GÜNDEM - 19 Mart 2021 Cuma 11:26

Mahkeme kararıyla 2 saatlik görüş hakkı bulunan baba, 7 aylık çocuğunu kaçırdı

A
A
A
Mahkeme kararıyla 2 saatlik görüş hakkı bulunan baba, 7 aylık çocuğunu kaçırdı

Diyarbakır'da yaklaşık 2 yıl önce evlendikten sonra Antalya'ya yerleşen Zerin F., eşinden şiddet gördüğü iddiasıyla 7 aylık hamileyken baba evine geri döndü. Burada bir kız çocuğu dünyaya getiren Zerin F., eşine boşanma davası açtı. M.F., yaklaşık 1 ay önce 2 saatlik görüşte aldığı kızını bir daha getirmedi. Acılı anne, evladına kavuşmak için yetkililerden destek istedi.

Diyarbakır’da yaşayan Zerin F., yaklaşık 3 yıl önce M.F. ile evlendi. Çift, evliliklerinin ardından Antalya'ya yerleşti. Evliliğinin ardından hamile kalan Zerin F., iddiaya göre gebeyken eşinden şiddet görmeye başladı. Hamilelik sürecinde çocuklarının kız olduğunu öğrenen baba M.F., bu süreç içinde tekrar şiddet uyguladı. Zerin F., şiddete ve hakaretlere dayanamayarak baba evine sığındı ve burada bir kız çocuğu dünyaya getirdi. 2 ay baba evinde kalan Zerin F., aile büyüklerinin araya girmesiyle tekrar Antalya’ya eşinin yanına döndü. İddialara göre yine M.F., erkek çocuğu olmadığı için şiddet ve hakaretlerine devam etti. Fırsat bulup tekrar Diyarbakır’a dönen Zerin F. eşine boşanma davası açtı. Boşanma davası sürerken mahkeme çocuğun geçici velayetini anneye verip babaya da haftada 2 defa 2'şer saatlik çocuğu görme hakkı verdi. Baba M.F., ikinci görüşmesinde eşinin köydeki evlerine ticari taksiyle giderek çocuğu alıp kaçtı. 24 gündür 7 aylık bebeği Reyhan F.’den haber alamadığını öne süren anne Zerin F., sütü kurumasın diye sütünü pompaladığını belirterek, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a seslenip çocuğunun bulunmasını istedi.

Mahkeme kararıyla 2 saatlik görüş hakkı bulunan baba, 7 aylık çocuğunu kaçırdı

"Ben kız çocuk istemiyorum, çocuğu aldıracaksın diyordu"

24 yaşındaki Zerin F. 2019 yılında evlendiğini ve 1 ay sonra hamile kaldığını, hamileliğinin 3'üancü ayında doktorların çocuğunun sağlığı için bir takım testler istediğini söyledi. Eşinin bunu duyduktan sonra çocuğa bir şey oldu şüphesine düştüğünü belirten Zerin F., "Çocuk engelli, özürlü diye sen bu çocuğu doğurmayacaksın diyordu. İstediğin kadar ağla, gerekirse seni sürükleye sürükleye götüreceğim, o çocuğu alacaksın. Özürlü çocuk istemiyorum diyordu. Hastaneye gittik test aldılar. Çocukta herhangi bir sorun yok. Çocuğun sağlığı gayet yerindeydi. Daha sonra iş cinsiyete geldi. 5’inci ayında çocuğun kız olduğunu öğrendik. Eşim bunu duyduktan sonra telefondan bana hakaret, küfürler yağdırarak, telefonu yüzüme kapattı. Eve geldim evde aynı şekilde. ‘Gözümün önünden git, bana daha bir erkek çocuk veremiyorsun. Ben kız çocuk istemiyorum, çocuğu aldıracaksın’ diyordu. Hamilelik sürecinde hep hakaret, küfür, şiddet fiziksel ve psikolojik olarak baskı gördüm eşimden. 7 aylık hamileyken bu adam tekrar şiddet uyguladı. Bana şiddet uygularken ben sürekli karnımı tutuyordum. Yüzüme gelsin, ama karnıma gelmesin, çocuğuma bir zarar gelmesin diye. Çocuğumu burada doğurdum. Çocuğum 2 aylık olduktan sonra aile büyükleri araya girdi. Barıştırdılar bizi. Tekrardan Antalya’daki evimize döndük. Arada birkaç gün geçti bu adam tekrardan şiddet uygulamaya başladı. Tekrar çocuk sorununa geldi. 'Erkek çocuk doğuracaksın, ikinci çocuk kız olursa ben gider evlenirim erkek çocuğumun olması için’ dedi. Ben de tekrar ailemin evine geldim. Boşanma davası açtım. Boşanma davası açtığım için bu adam sürekli beni tehdit ediyordu. ‘Ya ailenden biri ölür ya çocuğu verirsin, ya evine gelirsin’ diye sürekli tehditler savuruyordu" dedi.

Mahkeme kararıyla 2 saatlik görüş hakkı bulunan baba, 7 aylık çocuğunu kaçırdı

"Sütüm kesilmesin diye pompalıyorum"

Boşanma davası sürecinde çocuğun geçici velayetinin kendisine verildiğini kaydeden Zerin F., "Babanın, sadece haftada 2 gün, cumartesi ve salı günler sadece 2 saatliğine görme hakkı vardı, alma hakkı yoktu. Daha önce geldi, çocuk durmadığı için bana getirdi. Anneme saldırdı, hakaret etti bize. Aradan bir ay geçti. Tekrardan çocuğu görme bahanesiyle geldi. Ben çocuğu hazırladım, ona verdim. Bunca olaya rağmen ben çoğu yine ondan saklamadım. Bu adam çocuğumu alır almaz, ticari taksiye binip kaçtı. İkinci görüşmeden sonra 23 Şubat tarihinde saat 18.00’da çocuğu görme bahanesiyle çocuğu kucağına alır almaz ticari taksiyle kaçtı. O günden sonra bu çocuktan hiç haber alamadık. Çocuğum henüz 7 aylık. Çocuğu sütten keserek böyle plan yaptı. Biz sonradan ticari taksiyi fark ettik. Taksici bu adamı Bismil’e bıraktığını söyledi. Ben savcılığa gittim, dilekçe verdim. Savcıyla görüştüm savcının kadın olmasına rağmen bu kadın beni takmadı. Her gün süt pompalıyorum, sütüm kurumasın diye. Bu adam bu çocuğu sütten keserek en büyük acıyı yaşattı. Gittiğimiz her yere onlara haber veriyorlardı. Buradalar, polis geldi diye. Onlarda bir şekilde kaçmayı başarıyordu. Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığına sesleniyorum, lütfen sizden tek ricam duruma el attın. Ortada 7 aylık, anneye muhtaç bir çocuk var. Bebek ağladığı zaman bir keresinde ağzına çarşaf sıkıştırdı. Çocuk büyüdüğü zaman kendi kararı. O kimi isterse orada kalır. Ben buna hiçbir şekilde engel olamam zaten" diye konuştu.

Mahkeme kararıyla 2 saatlik görüş hakkı bulunan baba, 7 aylık çocuğunu kaçırdı
Öte yandan telefonla ulaşılmaya çalışılan baba M.F., telefonlara cevap vermedi.

Rıdvan Kılıç
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa Nilüfer’de afet bilinci için güç birliği Nilüfer Belediyesi, sivil toplum kuruluşları ile iş birliği yaparak afet bilincini artırıyor. Nilüfer Belediyesi Dr. Ceyhun İrgil Sağlık Müzesi, Nilüfer Belediyesi Yüksek Öğrenim Kız Öğrenci Yurdu ve Pancar Deposu’nda düzenlenen eğitimlerde, deprem ve yangın anında yapılması gerekenler uygulamalı olarak anlatıldı. Afetlerde dirençli bir kent oluşturma hedefiyle çalışmalarını sürdüren Nilüfer Belediyesi, personelini ve vatandaşları tehlikelere karşı bilinçlendiriyor. Nilüfer Belediyesi, BAKUT, ANDA ve MAG-AME Arama Kurtarma dernekleriyle iş birliği yaparak kapsamlı bir eğitim programı gerçekleştirdi. İş birliği kapsamında Nilüfer Belediyesi Yüksek Öğrenim Kız Öğrenci Yurdu, Nilüfer Belediyesi Dr. Ceyhun İrgil Sağlık Müzesi ve Pancar Deposu’nda bir dizi etkinlik düzenledi. Eğitimlerde teorik bilgilendirmelerin yanı sıra, tahliye planları gözden geçirildi ve afet anında paniğin önüne geçilmesi için yapılması gerekenler anlatıldı. Eğitimler kapsamında, tatbikatlar da gerçekleştirildi. Senaryo gereğin alarmın çalmasıyla birlikte binaların tahliyesi sağlandı. "Çök-Kapan-Tutun" uygulamasını başarıyla gerçekleştiren personel, güvenli bir şekilde toplanma alanlarına ulaştı. Tatbikatlarda, yangın tüplerinin doğru kullanımı ve başlangıç aşamasındaki yangınlara müdahale teknikleri uygulamalı olarak gösterildi.
İzmir Adet sancılarının çaresi mutfakta Şişkinlik, karın ağrısı, iştah artışı ve benzeri durumlar; adet dönemlerinde çoğu kadın için zorlayıcı ve can sıkıcı olabiliyor. Buna karşı adet sürecinde görülebilen bu etkilerin hafif geçmesinde beslenmenin etkili olabileceğini aktaran Medicana Sağlık Grubu Kadın Hastalıkları ve Doğum Bölümü’nden Op. Dr. M. Zeynep Kuşku, "Adet döneminde beslenme, hormonel dengesi ve sancılar üzerinde etkili olabilir. Ancak tek başına çözüm olarak düşünülmemelidir. Adet sancısının ana biyolojik sürücüsü çoğu kişide prostaglandin artışıyla oluşan rahim kasılmalarıdır. Beslenme; inflamasyon düzeyi, kan şekeri dalgalanmaları, su ile tuz dengesi ve bazı mikrobesin yeterlilikleri üzerinden şişkinlik, ödem, yorgunluk ve ağrı algısını etkileyebilir. Diyet örüntülerinin dismenore şiddetiyle ilişkili olabildiğini gösteren çalışmalar vardır" dedi. Adet dönemleri çoğu kadın için sıkıntılı geçebiliyor. Özellikle adet sancısı ve şişkinlik durumu çoğu kadının yaşam konforunu bozabilecek noktalarda seyredebiliyor. Bu dönemi konforlu geçirmek adına çeşitli ilaçlar kullanılabiliyor. Ancak adet sürecinde hafiflemenin daha sağlıklı ve dengeli bir yolu olduğuna dikkat çeken Medicana International İzmir Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Bölümü’nden Op. Dr. M. Zeynep Kuşku, beslenmenin hormon dengesi ve sancılar üzerinde etkili olabileceğini dile getirdi. Kuşku, "Adet döneminde beslenmeyi tek başına çözüm gibi düşünmemek gerekir. Adet sancısının ana biyolojik sürücüsü çoğu kişide prostaglandin artışıyla oluşan rahim kasılmalarıdır. Beslenme; inflamasyon düzeyi, kan şekeri dalgalanmaları, su-tuz dengesi ve bazı mikrobesin yeterlilikleri üzerinden şişkinlik, ödem, yorgunluk ve ağrı algısını etkileyebilir. Diyet örüntülerinin (yüksek şeker/atıştırmalık ağırlığı gibi) dismenore şiddetiyle ilişkili olabildiğini gösteren çalışmalar vardır" açıklamalarını yaptı. Adet döneminde özellikle aşırı tuzlu ve işlenmiş gıdaların ödem ve şişkinliği artırabildiğini, bunun yanında; yüksek şeker ve rafine karbonhidratlı gıdaların kan şekeri dalgalanmasına neden olmakla birlikte iştah artışı, yorgunluk ve ağrı gibi sorunlara neden olabildiğini aktaran Kuşku, "Adet döneminde paketli işlenmiş gıdalardan, şeker ve karbonhidrat içeren gıdalar mümkün olduğunca tüketilmemeli. Ayrıca, yağdan çok zengin, ağır kızartmalar: sindirim yükü ve inflamatuar yanıt üzerinden yakınmaları artırabilir; düşük yağlı diyetle ağrıda azalma bildiren çalışmalar vardır. Alkol de PMS yakınmalarını artırabildiği için bu dönemde sınırlanması önerilir. Öte yandan gaz yapan gıdalarda belirlenerek tüketiminde dikkatli olunmalıdır" diye konuştu. Zencefil, bitkisel destekçilerden biri Adet sancılarıyla beslenme arasında bir ilişki olduğunun artık daha net bilindiğini aktaran Kuşku, sözlerini şöyle sürdürdü: "Özellikle bazı besin grupları ağrının şiddetini azaltmada destekleyici olabiliyor. Omega-3’ten zengin besinler, örneğin haftada 2 kez tüketilen yağlı balık, ceviz ya da chia tohumu, vücuttaki iltihap yolaklarını baskılayarak adet ağrısında hafif-orta düzeyde azalma sağlayabiliyor. Etkisi çok keskin değil ama düzenli tüketim genel sağlık açısından da oldukça faydalı. Magnezyum içeren besinler (ıspanak, avokado, kakao gibi) kas gevşetici etkileri sayesinde adet sancılarını hafifletebilir. Bu konuda çalışmalar umut verici olsa da herkese rutin magnezyum takviyesi önermek doğru değil. En güvenli yol, magnezyumu gıdalardan almak ve gerekirse kişiye özel değerlendirme yapmak. Kalsiyum, özellikle PMS belirtilerinde; şişkinlik, hassasiyet ve duygu durum değişikliklerinde fayda sağlayabiliyor. Potasyum ise doğrudan ağrı kesici bir etki göstermese de sıvı dengesini düzenleyerek ödem ve şişkinliği azaltmaya yardımcı olabilir. Özellikle zencefil adet sancısı konusunda en çok çalışılmış bitkisel desteklerden biri. Zencefilin klinik çalışmalarda ağrıyı azaltabildiği gösterilmiş durumda. Rezene ve papatya çayı da bazı kadınlarda rahatlama sağlayabiliyor. Ancak bitkisel ürünlerin de bilinçsiz ve sürekli kullanımının riskleri olabileceğini unutmamak gerekir. D vitamini eksikliği olan kadınlarda, bu eksikliğin giderilmesiyle adet ağrılarında azalma görülebiliyor. B6 vitamini daha çok PMS semptomları üzerinde etkili; B12’nin ise doğrudan ağrı azaltıcı güçlü bir kanıtı yok, ama eksiklik varsa mutlaka yerine konmalı. Yeterli su tüketimi de önemli. Hidrasyon, hem ağrı şiddetini hem de şişkinliği azaltmada destekleyici olabilir." Vücudunuz uyarı veriyor olabilir Adet sürecinde beslenmeye dikkat edildiği halde şiddetli sancı durumunun geçmemesi durumunda mutlaka altta yatan bir neden olup olmadığına bakılması gerektiğini vurgulayan Kuşku, "Özellikle ağrının ilk kez çok şiddetli başlaması ya da yıllar içinde giderek artması, ağrı kesicilere rağmen belirgin rahatlama olmaması önemli bir uyarı işaretidir. Bunun yanında aşırı veya pıhtılı kanama, ara kanama, ateş, kötü kokulu akıntı, cinsel ilişkide ağrı, idrar yaparken ya da dışkılama sırasında ağrı, bayılma hissi ya da günlük yaşamı ciddi şekilde aksatan sancılar mutlaka değerlendirilmelidir. Bu yaklaşım, uluslararası kılavuzlarda da açıkça vurgulanmaktadır. Adet ağrısı yalnızca adet günleriyle sınırlı değilse, adet dışı pelvik ağrı da eşlik ediyorsa; cinsel ilişkide derin ağrı, çocuk sahibi olamama öyküsü varsa veya kanamalar belirgin şekilde artmışsa endometriozis, miyom ya da adenomyozis gibi altta yatan hastalıklardan şüphelenmek gerekir. Muayene ve ultrason temel değerlendirme yöntemleridir; gerekirse ileri tetkikler planlanır" ifadelerini kullandı. Toplumda adet süreciyle ilgili bazı yanlış inanışlar olduğunu da belirten Kuşku, şöyle konuştu: "Soğuk içeceklerin herkeste mutlaka sancıyı artırdığı ya da şeker tüketilmezse ağrının dayanılmaz olacağı düşüncesi bilimsel bir genelleme değildir. Bitki çaylarının tamamen zararsız olduğu ve sınırsız içilebileceği algısı da doğru değildir. ‘Adet sancısı normaldir, katlanmak gerekir’ düşüncesi de yanlıştır. Şiddetli ve yaşam kalitesini bozan ağrı mutlaka ciddiye alınmalıdır."