GÜNDEM - 19 Kasım 2022 Cumartesi 11:51

Kripto sistemle korunan Cumhuriyet’in ilk hazine kasası

A
A
A
Kripto sistemle korunan Cumhuriyet’in ilk hazine kasası

Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasının ardından tüm ekonomik işlemlerin yönetildiği daha sonra müzeye dönüştürülen ilk hazine kasa dairesi, insanlığın ilk para serüveninden başlayan belgeleri bünyesinde barındırarak iktisat tarihine ışık tutuyor. Kripto kilit sistemiyle korunan kasa, Cumhuriyet’in en önemli belgelerine de ev sahipliği yapıyor.

Ankara’nın Ulus semtine, Türkiye Cumhuriyeti’nin tüm ekonomik işlemlerinin yürütülmesi amacıyla hazine kasa dairesi inşa edildi. Tarihi bina, Cumhuriyet tarihinin en önemli evraklarını, bonolarını, tahvillerini ve birçok farklı ülke ile yapılan sözleşmeyi muhafaza ediyor. Ayrıca, müzeye dönüştürülen yapı, Ankara’nın 17 ve 18. Yüzyıllardaki iktisadi ve sosyolojik kalıntılarını yansıtan eserlere de ev sahipliği yapıyor. Türkiye'nin ilk hazine kasa dairesi kapılarını İHA'ya açtı.

Kripto sistemle korunan Cumhuriyet’in ilk hazine kasası

“Yeni kurulan Cumhuriyetin tüm kıymetli evrakları burada”

Hazine kasa dairesinin Cumhuriyet dönemindeki tüm ekonomik işlemlerinin yürütüldüğü, paraların basıldığı ve kıymetli eşyaların saklandığı bir yapı olduğunu belirten Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Musa Kazım Arıcan, “Böyle bir mekanda olmak insana tarihle iç içe olmayı hissettiriyor. Ruhu olan bir binada olmayı hissediyorsunuz. Ayrıca Cumhuriyetin nasıl kurulup ve ne şekilde bu günlere geldiğini görüyoruz ve hissediyoruz. Hazine dairesinin çok kıymetli bir boyutu var. Özellikle yeni kurulan Cumhuriyetin tüm kıymetli evrakları burada. Daha önceki kıymetli evraklar, yeni basılan evraklar, bonolar, tahviller ve dünyanın birçok ülkesinden gelen kıymetli eşyalar burada. Hazine dairesi bir anlamda ekonomiyle ilgili olduğu kadar aynı zamanda burası çok hassas evrakların da koyulduğu güvenli bir mekan” dedi.

Kripto sistemle korunan Cumhuriyet’in ilk hazine kasası

“Hazine kasa dairesi tarihin tüm derinliklerini hissettiriyor”

Cumhuriyet döneminde kurulan ilk bakanlık binasını bir beden gibi tasvir eden ve hazine kasa dairesini bu bedenin kalbi olarak nitelendiren Arıcan, “Böyle bir mekanda bulunmak size tarihin tüm derinliklerini hissettiriyor. Cumhuriyetinin nasıl kurulduğunu ve nasıl bir düşünceyle mekanların inşa edildiğini, Vekalet binasının en kıymetli yerine böylesi bir mekanın yapılmasının büyük bir deha işi olduğunu hissediyorsunuz. Çünkü o zaman hala bir güvenlik tehdidi var ve emin olmanız gerekiyor. Bu yüzden en güvenebileceğiniz yer; Vekalet binasının bodrumunda yer alan kasa dairesi” diye konuştu.

Kripto sistemle korunan Cumhuriyet’in ilk hazine kasası

“İnsanlığın ekonomik, maliye ve iktisat tarihini yansıtan bir müzeye dönüştü”

Tüm hassas evrakların ve Cumhuriyet döneminde gerçekleştirilen yazışmaların hazine kasa dairesinde yer aldığına dikkati çeken Arıcan, “Şu anda müze haline gelmesi dolayısıyla biz burayı bir yerde paranın tarihini de yansıtan bir müzeye dönüştürmüş olduk. İktisat ve Maliye Fakültesinde okuyan öğrencilerimizin görmesi gerekiyor. Burada Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşu bağlamında çok önemli bir role sahip bir hafıza var ama müze haline dönmesiyle insanlığın aslında ekonomik, maliye ve iktisat tarihini yansıtan bir müzeye dönüştü” şeklinde konuştu.

Hazine kasa dairesi iktisadi tarihe ışık tutuyor

Arıcan, müzeye ilk defa gelecek olanların müzede insanlığın ilk para serüveni, takasları, Anadolu’daki medeniyetlerine para tarihi ve Türk-İslam devletlerinin iktisadi tarihiyle karşılaşacaklarını belirterek, “Bazı odalarımız ilk genel bilgiyi veriyor, daha sonra özellikle Anadolu’daki ekonominin ve paranın tarihine ilişkin değerlendirmeleri yapıyor. Özellikle de 17 ve 18. yüzyılın Ankara’sını da bilhassa aslında bu müzenin özelliği de Ankara’daki ekonomik hayatı ve sosyolojiyi de anlatıyor” ifadelerini kullandı.

Kripto sistemle korunan Cumhuriyet’in ilk hazine kasası

Kasa dairesi kripto kilit sistemi ile korunuyor

Hazine dairesinin, 6 adet farklı anahtarı bulunuyor. Kasa dairesinin kullanıldığı dönemde bu 6 farklı anahtar 6 farklı kişiye verilerek güvenlik sağlanıyordu. Bir kişinin kasayı açabilmesi için 5 kişiden izin alması gerekiyordu. Ayrıca, kasa dairesine girebilmek için de üç aşamalı giriş sisteminin tamamlanması gerekiyor.

Muhammed Musab Gümüşer - Mevlüt İşli - Gürkan Sayın

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Van SGK Van İl Müdürü Abidin Göksoy: "Türkiye, ‘Genel Sağlık Sigortası’ sistemi ile tüm dünyaya örnek oldu” Van Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) İl Müdürü Abidin Göksoy, "Türkiye, ‘Genel Sağlık Sigortası’ sistemi ile tüm dünyaya örnek oldu” dedi. Her yıl 13-19 Mayıs tarihleri arasından kutlanan ’Sosyal Güvenlik Haftası’ tüm ülkede olduğu gibi Van’da da kutlandı. Sosyal güvenliğin; bireylerin hastalık, yaşlılık, işsizlik ve kaza gibi risklere karşı koruyan ve yaşam standartlarının korunmasını sağlayan bir sistem olduğunu ifade eden SGK Van İl Müdürü Abidin Göksoy, bu sistemin sağlık sigortası, emeklilik sigortası, işsizlik sigortası ve kaza sigortası gibi çeşitli dalları kapsadığını söyledi. Sosyal Güvenlik Haftası’nın toplumda sosyal güvenlik bilincinin geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması için önemli bir fırsat olduğuna dikkat çeken Göksoy, “Bu hafta kapsamında düzenlenen çeşitli etkinlikler ile vatandaşlara sosyal güvenlik sisteminin işleyişi, hak ve yükümlülükleri hakkında bilgi verilmektedir. Yine sosyal medya platformları üzerinden sosyal güvenlik sistemi ile ilgili bilgiler paylaşılacaktır. Türkiye olarak ne kadar güçlü olduğumuzu salgın döneminde tüm dünyaya gösterdik. Ülkemiz, bu sıkıntılı günlerde sağlam temeller üzerine inşa edilen Genel Sağlık Sigortası sistemimiz sayesinde tüm dünyaya örnek oldu. 2002’de yüzde 70 olan Genel Sağlık Sigortasının kapsamı bugün yüzde 99,3’e ulaşmış durumda. 2016 yılında yapılan düzenlenme ile Genel Sağlık Sigortası primi tek kaleme indirildi. Geliri brüt asgari ücretin üçte birinin üzerinde olan kişilerin ödemesi gereken prim tutarı 2024 yılı için 600,08 TL’dir. Bu kişiler aylık olarak ödeyebilecekleri bu cüzi tutarla hem kendileri hem de bakmakla yükümlü oldukları eşleri, çocukları ile anne ve babaları sağlık güvencesine sahip olmasalar bile GSS kapsamında olup sağlık hizmetlerinden ücretsiz yararlanma hakkına sahip olmaktadırlar” ifadelerini kullandı. Sosyal Güvenlik Reformu’nun hayata geçmesi ile birlikte atılan önemli adımlardan bir tanesinin kayıtlı istihdamın özendirilmesi ve bu bilincin arttırılmasına yönelik çalışmaların önem kazanması olduğuna vurgu yapan Göksoy, “Cezanın yerini teşvikin, denetimin yerini rehberliğin aldığı bir anlayışı hayata geçirmeye çalıştık ve bilinçlendirme, farkındalık, etkin rehberlik ve denetim faaliyetlerine öncelik verdik. Kayıt dışı istihdamın genişlemesi, bir taraftan çalışanların güvencesiz kalmasına yol açarken, diğer taraftan da kayıtlı istihdam aleyhinde haksız rekabete yol açmaktadır. Hafta kapsamında kayıt dışı istihdamla mücadele konusunda çalışmalarımıza değinerek toplumun tüm kesimlerinde sigortalı çalışmaya destek verilmesi konusunda farkındalık oluşturmak istiyoruz. SGK çalışanlarımızın da gayretiyle çalışmalara katma değer katacak tüm taraflarla işbirliği içerisinde bir çalışma anlayışı yürütüyoruz. Kurum olarak verdiğimiz hizmetlerin iyileştirmesi, prim teşviki uygulamaları, veri paylaşımına dayalı çapraz denetimler, bilgilendirme ve bilinçlendirme çalışmaları, yenilikçi uygulamalarımız ve tabii ki kayıt dışı istihdamın yoğun olduğu alanlarda hayata geçirdiğimiz projeler kayıt dışı istihdamın düşürülmesine önemli katkı sunmaktadır. Sosyal güvenlik hakkında bilgi edinmek isteyen vatandaşlarımız, SGK web sitesi https://www.sgk.gov.tr/ girerek ya da Çalışma ve Sosyal Güvenlik İletişim Merkezi “ALO 170” hattını arayarak veya sosyal güvenlik il ve merkez müdürlükleri ile SGK sosyal medya hesaplarına başvurabilirler. Bu duygu ve düşüncelerle Sosyal Güvenlik Haftası’nı kutlar, tüm vatandaşlara sağlıklı ve huzurlu bir yaşam dileriz” diye konuştu.
Düzce Öztürk “Kariyerinizi şekillendirmek geleceğinizi şekillendirmektir” Düzce Üniversitesi Kariyer Geliştirme ve Mezun İzleme Uygulama Araştırma Merkezi tarafından düzenlenen işe alım süreçleri ve mülakat adlı program, gerçekleştirildi. İstiklal Konferans Salonu’nda Programın açılış konuşmasını gerçekleştiren Düzce Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ali Öztürk; programın, öğrenciler için oldukça önemli ve faydalı olduğunu belirterek “Kariyerimizi şekillendirmek, geleceğimizi şekillendirmektir” dedi. Programda, İnsan Kaynakları Uzmanı Sümeyya Yıldırım işe alım süreçleri hakkında bilgi verdi. Yıldırım, “İşe alım süreçlerinde; güvenilirlik, çalışkanlık, motive edicilik, yenilikçilik, yenilikçi düşünme tarzı gibi değerlerimiz bulunuyor, adaylarda da bu değerlerle ne kadar örtüştüğüne bakarak mülakatlar geliştiriyoruz. Bu değerlerin yanı sıra başvurularda adayların İngilizce düzeyleri de işe alım süreçlerinde önemli belirleyici bir faktördür” ifadesinde bulundu. Yıldırım, işe alım sürecini; cv toplayarak başvuru değerlendirme, değerler çerçevesinde ön filtreleme, ön görüşme, İngilizce sınav, teknik mülakat, üst yönetim görüşmesi, başkan onayı, iş teklifi olarak sıraladı. Program, Düzce Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ali Öztürk ve Düzce Üniversitesi Kariyer Geliştirme ve Mezun İzleme Uygulama Araştırma Merkezi Müdürü Dr. Öğr. Üyesi Senem Çolak Yazıcı’nın İnsan Kaynakları Uzmanı Sümeyya Yıldırım ve İsmail Murat Gaydanoğlu’na teşekkür belgesi takdiminin ardından, iş başvurusunda bulunan öğrencilerie iş mülakatları yapmalarıyla sona erdi.
Bitlis BEÜ’DE beslenme ve diyetetik önlük giyme töreni gerçekleştirildi Bitlis Eren Üniversitesinde (BEÜ) Beslenme ve Diyetetik Bölümü öğrencileri için önlük giyme töreni düzenlendi. Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü öğrencileri için düzenlenen önlük giyme töreni, saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Programın açılış konuşmasını yapan BEÜ Genel Sekreter Doç. Dr. Behçet Kocaman, Kanuni Sultan Süleyman’ın "Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi, olmayacak devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi" sözleriyle sağlığın ve sağlık çalışanlarının önemine vurgu yaptı. Öğrencilerin aldıkları eğitimi hayatlarında ve mesleklerinde başarıyla uygulamalarını temenni eden Kocaman, öğrencilere önemli mesajlar verdi. Beslenme ve Diyetetik Bölüm Başkanı Dr. Öğretim Üyesi Esma Aksoy Kendilci de, beyaz önlüğün saflık, temizlik, barış, dürüstlük, empati ve insan sevgisini simgelediğini belirterek, "Beyaz önlük giymek, yetki almak ve mesleğe özveriyle ilk adımı atmak demektir. Mesleğin kutsallarından biridir" diye konuştu. Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Koray Köksal ise beslenme ve diyetetik alanının insan sağlığını iyileştirmek ve korumak için kritik bir rol oynadığını belirtti. Öğrencilere sağlıklı yaşam tarzlarını teşvik ederek insanların hayat kalitesini artıracak ve sağlık sorunlarını önleyecek önemli bir misyon yüklendiğini ifade eden Köksal, önlük giyme töreninin gençlerin mesleğe adım atarken aldıkları ilk büyük adım olduğunu vurgulayarak, önlüğün mesleğin onuru ve sorumluluğunu simgelediğini dile getirdi. Köksal, programa verdiği desteklerinden ötürü Rektör Prof. Dr. Necmettin Elmastaş’a teşekkür etti. Tören, öğrencilerin önlük giymesinin ardından BEÜ öğrencilerinin hazırladığı konser ve teşekkür belgelerinin verilmesiyle sona erdi. Törene Genel Sekreter Doç. Dr. Behçet Kocaman, Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Koray Köksal, akademisyenler ve öğrenciler katıldı.
Aydın Hacı adayları dualarla kutsal topraklara uğurlandı Hac mevsiminin yaklaşması ile bu yıl kurada ismi çıkan hacı adaylarına kutsal topraklara yolculuk heyecanı sardı. Aydın ve çevresinden hacca gidecek olanlar, İzmir Adnan Menderes Havalimanı’ndan uğurlandı. Kutsal topraklara gidecek olan hac kafilesi, yolculuklarına dualarla başladı. Yolculuk öncesi havalimanında dua edip yakınları ile vedalaşan hacı adayları oldukça heyecanlı olduklarını belirterek duygusal anlar yaşadılar. “Baba-oğul birlikte gittiler” Aynı kafilede hacca giden Ahmet Yaban ve oğlu Nebi Yaban, kutsal topraklara birlikte gitmek için çok dua ettiklerini belirterek, duydukları heyecanın tarifinin mümkün olmadığını söylediler. Hz. İbrahim ile Hz. Hacer Validemiz ve oğlu Hz. İsmail’in hikayelerinin oldukça etkili olduğu kutsal mekanları baba-oğul ziyaret edecek olmanın heyecanını yaşadıklarını belirten Nebi Yaban, “Allah murat eden herkese nasip eder inşallah. Babamla birlikte Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (S.A.V)’e ve Kabe’ye selam götürüp kendimiz ve tüm İslam Alemi için dua edip hacı olma niyetiyle yola çıktık” diye konuştu. Baba-oğul hac vazifesini yerine getirmek istediklerini belirten Ahmet Yaban ise “Böyle bir niyetimiz vardı. Rabbim nasip etti. İnşallah Kabe-i Muazzam’a oğlumla birlikte tavaf edeceğiz. Çok mutluyuz” diyerek yaşadıkları manevi duygunun kelimelerle tarif edilemeyecek kadar farklı olduğunu belirtti.