MAGAZİN - 29 Mart 2017 Çarşamba 09:13

Konfeksiyon atölyesinden radyo şovmenliğine!

A
A
A
Konfeksiyon atölyesinden radyo şovmenliğine!

Radyoculuk çocukluk hayalimdi. Hayalimi gerçekleştirip radyocu olduğumda babam ‘yaptığın iş mi?, annem ‘çok gülene kız vermezler’ dedi ama hayalimden vazgeçmedim. Sürekli eleştirildim, eleştirildikçe de güçlendim. Çünkü inandım bu işe...

Hafta içi her sabah Alem FM’de yaptığı renkli programı ile ses getiren ünlü programcı Adem Metan’ın yeni kitabı "Damat" raflardaki yerini aldı. Kendisiyle yeni kitabı Damat’ın yanı sıra dünden bugüne yaşadıklarını ve hedeflerini konuştuk.

MUSTAFA ARIDORU

mustafa.aridoru@iha.com.tr

İşte sabahlarınıza neşe katan Adem Metan ile yaptığımız o samimi röportajımız…

Adem Metan kimdir? Sizi kısaca tanıya bilir miyiz?

1987 Ordu Korgan doğumluyum. İlköğretim eğitimimi Ordu’da tamamladım. Daha sonra ailemin isteği doğrultusunda iyi bir eğitim için İstanbul’a gönderildim. Ama İstanbul’da maddi imkansızlıklardan dolayı eğitime lise 1’den sonra ara vermek durumunda kaldım. 

Konfeksiyon atölyesinden radyo şovmenliğine!

Radyoculuğa nasıl ve nerde başladınız, çocukluk hayaliniz miydi? Örnek aldığınız bir radyocu var mıydı?

Eğitime ara verdikten sonra 4 yıl konfeksiyon, 2 yıl oto tamirhanesi olmak üzere toplam 6 yıl alt segment işlerde çalışıp akabinde de radyo sektörüne girdim.

Radyoculuk çocukluk hayalimdi evet. Çocukluk hayalimi gerçekleştirip radyocu olduğumda babam ‘yaptığın iş mi?’, annem ‘çok gülene kız vermezler’ dedi ama hayalimden vazgeçmedim.

Konfeksiyonda çalıştığım zamanlar Gezegen Mehmet’i, Afrikalı Ali’yi, Hop Dedik Ayhan’ı , Cem Arslan’ı dinlerdim. Çünkü konfeksiyonlar hep onların çalıştığı radyoları açardı. Tabi şimdi onlar arkadaşım. Hiçbir zaman onlar gibi olmayı hedeflemedim ama en az onlar kadar başarılı olmayı hedefledim. Benim hedefim daha üst segment. Umarım başarılı olabilirim.

Başarı merdivenlerini çıkarken en büyük destekçiniz kimdi? Aynı zamanda en çok eleştiren kim?

Benim hiç destekçim olmadı. Daha çok eleştiren kişiler oldu. Babam bana kızardı mesela. Boş işlerle uğraşıyorsun diye. Annem yat uyu derdi. 5 gün konfeksiyonda çalışıyordum, haftasonları ise radyoya gidiyordum ve babam bana kızıyordu. Neden yatmıyorsun, dinlenmiyorsun sonra iş yerinde uyuyorsun diye. Sürekli eleştirildim, eleştirildikçe de güçlendim. Çünkü inandım bu işe.

Genç bir radyocu olmana rağmen gerek konuk programların gerek Sihirli Mikrofon Radyo Ödülleri gibi büyük bir projeye imza attın. Bu başarının sırrı nedir?

Hayatımda başarısızlığa yer yok. Çünkü ben hep büyük imkansızlıklar içinde varolmaya çalıştım. Hep iyi niyetli ve helal yoldan gayret ederek ve tabiİ Allah’ın da nasip etmesiyle bu noktalara geldim. Hiçbir zaman umutlarımı kaybetmedim. Bir yerde olumsuzluk varsa onu hemen pozitife çevirmeye gayret ettim. Dolayısıyla Sihirli Mikrofon’da da öyle. Tabi şu an bunun ev sahipliğini Fatih Belediye’si yapıyor. Projeyi onlar üstlendi. Fatih Beledi Başkanı Mustafa Demir o işe çok iyi bir vizyon kattı. Sihirli Mikrofon benim ilk bebeğimdir.

Konfeksiyon atölyesinden radyo şovmenliğine!

Program sırasında yaşadığınız unutamadığınız bir an oldu mu?

Fatih Terim ile oldu. Fatih Hocayı konuk alacağım saate kadar kimse inanmıyordu bana. İlk Fatih Terim’e tweet attık ses çıkmayınca bu sefer kızı Buse Terim’e binlerce tweet attık. Sonra Buse Terim babası Fatih Hoca ile konuşup bize dönüş yaptı, gün verdi. Şu gün uygun mudur diye. Tabi biz çok şaşırdık, heycanlandık. Sonra yayına konuk alacağımızdan bir gün önce Fatih Hocanın yardımcısı aradı. Fatih Terim’in rahatsız olduğunu programa katılamayacağını söyledi. Ben de yardımcısına yarın yayına çıkmaması durumunda dinleyicilerime çok mahcup olacağımı söyledim. Ve Fatih Hoca yanlış hatırlamıyorsam yayına kolunda serum ile geldi. Benim hayatımda unutamayacağım bir yayındır. Fatih Terim çok vefalı bir insan. Benim gerçekten manevi babamdır. 

Radyocu olmak isteyen gençlere neler tavsiye edersin?

Şu zamanda radyocu olmak çok zor. Çünkü çok radyocu olmak isteyen çok insan var. Eski zamanlarda radyoculuk meslek mi deniliyordu? İnsanlar meslek olarak görmüyordu bile. Şu an baya meslek olmaya başladı. Talep oldukça fazla. Bir kere bu işi yapmayı düşünenlerin çok istemeleri lazım. Kendilerine inanmaları şart. Pes etmeyecekler. Ben bugün yayına girdim 5 bin lira alayım yok öyle bir şey. Dolayısıyla azim, azim, azim… Çalışmak ve azmetmek.

Kitap yazma fikri nereden ortaya çıktı? Damat’ın konusundan biraz bahseder misiniz bize?

Okumayı seven bir insanım. Aklına, fikrine, düşüncelerine çok önem verdiğim fikir büyüklerimin bana her zaman hayattaki nasihatları oku oldu. Bunlardan birtanesi de Abdullah Arıdoru’dur.
Damat benim 5. kitabım aynı zamanda. Trajikomik bir aşk macerası. Şıp sevdi ve saf Mülayim karakteriyle hepimizden birer parça sunuyor okurlara. Bizi önce alıp 90’lara, aşkların masumca yaşandığı yıllara taşıyor. Lise yıllarında; kâh sınıf arkadaşına, kâh öğretmenine âşık oluyor Mülayim. Henüz 15 yaşındayken hayatının aşkını bulmaya karar veriyor ve maceralar başlıyor. Ama ne macera... İnişleri çıkışlarıyla, zorlukları ve beklenmedik kolaylıklarıyla hayatının aşkını bulma yolunda tam 15 yıldırım aşkı, 15 güzel kız, 15 farklı deneyim ve bir mutlu son! Daha çok güldürmeyi ve düşündürmeyi hedefledik Damat ile…

Damat kitabındaki trajikomik hikayeyi anlatıyorsunuz… Kendi hayatınızda da var mı trajikomik anlar?

Aşk üzerine değil de canlı yayında yaşadığım trajikomik bir anım oldu. (Gülüyor)

Bir keresinde eski çalıştığım radyoda mikrofonu açık unutmuştum. Yayına yeni bir müzik direktörü atanmıştı. Onun hakkında konuşuyordum. İşten anlamıyor gibilerinden. Adamda patronla yayınları değerlendirirken aynı zamanda bizi dinliyorlarmış. Sonra bir telefon çaldı, o mikrofonu kapatın sizi duyuyoruz diye. Unutamadığım bir anıdır.

Damat film olur mu?

Damat güzel bir film olur. Yılmaz Erdoğan’a da yolladım kitabı. Üstadın dikkate almasını arzu ederim.
Gerçekten ben bu kitabı ne kadar satacağından ziyade çok fazla içime sindiği için kaleme aldım. Bir başucu olabilecek kitap. Damat; insanları okurken güldürecek, rahatlacak aynı zamanda da düşündürecek. Şu an talep anlamında da gayet iyi gidiyor. Teşekkür ediyorum…

Konfeksiyon atölyesinden radyo şovmenliğine!

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Malatya Malatya tarımının sorunları konuşuldu Malatya Tarım Platformu üyelerinin katılımı ile gerçekleşen istişare toplantısında kentin tarım sektöründeki sorun ve sıkıntıları konuşuldu. Malatya Damızlık Koyun Keçi Yetiştiricileri Birliğinde gerçekleşen toplantıya Tarım Platformu üyeleri olan birlik başkanları, dernek başkanları, kooperatif başkanları, kadın girişimcileri, örnek yetiştiriciler ve teknik personeller katıldı. Programda bir konuşma yapan Tarım Platformu ve Birlik Başkanı İhsan Akın, "Burada bulunmamızın asıl amacı sorunlarımızı konuşmak, istişare etmek ve çözüm önerileri sunmak. Proje, hibe ve destekler ile ilgili görüşerek üreten ve üretime katkıda bulunan herkesin yanında olmak istiyoruz. Bundan sonraki süreçlerde de her platformda üreticilerimizin yanında olarak onlara destek olmaya devam edeceğiz" dedi. Gıda ve su olmadan hiçbir canlının yaşayamayacağını ifade eden Akın, "İsraf eden iflas eder, üreten hükmeder anlayışıyla üretmemiz ve üretene her alanda ve her anlamda destek olmamız gerekmektedir. Burada bizler bazı zamanlarda olduğu gibi yerel yöneticilerimizden de büyük destekler bekliyoruz. İlgili kurum ve kuruluşlarında elini değil bedenini taşın altına koyması gerekmektedir. Üretime ve üretmeyen insanlarımızı daha çok yönlendirmemiz için her koşulda hangi şartta olursa olsun destek verip yardımcı olmamız gerekmektedir" diye konuştu. Açılış konuşmasının ardından söz alan katılımcılar da yaşadıkları sorun, sıkıntı ve eksiklikleri dile getirdiler. Üreticilere verilmesi gereken desteklerden bahseden katılımcılar, proje ve yapılması gerekenlerle ilgili kurum ve kuruluşların kendilerine destek olmalarını istediler. Başkan İhsan Akın ise gerekli yerlere sorunları ve sıkıntıları ileteceklerini belirterek bu tür konuların yakın takipçisi olacaklarını söyledi.
Malatya Geçit: “Çağdaş yaşam koşullarına sahip bir Yeşilyurt inşa edeceğiz” ‘Başkanım Yanımda’ projesi kapsamında Kaynarca Mahallesi’nde düzenlenen istişare toplantısında mahalle sakinleriyle bir araya gelip, talepleri yerinde dinleyen Yeşilyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. İlhan Geçit, ilçenin 81 mahallesinin gelişmişlik seviyesini aynı düzeye çekip, tüm vatandaşların yaşam kalitesini artıracaklarını söyledi. Yeşilyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. İlhan Geçit’in ev sahipliğinde Sabri Akdağ Kültür ve Sanat Merkezinin ön kısmında düzenlenen istişare ve değerlendirme toplantısına AK Parti Yeşilyurt İlçe Başkanı Ramazan Yaylacı, Yeşilyurt Belediyesi Meclis Üyeleri ve Yeşilyurt Belediyesi Başkan Yardımcıları, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü, AFAD, MASKİ, AKSA Doğalgaz ve TEDAŞ Yetkilileri, Kaynarca Mahalle Muhtarı Mehmet Güner ile çok sayıda vatandaş katıldı. Toplantının oldukça verimli geçtiğini söyleyen Kaynarca Mahalle Muhtarı Mehmet Güner, “Vatandaşlarla bire bir irtibata geçerek sorunları yerinde dinleyen ve çözüm üretmeye gayret eden Belediye Başkanımıza tüm mahalle sakinleri adına teşekkürlerimi sunuyorum. Mahallemiz İlhan Başkanı seviyor ve kendisine umut bağlamıştır. İnşallah güzel işler yapılacak, bizler buna inanıyoruz” dedi. AK Parti Yeşilyurt İlçe Başkanı Ramazan Yaylacı ise, "İlçemizin her noktasının gelişimi bizim için önemlidir. Çevre yolunun alt tarafı diye tabir edilen tüm yaşam alanlarının hak ettiği değere kavuşması içinde ne gerekiyorsa yapıyoruz” ifadelerini kullandı. Yeşilyurt’ta deprem yaralarını sarmak adına başlattıkları planlı, sistemli ve koordineli çalışmalara vatandaşların taleplerine göre şekil verdiklerini ifade eden Yeşilyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. İlhan Geçit ise en büyük hedeflerinin daha güzel ve daha çağdaş yaşam koşullarına sahip bir Yeşilyurt inşa etmek olduğunu söyledi. Yeşilyurt’un her noktasına kaliteli ve kalıcı hizmetler götürmek için özveriyle çalıştıklarını ifade eden Başkan Geçit, ortak amaçlarının 81 mahallenin tamamının yaşam kalitesini aynı düzeye getirmek olduğunu söyledi. “Ayırmadan, ayrıştırmadan, var gücümüzle Yeşilyurt için çalışıyoruz” sözleriyle konuşmasını devam ettiren Başkan Geçit, Yeşilyurt’u yeniden inşa ederken her türlü yenilikçi fikre açık olduklarını hatırlatarak, “İlçemizin 81 mahallesi bizim için ayrı bir değer ve kıymet taşımaktadır. Bizim öncelikli hedefimiz ilçemizin tüm yaşam alanlarının gelişmişlik düzeyini aynı seviyeye getirmektir. 81 mahallemizin aynı kalitede hizmetlere kavuşmasıyla birlikte bütün hemşerilerimizin güzel, modern ve yaşanabilir alanlarda güvenli bir hayat sürmesidir. Belediyedeki ekiplerimizle, il ve ilçe teşkilatlarımızla ve kurum temsilcilerimizle hemşerilerimizin her daim emrindeyiz. Geçtiğimiz yıl yaşadığımız büyük depremler yüreğimizi dağladı, büyük acılar yaşadık ancak bize radikal dönüşüm fırsatı da getirdi. Deprem bölgelerini önceleyen ve çok büyük yatırımların bu bölgeye gelmesini sağlayan merkezi hükümetimizin de destekleri neticesinde ilçemizin dört bir tarafındaki deprem yaralarını el birliğiyle sararak, gelecek nesillere daha müreffeh, daha yaşanabilir bir ilçe emanet etmek için çalışıyoruz" şeklinde konuştu. Başkan Geçit, hep birlikte hareket ederek güzel işlerin altına imza atacaklarını da ifade ederek, “Kaynarca ile bu bölgemizin sorunlarını ve çözüm yollarını hep birlikte ele aldık, iletilen sorunların çözümü için hemen harekete geçeceğiz. Bu birliktelik ve ortak gayretle Kaynarca Mahallemizi ileriye taşıyarak, daha iyi bir yaşam alanı haline getirmek için kararlıyız. Vatandaşımızın memnuniyeti için ne kadar çalışsak azdır, bize duyulan güveni boşa çıkarmamak için gece gündüz demeden çalışıyoruz. ‘Başkanım Yanımda’ projemiz ile de vatandaşlarımızın ayağına kadar giderek, sorunları bire bir dinliyoruz, hep birlikte çözüm yollarını ele alıyoruz, çok verimli görüşmeler yapıyoruz. ‘Hemşerilerimizle Birlikteyiz’ demek, sadece yan yana olmak değil, birbirimize değer katmayı, zor zamanlarda birlikte mücadele etmeyi ve mutlu anları paylaşmayı içermektedir. Bu birlik, bugün ve gelecekte güç ve kararlılıkla yol almamızı sağlayacaktır, buna eminiz. Çünkü biz bu yola çıkarken Yeşilyurt’u iki yıl içerisinde yeniden ayağa kaldıracağız diye sözler verdik, bu sözü yerine getirmek içinde ne gerekiyorsa yapıyoruz, durmak asla yok haftanın yedi günü 24 saat Yeşilyurt için çaba sarf ediyoruz” diye konuştu. Kaynarca mahalle sakinlerinin taleplerini paylaştıkları ‘Başkanım Yanımda’ projesi çerçevesinde gerek Yeşilyurt genelinde gerekse de Kaynarca bölgesinde yapılacak yeni düzenlemeler, imar plan uygulamaları ve rezerv alanlarla ilgili karşılıklı fikir alış verişin de bulunuldu. Mahalle sakinlerinin tek tek söz alarak talep ve isteklerini paylaştıkları toplantıda Yeşilyurt ilçesindeki rezerv alanları, afet konutları, alt yapı çalışmaları ve imar planlamalarına ilişkin olarak mahalle sakinlerinin taleplerine detaylı yanıtlar verildi.
Bolu Yangından geriye sadece 120 lirası ve 7 köpeği kaldı Bolu’nun Göynük ilçesinde iki katlı ahşap evde çıkan yangında ev ve eşyalar kullanılamaz hale gelirken, kumbara olarak kullanılan pet şişedeki 120 TL zarar görmedi. Maddi kayıp yaşayan ev sahibinin tek tesellisi ise, "Onlar benim dünyam" dediği 7 köpeğin yangından etkilenmemesi oldu. Sünnet köyü Yapraklı Mahallesi’nde ikamet eden Mehmet Alataş’a ait iki katlı ahşap evde gece saatlerinde yangı çıktı. Dumanları fark eden Alataş yangına kendi imkanlarıyla müdahale etti, vatandaşlar ise 112 Acil Çağrı Merkezine ihbarda bulundu. Adrese gelen itfaiye ekipleri, evde soğutma çalışması yaptı. Ev ve eşyalar kullanılamaz hale gelirken, Alataş’ın kumbara olarak kullandığı ve bir miktar para biriktirdiği pet şişe zarar görmedi. Şişenin içerisinde toplamda 120 TL olduğu öğrenildi. Tüm evi ve eşyaları küle dönen Alataş’ın tek tesellisi ise beslediği 7 köpeğin yangın sebebiyle zarar görmemesi oldu. Gece saatlerinde uyuduğu sırada koku duyduğunu söyleyen Mehmet Alataş, "Dışarıya çıktım. Dışarıda bir şey olmadığını görünce yeniden içeri girdim ve tavanda hafif bir duman fark ettim. Ateşi gördüm. Kesim motoru ile çatıdaki ahşap parçasını kestim. Yangın söndürme tüpleri de vardı. İkisi de doluydu. Yangını söndürmemde tüpler çok etkili oldu" dedi. Yangında eşyalarının kullanılamaz hale geldiğini ancak kumbara olarak kullandığı pet şişesinin yanmadığını ifade eden Alataş, "Mutfak dolabının altında duruyordu. Herhalde mutfak dolabı yanmasını engellemiş. Elime geçen bozuk paraları biriktiriyordum. Paralarım yandı, hiç param kalmamıştı" diye konuştu. "Onlar benim dünyam" Mehmet Alataş bahçesinde 7 köpek beslediğini de belirterek, "Köpeklerin her gün yemeklerini, sularını veririm. Bu memlekette herkes bilir. Bunlar benim çocuklarımdır. Çok şükür köpeklere bir şey olmadı. O zaman çok üzülürdüm. Onlar benim dünyam, her şeyim" ifadelerini kullandı.