GÜNDEM - 26 Eylül 2020 Cumartesi 11:07

'Marmara Depreminde büyüklük 7.6 olabilir'

A
A
A
'Marmara Depreminde büyüklük 7.6 olabilir'

Jeoloji Mühendisleri Odası Güney Marmara Şubesi Yönetim Kurulu üyesi Aysun Aykan, beklenen Marmara Depremi için rakamsal değerlendirmelerde bulundu.

Aykan, depremin büyüklüğünün 7.6’ya çıkabileceğini söylerken, yaşanması muhtemel depremin 28 milyon insanı etkileyeceğini açıkladı. Aykan, geçtiğimiz gün Marmara Denizi’nde yaşanan 4.2’lik depremin çok riskli bir noktada meydana geldiğini ifade ederken, Balıkesir’e de özel bir uyarıda bulundu.

TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası Güney Marmara Şubesi Yönetim Kurulu üyesi ve Balıkesir İl Sorumlusu Aysun Aykan, Marmara Depremi ile ilgili değerlendirmede bulundu. Aykan, "Marmara Denizinde meydana gelen son depremler, bize Marmara Denizinin deprem açısından aktif olduğunu, diri olduğunu, deprem üretme potansiyeline sahip olduğunu bir kez daha göstermiştir. Marmara Denizinde 4.2 Büyüklüğünde Orta Marmara Çukurluğunda deprem meydana geldi. Depremin olduğu yer çok önemli bir yer. Beklediğimiz büyük bir depremin olduğu noktada meydana geldiği için de endişe vericidir. Kuzey Anadolu Fayının hemen üzerinde görünüyor. Geçen yıl 26 Eylülde meydana gelen 5.8 büyüklüğündeki depremin yaklaşık 6-7 km güneybatısında meydana geldi ve bu deprem olduğunda da çok endişe duymuştuk çünkü uzun süre deprem olmayan fayda meydana geldiği için endişe duymuştu. 4.2 büyüklüğündeki bir deprem mutlaka etrafındaki diğer fayları da etkileyecektir ve faylara gerilim yükleyecektir. Buralarda an fay üzerinde depremler oldukça büyük bir depremin olma ihtimali artıyor fakat depremin ne zaman olacağını bilemiyoruz" dedi.

İtalya’dan Avusturya’ya kadar hissedildi

Aykan, Marmara Depremlerinin tarihsel akışından söz ederek konuşmasını sürdürdü: "En son burada 1766 tarihinde bir deprem olmuş ve aradan 254 yıl geçmiş bir deprem olmamış. 1766 yılında meydana gelen deprem, İtalya’dan Avusturya’ya kadar geniş bir coğrafyada hissedilmiş olup Tüm Marmara Bölgesinde tahribat oluşturdu Düşünün ki Avrupa dan hissedilmiş büyük bir depremin burada olduğunda Tüm Marmara Bölgesinin ne kadar etkilenebileceğini siz düşünebilirsiniz! Marmara Denizinde yapılmış olan Ulusal ve Uluslararası çalışmalar bize şunu gösteriyor; 1999 Depreminden sonra 30 yıl içerisinde büyük bir depremin beklendiğidir. Aradan 20 yıl geçti, 10 yıl içerisinde Marmara Denizinde 7’nin üzerinde Maksimum 7.6 Büyüklüğünde bir deprem bekliyoruz Buradaki deprem ile bu bölgenin diri olduğunu, aktif olduğunu görüyoruz ve bu depremi uyarıcı bir deprem olarak algılamamız gerekiyor ve depreme hazırlık anlamında eksiklerimizi tamamlamamız gerekiyor. Şuan yapılması gereken çalışmaların başında zararların azaltılması yönünde olmalıdır. Bu deprem fayın üzerinde meydana geldi ve ana faya fazla enerji yüklediği için bu yüzden depremin yeri çok riskli bir yerdedir"

6 milyon yapı stoğu var

Aysun Aykan, depremin Türkiye’nin birinci önceliği olması gerektiğini vurguladı. Aykan, "Deprem Türkiye’nin 1. Önceliği olmalıdır. Özellikle Marmara Bölgesi’nin 1. Önceliği olmalıdır. Çünkü bu deprem sadece İstanbul’u etkilemeyecek; Marmara Denizine kıyısı olan tüm illeri; İstanbul, Balıkesir, Bursa, Yalova, Çanakkale, Kocaeli, Tekirdağ ağır bir şekilde etkileyecektir. Bu deprem 28 milyonu etkileyecektir.. Aslında bu deprem, Tüm Türkiye’yi etkileyecektir, Marmara Bölgesi nüfus yoğunluğu, sanayi, ekonomi, ulaşım, tarihsel birikim bakımından en yoğun olan bölge olduğu için burada büyük bir depremin olması Türkiye’nin ekonomisine bir hayli zarar verecektir. Bu yüzden bu depremi çok fazla önemsememiz gerekiyor. Marmara Bölgesinde yaklaşık 6 milyon Yapı stoku var ve bu çok fazla bir yapı stoku. Marmara Denizinde olacak bir deprem 7’nin üzerinde maksimum 7.6 Büyüklüğünde olabilir. Bu yüzden bu depremin hem maliyeti hem kayıpları Gölcük Depreminden fazla olacaktır. Marmara Bölgesinde yeni binalar var fakat; eski ilçeler, eski semtler var, eski tarihi yapılar var kaçak yapılar var bu yüzden bu yapıların depreme hazır olduğunu söylememiz doğru değil. Buralarda Kentsel Dönüşüm uygulamamız gerekiyor, Bizim 6306 Sayılı Afet riski altındaki alanların dönüştürülmesi hakkında kanun yani kentsel dönüşüm kanunumuz var ve bu kanun ülke olarak aldığımız en önemli kararlardan bir tanesidir. Bunu fırsata çevirip bu kanunu buralarda uygulamamız gerekiyor" dedi.

“Balıkesirde 7.2 Büyüklüğünde Deprem Olabilir”

Jeoloji Mühendisleri Odası Balıkesir Temsilciliği görevini de yürüten Aysun Aykan, Balıkesir’in 7 ve üzerinde deprem yaşayabileceğini açıkladı. Aykan, "Balıkesir-Altıeylülde 10 Aralıkta 5 büyüklüğünde deprem ile başlayan ve artçı depremlerle devam eden bir deprem aktivitesi vardı. Bu depremlerin olduğu yer Gelenbe-Fay Zonunun kuzey ucunda oldu. 29 Ağustos’ta Balıkesir-Karesi’de 3.7 büyüklüğünde deprem meydana geldi. Daha sonra 3.4 büyüklüğünde depremlerle devam etti. Balıkesir-Karesi de meydana gelen bu deprem, Balıkesir -Altıeylülde olan depremlerden farklı fay hattında meydana gelmiştir. Balıkesir-Karesi depremlerinin olduğu yer, Balıkesir Fay Zonunun deformasyon alanında meydana geldi. Bu deprem küçük bir depremde olsa 7.2 büyüklüğünde bir deprem üretme potansiyeline sahip, çok tehlikeli olan Balıkesir- Gökçeyazı Fay Segmentinin devamında olması endişe vericidir. Genel anlamda depremler birbirini etkiliyor. Bir yerde deprem olduğu zaman hemen ucundaki yada yakınındaki faya enerji transferi oluyor; enerji transfer olan yerde mutlaka eninde sonunda deprem meydana gelebiliyor. Bu yüzden buraya dikkat etmemiz gerekiyor. Edremit ile Balıkesir arasında Havran- Balıkesir Fay Zonu vardır. Zon, Havran-Balya ve Balıkesir Fayı olmak üzere 2 ana faydan oluşur. Balıkesir Fayı, Gökçeyazı ve Kepsut Segmenti olarak 2 fay segmentine ayrılır. Tarihsel döneme ait deprem kataloglarına baktığımız zaman, Balıkesir ve yakın çevresini etkileyerek yıkıma sebebiyet vermiş 3 önemli deprem göze çarpar. 1577, 1897 ve 1898 depremleridir. 1577 depremi, birçok evin yıkılmasına neden oldu, şehir merkezi ve köylerde insanlar öldü. Zağanos Paşa Camii ve Yıldırım Han Camii tahrip oldu. Kente ve köylerde 40 kişi hayatını kaybetti ve yıkımın daha çok şehir merkezinde yoğunlaşması da dikkat çekicidir. Şehir merkezini etkilemiş diğer önemli depremler ise 1897 ve 1898 depremleridir. Bu depremlerden 1898 depremi, Koca Zelzele olarak da biliniyor. Bu depremler Kepsut Fay Segmentinde olmuştur. 1953 yılındaki 7.2 büyüklüğündeki Yenice-Gönen depremi ve 1964 yılındaki 7 büyüklüğündeki Manyas depreminde can ve ekonomik kayıplar yaşanmıştır.

Edremit Fayında ve Havran-Balıkesir Fayında hendekler açılarak Paleosismolojik çalışmalar yapılmıştır. Paleosismoloji çalışmaları ile fayların geçmiş davranışlarını, hangi tarihsel depremleri ürettikleri, depremlerin tekrarlama periyotları bilinmeye çalışıldı. Devletimiz bu çalışmalara önem verdi; Afet ve Acil durum Yönetimi Başkanlığı’nca oluşturulan UDSEP-2023 planında yer alan Türkiye Paleosismoloji Projesi 2012 yılında, pilot bölge olarak Güney Marmara’da başlatıldı. MTA diri fay haritaları serisi içinde gösterilen Edremit Fayında, Havran-Balıkesir Fayında hendekler açılarak, hendek tabanlı paleosismolojik çalışmalar yürütülmüştür. Balıkesir Gökçeyazı Fay Segmenti üzerinde yapılan paleosismolojik çalışmalara göre; bu fayda MÖ 850’ye kadar 4 Paleodepremin geliştiği saptanmış, deprem tekrarlama periyodunun yaklaşık 1000 yıl olduğu ve son depremin üzerinden 2000 yıl gibi uzun bir süre geçtiği tespit edilmiştir. Bu yüzden burada deprem bekliyoruz. Bu çalışmalara göre; Bu fay kırıldığında 6.5’den büyük 7.2 büyüklüğe kadar deprem üretme potansiyeline sahiptir. Şuan burada büyük bir depremin olması bizi şaşırtmaz. Balıkesir- Gökçeyazı Fayının tehlikesine dikkat çekmemiz gerekiyor" dedi.

Bahadır Demirçeviren - Umut Sayan
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Samsun ODÜ, açık erişimli yayın oranında Türkiye’nin ilk 20 üniversitesi arasında Ordu Üniversitesi (ODÜ) açık erişimli bilimsel yayın performansıyla Türkiye’deki ilk 20 üniversite arasında yer aldı. Yükseköğretim Kurulu (YÖK) tarafından yayınlanan "2025 Yılı Üniversite İzleme ve Değerlendirme Genel Raporu"na göre Ordu Üniversitesi, TR Dizin ve Web of Science veri tabanlarında açık erişimli yayın oranı en yüksek olan üniversiteler arasında Türkiye genelinde ilk 20’de yer aldı. Rapora göre Ordu Üniversitesi’nin açık erişimli yayın oranı yüzde 73,31 olarak verilere yansıdı. YÖK tarafından yayınlanan raporda açık erişimin yükseköğretim sistemi genelinde önemli bir norm haline geldiği; üniversitelerin uluslararası görünürlüğünü, veri paylaşımını ve akademik iş birliklerini güçlendiren kritik bir unsur olduğu vurgulandı. ODÜ Rektörü Prof. Dr. Orhan Baş yaptığı açıklamada, "Açık erişimli yayın yapmak, bilginin hem toplum ve bilim dünyasıyla paylaşımı hem de üniversitelerin uluslararası görünürlüğü açısından büyük önem taşımaktadır. Yükseköğretim Kurulunun 2025 yılı değerlendirme raporunda Üniversitemizin TR Dizin ve Web of Science veri tabanlarında açık erişimli yayın oranı en yüksek olan ilk 20 üniversite arasında yer alması, araştırma kültürümüzün ve akademik kalite odaklı yaklaşımımızın somut bir göstergesidir. Bu başarıya katkı sunan tüm akademisyenlerimize teşekkür ediyorum" dedi.
Kahramanmaraş Kahramanmaraş’ta aranan 26 şahıs ve 5 firari hükümlü yakalandı Kahramanmaraş’ta düzenlenen operasyonlarda çeşitli suçlardan aranan 26 şahıs ile firari 5 hükümlü yakalanarak cezaevine gönderildi. Kahramanmaraş İl Jandarma Komutanlığı ekiplerince savcılık koordinesinde il genelinde suç ve suçlulara yönelik kapsamlı operasyonlar gerçekleştirildi. Yapılan çalışmalarda Afşin ilçesinde 1 tabanca, 1 ruhsatsız av tüfeği ile 75 tabanca mühimmatı ele geçirilirken, Dulkadiroğlu ilçesinde ise 1 ruhsatsız av tüfeği ele geçirildi. Aranan şahıslara yönelik operasyonlarda toplam 249 şüpheli yakalanarak adli makamlara sevk edildi. Şüpheliler arasında çeşitli suçlardan aranan 26 kişi ile hakkında Pazarcık ilçesinde "Bina içinde muhafaza altına alınmış olan eşya kakkında hırsızlık" suçundan 5 yıl kesinleşmiş hapis cezası bulunan A.C. (38), Onikişubat ilçesinde "Bilişim sistemlerinin kullanılması suretiyle hırsızlık" suçundan 5 yıl kesinleşmiş hapis cezası bulunan A.B. (23), Andırın ilçesinde "On iki yaşını tamamlamış çocuğun nitelikli cinsel istismarı" suçundan 5 yıl 10 ay kesinleşmiş hapis cezası bulunan B.G. (26), Elbistan ilçesinde "Çocuğu kasten öldürmek" suçundan 6 yıl 10 ay 15 gün kesinleşmiş hapis cezası bulunan B.E. (30), Elbistan ilçesinde "Bina içinde muhafaza altına alınmış olan eşya hakkında hırsızlık" suçundan 7 yıl 6 ay kesinleşmiş hapis cezası bulunan N.A. (21) tutuklanarak Ceza İnfaz Kurumuna teslim edildi. Öte yandan, TEM Şube Müdürlüğünce yürütülen çalışmalarda Onikişubat ilçesinde FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün "mahrem" yapılanması içerisinde faaliyet yürüttüğü tespit edilen A.Ş. (54) gözaltına alınarak hakkında adli işlem başlatıldı. Aynı ilçede "Terörizmin Finansmanının Önlenmesi Hakkındaki Kanuna Muhalefet" kapsamında PKK/KCK suçu ile bağlantılı olduğu tespit edilen D.Y. (52) isimli şüpheli de yakalanarak gözaltına alındı.