GÜNDEM - 26 Eylül 2020 Cumartesi 09:30

Köy köy dolaşıp çocuklara oyuncak dağıtıyor

A
A
A
Köy köy dolaşıp çocuklara oyuncak dağıtıyor

Bursa’da bir iş adamı, 45 yıl önceki çocukluk hayâli olan proje ile miniklerin gönüllerini fethetti. Köy köy gezen çocukların Muhsin abisi, karavanın doldurduğu oyuncaklarla küçüklerin yüzünü güldürüyor.

Bursa’da iş adamı Muhsin Şaşmaz, geleceğin teminatı olan çocukların yüzü gülsün diye, herkese örnek olacak bir projeye imza attı. 45 yıl önce çocukken köyünde hiç oyuncağı olmadığı için karpuz kabuklarından oyuncak tasarlayan Şaşmaz, şimdilerde köy köy gezerek karavanına doldurduğu oyuncakları çocuklara dağıtıyor.

Zamanında durumları olmadığı için oyuncak ile hiç oynamadan büyüyen ve o günlerde kendi kendine ‘büyüyünce imkanım olursa çocuklara oyuncak dağıtacağım’ diye söz veren adamı Muhsin Şaşmaz, şimdilerde bu hayâlini gerçekleştirmenin mutluluğunu yaşıyor. "Oyuncaklar Muhsin abiden" diye bir karavan tasarlayan Şaşmaz, "Oyuncaksız çocuk kalmasın" sloganı ile karavana doldurduğu yüzlerce oyuncakla mahalle mahalle, köy köy dolaşmaya başladı.

Bursa’nın 17 ilçesi, bine yakın mahalle ve köyünü gezmeyi hedefleyen Muhsin Şaşmaz, son olarak Bursa’nın Harmancık ilçesindeki köy çocuklarını sevindirdi. Kamyonetinin arkasına bağladığı karavan ile köy meydanına veya okul bahçesine gelen Şaşmaz’ı gören çocuklar heyecandan ne yapacağını şaşırdı. Yeni yürümeye başlayanından ilkokula gidenine kadar birçok çocuk, televizyonda veya başka bir yerde gördüğü oyuncaklardan almanın mutluluğunu yaşadı.

Çocuklara kendi elleriyle oyuncakları hediye eden Şaşmaz, yaşadığı mutluluğu tarif etmenin imkansız olduğunu dile getirdi. Çocukların yaşadığı mutluluğun gözlerinden okunduğunu belirten Şaşmaz, “Ben küçükken, 45 sene önce köyde oyuncak diye karpuz kabuğuna ip bağlayıp gezerdik. Hatta köy sokaklarında koşarken, toz çıksın trafik olduğu anlaşılsın diye ayağımızı yere sürterdik. Hiçbir arkadaşımın oyuncağı yoktu. Dolayısıyla biz hep bir oyuncakçı gelsin, bize oyuncak dağıtsın diye düşünürdük. Ama olmadı. İşte o gün ‘Eğer bir gün maddi durumum iyi olursa, Allah bana nasip ederse çocuklara oyuncak dağıtacağım’ diye hayal kurardım. Bugünde bize bunu gerçekleştirmek nasip oldu. Karavanı tasarlayıp köylerdeki çocuklara oyuncak dağıtmak için yollara çıktık. Bu projeyle çocuklarımızın hayatına dokunmak, onları geleceğe hazırlamak istiyoruz. Çocuklar, güzel Türkiye’nin geleceği ve teminatıdır. Bu anlamda, üstümüze düşen sosyal sorumluluğu da yapmaya çalışıyoruz” dedi.

Dünyada sadece Türkiye’de çocuklar için bir bayram olduğunu hatırlatan Şaşmaz, “23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı sadece benim güzel ülkemde var. Türkiye’deki diğer iş insanlarına da buradan çağrıda bulunuyorum. Projemizi istedikleri zaman paylaşabiliriz. Gereken desteği ve tecrübelerimizi aktarabiliriz. Oyuncaksız çocuk kalmasın. Çocuklar gülerse dünya güler. Unutulmamalıdır ki, dünyaya barış çocuklarla gelecektir” diye konuştu.

Önce kırsalda bu projeyi başlattıklarını belirten Şaşmaz, “Buradaki çocukların daha çok ihtiyacının olduğunu düşündük. Çocukları sevindirip onları güldürdüğümüz de daha çok mutlu olduğumuzu gördük. Ne kadar doğru bir projeye imza attığımızı görüyoruz. O kadar yol gidiyoruz. Ancak hiçbir yorgunluğumuz kalmıyor. Güzel ülkemde oyuncaksız çocuk kalmasın istiyoruz. Yaklaşık 2 ay önce projemize başladık. Şu ana kadar 50’nin üzerinde köyü dolaştık. Köy meydanlarında muhtar arkadaşlarımızın da yardımı alarak çocukları sevindiriyoruz. Yaklaşık 3 bin kilometre yol kat ettik. Bursa’nın 17 ilçesindeki bütün köylerde çocuklarla buluşmak istiyoruz. Tabii bu mutluluğun Bursa ile biteceğini sanmıyorum. Çok önemli olan bu projeye diğer vilayetlerin de destek olacağına inanıyorum" diye duygularını ifade etti.
Çocukları için yapılan oyuncak dağıtımının çok güzel olduğunu dile getiren aileler ise, “Allah razı olsun, çocuklarımızı sevindirdiniz. Durumu iyi olmayan bazı anne ve babalar çocuklarına pek oyuncak alamıyor” dedi

Karavanı gördüklerinde heyecandan yerlerinde duramayan çocuklar , “Karavanı gördüğümüzde çok heyecanlandık. Biz oyuncak verdikleri için çok mutlu olduk. Herkese çok teşekkür ediyoruz” şeklinde konuştu.

Abdullah Çibir - Uğur Uslubaş
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Samsun Bağımlılıktan kurtulmak isteyen 219 kişi YEDAM’a başvurdu Samsun’da 2025 yılının ilk 11 ayında 219 kişi Yeşilay Danışmanlık Merkezi’ne (YEDAM) tütün, alkol, madde, internet ve kumar bağımlılığından kurtulmak için başvurdu ve destek aldı. Yeşilay, kurulduğu günden beri topluma bağımlılıkla ilgili önleyici ve koruyucu hizmetleri yürütüyor. Değişen şartlar, yapılan araştırmalar ve toplumdan gelen talepler neticesinde Yeşilay, 2013 yılında tüzüğünde yaptığı değişiklikle yürütmekte olduğu önleyici ve koruyucu çalışmalara tedavi ve rehabilitasyon faaliyetlerini ekledi. Türkiye’de 81 ilde ve KKTC’de olmak üzere 105 Yeşilay Danışmanlık Merkezi hizmet veriyor. YEDAM’la amaçlanan alkol, madde bağımlısı olan bireylerin hayata tekrar kazandırılması, günlük hayatlarını devam ettirirken hayat kalitelerinin yükseltilmesiyle sosyal hayata uyum sağlama sürecinde gerekli sosyal hizmet desteğinin verilmesi ve kişinin temiz kalmaya teşvik edilmesi. Bu kapsamda da YEDAM kadrosundaki uzman klinik psikologlar ve sosyal hizmet uzmanlarının iş birliğinde bağımlılık sorunu olan bireylere ücretsiz psikososyal destek veriliyor. Bağımlılık sorunu olan bireylere yeni bir dünya yerine kendi dünyalarını yaşanılır kılacağı bir seçenek sunuluyor. Tütün, alkol, madde, internet ve kumar bağımlılığı alanında problem yaşayan bireylere ücretsiz ve gizlilik esasıyla çalışarak psikolojik ve sosyal hizmet desteği sağlamanın yanı sıra bireylerin ailesine de destek vererek bozulan yaşam düzenlerinin onarılmasını ve ilişkilerinin sağlıklı devam etmesi amaçlanıyor. YEDAM’dan destek almak isteyen kişiler 115 numaralı danışma hattını arayarak başvuru yapabiliyorlar. Samsun’da 2020’de hizmet vermeye başlayan YEDAM’da açıldığı günden bu yana toplam 1041 ilk başvuru alındı. 2025 yılının ilk 11 ayında ise toplam 219 yeni danışan başvurusu alınıp, 273 danışanın psikoterapi ve sosyal hizmet görüşmelerine düzenli olarak devam edildi. Ayrıca bu süre zarfında 127 aile ile aile görüşmeleri yürütüldü, 31 atölye ve 35 grup terapisi düzenlendi.
Ankara Yürüyemiyordum dedi, şimdi ayağa kalktı: Dirençli tüberkülozda yüz güldüren sonuç Tüberküloz hastası 15 yaşındaki Miskine Erkmen, aylar süren tedavisinin ardından evine dönmenin mutluluğunu yaşıyor. İlaca dirençli tüberküloz hastalığı kilo kaybı, halsizlik, uzun süreli öksürük gibi belirtilerle kendini gösteriyor. Yetişkinlerde bulaşıcılığı daha da fazla olan bu hastalık tedavi edilmezse insan hayatını olumsuz etkileyebiliyor. Uzmanlar, hem doktorları hem de hastaları bu hastalığın sinsi bir hastalık olduğu konusunda uyarıyor. Sağlık Bakanlığı tarafından çok ilaç dirençli tüberküloz merkezlerinden biri olan Ankara Bilkent Şehir Hastanesi’nde tedavi olan 15 yaşındaki Miskine Erkmen taburcu olup evine dönmenin mutluluğunu yaşıyor. Ankara Bilkent Şehir Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı, Prof. Dr. Aslınur Özkaya Parlakay, hastanın 15 yaşında olduğu ve ilk şikayetlerinin 2024’te başladığını aktararak, "Şikayetleri takiben başvurduğu sağlık kuruluşları tarafından tüberküloz tanıtısı alıyor, tedavisine başlanıyor. Ama tedaviye rağmen semptomlarında, bulgularında artış gözlüyoruz. Bu nedenle de bakanlığımızın bize belirlediği çok ilaç dirençli tüberküloz merkezlerimizden biri olduğumuz için bize sevk oluyor hastamız" dedi. "İlaca dirençli tüberküloz daha da uzun ve karmaşık, kompleks bir süreci içeriyor" Tüberküloz tedavisinin uzun bir süreç olduğuna dikkati çeken Parlakay, "Özellikle ilaca dirençli tüberküloz daha da uzun ve karmaşık, kompleks bir süreci içeriyor. Dolayısıyla iki ileri bir geri, bir ileri iki geri gittiğimiz dönemler oluyor. Artık Miskine’nin tedavisinin sonuna yaklaştığımızı ümit ediyoruz. Ama tabii takip etmeye devam edeceğiz. Merkezimizde takiplere devam edecek. Ama şu anda yüz güldürücü bir yere ulaştığımızı ümit ediyoruz" ifadelerini kullandı. "Buraya geldiğimde kilo almaya başladım" 15 yaşındaki hasta Miskine Erkmen, aşırı kilo kaybı ve halsizlik nedeniyle hastaneye başvurduğunu belirtti. Önce Diyarbakır’da 4 ay tedavi görüp taburcu olduğunu sonrasında Ankara’ya geldiğini anlatan Erkmen, "Uçak, acil ve ambulans ayarladılar. Sonra Ankara’ya geldim. Buraya geldiğimde kilo almaya başladım. Kendimi daha iyi hissettim. Şu an iyiyim. Çok kötüydüm. Yürüyemiyordum. Yemek yiyemiyordum. Baya halsizdim" diye konuştu.