ÇEVRE - 21 Ağustos 2021 Cumartesi 12:18

Manavgat orman yangınında 18 bin dönüm zeytin ağacı yandı

A
A
A
Manavgat orman yangınında 18 bin dönüm zeytin ağacı yandı

Manavgat Ziraat Odası Başkanı Rasim Metin, 28 Temmuzda başlayıp 15 gün devam eden yangınlarda 17-18 bin dönümü Zeytin olmak üzere 27 bin dönüm alanda zarar meydana geldiğini söyledi. 500 bin civarında zeytin ağacının yandığını belirten Ziraat Odası Başkanı Metin, Manavgat ekonomisine ve çiftçisine zararının 90-100 milyon lira civarında olduğunu söyledi.

Manavgat Ziraat Odası Başkanı Rasim Metin, 28 Temmuz'da başlayıp 15 gün devam eden yangınlarda acı bilançoyu açıkladı. Orman yangınında zarar gören tarım alanlarında ön tespitlerin tamamlandığını belirten Metin, kesin tespitlerin Tarım İlçe Müdürlüğü ekiplerince yapılmaya başlandığını söyledi. Şu ana kadar 27 bin dönüm meyve ve tarım alanında hasar olduğunu belirten Metin, “Bunların 17-18 bin dönümü zeytin ağaçlarından oluşuyor. Yanan zeytin bahçelerinde 500 bin civarında zeytin ağacının yandığını tahmin ediyoruz. Bunların içinde ufak tefek kurtulanlar olabilir ama sahada en az 500 bin zeytinin yandığını tahmin ediyoruz. Bunların da Manavgat ekonomisine, Manavgat çiftçisine zararı 90 - 100 milyon civarında olduğunu tahmin ediyoruz” dedi.

Manavgat orman yangınında 18 bin dönüm zeytin ağacı yandı

Manavgat orman yangınında 18 bin dönüm zeytin ağacı yandı

"3 bin ton yağı 30 TL’den çarptığımız zaman 90 milyon TL para eder"

Metin açıklamasına şöyle devam etti: “Nasıl derseniz, 500 bin zeytin ağacından fidan başına 30 kilo zeytin verdiğini düşünürsek 15 bin ton zeytinin bu sene yağı çıkmayacak demektir. 15 bin zeytinin de 5’de 1 oranında yağ verdiğini düşünürsek 3 bin ton civarında yağ çıkacaktır. 3 bin ton yağı 30 TL’den çarptığımız zaman 90 milyon TL para eder. 90 ile 100 milyon arasında üreticinin yıllık kaybı olduğunu düşünüyoruz. Konuyu bakanlık yetkililerimize, genel müdürümüze ilettik. Konunun vahametini, ne kadar zararımız olduğunu söyledik. Bakanlık yetkilileri de bu konuda gerekli çalışmaların yapılacağını söylediler. İnşallah üreticimin yaralarını sarmak için yıllık kaybını bu yıl için öderler. Genel müdürün önerisi bu zararın karşılanacağı olmuştu. İnşallah üreticilerimizin yarası bir nebze de olsa sarılır diye düşünüyorum. Bunun yanında en az 4 5 bin tonu defne ağacı. Defnenin de zararı bir hayli yüksek. Bunların da nasıl çiftçinin hayvanı yanıyorsa hayvan zararını ödüyorsak defne için de zararların karşılanması için taleplerimizi bakanlık yetkililerine ilettik. Umarım yanan defne ağaçları için de gerekli çalışmalar yapılır” dedi.

Manavgat orman yangınında 18 bin dönüm zeytin ağacı yandı

Arif Kaplan- Cemal Turan Kaya
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Kalp rahatsızlığından vefat eden çocuğu kullanarak insanları dolandırdı Ümraniye’de bir dolandırıcı, daha önce kalp rahatsızlığı nedeniyle vefat eden Yahya Karakuş’un fotoğraflarını ve hastalığını kullanarak sosyal medya üzerinden para topladı. Oğlunu kız gibi gösterip yardım toplayan dolandırıcıyı fark eden anne Figen Karakuş, “Bir anne daha ne kadar yıkılabilir bilemiyorum" dedi. İddiaya göre, Serhad T., yaklaşık 5 yıl önce Ümraniye’de kalp rahatsızlığı nedeniyle vefat etmiş Yakup Karakuş adındaki çocuğun fotoğraflarını kullanarak yüzlerce kişiyi dolandırdı. Anne Figen Karakuş, internette gezinirken durumu fark etti. Figen Karakuş, sosyal medya üzerinden Serhad T.’ye ulaşarak, yardım parası için fotoğrafları kullanılan çocuğun kendi vefat eden oğlu olduğunu söyledi. Duruma sinirlenen dolandırıcı; anne Karakuş’a tehdit, hakaret ve küfür etmeye başladı. Emniyete başvuran anne Figen Karakuş vefat eden oğlu için adalet istiyor. Erkek çocuğunu kız gibi gösterip yardım istedi Anne Figen Karakuş, "Geçen cuma bana bir mesaj geliyor, ‘Sizin oğlunuzun resmini bir dolandırıcı tarafından kullanılıp para toplanılıyor’ diye. Ben onu gördüğümde ne hissettiğimi değil de yani ne yapacağımı şaşırdım. Biz bu insana ulaştık, yüklü miktarda bir yardım yapacağız dedik. bize çocuğun resmini gösterir misin dedik. O da ‘gruplara attığım resim doğrudur, bu benim kızımdır, bir baba olarak ben kızım hakkında yalan mı söyleyeceğim’ dedi. Sonra neyse biz böyle biraz üsteleyince hani bir resim falan görelim ona göre sana yardım edelim dedik, adam hemen telefonu kapattı anladı. İster yapın ister yapmayın dedi, hani olay doğrudur dedi kapattı. Adam tutturmuş hayır o benim kızım diyor. Anladı benim annesi olduğumu, bu sefer bana tehditler savurmaya başladı. İnsanları dolandırmaya çalışıyorlar ve bu gibi insanlar yüzünden gerçekten hasta olan çocuklara yardım edilmiyor. Bir anne daha ne kadar yıkılabilir bilemiyorum" diye konuştu.
İzmir Yüzde 96 engeli bulunan MS hastası genç, yazdığı kitaplarla hayata tutunuyor Manisa’nın Sarıgöl ilçesinde yaşayan Multiple Skleroz (MS) hastası Abdullah Berber (25), hastalığı sürecindeki mücadelesini ve bu süreçte anlatamadığı durumları kitap haline getirdi. Berber, “Şu anda istediğim tek şey çalışmak” dedi. Manisa’nın Sarıgöl ilçesinde yaşayan 25 yaşındaki Abdullah Berber, 15 yaşında Marmaris’te bir otelde çalışırken, müşteriye servis yaptığı sırada ellerinin titrediğini fark etti. İlk başta titremelerin yorgunluktan kaynaklandığını düşündü. Daha sonra yaz tatilinin bitmesiyle memleketi Manisa’ya geri döndü. Şikayetlerinin devam etmesiyle Berber, bir süre sonra kontrol amacıyla Ege Üniversitesi Hastanesi’ne başvurdu. Orada yapılan tetkikler sonucu Berber’e, merkezi sinir sistemi rahatsızlığı olan MS hastalığı teşhisi konuldu. Yüzde 96 engeli bulunan Berber, hastalığın ataksız süreğen yüzde 5’lik kesimi arasında yer alıyor. 5 senede 5 kitap yazdı Hastalığı sebebiyle yürümekte güçlük çeken ve bastondan destek alan Berber, hastalığını öğrendikten sonra bir kitap yazmaya karar verdi. İlk olarak 2015 yılında yaşadığı süreci ve hastalığını konu alan ‘Gülümse’ kitabını çıkardı. Kitabının ilgi görmesinin ardından yazmayı bırakmayan Berber, sırasıyla ‘Hayata Dair’, ‘Aybike’, ‘Reform’ ve ‘Sol Yanım’ kitaplarını bastırdı. Her kitabında hastalığıyla ilgili ayrı bir hikayeyi ele alan Berber, 1 şiir, 2 otobiyografi ve 2 hikaye kitabı olmak üzere, 5 yılda toplam 5 kitap yazdı. Ayda bir kez gittiği İzmir Şehir Hastanesi’nde tedavisine devam edilen Berber, şimdi ise Manisa’nın Sarıgöl ilçesinde bulunan pazaryerinde hem doğal ürünlerini hem de yazdığı kitapları satarak hastane masraflarını karşılamaya çalışıyor. Hastalığını öğrendiğinde yaşadığı şoku atlatmanın çok uzun zaman aldığını ifade eden Berber, “Çünkü daha önce ismini bile duymadığım bir hastalıkla hayatımı paylaşmıştım. O süreç benim için çok zordu. Çok büyük mücadelelerim oldu. Yaptığım en büyük hatanın MS hastalığını düşmanım olarak görmek olduğunu düşünüyorum. Çünkü ben onunla savaştım ve MS beni yendi. Artık onu kötü bir arkadaşım olarak görüyorum. Hiçbir zaman anlaşamayacağız ama hayatımdan da hiç çıkmayacak” ifadelerine yer verdi. “En büyük sıkıntım çalışamıyor olmam” Çalışabildiği takdirde hayatını devam ettirebileceğini ve hayata biraz daha tutunabileceğini düşündüğünün altını çizen Berber, şunları kaydetti: “Titremelerim tüm bedenimi sardı, dengemi kaybediyorum. Bastonsuz ve desteksiz yürüyemiyorum. En büyük sıkıntım çalışamıyor olmam ama bunun için de pazarcılık yapıyorum. Benim için başkalarına muhtaç olmak, eşyaları taşımak zor bir süreç. Benim şu anda istediğim tek şey çalışmak. Kendimi herhangi bir yere ait hissetmek istiyorum. Ben MS hastalığının en şanssız olan yüzde 5’lik kesimindeyim.” “Hastalığımı insanlara tanıtmak istedim” Hastalığını öğrendikten bir süre sonra kitap yazmaya başladığını söyleyen Berber, anlatamadığı durumları kitapta anlatmak ve hastalığını insanlara tanıtmak istediğini aktardı. Yazdığı kitapların hikayelerinden bahseden Berber, “İlk olarak ‘Gülümse’ isminde bir kitap yazdım. Daha sonrasında sırasıyla ‘Hayata Dair’, ‘Aybike’ ve ‘Reform’ adında kitapları çıkardım. ‘Reform’ kitabımda insanların kendi hayatlarında yapabilecek oldukları değişiklikleri, bir kişiye ‘sen’ veya ‘siz’ diye hitap edilmesini anlattım. Ardından ‘Sol Yanım’ isminde de bir şiir kitabı çıkardım” diye konuştu. “Olabilecek en iyi şeyleri kitaplarda yapmaya çalışıyorum” “Kitaplarımda hastalığıma dair yaşadığım olaylar var” diyen Berber, sözlerine şunları da ekledi: “‘Hayata Dair’ kitabımda hastalıktan önceki ve sonraki süreci anlatmaya çalıştım. ‘Reform’ kitabımda da MS hastası bir kişiden bahsettim. Bu kişi benim hayatımdaydı. Ailesi hastalığımdan dolayı beni istemedi. Çok zor süreçler yaşadım. Olabilecek en iyi şeyleri kitaplarda yapmaya çalışıyorum.” Maliyetlerin artması sebebiyle kitap yazmaya devam etmeyi düşünmediğini ifade eden Berber, vatandaşların da kitaba olan ilgisinin azaldığını belirtti.