GÜNDEM - 25 Eylül 2019 Çarşamba 09:48

Kula leblebisi 16 farklı çeşidi ile dünyaya ihraç ediliyor

A
A
A
Kula leblebisi 16 farklı çeşidi ile dünyaya ihraç ediliyor

Manisa’nın Kula ilçesinde geçmişi bir asra dayanan, 16 farklı çeşidi ile dünyanın birçok yerine ihracatı yapılan Kula Leblebisi, coğrafi işaret alınmasıyla yeni bir üne kavuştu. Coğrafi işaret alınmasından sonra talebi artan leblebi üretiminde, yıllardır bu mesleği sürdüren üreticiler leblebisiyle ünlü Çorum'un bile leblebi ihtiyacını Kula’dan karşıladığını savundu.

Kula’da birbirinden değerli yöresel lezzetlerden bir tanesi olan Kula Leblebisi, geçmişi bir asra dayanan özüyle Türkiye’de her geçen gün bilinirliği artıyor. Son yıllarda üreticilerin yakaladığı kaliteyle 16 farklı çeşide ulaşan Kula Leblebisi, Salihli Ticaret ve Sanayi Odası’nın girişimleri ile markalaşma sürecini tamamlayarak Coğrafi İşaret Tescil Belgesi aldı. Türkiye’de leblebi denince akla ilk gelen yer olan Çorum’dan sonra Türkiye’de ikinci tescilli leblebi olan Kulalı leblebi üreticileri, coğrafi işaret alınmasıyla ayrı bir sevinç yaşadı. Tuzlu, acılı, karanfilli, çikolatalı, ballı, portakallı gibi 16 farklı çeşit üreten Kulalı leblebi üreticileri, Türkiye’nin leblebi yatağı olarak bilinen Çorum’a yıllardan beri ham madde ihraç ettiklerini, fakat Çorumlu leblebi üreticilerinin Kula’dan önce harekete geçerek üne kavuştuklarını söyledi. Yunanistan, Filistin, İsrail, Birleşik Arap Emirlikleri, Kuveyt ve AB ülkelerine başta olmak üzere birçok ülkeye ihraç edilen Kula leblebisine, coğrafi işaret belgesi alınmasından sonra talep de arttı.

Yaklaşık 41 yıldır leblebi üretimi yaptığını ifade eden Hasan Hüseyin Leblebici, dedesinden kalma meslekte henüz çırak iken Çorum’a leblebinin kızarmış halini ihraç ettiklerini, Çorumlu leblebi üreticilerinin ise Kula’dan aldıkları leblebinin çeşidini artırarak ünlü olduklarını söyledi. Asıl leblebinin Kula’da üretildiğini üstüne basarak iddia eden Hasan Hüseyin Leblebici, dededen toruna kalan bu mesleği sürdürmeye çalıştıklarını ifade etti. 1978 yılından bu yana leblebi üretimi ile uğraştığını kaydeden Leblebici, “Benim adım Hasan Hüseyin Leblebici, mesleğim de leblebici. Biz bu mesleği dededen toruna yapıyoruz. Oğlum okumadı, oğlum da leblebicilik yapıyor. Yani dededen toruna biz mesleğimizi sürdürüyoruz. Allah’ın izniyle coğrafi işaretimizi aldık, leblebiciliğin Kula’da olduğunu belgeledik. 1978 yılından beri bu mesleği yapıyorum. Dededen toruna geçen bu meslekte biz 5’nci kuşak oluyoruz.” dedi.

Çorum ham leblebiyi Kula’dan alıyor

Leblebi denince akla ilk gelen yer olan Çorum’daki leblebi üreticilerinin ham leblebiyi Kula’dan alarak çeşitlendirdiğini ve Kulalı leblebi üreticilerinden önce harekete geçerek üne kavuştuğunu ifade eden Hasan Hüseyin Leblebici, dünyaya ihraç edilen leblebinin Kula’nın malı olduğunu söyledi. Henüz küçük yaşlardayken başladığı leblebi üretiminde dedesinin Çorum’a yıllarca ham leblebi ihraç ettiğini ifade eden Leblebici, “Kula Leblebisine coğrafi işaret alınmasıyla birlikte üretimimizde artış ve istek olmaya başladı. Tabii Çorum ne kadar leblebi bizim dese de, Çorum’da üretim yok. Üretilmeyen bir şey, bizden ham maddesini alıp çeşitlendiriliyor. Ama biz 16 çeşit leblebiyi kendimiz üretiyoruz. Ama Çorum ne yapıyor, bizden ham leblebiyi alıp çeşitlendiriyor. İmalat yok Çorum’da. Yani leblebi şuanda Kula’nın malı." dedi.

Babasından kalan bu mesleği sürdürdüklerini ifade eden Emre Leblebici, mesleği devam ettirmek için üniversite eğitimi almadığını söyledi. Leblebici; “ Leblebicilik mesleği, babamızdan gelen meslek olduğu için ileriye taşımaya çalışıyoruz. Dedemizden kalan baba mesleğimizi bitirmeyeceğiz. Bu nedenle üniversite eğitimi almadım. Liseden mezun olduktan sonra bu mesleği sürdürmeye başladım ve yaklaşık 10 yıldır da bu mesleği yapıyorum. Dünyaya ihraç edilen bu mesleğimizi devam ettireceğiz.” ifadelerini kullandı.

Hasan Yiğen
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa Plastik atıkları doğaya zarar vermeden dönüştürdüler, ödülü kazandılar Bursa Kayapa Organize Sanayi Bölgesi’ndeki fabrikasında plastik atıkları yüksek teknoloji ve yenilikçi yöntemlerle doğaya zarar vermeden dönüştürerek ham madde olarak yeniden üretime kazandıran Türkiye’nin öncü markası Burpol Polimer Plastik, İstanbul Sanayi Odası’nın (İSO) Yeşil Dönüşüm Ödülleri’nde "Sürdürülebilirlik Stratejisi" kategorisinde 3.’lük ödülüne layık görüldü. Ülke genelinden sektörünün öncüsü yüzlerce firmanın değerlendirildiği yarışmada dereceye giren Burpol Polimer Plastik, böylece başarısını bir kez daha taçlandırmış oldu. 2025 yılı İstanbul Sanayi Odası (İSO) Yeşil Dönüşüm Ödülleri, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakan Yardımcısı Fatma Varank’ın da katılımıyla İstanbul Sanayi Odası Konferans Salonu’nda düzenlenen törenle sahiplerini buldu. İstanbul Sanayi Odası’nın (İSO) 1995 yılından bu yana düzenlediği İSO Yeşil Dönüşüm Ödülleri; öne çıkan başarılı ürün ve projeleri ödüllendirerek sanayide yeşil dönüşüm vizyonuna öncülük ediyor. Sürdürülebilir üretim yaklaşımını yaygınlaştırmak adına atılan adımları destekleyen bu prestijli ödül töreninde "Çevre", "Enerji Verimliliği" ve "Sürdürülebilirlik" ana başlıklarında toplam 6 kategoride ülke genelindeki başarılı firmalara ödül veriliyor. Törende bir konuşma yapan İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, Yeşil Dönüşüm Ödülleri’nin, İSO’nun sürdürülebilirlik ve yeşil dönüşüme verdiği önemin en güçlü sembollerinden biri olduğunu belirterek, "Bu ödüllerle; üretim süreçlerinde olumsuz çevresel etkiyi azaltan, enerji ve kaynak verimliliğini artıran, döngüsel ekonomiye somut katkı sağlayan, yenilikçi ve öncü uygulamaları hayata geçiren firmalarımızı görünür kılıyoruz. Ödüle hak kazanarak sanayimizin geleceğine duyduğumuz güveni pekiştiren ilham verici şirketlerimizi, çevre dostu ürün ve projeleri hayata geçiren, sürdürülebilirliği kurumsal kültürün ayrılmaz bir parçası hâline getiren tüm sanayi kuruluşlarımızı ortaya koydukları değerli çalışmalar için kutluyorum" dedi. "Yeşil dönüşüm geleceğe karşı ortak bir sorumluluktur" Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakan Yardımcısı Fatma Varank ise, sanayinin rekabet gücünün artık yalnızca üretim kapasitesiyle ölçülmediğini, çevresel performans, karbon ayak izinin azaltılması ve döngüsel ekonomi uygulamalarının küresel değer zincirlerinde kalıcı bir yer edinmenin temel şartı haline geldiğini belirterek, "Bu alanlar bir tercih olmaktan çıkarak açıkça bir zorunluluk haline geldi. Bugün burada yalnızca başarılı projeleri ödüllendirmek için değil, Türkiye sanayisinin geleceğini dönüştüren güçlü bir iradeyi görünür kılmak için bir aradayız. Bugün ödüllendirilen projeler, yeşil dönüşümün sanayide nasıl somutlaştığını açık biçimde ortaya koyuyor. Atık oluşumunu azaltan, döngüsel ekonomi süreçlerini üretime entegre eden, çevresel etkileri azaltan, enerji talebini yöneten ve geri kazanım ilkelerini benimseyen çalışmalar; sanayimizin dönüşüm kapasitesini net biçimde gösteriyor. Yeşil dönüşüm yalnızca bir çevre politikası değil, geleceğe karşı ortak bir sorumluluktur. Bu dönüşümü ancak birlikte hareket ederek, sanayimizi güçlendirerek ve kimseyi geride bırakmadan başarabiliriz. Daha çevreci ve daha rekabetçi bir Türkiye hedefiyle tüm paydaşlarımızla çalışmaya kararlılıkla devam edeceğiz" diye konuştu. "Gurur duyuyoruz" "Sürdürülebilirlik Stratejisi" kategorisindeki 3.’lük ödülünü Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakan Yardımcısı Fatma Varank ve İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan’ın elinden alan Burpol Polimer Plastik Yönetim Kurulu Başkanı İlkay Yıldırım, ödüle layık görülmekten gurur duyduklarını belirterek, "Başarımızın, ulusal ölçekte bir kez daha ödüllendirilmesi ne kadar doğru bir yolda olduğumuzu gösteriyor. Ödülü, Burpol markasının başarı yolculuğunda payı olan tüm çalışma arkadaşlarım adına alıyorum" diye konuştu. Yıldırım, "Sürdürülebilirlik Stratejisi Ödülü, sürdürülebilirlik yönetimi konusundaki uygulamalarının tüm yönetim kademelerinde ele alındığını, sürdürülebilirliğin karar alma süreçlerine etkisinin varlığını, sürdürülebilirlik konusunda politika, hedef ve stratejiler geliştirildiğini ve kurumsal sürdürülebilirlik anlayışının yerleştiğini, firma faaliyetlerinin topluma ve tüm paydaşlarına olumlu katkılar sağlandığını kanıtlayan firmalara veriliyor" dedi. Çağımızın üretim ve tüketim anlayışını belirleyen yeşil dönüşüm anlayışının, iklim krizi, hava kirliliği, doğal kaynakların azalması gibi çevresel problemleri çözmeye yönelik bir strateji olarak ele alındığını, sanayi açısından ise ürün, ham madde ve teknoloji seçimlerinde kapsamlı bir dönüşümün ön plana çıktığı yeni bir düzen kurulduğunu dile getiren İlkay Yıldırım, bu doğrultuda teknoloji odaklı üretimin öneminin artarken küresel anlamda rekabetçi olabilmek için sanayinin daha yeşil, daha döngüsel ve daha dijital olmasının bir gereklilik halini aldığını ifade etti. "Sürdürülebilir bir dünya için çalışmaya devam" Sürdürülebilir bir dünya için çalışmaya devam edeceklerinin altını çizen Burpol Polimer Plastik Yönetim Kurulu Başkanı İlkay Yıldırım, "Plastik kirliliğiyle mücadeleye ve sürdürülebilir bir geleceğe katkıda bulunmaya ilk günkü heyecanla devam edeceğiz. Küresel bir sorun haline gelen plastik kirliliği sorununu hep birlikte çözebiliriz. Burpol Polimer Plastik olarak daha temiz ve sağlıklı bir dünya için çalışmalarımızı sürdüreceğiz" şeklinde konuştu. Burpol Polimer Plastik, 2023 yılında Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin "Türkiye’nin Girişimci Kadın Gücü Yarışması"nda "En Çevre Dostu Kadın Girişimci Ödülü"ne, 2024’te de Türk Plastik Sanayicileri Araştırma Geliştirme ve Eğitim Vakfı’nın (PAGÇEV) düzenlediği "Plastik Geri Dönüşüm Ödül Töreni"nde "Yılın Otomotiv, Elektrik veya Elektronik Ürünü-Otomotiv ve Elektrik Ürünlerinde Kullanılan ve Geri Dönüştürülmüş Malzeme İçeren Plastik Parçalar" kategorisinde ödüle layık görülmüştü.