KÜLTÜR SANAT - 23 Eylül 2020 Çarşamba 08:13

Kültür Bakanlığı devreye girdi, bin 800 yıllık yazıt Türkiye’ye getirildi

A
A
A
Kültür Bakanlığı devreye girdi, bin 800 yıllık yazıt Türkiye’ye getirildi

Manisa’daki Sidas Antik Kenti’nden yıllar önce çalınarak İtalya’ya götürülen bin 800 yıllık antik taş yazıt, Kültür ve Turizm Bakanlığının çabalarıyla 23 yıl sonra yeniden Türkiye’ye getirildi.

Manisa'nın Demirci ilçesi sınırları içerisinde yer alan ve milattan önce üçüncü yüzyılda önemli bir kent olduğu bilinen Sidas (Saittai) Antik Kenti’nden 1990’lı yıllarda çalınarak İtalya'ya götürülen yazıt, yeniden Türkiye'ye getirildi. Apollon Aksyros Tapınağı'ndan çalınarak İtalya'ya götürülen bin 800 yıllık yazıt, Kültür ve Turizm Bakanlığının çabalarıyla yeniden Türkiye'ye kazandırılmış oldu. Bakanlık yetkililerinin teslim almasının akabinde Türk Hava Yollarının Roma’dan havalanan uçağına yüklenen yazıt, gece saatlerinde İstanbul Havalimanı'na getirildi. Özel bir kutu içerisinde muhafaza edildiği görülen tarihi eser, Türk Hava Yollarının yer hizmetleri iştiraki Turkısh Ground Services (TGS) ekipleri tarafından özenle uçaktan indirildi. Yazıt, sabah saatlerinde ise Ankara’ya gönderilecek.

“Yurtdışındaki bir eserimiz daha topraklarına, ait olduğu yere geri döndü”

Yazıtla birlikte Türkiye’ye dönen Kültür ve Turizm Bakanlığı Roma Kültür ve Tanıtma Müşaviri Rıza Haluk Soner, havalimanında yaptığı açıklamada, “Bakanlığımızın uzun hukuki mücadeleler sonucu İtalya’dan getirdiği bu eseri yarın saat 12.30’da Sayın Bakanımız halkımıza takdim edecek. Hepimize hayırlı olsun. Böylece yurtdışındaki bir eserimiz daha topraklarına, ait olduğu yere geri döndü” değerlendirmesinde bulundu.

Yazıt, hırsızlık sonrası tapınağa hediyeler sunup af dilenmesini konu alıyor

Yaklaşık 23 yıldır Kültür ve Turizm Bakanlığının peşini bırakmadığı antik yazıtta, iki kardeşten birinin balık ağını çalması nedeniyle gazaba uğraması ve ailenin tapınağa hediyeler sunup af dilemelerinin yer aldığı öğrenildi. Yazıtta, “(300 yılında (MS 215/6 yılı), Ksandikos ayında, 12’inci günde, tanrıya karşı işledikleri cürüm nedeniyle: Melite ve Makedon, Eia'nın ağını ve başka şeylerini çaldılar; bu sebeple tanrı tarafından cezalandırıldılar. Anne ve babaları kendi selametleri için Apollon Aksyros'a danıştılar ve adağı şükranla yerine getirdiler” ifadelerinin yer aldığı belirtildi. Saittai Antik Kenti'nde bulunan Apollon Aksyros Tapınağı'nda antik dönemlerde insanların bir arzularının gerçekleşmesi ya da işledikleri günahlardan kurtulmak için kurbanlar, hediyeler sundukları ve herkesin görmesi ve ibret alması için de taşlara günahlarını, dileklerini yazdığı biliniyor.

Kültür Bakanlığı devreye girdi, bin 800 yıllık yazıt Türkiye’ye getirildi

İtalya’da antika tüccarına yapılan baskında ele geçirilmişti

Türkiye'den çalınarak İtalya'ya götürülen yazıt, İtalyan kültür polisi tarafından 1997 yılında bir antika tüccarına yapılan baskında ele geçirildi. Yazıtın kökeninin Türkiye olup olmadığının teyidi için durum Türk İnterpol Birimine iletildi. Kültür ve Turizm Bakanlığınca yapılan incelemeler sonucunda eserin daha önce Prof. Dr. Hasan Malay tarafından 1987 yılında yayınlandığı ve Manisa'da bulunan Apollon Aksyros Tapınağı'ndan çalındığı tespit edildi. Ancak bu hırsızlık olayı ile ilgili bir delil bulunamadığından İtalya'daki soruşturma sonuçsuz kaldı. Aradan geçen 23 yıllık süreçte karşılıklı davalar ve Türkiye'nin sunduğu deliller sonucu eserin Türkiye'ye iade edilmesine karar verildi. Bu kapsamda da yazıt tekrar Türkiye’ye getirildi.

Ferhat Yasak

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzincan Türkiye’nin canlı ve minarel türleri bu müzede sergileniyor Türkiye’nin ilk doğa tarih müzesi olma özelliği taşıyan Erzincan’ın Kemaliye ilçesindeki Prof. Dr. Ali Demirsoy Doğa Tarihi Müzesi, başta Kemaliye olmak üzere Erzincan ve yurt genelinden canlı ve minarel türlerine ait yaklaşık 5 bin çeşit materyali sergiliyor. Erzincan Kemaliye’deki Prof. Dr. Ali Demirsoy Doğa Tarihi Müzesi, Kemaliyeli olan, Prof. Dr. Ali Demirsoy’un katkıları ile kuruldu. Müzeyle ilgili şu bilgilere yer verildi: “Prof. Dr. Ali Demirsoy Doğa Tarihi Müzesi, Kemaliye ilçesinde kurulan “Doğa Müzesinde Bilimsel Bir Gezinti” isimli proje kapsamında 2009 yılında kuruldu. Müzenin kuruluşuna Prof. Dr. Ali Demirsoy, Prof. Dr. Aydın Akbulut ve Öğ. Gör. Yusuf Durmuş öncelik etti. Bu müzede sergilenen örneklerin önemli bir kısmı 10 ayrı üniversiteden 48 bilim insanının görev aldığı “Kemaliye ve Çevresinin Biyoçeşitlilik Açısından İncelenmesi” projesi kapsamında bölgeden toplanan jeolojik ve biyolojik örneklerden oluşmakta. Kurulduğu tarihten bugüne bölge halkı, öğrenciler ve ekoturizm açısından önemli bir ilgi odağı oldu. Ülkemizin değişik bölgelerinden ve Kemaliye çevresinden alınan mineral, taş, toprak ve her türlü jeolojik materyal MTA’daki uzmanlara teşhis ettirilerek dolabların içindeki raflarda uygun kaplarda sergilenmekte. Türkiye’nin ve dünyanın çeşitli yerlerinden gelmiş mineral, kristal, toprak, kayaç örnekleri sergilenmekte. Kemaliye ve çevresinin Gastropad, Bivalvia ve Echinodermata gruplarına ait fosil örnekleri teşhis edilerek, raflarda sergilenmekte. Bir hücreli bitki ve hayvanların mikroskop altında görüntülerinin sunulduğu bir bölüm bulunmakta. Karasal ekosistemin ilk canlı gruplarından olan likenler doğal ortamına uygun habitat ortamları hazırlanarak sergilenmekte. Yine Kemaliye’den toplanan ve teşhis edilen karayosunu örnekleri sergi panolarına yerleştirilerek sunulmakta. Omurgasızların önemli bir kısmı formol ve alkol içinde kavanozlarda etiketleriyle birlikte sunulmakta. Böceklerin büyük bir kısmı, bilimsel örnek hazırlama yöntemine göre içi boşaltılıp tahnit edilmiş, özel böcek iğnelerine geçirilerek panolarda (müze görsel materyali olarak) ya da parazitlere karşı özel korumalı, çekmeli müze dolaplarında saklanmakta. Müzenin en ağırlıklı kısmını böcekler ve herbaryum materyali oluşturmakta. Bölgenin ve ülkemizin tatlısularında ve denizlerinde yaşayan balık örnekleri çeşitli kimyasal işlemlerden geçirerek (formolalkol) görsel malzemeye dönüştürülerek sergileniyor. Aynı işlem amfibiler için de yapılmıştır. Farklı türlerden oluşan amfibi örnekleri alkollü kaplar içinde ve sergi dolaplarında teşhir edilmekte. Birçok zehirli yılın türünün bulunduğu sürüngen örnekleri de aynı yöntemle görsel malzemeye dönüştürülmüştür. Özellikleri, zehirleri ve korunma önlemleri konusunda bilgiler verilmiştir. Çeşitli fırsatlarla elde edilmiş kuş örnekleri tahnit edilerek sunulmaktadır. Kemaliye ve çevresinden 200 yakın kuş türünün (bir kısmı göçücü, transit) varlığı bilinmektedir. Bu kuş türlerine ilişkin tanıtıcı resimler ve tahnit malzemeleri önemli bir eğitim malzemesi niteliği taşımakta. Türkiye’deki yırtıcıların büyük bir kısmını barındıran yörede, memeliler önemli bir yer tutmaktadır. Soyu tehdit altında olan ayı, kurt, vaşak, sansar, dağ keçisi, porsuk, sincap, yedi uyur, fındık faresi, yer sincabı, çok sayıda küçük memeli ve kemirici türleri yörenin fauna elemanları olarak müzede halkın ve eğitim camiasının hizmetine sunulmuştur. Çeşitli şartlar altında elde edilmiş olan büyük ve küçük memeliler tahnit edilerek üç boyutlu sergilenmiştir. Ayrıca bu memelilerin postları ve bazılarının iskeletleri de sergilenmekte ve tanıtıcı bilgi verilemekte. Kemaliye ve çevresinden teşhis edilen 1000 kadar bitkinin en az yarısı, özellikle soğanlı bitkiler görsel olarak sunulmuştur. Bitkiler müze materyali olarak preslendikten sonra kartonlara yapıştırılmıştır. Bu örneklerin hepsi herbaryum örnekleri olarak özel dolaplarda bilim insanlarının kullanımına açıktır ve sergilenmekte”