EKONOMİ - 16 Eylül 2022 Cuma 13:00

MARKA Konferansı’na girişin anahtarı NFT’ler olacak

A
A
A
MARKA Konferansı’na girişin anahtarı NFT’ler olacak

Değişen dünyaya en etkin şekilde uyum sağlamak için ‘remastered’ temasıyla baştan tasarlanan Marka Konferansı, bu yıl katılımcılarına teknolojideki son gelişmeleri interaktif şekilde deneyimleyecekleri bir etkinlik sunacak. 29-30 Eylül’de Tersane İstanbul’da düzenlenecek MARKA 2022’nin katılımcılarına, ileriki yıllarda ‘sanal evren’de düzenlenmesi planlanan organizasyona giriş biletleri olacak, sanatçı Hamza Kırbaş’ın imzasını taşıyan NFT’ler hediye edilecek.

Yürekli Konferansları tarafından 2000 yılından bu yana düzenlenen MARKA Konferansı, bu yıl katılımcılarına günümüz teknolojilerini harmanlayan dijital bir deneyimi duygusal dünyayla ve sanatla buluşturarak sunacak. MARKA Platformu, ‘MARKALand’ adını verdikleri kendi ‘sanal evren’lerine (Metaverse) giriş için, katılımcılarına kendileri için özel olarak tasarlanmış NFT’ler (non-fungible token) hediye edecek.

Yürekli Yönetim Kurulu Başkanı Ayşegül Yürekli Şengör, iki yıl aradan sonra gerçekleştirecekleri ilk MARKA Konferansı’nda katılımcılara, pandemi döneminde hız kazanan teknolojik gelişmeleri yakından görüp günlük hayatlarında etkin şekilde kullanmalarının önünü açacak bir deneyim sunmayı amaçladıklarını söyledi.
Yürekli Şengör, “MARKA 2022’de bu yıl katılımcılarımız, sanat, teknoloji ve sürdürülebilirlik temalarını yenilikle kesiştiren projeleri deneyimleme imkânı bulacak. İleriki yıllarda etkinliklerimizi Metaverse üzerinden de yapmaya hazırlanıyoruz. Geliştirdiğimiz projelerimiz doğrultusunda bu yılki etkinliğimizde katılımcılarımızı, bu yeni dünyanın bir parçası olmaya davet edeceğiz. Bunu yaparken her zaman önceliklendirdiğimiz gibi duygu ve düşünce bütünlüğüne katkı sağlayan bir anlayışla hazırlanıyoruz. Son teknolojinin bize sağladığı alanlarda duyguları, değerleri açığa çıkaran anlam yüklü deneyimler katılımcılarımızı bekliyor. MARKALand’in kapılarının anahtarı olacak NFT’ler de bu projelerimizden biri” diye konuştu.

MARKALand için domain adreslerini alan MARKA Konferansı bu dünyayı yakın gelecekte üyeleriyle buluşturmak için çalışmalarını hızla başlattı. MARKA platformu NFT teknolojisinin gelecekte komünitelere ait üyelik ve ödül sistemleri için kullanımının artacağı öngörüsüyle bu alanda öncü adımlar atıyor; bu anlayışla Metaverse’de planladığı dünyası MARKALand’e giriş anahtarları olacak NFT’ler bu yılın tüm MARKA katılımcılarına “geleceğin anahtarı” olarak hediye edilecek.

Tersane İstanbul’da 29-30 Eylül tarihlerinde düzenlenecek olan MARKA 2022’nin ilk gününde tüm katılımcıların MARKALand üyelikleri, düzenlenecek interaktif seansla başlatılacak. Seansta her bir katılımcı için MetaMask uygulaması üzerinden kripto cüzdan oluşturulacak. Ardından katılımcılara, uluslararası disiplinler-arası sanatçı Hamza Kırbaş’ın MARKA 2022’den ilham alarak ürettiği NFT eserin birer edisyonu hediye edilecek. Üretilen NFT’ler, blok zincir teknolojisi üzerinden katılımcıların kripto cüzdanlarına yüklenecek.

Layka DAO’dan dijital destek

Hediye edilen kripto cüzdanlara yüklenecek NFT’ler, gelecek yıllarda MARKAVerse’te düzenlenmesi planlanan farklı etkinliklere girişte anahtar olarak kullanılacak. NFT’ler, Türkiye’deki blok zincir ekosisteminde yer alan bireyleri ve projeleri bir araya getiren ve gelişimlerini teşvik eden merkeziyetsiz otonom çatı yapı Layka DAO’nun destekleriyle hazırlanacak. ‘Türkiye’nin Web3 Merkezi’ olarak anılan Layka DAO, NFT iş birliğiyle MARKA 2022 katılımcılarının yarının teknolojilerine erkenden adapte olma imkânı sunacak.

Baştan sona yeniden tasarlanmış bir deneyim

Bu yıl 21’incisi düzenlenecek olan MARKA Konferansı, iki gün boyunca iki bini aşkın iş insanı ve fikir liderini bir araya getirecek. Dünyadan ve Türkiye’den 70’i aşkın sanatçı ve konuşmacı sahne alacağı konferansın teması olan ‘remastered’, özellikle pandemi sonrası dönemde, tüm iş yapış şekillerimizin en baştan sorgulanarak yeniden tasarlanması ihtiyacından yola çıkarak belirlendi. Türkiye’nin en güçlü fikir platformu olarak nitelendirilen MARKA Platformu da kendisini güncel değerlerle ve bugünün teknolojisiyle yeniden oluşturarak katılımcılar için yepyeni bir deneyim tasarladı.

‘Karbon ayak izi en düşük etkinlik’

2018 yılında ‘Sıfır Atık Konferans Salonu’ uygulamasını başlatarak iş dünyasına bu alanda öncü olan MARKA Platformu, bu yıl sürdürülebilirlik konusunda çıtayı daha da yükseltti. Platform, MARKA 2022’nin bu yıl ‘karbon ayak izi en düşük iş etkinliği’ olması hedefiyle yola çıktı.

Bugüne kadar 30 bini aşkın katılımcıyı ve bin 500’den fazla konuşmacıyı ağırlayan MARKA Platformu’nun bu yılki etkinliğiyle ilgili daha fazla bilgi edinmek için marka2022.com adresini ziyaret edebilirsiniz.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Esenler Belediyesi’nden ’Gazze İçin Ne Yapabilirim?’ paneli Esenler Belediyesi, İsrail kuşatması altındaki Gazze’de yaşanan soykırımlara karşı kamuoyunu bilinçlendirmek ve harekete geçirmek amacıyla “Gazze İçin Ne Yapabilirim?” paneli düzenledi. İsrail kuşatması altındaki Gazze’de yaşanan soykırımlara karşı kamuoyunu bilinçlendirmek ve harekete geçirmek amacıyla Esenler Belediyesi tarafından “Gazze İçin Ne Yapabilirim?” paneli düzenlendi. Dr. Kadir Topbaş Kültür Sanat Merkezi’nde düzenlenen panelin moderatörlüğünü gazeteci Nuriye Çakmak Çelik yaparken, panele yönetmen Tülay Gökçimen, Filistinli yönetmen Nawras Abu Saleh, eğitimci-yazar Yavuz Yiğit ve çok sayıda davetli katıldı. Tülay Gökçimen panelde yaptığı konuşmada Gazze için yapılması gereken en öncelikli şeyin "kendini eğitmek" olduğunu belirterek, "Filistin’i tanımak aslında, ’Gazze İçin Ne Yapabilirim’ diyorsanız öncelikle dünya haritasını önünüze açın Filistin nerede, Gazze nerede, Kudüs nerede bunları bilmeliyiz" dedi. Filistin’deki bölgeler hakkında sözlerine devam eden Gökçimen, "Filistin bir anne diğerleri onlara bağlı çocuklar gibi eğer bu kuralı bilmezseniz Filistin’i okuyamazsınız. Filistin ile alakalı çalışmalar yapmak için en azından yakın tarihe doğru gitmemiz lazım. 1948’de ne oldu, 1917’de ne oldu, bu insanlar neden sürgün ediliyor. Neden böyle yaşıyorlar" diye konuştu. Filistinli yönetmen Saleh de Gazze’de yaşananları anlamak ve anlatmak için İsrail’in bu alandaki lobi ve propaganda çalışmalarını bilmek gerektiğini söyledi. Saleh, "İsrail kendini Holokost üzerinden inşa etti. Dünya önünde de o hikayeye bağlı kalarak kendilerini devam ettirdiler. Biz biliyoruz ki Yahudiler Avrupa’da azaplar gördüler. Bu azap görmeleri, zulüm görmeleri Orta Doğu’da başka bir toplum için tekrar azap göstermesine bir sebep olamaz. Bu konuda en büyük güçleri hikaye biz Siyonist hikayesini doğru anlayabilirsek ancak Yahudiliği, Filistin hikayesini gerçek ve doğru şekilde aktarabiliriz" ifadelerini kullandı. Eğitimci yazar Yavuz Yiğit de sosyal medya başta olmak üzere, kirli ve yanlış bilgiyi yayan birçok kaynağın özellikle çocukları etkilediğine dikkati çekti. Yavuz, "Bugünün dünyasında aynı kanalı izlemek, aynı yerden bilgi almak gibi bir mevzu yok. Aynı yerden ders çalışmıyoruz, aynı kişileri takip etmiyoruz. Gençler o kadar çok bilgi bombardımanına tutuluyor ki şunu diyebilirsiniz, bunu nasıl görmezsin, nasıl bilemezsin. Bugün sosyal medya algoritmasında örnek olarak bir kişinin sosyal medyasını açsak birçok Gazze içeriği görürüz. Bazı çocuklarda ise hiç görmezsiniz" dedi.
Isparta Isparta’da Amerika’nın veto kararı protesto edildi Amerika Birleşik Devletleri’nin Gazze’de derhal insani ateşkes ilan edilmesini isteyen tasarıyı reddetmesinin ardından Isparta’da basın açıklaması gerçekleştirildi. TÜGVA İl Başkanı Furkan Tülü yaptığı basın açıklamasında “ABD’nin 13 Birleşmiş Milletler üyesi ülkeyi karşısına alarak İsrail’in katliamına ortak olduğunu” söyledi. ABD’nin, BM Güvenlik Konseyi’nde Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE) sunduğu Gazze’de derhal insani ateşkes ilan edilmesini isteyen tasarıyı reddetmesinin ardından Isparta’da yatsı namazının ardından basın açıklaması yapıldı. Mimar Sinan Camii önünde basın açıklaması yapan TÜGVA İl Başkanı Furkan Tülü, İsrail’in Gazze’de yaptığı katliamın insanlık tarihine kara bir leke olarak geçtiğini belirtti. Tülü son 68 günde İsrail tarafından 18 bin masum insanın katledildiğini söyleyerek, “7 bin 112’si çocuk, 4 bin 885’i kadın olmak üzere binlerce masum, ibadethanelerin, okulların, hastanelerin bombalanması sonucu acımasızca öldürülmüştür. Bu rakamlar bir matematik hesaplaması değil, katledilen masum insanlardır. Savaş hukukunun, evrensel insan haklarının alt üst edildiği bu saldırılar, şüphesiz bir soykırımdır. Dünya halkları bu soykırıma, bu katliama sessiz kalmamış, tepkiler göstererek ülkelerin harekete geçmesi çağrısında bulunmuştur. Her ne kadar çok geç kalsa da Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi de bu çağrılara cevap vererek ateşkes ilan edilmesi için harekete geçmiştir. Ne yazık ki yapılan oylamada bütün üyeler oy birliği ile ateşkes yapılmasını talep ederken, ABD’nin veto etmesi sebebiyle karar alınamamış, reddedilmiştir” dedi. ABD’nin 13 Birleşmiş Milletler üyesi ülkeyi karşısına alarak İsrail’in katliamına ortak olduğunu vurgulayan Tülü, “Böylece Amerika tarihine de İsrail barbarlığına ortak olmak bir kara leke olarak yazılmıştır. Bu ret kararı şüphesiz Amerikan halkının değil, iktidarda bulunan Siyonist Biden hükümetinin bir kararıdır. Artık özgürlük, barış, insan hakları konusunda Amerika hükümetinin hiçbir iddiası ve samimiyeti söz konusu olamaz. Bu kararla dünyanın da 5’ten büyük olduğu açıkça görülmüştür. Artık Amerika, insanlığın gözünde özgürlük ve insan hakları ülkesi değil barbarlık, zulüm, ırkçılık ve katliam ülkesi olarak tanımlanacaktır. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi yeniden reforme edilmeli, bütün dünya milletlerinin karşısına alan Amerika bu katliama ortak olmanın bedelini ödemelidir. Daha iyi, daha adil bir dünya için bu ret kararını kınıyor, bütün dünya halklarını Amerika’ya karşı harekete geçmeye davet ediyoruz” şeklinde konuştu.