RAMAZAN - 06 Mayıs 2019 Pazartesi 22:43

Manisa'da 198 yıllık gelenek yaşatılıyor

A
A
A
Manisa'da 198 yıllık gelenek yaşatılıyor

Osmanlı Devleti’nin büyümesi ve gelişmesinde büyük rol oynayan Fatih Sultan Mehmet ve Kanuni Sultan Süleyman gibi cihan padişahlarını yetiştiren şehzadeler şehri Manisa’da, 198 yıllık Ramazan topu geleneği devam ettiriliyor.

600 yıllık Osmanlı Devleti’nde Fatih Sultan Mehmet, Kanuni Sultan Süleyman, II. Selim, III. Murat, III. Mehmet gibi padişahların şehzadelik dönemlerini geçirdiği Manisa’da sürdürülen geleneklerden olan Ramazan topu atışları, sahur ve iftar vakitlerinde Manisa Büyükşehir Belediyesi Zabıta ve İtfaiye Dairesi Başkanlığı ekiplerince Spil Dağı Topkale mevkisinde yapılıyor. Ramazan topunun atılacağı mevkinin 5 metre etrafına güvenlik bandı çeken ve yangın söndürme tüpü bulunduran ekipler, yaşanabilecek olası bir kazaya karşı sıkı önlemler alıyor. İftar ve sahur öncesi atışın yapılacağı alana gelen ekipler hazırlıklarını tamamladıktan sonra tam saatin gelmesiyle birlikte fitili ateşliyor. Manisa merkez ilçeleri olan Şehzadeler ve Yunusemre’nin her yerinden duyulacak şekilde gürültüyle patlayan Ramazan topu ve ezan sesini duyan vatandaşlar iftarını açıyor. Ramazan topunu patlatmakla görevli ekipler kimi zaman iftarını bulundukları bölgede, kimi zaman orucunu hurmayla açıp daha sonra evlerinde iftarı ailesiyle birlikte yapıyor.

Manisa Büyükşehir Belediyesi Zabıta Dairesi Başkanlığı’nda görevli Zabıta Amiri Deniz Topaçoğlu, “11 ayın Sultanı Ramazan ayının gelmesi sebebiyle her yıl olduğu gibi Manisa Büyükşehir Belediyesi Zabıta Dairesi Başkanlığı ve İtfaiye Daire Başkanlığı olarak, Top Kale Mevkiinde ramazan topu atışını gerçekleştiriyoruz. Ramazan topu atışı sırasında ekiplerimizce gerekli önlemler alınmaktadır. Ramazan topu atışlarımız vatandaşımızın sahur ve iftar vaktini bildirmektedir. Bu gelenek Osmanlı Devleti’nden günümüze kadar gelmekte olup şuanda Manisa Büyükşehir Belediyesi eliyle sürmektedir” diye konuştu.

Ramazan topunun tarihçesi 

Ramazan topu, Osmanlı arşivlerine göre ilk olarak 1821 yılında sadece Anadoluhisarı'ndaki topun ateşlenmesiyle başladı. 1827 yılından itibaren Yedikule surlarında da atışlar yapılmaya başlandı. Sonra Baltalimanı, Selimiye Kışlası gibi diğer mahallerde de zaman içinde top atışlara yapılmaya başlanarak yaygınlaştırıldı. Top atılması geleneğinin Osmanlı Türk coğrafyasında yayılması 20-25 yıl gibi kısa sürede gerçekleşti. Ankara’dan Maraş’a, Ünye’den İşkodra’ya ve Akka’dan Hayfa’ya kadar her yerde Ramazan ayında top atılması bir gelenek halini aldı. Liman şehirlerinde top atışları harp gemilerindeki topla yapılırken, kalesi olan şehirlerde kale burçlarına yerleştirilen toplar ile bu gelenek yürütüldü. Kale olmayan şehir ve kazalarda ise top atışına müsaade edilmedi. Top atışları sırasında zaman zaman üzücü kazalar da yaşanmış infilak eden toplar yüzünden ölüm ve yaralanmalar olmuştur. Ancak, bu kazalara uğrayanların geride kalan ailelerine ömür boyu maaş bağlanarak mağdur olmaları önlenmiştir. Tarih boyunca Ramazan ayında bu top atışları için Cebel topları, Sahra topları, Balyemez topu, Dağ topu, Karabina topu ve Kamış topu gibi farklı toplar kullanılmıştır. Kale ve harp gemisi bulunmayan yerlerde top atışları yasak olmasına rağmen bu yasağa uyulmadığı ancak zaman zaman bu gibi yerlerde top atışlarının yasaklanarak yerine çok ses çıkaran tüfeklerle atış yapılması ya da havai fişek atılmasına dair tamimler yayınlandığı resmi Osmanlı arşivi evraklarında görülmektedir. Günümüzde bazı yerlerde iftar vaktinin duyurulması için kuru sıkı top atışları yapılmakta, bazı yerler de ses bombaları kullanılmaktadır.  

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa Hukuk öğrencisinin inanılmaz vurgunu "TOKİ" başvuru adı altında 1 milyon dolandırdı Bursa’da 20 yaşındaki hukuk öğrencisi E.A., sahte TOKİ sitesiyle vatandaşları dolandırıp mağdurlarla dalga geçerek "Uykum geldi, gidin polise şikâyet edin" derken; bir yandan da arkadaşına "Onlar ev sahibi olmak için başvuru yapıyor, ben onların parasıyla ev sahibi oluyorum" şeklinde konuşunca devreye giren siber polis, genç kızı 10 günlük takip sonrası operasyonla kıskıvrak yakaladı. Olayla ilgili 53 kişi resmi müracaatta bulundu. Bursa’da hukuk fakültesi ikinci sınıf öğrencisi olan E.A., internet üzerinden sahte bir TOKİ başvuru sitesi oluşturdu. Ev sahibi olacağını düşünen çok sayıda vatandaş, başvurularının geçersiz olduğunu anlayınca sitede verilen numarayı aradı. E.A., mağdurları bu kez de "Başvurunuz askıya alındı, açıklama yapmadığınız için yeniden ödeme gerekiyor" diyerek ikinci kez dolandırdı. Dolandırıldığını fark eden vatandaşlar tekrar aradığında ise genç kadının, "Gidin polise şikâyet edin, benim uykum geldi, uyku saatim" diyerek telefonu kapattığı belirlendi. Şikâyetler üzerine Cumhuriyet Başsavcılığı’nın talimatıyla harekete geçen Bursa İl Emniyet Müdürlüğü Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, şüphelinin Telegram üzerinden oluşturduğu link aracılığıyla mağdurlara ulaştığını tespit etti. Yaklaşık 10 gün süren teknik ve fiziki takibin ardından düzenlenen operasyonla E.A. gözaltına alındı. Şüphelinin, bir arkadaşıyla yaptığı konuşmada "Onlar ev almak için başvuru yapıyor, biz onların parasıyla ev sahibi olacağız" dediği ortaya çıktı. Emniyetteki işlemler sonrası adliyeye sevk edilen E.A., çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi. E.A.’nın bağlantılı olduğu kişilerin de soruşturulduğu öğrenildi. Olayla ilgili şu ana kadar 53 kişinin resmi müracaatta bulunduğu bildirilirken, bugüne kadar başvurmayan mağdurların da siber polisine başvurması istendi
Bursa Bin yıllık yemek kültürünü 400 yıllık hana taşıdılar Bursa’nın Büyükorhan ilçesinde yaklaşık 400 yıl önce yapıldığı tahmin edilen Tahıl Hanı’nda yıllardır yapılan kavurmanın yanına tarihinde ilk kez cağ döner de geldi. Bursa’nın dağ ilçelerinden olan 10 binden fazla nüfusa sahip Büyükorhan’da yüzyıllardır süregelen "Cuma Pazarı", canlı hayvan pazarı ve Tahıl Hanı’yla bölgenin ticaret merkezi olarak faaliyet gösteriyor. Canlı hayvan pazarına hayvanlarını ve hububatlarını satmak için getirenlerin ya da almak için gelenlerin buluştuğu Cuma Pazarı, yıllarca kavurma lokantalarıyla hizmet verdi. Bugün de odun ateşinde kuzu ve oğlak eti kavurması yaparak geleneğin yaşatıldığı ahşap Tahıl Hanı’na gelenler, bölgenin merasında yetişen hayvanların doğal etiyle yapılan yemeklerden yeme imkanı bulabiliyor. Lokantalarda yıllardır kuzu etinden kavurma ve ciğer tüketiliyor. Büyükorhan’da hayvancılık yapan bir aile, farklı olması için Tahıl Hanı’nda ilk kez cağ döner yapmaya başladı. Kıpçak Türklerine ait bin yıllık bir kültür olan cağ kebabı, dağ yöresinde yetiştirilen merada beslenen kuzuların etlerinden yapılarak servis ediliyor. Handa bulunan 8 lokantadan birinin sahibi Ali Özkan, uzun yıllardır bu handa hububattan canlı hayvana birçok ürünün alınıp satıldığını tüccarların uğrak yeri olduğunu belirterek, "Buraya gelenler karınlarını doyursun diye yemek hizmeti de sunulmuş. Saç kavurma, güveç, köfte ızgara yapılıyor. Hepsi küçükbaş hayvan etinden pişiriliyor." dedi. Şap etkiledi müşterileri azaldı Hayvancılık yaptıklarını ve kendi küçükbaş hayvanlarının etinden kavurma yaptıklarını anlatan Özkan, "Burası bir kültürün adresi. Uzun yıllardır devam eden geleneği ayakta tutuyoruz. Şap hastalığı nedeniyle hayvan pazarı kapatılınca müşterimiz azaldı ancak normalde burada adım atacak yer olmazdı. Sadece turist ağırlıyoruz, hayvan alım satımına gelen olmayınca eski yoğunluk kalmadı burada" diye konuştu. Pazara gelenlerin önemli bölümünün kuzu kavurmayı övdüğünü bazılarının ise porsiyonun azlığından şikayet ettiğini dile getiren Özkan, "Çay tabağında porsiyonlar olduğunu söyleyenler oldu. Metal düz tabak olduğundan öyle geliyor ama tabağa döktüğümüzde porsiyonun miktarı daha net ortaya çıkıyor. Yani az değil porsiyonlarımız doyurucu" ifadesini kullandı. 40 yıllık ustayla bin yıllık kültürü getirdiler Küçükbaş hayvan yetiştiricisi ve handa lokanta sahibi İsmail Kutlu ise yaklaşık 400 yıllık tarihi handa farklı bir yemek sunmak istediklerini belirterek, Yusufeli’nden 40 yıllık cağ döner ustası getirdiklerini anlattı. Cağ kebapta kendi yetiştirdikleri kuzuların etlerini kullandıklarını dile getiren Kuzu, şunları söyledi: "Ağır kış şartları oluşmadığı sürece yem kullanmayız hayvanlarımızda. Hepsi dağda, bayırda, merada beslenir. Kekik, nane, ot ne bulurlarsa doğal beslenirler. O yüzden etimizin lezzetinde de iddialıyız; hem doğal hem organiktir. Bu han yüzlerce yıllık bir kültürü temsil ediyor. Biz de buraya ünü yurt dışına taşmış cağ kebabı getirdik. Farklı olunca ilgi de görüyoruz. Şap nedeniyle kapatılan pazar açılsa daha güzel olacak işlerimiz."
İzmir Altınordu’da hedef ilk galibiyet Altınordu, TFF 2. Lig Beyaz Grup 15. haftasında yarın Beykoz Anadolu’yu konuk edecek. İzmir ekibi, rakibini mağlup ederek ilk galibiyetini almayı hedefliyor. TFF 2. Lig Beyaz Grup ekiplerinden Altınordu, 15. hafta maçında yarın Beykoz Anadolu’yu konuk edecek. Metin Oktay Yerleşkesi Serpil Hamdi Tüzün Sahası’nda saat 15.00’te başlayacak karşılaşma öncesinde, henüz galibiyeti bulunmayan İzmir ekibi, 5 beraberlik ve 9 mağlubiyetle topladığı 5 puanla ligin son sırasında yer alıyor. Konuk Beykoz Anadolu ise 3 galibiyet, 2 beraberlik ve 9 mağlubiyet sonucunda elde ettiği 11 puanla 16. basamakta, düşme hattında bulunuyor. Altınordu, bu zorlu mücadelede rakibini mağlup ederek sezonun ilk galibiyetini almayı ve düşme potasından uzaklaşmayı hesaplıyor. İç sahada sadece 1 puan alabildi Yeni sezona büyük bir hayal kırıklığıyla başlayan Altınordu, şu ana kadar galibiyet yüzü göremedi. İzmir ekibi özellikle iç sahada çok kötü bir performans sergiledi. Topladığı 5 puanın yalnızca 1’ini taraftarı önünde alan kırmızı-lacivertliler, ilk hafta Erbaaspor karşısında elde ettiği beraberliğin ardından sahasında çıktığı 6 maçın hiçbirinden puan çıkaramadı. Altınordu, yarın oynanacak Beykoz Anadolu maçını kazanarak kötü gidişata son vermeyi hedefliyor. Karşılaşmayı Muhammed Taha Onat yönetecek Altınordu ile Beykoz Anadolu arasında oynanacak müsabakayı hakem Muhammed Taha Onat yönetecek. Onat’ın yardımcılıklarını Gökhan Salduz ve Batuhan Akkuş yapacak. Karşılaşmanın 4. hakemi ise Berat Buğra Çelik olacak.