GÜNDEM - 19 Nisan 2015 Pazar 19:35

Levent-Hisarüstü metrosu açıldı

A
A
A
Levent-Hisarüstü metrosu açıldı

Levent-Hisarüstü Metro Hattı açılış töreni Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Başbakan Ahmet Davutoğlu, Ulaştırma Bakanı Feridun Bilgin ile İBB Başkanı Kadir Topbaş’ın katılımıyla gerçekleştirildi.

Erdoğan, “Açılan her yeni metro hattıyla İstanbul’u toplu taşımada dünyanın en uzun raylı sistemlerinden birine sahip şehir yapma isteğimize adım adım yaklaşıyoruz” dedi.
Açılış töreni öncesinde kürsüye davet edilen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, katılımcıları selamladıktan sonra metro hattının hayırlı olmasını temennisinde bulundu. Erdoğan, “İstanbul Metro sistemine eklenen hattın ülkemiz, şehrimiz ve hemşehrilerimize hayırlı olmasını Allah'tan diliyorum. Bu metro hattının İstanbul’a kazandırılmasını sağlayan Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığımızla İstanbul Büyükşehir Belediyemizi ve projede emeği geçen herkesi tebrik ediyorum” dedi.

“DÜNYANIN EN UZUN RAYLI SİSTEM HATTINA SAHİP OLMAK İÇİN ÇALIŞIYORUZ”
Dünyanın en uzun raylı sistem hattına sahip olmak için çalıştıklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Levent, Etiler ve Boğaziçi Üniversitesi istasyonlarından oluşan 3 bin 194 metre uzunluğunda ve 99 milyon Euro brüt yatırım bedeli olan bu hat bakanlığımız ile Büyükşehir Belediyemizin işbirliğiyle tamamlandı. Açılan her yeni metro hattıyla İstanbul’u toplu taşımada dünyanın en uzun raylı sistemlerinden birine sahip şehir yapma isteğimize adım adım yaklaşıyoruz. Şehrin en doğu ucundan en batısına kadar değerli kardeşlerim en güneyinden en kuzeyine kadar her yerine uzanan raylı sistem hattına sürekli yenilerini ekliyoruz. Marmaray’ın hattına bu sistemi denizin altından birbirine bağlamıştık. Tabi burada bizim bir aşkımız bir sevdamız vardı. Neydi o? Biz diyorduk ki Fatih Sultan Mehmet gemileri karadan yürüttü, bize yakışan nedir? Biz de denizin altından bunu başarmaya çalıştık ve şu anda Marmaray hamdolsun gayet güzel bir şekilde çalışıyor. Biz bunlarda yetmez dedik ve Avrasya tünelinin adımını attık. Avrasya tüneliyle çift katlı lastikli sistem önümüzdeki yıl açılacak. Az önce değerli başkanımızın ifade ettiği iki köprü arasından şimdi de üç katlı da tünelin projesi açıklandı. İnşallah onun da temeli yakın zamanda atılacaktır” dedi.

“MUHALEFET BU ÜLKEYE YAPMAYA DEĞİL, YIKMAYA GELDİ”
Muhalefeti eleştirerek sözlerini sürdüren Erdoğan, "Bu bir ufuk meselesidir, bu bir aşk meselesidir, aşkınız varsa dağları delersiniz ama aşkınız yoksa bunların hiçbirini yapamazsınız. Bakınız biz Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nü de yapıyoruz. Şu anda Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nün yapımı da hızla devam ediyor. Yollar yapılmaya başlandı, dört gidiş dört geliş ortasından yine yüksek hızlı tren geçecek. Muhalefet bundan bile rahatsız oldu. Bu ülkede bir dikili taşınız olsun. Çünkü, bunlar bu ülkede yapmaya değil, yıkmaya geldiler. İstanbul şu anda 144 kilometre aşkın bir raylı sisteme sahip. Yapımı süren ve hazırlık aşamasındaki projelerle 2019 yılında inşallah 430 kilometre ulaştırmaya hedefliyoruz. İstanbul gibi dünyanın en büyük metropollerinden birinin ulaşım sorunun ancak bu şekilde çözüme ulaşacağını gayet iyi biliyoruz. Bu yolda epeyce mesafe kaydettik. Sadece şu anda hizmete girmiş olan raylı sistemler dahi ulaşım bakımından İstanbul’a çok büyük nefes aldırdı. Toplu taşımaya ilgi duymak zorundayız. Yoksa altımızda bir araba ve aynı evde bir ikinci araba bunlarla sadece refah düzeyinizin yüksek olduğunu bilirsiniz ama İstanbul’daki ulaşım sıkıntısını aşamazsınız, aşamayız. İnşallah bu sistem yeni projelerle sürekli genişledikçe, ulaşım İstanbullular için bir eziyet değil, keyif haline gelecek. Şehrin her köşesine dağılan dev ulaşım ağı İstanbul’un cazibesi ve marka değerini de artıracaktır. Ülkemizin bilimde, ticarette, sanatta, sporda ve diğer pek çok alanda adeta lokomotifi olan İstanbul güçlendikçe Türkiye’de hedeflerine doğru çok daha kararlı bir şekilde devam edecektir. Levent-Hisarüstü Metro Hattını işte bu önemli misyonun toplu taşıma alanında en son devreye giren sistemi olarak görüyorum" ifadelerini kullandı.

“İSTANBUL'U SİYASİ VE TİCARİ RANT KAPISI OLARAK GÖRENLERİN REZALETLERİNİ HER GÜN GÖRÜYORUZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Her zaman ifade ettiğim gibi İstanbul Türkiye’dir, aynı zamanda İstanbul Avrupa’dır, Asya’dır. İstanbul coğrafi bakımdan kilit konumda olmasını yanı sıra bütün medeniyetlerin de buluşma noktasıdır. Böyle bir şehre hizmet etmek, sadece bilgi ile proje ile olmaz bu şehre ancak bütün kalbinizi, tüm benliğinizi ona adarsanız hizmet edebilirsiniz. İstanbul’u siyasi ve ticari rant kapısı olarak görenlerin yol açtıkları rezaletleri her gün görüyoruz. Bu şehre kalp gözüyle değil, rant gözüyle bakanların akıbeti elbette bu olacaktır. Biz İstanbul’a Üstat Necip Fazıl’ın dizeleri ile bakıyoruz. İstanbul bizim canımız ve Türkiye’den başka vatanı olmayan bu şehir, zamanı, mekanı aşıp gelen bir şehirdir. İstanbul’a bu gözle bakmayan onu sadece kirletir, sadece sömürür. Nitekim geçmişte uzun bir süre kirlettiler. Kaçak yapılarla kirlettiler, çöp dağlarıyla kirlettiler, güzelim Haliç’i ihmal ederek kirlettiler, hava kirliliğiyle rezil ettiler, maskeler dağıttılar, tarihini, kültürünü, kimliğini, tabiatını tahrip ederek kirlettiler. Kardeşlerim İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığımızda attığımız adımlarla bir değişim ve dönüşüm yaşadık ve yaşattık ve bu günlere geldik. Biz arkadaşlarımızla birlikte tüm siyasi hayatımız boyunca işte buna karşı bir mücadele verdik. Başbakanlığımız döneminde de İstanbul başta olmak üzere tüm Türkiye’de bu adımları kararlı bir şekilde attık. İnsanın gönlündeki tahribattan başlayarak adım adım şehirlerin fiziki tahribatlarını onarmak için çalıştık. Şimdi de Cumhurbaşkanı olarak aynı kararlılıkta bu yola devam ediyoruz. Kalbimdeki İstanbul sevgisi ve aşkı her geçen yıl daha da güçlendi, daha da güçleniyor. Aynı hislerle İstanbul’a bakıyorum. Bu can bu tende olduğu müddetçe benim İstanbul sevgim bitmez, İstanbul aşkım küllenmez.”

“MUHALEFET PARTİLERİNİN SEÇİM VAADİ OLAN KOALİSYON ESKİ TÜRKİYE DEMEKTİR, TÜRKİYE'NİN GERİLEMESİ DEMEKTİR”
2023 hedeflerine yürüyen Türkiye'nin yeni bir yol ayrımına geldiğini söyleyen Erdoğan, “Geçtiğimiz 12 yılda güçlü tek parti iktidarıyla sağlanan güven ve istikrar ortamı Türkiye’yi buraya kadar getirdi. 12 yılda üç kat büyüyen Türkiye gerçek bir başarı hikayesi olarak tarihteki yerini aldı. Ama ülkemizin geldiği yerde yeni araçlara yeni imkanlara yani yeni bir yönetim sistemine ihtiyacımız var. Bakınız Türkiye çok partili sisteme geçtiğimiz 70 yıla yaklaşan dönemin tam 40 yılını koalisyonlarla geçirdi. Bugün Türkiye’de yapılmış olan ne varsa hemen tamamı kalan 30 yıllık tek parti iktidarların ürünüdür. Geçmişte bu milletin 70 yılını çalanlar şimdi aynı düzenin devam etmesini istiyorlar. Seçimlerde projesi koalisyon olan bir muhalefet partimiz var veya muhalefet partileri var. Şimdi ne diyorlar. Bakın burası çok manidar, biz koalisyon kurmaya hazırız diyorlar. Daha baştan neticeyi görüyorlar. Biz koalisyon hükümetlerinin Türkiye’ye hep kaybettirdiğini söylüyoruz. O çıkmış ‘seçimden sonra yeterli çoğunluğu bulursak koalisyon kuracağız’ diyor. Bu ifade Türkiye’ye kaybettirmeye talibiz demektir. Yani biz Türkiye’de istikrar ve güven istemiyoruz demektir. Halbuki biz artık güçlü tek parti hükümetleri dahi artık Türkiye’ye yetmiyor bu gömlek bu cüsseye dar geliyor diyoruz. Yeni Türkiye’yi inşa edebilmek için, yeni anayasa ve onunla birlikte başkanlık sistemine ihtiyacımız olduğunu söylüyoruz. Türkiye’nin geleceği için ihtiyaç duyduğu proje koalisyon değil işte budur” dedi.

"BİZİM MİLLETİMİZ KOALİSYONLARIN NE OLDUĞUNU ÇOK İYİ BİLİR"
"Koalisyon ihtimaline bel bağlayanlar bu ülkenin ve bu milletin değil sadece kendi istikballerini düşünenlerdir" diyen Erdoğan, şöyle konuştu:
"Bizim milletimiz koalisyonların ne olduğunu çok iyi bilir. Koalisyon demek, kriz, enflasyon, işsizlik, fakirlik ve iflas demektir. Bunların geçmişini gördük. Koalisyon demek bir avuç seçkinin, bir avuç zenginin ve bir avuç bürokratın milletin sırtına kene gibi yapışması demektir. Koalisyon demek IMF kapılarında birkaç yüz milyon için para dilenmek demektir. Koalisyon demek, emeklinin, işçinin, esnafın, memurun kaybetmesi, yüksek faizle parasına para katan üç beş zenginin itibar kazanması demektir. Koalisyon demek eski Türkiye demektir. Biz yeni Türkiye’ye bakıyoruz. Yani Türkiye’nin 2 trilyon dolar gayri safi milli hasıla kişi başı 25 bin dolar milli gelire 500 milyar dolar ihracata ulaşması ve dünyanın en büyük on ekonomisinden biri olması için bir araya gelemeyenler koalisyon için can atıyor. Bu güne kadar ülkenin ve milletin menfaatine olan hiçbir meselede bir araya getiremediklerimiz koalisyon denen dibi delik tekneye doluşma konusunda bu derece istekli ve bu derece heyecanlı olmaları gerçekten ibret vericidir.”

"MİLLETİN ARASINA NİFAK SOKMAYA ÇALIŞMAK İSTEYENLERE ASLA MÜSAMAHA GÖSTERMEM"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Artık Türkiye çok daha farklı bir konuma gelecek. Cumhurbaşkanı olarak benim safım daima milletin yanıdır. Milletim nerede ise ben de oradayım. Ama gücünü milletin gönlüne girmekten değil milletin arasına nifak sokmak çalışmak isteyenlere asla müsamaha göstermem. Onların da karşısındayım. Sizi istismar edenlere karşı yüz vermeyin. Vermeyin ki bu millet birlik ve beraberlik içerisinde daha da güçlensin” dedi.
Konuşmasının ardından metro hattının hayırlı olmasını temenni eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini “Bugün burada toplanmasına vesile olan Hisarüstü Metro Hattı’nın tüm halkımıza hayırlı olmasını temenni ediyorum” diyerek tamamladı. Erdoğan daha sonra beraberindekilerle birlikte hattın açılışını gerçekleştirmek üzere kurdeleyi kesti. 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul İTO Başkanı Avdagiç’ten ‘enflasyon’ değerlendirmesi İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, “İstanbul iş dünyası olarak enflasyonda biz bu seneyi yüzde 43-44 bandında tamamlayacağımızı öngörüyoruz” dedi. Avdagiç, yaptığı açıklamada, iş dünyasının enflasyon ve döviz kuru beklentilerini değerlendirdi. Avdagiç, Merkez Bankası’nın yılsonu enflasyon beklentisini yüzde 36 olarak açıkladığını, tahmin aralıklarında bunun yüzde 40-42’lere çıkabileceğini ifade ettiğini hatırlatarak, “İstanbul iş dünyası olarak enflasyonda biz bu seneyi yüzde 43-44 bandında tamamlayacağımızı öngörüyoruz. Bununla birlikte ihracatın sıkıntıya girmemesi ve ithalatın cazip hale gelmemesi için kur ile enflasyon arasındaki korelasyonun kopmaması lazım. Kuru baskılayarak enflasyonu tutmanın kısa vadeli birtakım faydaları olabilir ama bu ithalatı artıran, ihracatı baskılayan unsur olacaktır. Bu da hep üzerinde çalıştığımız dış ticaret açığımızı olumsuz etkileyecektir" değerlendirmesinde bulundu. Döviz kurunun, enflasyonla korelasyonunun kopmamasının önemli olduğunu belirten Avdagiç, “İlk çeyrekte dolar kuru yüzde 9, enflasyon yüzde 14,3’ün üzerinde arttı. İlk 3 ayda 5,3 puanlık bir fark var” ifadesini kullandı. “Hazine ve Maliye Bakanlığı yapılması gerekenleri titizlikle yapıyor” Avdagiç, Türkiye’nin FATF Gri Listesi’nden çıkacağını öngördüklerini, Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın hem ulusal hem de uluslararası anlamda yapılması gerekenleri titizlikle yaptığını ifade etti. Avdagiç, Türkiye’nin 5 yıllık kredi risk priminin (CDS) 300 puan seviyesine inmesinin ekonomi yönetiminin ve hükümetin çabalarının önemli bir sonucu olduğunu söyledi. Şekib Avdagiç, şöyle devam etti: “Ekonomi yönetiminin adımları pozitif sonuçlarını vermeye başladı. Bu memnuniyet verici. İş dünyası açısından CDS kadar daha önemli bir unsur da bankaların sendikasyon kredileri. İkisi arasında bir korelasyon var. En son bankaların sendikasyonlarına baktığımız zaman Euribor+yüzde 2,25 ile borçlandıklarını görüyoruz. Bankaların sendikasyon maliyetlerini takip etmek lazım.” Banka kredisi maliyetlerinin yüksek olduğunu belirten İTO Başkanı Avdagiç, sözlerini şöyle sürdürdü: "Enflasyonun bu kadar yüksek olduğu bir ortamda, kredi maliyetlerinin enflasyon üzerinde konumlanması piyasanın bir gerçeği. Ağırlıklı olarak günlük ticari faaliyetleri devam ettirmek için kredi kullanımı gündemde. Beklentimiz enflasyonun makul seviyeye inmesi, buna bağlı olarak da faizlerin ve kredi maliyetlerinin daha uygun bir noktaya gelmesidir. Kredi maliyetlerinin aşağıya çekilmesi, enflasyonun aşağıya çekilmesiyle uyumlu bir halde olacaktır."
İstanbul Üniversite ve lise öğrencileri sürdürülebilirlik öğrenci kongresinde buluşuyor Fenerbahçe Üniversitesi ve MBA Okulları tarafından düzenlenen I. Ulusal Sürdürülebilirlik Öğrenci Kongresi için geri sayım başladı. Medicana Eğitim Grubu iştiraki Fenerbahçe Üniversitesi ve MBA Okulları lise öğrencilerinin katılımıyla gerçekleşecek olan kongrede; Sağlık, Teknoloji, Çevre ve Eğitim başlıklarına yer verilecek. 10-11 Mayıs tarihlerinde Fenerbahçe Üniversitesinde düzenlenecek olan I. Ulusal Sürdürülebilirlik Kongresinde Medicana Grup üst düzey yöneticileri, Savunma Sanayi Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Hakan Karataş ve T3 Vakfı Mütevelli Heyeti Muhammet Saymaz üniversite ve lise öğrencileriyle bir araya gelerek daha iyi bir dünyaya değerli paylaşımlarıyla ilham olacak. Fenerbahçe Üniversitesi ve MBA Okulları lise hazırlık, 9, 10, 11, 12. sınıf öğrencileri gerçekleştirilecek kongrede sunum, poster sunumu ya da dinleyici olarak yer alarak bilgi paylaşımlarında bulunabilecek. I. Ulusal Sürdürülebilirlik Öğrenci Kongresi ile öğrenciler için hem bireysel hem de toplumsal düzeyde farkındalık oluşturacak olan Medicana Eğitim Grubu iştiraki Fenerbahçe Üniversitesi ve MBA Okulları, gençlerin geleceğin liderleri olarak sürdürülebilirlik alanında bilinçlenmesi, küresel sorunları anlamak ve sürdürülebilir çözümler üretmesi için yenilikçi bir öğrenme platformu oluşturmayı hedefliyor.
İstanbul “Yaza formda girmek için haftada 150 dakika yürüyün” Yaz mevsimine formda girmek adına şimdiden dengeli beslenmeye dikkat edilmesi gerektiğini belirten Diyetisyen Melike Aslıhan Kara, “Su içmeyi ihmal etmeyin, günde ortalama 2-2.5 litre su içme hedefinize mutlaka ulaşın. Hareketinizi artırın ve haftalık minimum 150 dakika egzersiz süresini hedefleyin. Bilimsel olmayan diyetlerden uzak durun. Tükettiğiniz meyvelerin porsiyon miktarına dikkat edin. Probiyotiklerin gücünden faydalanın” dedi. Yeterli ve dengeli beslenmenin sağlığın temeli olduğunu ancak bunun nasıl sağlandığı konusunda bilgi kirliliği olduğunu ifade eden VM Medical Park Pendik Hastanesi’nden Diyetisyen Melike Aslıhan Kara, “Beslenme açlık duygusunu bastırmak, karın doyurmak ya da canının çektiği şeyleri yemek içmek değildir. Besin öğeleri vücudun ihtiyaç duyduğu düzeyde alınamadığında yetersiz beslenme oluşur. Beslenme; sağlığı korumak, geliştirmek ve yaşam kalitesini yükseltmek için vücudun gereksinimi olan besin öğelerini yeterli miktarlarda ve uygun zamanlarda almak için bilinçli yapılması gereken bir davranıştır” şeklinde konuştu. “İnsan 50’ye yakın besin öğesine gereksinim duyar” İnsanın yaşamı için 50’ye yakın besin öğesine gereksinimi olduğunun altını çizen Diyetisyen Kara, “İnsanın sağlıklı büyüme ve gelişmesi, sağlıklı ve üretken olarak uzun süre yaşaması için bu öğelerin her birinden günlük ne kadar alınması gerektiği belirlenmiştir. Bu öğelerin herhangi biri alınmadığında ya da gereğinden az ya da çok alındığında, büyüme ve gelişme engellenir, sağlık bozulur. Gereğinden fazla besin tüketilirse, çok alınan bazı öğeler vücutta yağ olarak depolandığından sağlık için zararlı olur. Bu duruma dengesiz beslenme denir. Dengesiz beslenmenin önlenmesinde beslenme eğitimi ile sağlıklı beslenme bilincinin kazandırılması büyük bir önem taşır” ifadelerini kullandı. “Dengeli beslenen kişiler sık hastalanmaz” Yeterli ve dengeli beslenen kişilerin belli özellikleri olduğunu dile getiren Diyetisyen Kara, bunları şöyle sıraladı: “Dengeli beslenen kişi sağlam ve sağlıklı bir görünüştedir. Hareketli ve esnek bir bedene, muntazam bir cilde, canlı ve parlak saçlara ve gözlere, kuvvetli, gelişimi normal kaslara sahiptir. Ayrıca çalışmaya istekli kişiliğe, boy uzunluğuna uygun vücut ağırlığına, normal zihinsel gelişme, sık sık hasta olmayan bir yapıya da sahiptir.” “Sürekli baş ağrısı dengesiz beslenme işareti” Yetersiz ve dengesiz beslenenlerin hareketlerinin de ağır ve isteksiz olduğunu işaret eden Diyetisyen Kara, “Dengesiz beslenenler sağlıksız genel görünüşte (aşırı zayıf veya şişman), pürüzlü, kuru, sağlıksız cilt yapısına, şişman veya çok zayıf vücut yapısına, sık sık baş ağrısından şikâyet eden, iştahsız, yorgun, isteksiz bir yapıya sahiptir” dedi. “Yaza formda girmek için beslenme önerileri” Yaz mevsimine formda girmek adına beslenme önerilerinde bulunan Diyetisyen Kara, dikkat edilmesi gerekenleri şöyle anlattı: “Su içmeyi ihmal etmeyin ve günlük 2-2.5 litre su içme hedefinize mutlaka ulaşın. Her zaman hareketinizi artırın ve haftalık minimum 150 dakika egzersiz süresini hedefleyin. Mutlaka bir diyetisyen gözetiminde ideal kilonuza ulaşın. Medyatik ve bilimsel olmayan diyetlerden uzak durun. Yazın tüketilen meyvelerin porsiyon miktarına dikkat edin. Kronik hastalığınız yoksa taze meyve -sebze suları tüketin. Probiyotiklerin gücünden faydalanın. Kendinize mutlaka hobi ve aktivite edinin.” “Yeşil egzersiz kronik ağrıya, fiziksel ve mental sağlığa iyi gelir” Günümüzün dijitalleşen dünyasında günlük işlerimiz fiziksel olarak hareket etmeksizin kolay bir şekilde gerçekleştirilebilse de, fiziksel aktiviteden yoksun bir yaşam tarzının birçok hastalığı da beraberinde getirdiğini işaret eden Diyetisyen Kara, şu önerilerde bulundu: “Fiziksel aktivitenin vücudun bütün sistemleriyle ilişkili olduğu ve birçok hastalığın tedavisinde destekleyici rolü bilimsel olarak kanıtlanmıştır. Son zamanlarda ‘yeşil egzersiz’ olarak adlandırılan ve insan sağlığına daha çok olumlu katkıda bulunan, doğal ortamda gerçekleştirilen fiziksel aktivite yeşil egzersiz olarak adlandırılmaktadır. Yeşil egzersizin kronik ağrıya, fiziksel ve mental sağlığa olumlu etkileri vardır. Kolay erişilebilen, biyoçeşitliliği fazla olan doğal ve hoş ortamlarda vakit geçirmenin fizyolojik, psikolojik ve sosyal refahı sağladığı, yaşam kalitesinin artmasında etkili olduğu görülmektedir. Yeşil egzersiz ayrıca insanların çevreye karşı olumlu tutumlarının da gelişmesine katkı sağlamaktadır. Yapılan çalışmalarda yeşil egzersizin psikolojik, hormonal ve nöroimmünolojik çok boyutlu yararlar sağladığı, biyopsikososyal yaklaşımla uyumlu bir yöntem olduğu açıkça görülmektedir. Sonuç olarak, sürdürülebilir sağlığa ve çevreye katkısı olan bu egzersiz yaklaşımının yeşil egzersiz reçeteleri, doğal ortamların korunması, kanıta dayalı araştırmalar ve teşviklerle daha çok desteklenmesi gerektiği ortaya konmuştur.” “Bahar aylarında tüketilebilecek sebze ve meyve önerileri” Bahar aylarında tüketebileceğimiz sağlıklı sebze ve meyve önerilerinde bulunan Diyetisyen Kara, “Hücrelerin yenilenmesi, dokuların onarımı, hastalıklara karşı direnç sağlaması gibi sayısız faydası ile sebze ve meyveler her daim beslenmemizde öncelik kazanıyor. İlkbaharda tüketebileceğimiz bazı önemli sebze ve meyveler havuç, enginar, turp, bezelye, kuşkonmaz, maydanoz, marul, roka, taze yeşillikler, bakla, taze soğan, taze sarımsak, kiraz, çilek, erik, elma, yenidünya ve çağladır” dedi. Diyetisyen Kara, yaza formda girmek isteyenlerin tercih edebileceği metabolizma hızlandıran çay ve çorba tarifini ise şu şekilde paylaştı: “Zencefilli metabolizma çayı” “Malzemeler: 1 litre su, 1 nohut tanesi büyüklüğünde zencefil, 4-5 dilim elma, 1 top karabiber, 1 adet karanfil, limon dilimleri Hazırlanışı: Tüm malzemeleri doğrayıp suda 10 dakika dinlendirip, yemeklerden 20 dakika sonra gece ara öğününde tüketin.” “Metabolizma hızlandıran kabak çorbası” Malzemeler: 2 orta boy kabak, 1 adet soğan, 1 diş sarımsak, 1 orta boy domates, 1 yemek kaşığı zeytinyağı, tuz, karabiber. Hazırlanışı: Küçük doğranmış soğan, sarımsak, kabak 1 yemek kaşığı zeytinyağı ile pişirin. Malzemeler yumuşayınca üzerine rendelenmiş domates ekleyin. Domates pişince üzerine 5 bardak su koyun. Su kaynayınca en son üzerine küçük doğranmış dereotu ve maydanoz ilave edin. Sıcak servis yapıp tuz ve karabiber ekleyip afiyetle tüketebilirsiniz.”
Bartın Kruvaziyer ile Amasra’ya gelen Rus turist sayısı 20 ayda 4.9 kat arttı Kruvaziyer ile 2022 yılının Ağustos ayında ilk kez tanışan Bartın’ın Amasra ilçesine gelen turist sayısı 44 bin 319 kişiye ulaştı. 2022 yılında 9 bin 23 olan turist sayısı, 20 ayda 4.9 kat arttı. Bartın’ın Amasra ilçesine 2022 yılı Ağustos ayında seferlerine başlayan Astoria Grande gemisi, 20 ayda yaptığı 39 seferde 17 bin 43’ü personel, 27 bin 276’sı yolcu olmak üzere toplam 44 bin 319 kişiyi ilçeye getirdi. 193 metre uzunluğunda ve 30 metre genişliğindeki 11 katlı Astoria Grande’nin Amasra’ya getirdiği yolcu sayısı katlanarak arttı. 2022 yılı Ağustos ayında başlayan ve yıl sonuna kadar gerçekleşen 9 seferde 3 bin 933 personel, 5 bin 90 yolcu olmak üzere toplam 9 bin 23 kişi getiren geminin 2023 yılında sefer sayısı 24’e çıkarken, yıl boyunca ilçeye getirdiği yolcu ve personel sayısı toplamda 27 bin 248’e ulaştı. Geçtiğimiz yıl taşıdığı yolcu ve personel sayısı bir önceki yıla göre 3 kat artan geminin toplamdaki yolcu sayısı ise ilk sefere başladığı 2022 yılına göre ise 4.9 kat arttı. Bu yılın ilk 4 ayında gerçekleşen 6 seferde 8 bin 48 turisti Amasra ilçesine getiren gemi, bu seferlerden 3’nü ocak ayında, 2’sini nisan ayında, birini de mayıs ayında gerçekleştirdi. Yolcu taşımacılığında 2023-2024 sezonunun son seferinde 17 Ocak’ta gerçekleştiren gemi, yaklaşık 75 günlük bakım ve onarımın ardından 4 Nisan’da 2024-2025 sezonun ilk seferini gerçekleştirdi. 60 bin yolcu hedefi Gemide yapılan anketlerde en çok beğenilen durak ve turizm şirketlerinin sunduğu gezi paketlerinde en çok talep edilen yerler arasında yer alan Amasra’da bir önceki yılda kırılan turist sayısı rekorlarının 2024 yılında da kırılması hedefleniyor. Astoria Grande gemisi ile yıl boyunca yapılması planlanan toplam 26 seferde 40 bin turistin Amasra’ya getirilmesi planlanırken, ilçeye gelen gemi sayısının da arttırılması için çalışmalar yürütülüyor. Bölgeye yabancı turistleri getiren gemi sayısının iki ve daha üstüne çıkartılması ile yolcu sayısının 60 bine çıkarılması planlanıyor. Yolcu sayısı her yıl katlanarak arttı Bartın Belediye Başkanı Recai Çakır, kruvaziyer turizminde Amasra’nın ağırladığı turist sayısının artarak devam ettiğini kaydetti. 2024 yılında bölgeye yapılan sefer sayısını ve bölgeye gelen gemi sayısını arttırmak için çalışmalar yürüttüklerini hatırlatan Çakır, “Başladığı günlerde oldukça az olan yolcu sayısı giderek artıyor. Bugün 878 yolcu, 437 personelle Amasra’mızdalar. Bu sene için 26 sefer ve Karadeniz’de yine birinci olma hedefi ile liman işletme faaliyetimize devam ediyoruz. Sefer sayısının yanı sıra gemi sayısının artması için de tüm paydaşlarımızla çalışmaya devam ediyoruz” diye konuştu. 39. seferde 878 yolcu getirdi 39. seferini 1 Mayıs’ta gerçekleştiren gemi, son seferinde 878 yolcu ve 437 mürettebat ile Amasra Limanı’na yanaştı. Rusya’nın Soçi kentinden yola çıkan ve Karadeniz turu yapan geminin sabah saatlerinde geldiği Amasra ilçesinde yaklaşık 10 saat yolculuğa ara veren turistler, gün boyu Bartın ve Amasra ilçesinin doğal, tarihi ve turistik yerlerini gezme fırsatı buldu. Rus turistler sakin ve otantik buluyor Denizin ve doğanın keyfini çıkaran Rus turistler, ilk kez geldikleri Amasra’yı çok beğendiklerini ifade ettiler. Rus turistler, Amasra’nın doğası ve denizini muhteşem olarak değerlendirirken, ilçeyi sessiz, sakin ve otantik bulduklarını ifade ettiler. Rus turistler, ilçenin meşhur balığının yanı sıra bölge insanlarını da çok sevdiklerini kaydederek, tekrar gelmeyi düşündüklerini söylediler.