GÜNDEM - 03 Şubat 2010 Çarşamba 12:50

"Köpekleri bile 'Arap' diye çağıran anlayış"

A
A
A
"Köpekleri bile 'Arap' diye çağıran anlayış"

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Ulusal Stratejik Araştırmalar Kurumu'nun (USAK) düzenlediği konferansta konuştu.

Erdoğan, Türkiye'de Arap ülkelerine karşı bir önyargı olduğunu belirterek, bunun kırılması gerektiğini söyledi. Başbakan, "Köpekleri bile 'Arap' diye çağıran bir anlayıştan geliyoruz" diye konuştu.

Arap ülkeleriyle Türkiye'nin geliştirdiği ilişkilere ön yargılı bakmak çok yanlış. Efendim Araplar bize ihanet etti. Arapları ihanetle suçlamak, onlara ön yargı ile bakmak çok yanlış bir tutum. Biz köpekleri bile 'Arap' diye çağıran bir anlayıştan geliyoruz malesef. Türkiye geçmişte savaştığı ülkelerle sonradan çok sıcak ilişkiler kurmuştur. Bizzat Atatürk döneminde, Cumhuriyet'in ilk dönemlerinde de bu böyle olmuştur. Malesef uygulanan yanlış politikalar neticesinde sonraki dönemlerde birçok ülkeyle ilişkide ön yargılarla karşılaştık. Daha birkaç yıl öncesine kadar ülkemize Arap turistler biraz fazla geldiğinde neler yazıyorlardı. Daha birkaç yıl öncesine kadar Yahudi sermayesi ülkemize yatırım yaptığında nasıl başlıklar atılıyordu. Yahu paranın dini, imanı, milliyeti olur mu? En basiti Galataport ihalesinde yaşandı aynı şeyler. Galataport projesine yazık oldu.

Bugün Ortadoğu ülkeleriyle geliştirdiğimiz ilişkilerimizi eksen kayması olarak nitelendirenler önyargıları yıkamamışlardır. Bizim Avrupa ve batı ülkeleriyle ilişkilerimiz ne kadar önemliyse Ortadoğu ülkeleriyle ilişkilerimiz de o denli önemlidir. 

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, USAK'ın düzenlediği konferanstaki konuşmasının ardından, soruları yanıtladı. Erdoğan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM), kimlik kartlarında “din” ibaresinin yer almasını insan hakları ihlali olarak değerlendirmesiyle ilgili soruyu "Nüfus cüzdanlarındaki 'din' hanesi kaldırılabilir" şeklinde yanıtladı. 

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, kendisi hakkında 'peygamber gibi' ifadesini kullandığı belirtilen AK Partili İsmail Hakkı Eser'in istifasını ya da partiden ihracını istedi.

Türkiye’de muhalefet bu yaklaşımları benimsiyorsa. Bunlara bulaşmış olanlara avukatlık yapan siyaset varsa. Bu düşündürücüdür. Dün akşam yaşanan olayın farklı bir boyutu var. Bazı şeylerde dürüstlüğün gereğinden bahsediyoruz. Ben eşimin yaşadığı bir olaydan bahsettim.

Ben ve eşim 3 yıldır bu olayı gündeme taşımadık. Ben ülkemde gerilim istemiyorum. Sadece bu değil çok şey yaşadık. Ama bunları gereken yerlerle paylaştım. Yaşadıklarımı anlatırsam olmaz çünkü ülkem henüz kaldırmaz. Gerekirse belki siyaseti bıraktıktan sonra yaşadıklarımı kaleme almak suretiyle paylaşırım.

Çok önemli bir sanatçı hasta yatağında. Eşim eşinin arıyor. Sonra “Sizinle dışarıda görüşelim” diye bir cevap geliyor. Bunu neyle izah edeceksiniz. Hangi özgürlük çerçevesinde bunu tanımlayacaksınız. Benim vergisini, parasını vermek suretiyle oluşturmuş olduğumuz bir kurumda başbakanın eşini engelleyemeye çalışıyorsunuz.

Bunu engelleyebilir miydik engellerdik ama Eşimin gözyaşlarını gördük. Peygamber gibi insan denmiş. Bu cehaletten olmuş olabilir. Bir insan bu ,ifadeyi kullanmış olabilir.eğer sen de inançlıysan bunu kabul edemezsin.

Çünkü peygamberlik zinciri kapanmıştır. Tayyip Erdoğan için bunu söyleyemezsin. Bana bu yakıştırmayı yapan karşısında arkadaşım gerekeni söyledi. Arkadaşlarıma gerekli talimatı verdim ya istifasını alın ya da ihraç edin. Bunun üzerinden rant devşirmeye çalışan basit bir siyasi anlayış.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir