme açlık duygusunu bastırmak, karın doyurmak ya da canının çektiği şeyleri yemek içmek değildir. Besin öğeleri vücudun ihtiyaç duyduğu düzeyde alınamadığında yetersiz beslenme oluşur. Beslenme; sağlığı korumak, geliştirmek ve yaşam kalitesini yükseltmek için vücudun gereksinimi olan besin öğelerini yeterli miktarlarda ve uygun zamanlarda almak için bilinçli yapılması gereken bir davranıştır” şeklinde konuştu. “İnsan 50’ye yakın besin öğesine gereksinim duyar” İnsanın yaşamı için 50’ye yakın besin öğesine gereksinimi olduğunun altını çizen Diyetisyen Kara, “İnsanın sağlıklı büyüme ve gelişmesi, sağlıklı ve üretken olarak uzun süre yaşaması için bu öğelerin her birinden günlük ne kadar alınması gerektiği belirlenmiştir. Bu öğelerin herhangi biri alınmadığında ya da gereğinden az ya da çok alındığında, büyüme ve gelişme engellenir, sağlık bozulur. Gereğinden fazla besin tüketilirse, çok alınan bazı öğeler vücutta yağ olarak depolandığından sağlık için zararlı olur. Bu duruma dengesiz beslenme denir. Dengesiz beslenmenin önlenmesinde beslenme eğitimi ile sağlıklı beslenme bilincinin kazandırılması büyük bir önem taşır” ifadelerini kullandı. “Dengeli beslenen kişiler sık hastalanmaz” Yeterli ve dengeli beslenen kişilerin belli özellikleri olduğunu dile getiren Diyetisyen Kara, bunları şöyle sıraladı: “Dengeli beslenen kişi sağlam ve sağlıklı bir görünüştedir. Hareketli ve esnek bir bedene, muntazam bir cilde, canlı ve parlak saçlara ve gözlere, kuvvetli, gelişimi normal kaslara sahiptir. Ayrıca çalışmaya istekli kişiliğe, boy uzunluğuna uygun vücut ağırlığına, normal zihinsel gelişme, sık sık hasta olmayan bir yapıya da sahiptir.” “Sürekli baş ağrısı dengesiz beslenme işareti” Yetersiz ve dengesiz beslenenlerin hareketlerinin de ağır ve isteksiz olduğunu işaret eden Diyetisyen Kara, “Dengesiz beslenenler sağlıksız genel görünüşte (aşırı zayıf veya şişman), pürüzlü, kuru, sağlıksız cilt yapısına, şişman veya çok zayıf vücut yapısına, sık sık baş ağrısından şikâyet eden, iştahsız, yorgun, isteksiz bir yapıya sahiptir” dedi. “Yaza formda girmek için beslenme önerileri” Yaz mevsimine formda girmek adına beslenme önerilerinde bulunan Diyetisyen Kara, dikkat edilmesi gerekenleri şöyle anlattı: “Su içmeyi ihmal etmeyin ve günlük 2-2.5 litre su içme hedefinize mutlaka ulaşın. Her zaman hareketinizi artırın ve haftalık minimum 150 dakika egzersiz süresini hedefleyin. Mutlaka bir diyetisyen gözetiminde ideal kilonuza ulaşın. Medyatik ve bilimsel olmayan diyetlerden uzak durun. Yazın tüketilen meyvelerin porsiyon miktarına dikkat edin. Kronik hastalığınız yoksa taze meyve -sebze suları tüketin. Probiyotiklerin gücünden faydalanın. Kendinize mutlaka hobi ve aktivite edinin.” “Yeşil egzersiz kronik ağrıya, fiziksel ve mental sağlığa iyi gelir” Günümüzün dijitalleşen dünyasında günlük işlerimiz fiziksel olarak hareket etmeksizin kolay bir şekilde gerçekleştirilebilse de, fiziksel aktiviteden yoksun bir yaşam tarzının birçok hastalığı da beraberinde getirdiğini işaret eden Diyetisyen Kara, şu önerilerde bulundu: “Fiziksel aktivitenin vücudun bütün sistemleriyle ilişkili olduğu ve birçok hastalığın tedavisinde destekleyici rolü bilimsel olarak kanıtlanmıştır. Son zamanlarda ‘yeşil egzersiz’ olarak adlandırılan ve insan sağlığına daha çok olumlu katkıda bulunan, doğal ortamda gerçekleştirilen fiziksel aktivite yeşil egzersiz olarak adlandırılmaktadır. Yeşil egzersizin kronik ağrıya, fiziksel ve mental sağlığa olumlu etkileri vardır. Kolay erişilebilen, biyoçeşitliliği fazla olan doğal ve hoş ortamlarda vakit geçirmenin fizyolojik, psikolojik ve sosyal refahı sağladığı, yaşam kalitesinin artmasında etkili olduğu görülmektedir. Yeşil egzersiz ayrıca insanların çevreye karşı olumlu tutumlarının da gelişmesine katkı sağlamaktadır. Yapılan çalışmalarda yeşil egzersizin psikolojik, hormonal ve nöroimmünolojik çok boyutlu yararlar sağladığı, biyopsikososyal yaklaşımla uyumlu bir yöntem olduğu açıkça görülmektedir. Sonuç olarak, sürdürülebilir sağlığa ve çevreye katkısı olan bu egzersiz yaklaşımının yeşil egzersiz reçeteleri, doğal ortamların korunması, kanıta dayalı araştırmalar ve teşviklerle daha çok desteklenmesi gerektiği ortaya konmuştur.” “Bahar aylarında tüketilebilecek sebze ve meyve önerileri” Bahar aylarında tüketebileceğimiz sağlıklı sebze ve meyve önerilerinde bulunan Diyetisyen Kara, “Hücrelerin yenilenmesi, dokuların onarımı, hastalıklara karşı direnç sağlaması gibi sayısız faydası ile sebze ve meyveler her daim beslenmemizde öncelik kazanıyor. İlkbaharda tüketebileceğimiz bazı önemli sebze ve meyveler havuç, enginar, turp, bezelye, kuşkonmaz, maydanoz, marul, roka, taze yeşillikler, bakla, taze soğan, taze sarımsak, kiraz, çilek, erik, elma, yenidünya ve çağladır” dedi. Diyetisyen Kara, yaza formda girmek isteyenlerin tercih edebileceği metabolizma hızlandıran çay ve çorba tarifini ise şu şekilde paylaştı: “Zencefilli metabolizma çayı” “Malzemeler: 1 litre su, 1 nohut tanesi büyüklüğünde zencefil, 4-5 dilim elma, 1 top karabiber, 1 adet karanfil, limon dilimleri Hazırlanışı: Tüm malzemeleri doğrayıp suda 10 dakika dinlendirip, yemeklerden 20 dakika sonra gece ara öğününde tüketin.” “Metabolizma hızlandıran kabak çorbası” Malzemeler: 2 orta boy kabak, 1 adet soğan, 1 diş sarımsak, 1 orta boy domates, 1 yemek kaşığı zeytinyağı, tuz, karabiber. Hazırlanışı: Küçük doğranmış soğan, sarımsak, kabak 1 yemek kaşığı zeytinyağı ile pişirin. Malzemeler yumuşayınca üzerine rendelenmiş domates ekleyin. Domates pişince üzerine 5 bardak su koyun. Su kaynayınca en son üzerine küçük doğranmış dereotu ve maydanoz ilave edin. Sıcak servis yapıp tuz ve karabiber ekleyip afiyetle tüketebilirsiniz.”