EĞİTİM - 09 Aralık 2019 Pazartesi 10:07

'Matematik’te Pi sayısı gereksiz'

A
A
A
'Matematik’te Pi sayısı gereksiz'

Balıkesir’in Edremit ilçesinde yaşayan Araştırmacı-Yazar ve Emekli Fen Bilgisi Öğretmeni Hüseyin Ergül, her yıl 14 Mart tarihinde kutlanan, günü bile olan “Pi Sayısı” hesaplamalarıyla silindir şeklindeki kapların hacimlerinin aslında milyonlarca liralık haksız kazançları beraberinde getirdiğini savundu.

Geçtiğimiz aylarda; “Cisimlerin 4. Boyutunu” keşfettiğini iddia ederek ülke genelinde büyük yankı uyandıran Hüseyin Ergül, bu kez de “Pi Sayısı” ile ilgili önemli açıklamalarda bulundu.

Pi sayısının herhangi bir dairenin çevresini çapına bölündüğünde ortaya çıkan A sayısının B’ye bölümüyle ortaya çıkan bir uzunluk oranı olduğunu hatırlatan Ergül, “Bunun da yaklaşık değeri; 22 bölü 7’dir. 22’yi , 7’ye böldüğümüz zaman 3,14 ve bir buçuk sayfa süren bir rakamlar sayısı ortaya çıkar. Dolayısıyla da Pi sayısına gerek olmadan herhangi bir dairenin alanını kendi geliştirdiğim bir başka formül ile bulabilmemiz mümkündür” dedi.

Hüseyin Ergül, “Herhangi bir daire çizdikten sonra, o daireye dıştan teğet bir dörtgen çizerek söz konusu dörtgenin uzunluğu ile çapın uzunluğu eşit olduğu için bu bir karedir. Karenin alanı, bir kenar uzunluğunun kendisi ile çarpımına eşittir. Yani burada çapın kendisi ile çarpımına eşittir. Çapı da bir bu karenin bir kenar uzunluğuna eşittir. Buradan hareketle; çizdiğimiz dörtgen üzerindeki parçalara bakıldığında; bütün parçalarına eşittir. Yani büyük karenin alanı 4 adet X ve 4 adet Y ve 4 adet 0.5 r karenin toplamına eşittir. Bundan en ufak bir şüphe edilebilmesi mümkün değildir. Bu noktada; büyük karenin alanından 4 adet Y’yi çıkardığınızda, geriye dairenin alanı kalır. Bu birinci yöntemdir.

Bunun dışında ikinci yöntem ise; yine ‘Bütün parçalarına eşittir’ ilkesiyle yola çıktığımızda, çizdiğimiz dairenin alanı içerideki karenin alanı; 4 adet X’in toplamıyla ortaya çıkmaktadır. Bu da dairenin alanına eşittir. O halde iki alanın birbirine olan eşitliğinden ‘Da=2r kare+4x’ formülünü elde etmiş oluruz. Tüm bunların dışında çizdiğimiz şekilde dairenin içerisindeki karenin 4’te 1’i yarı çapı uzunluğunda yine küçük bir karedir. Bu karenin alanı 0.5r kare+X+Y’dir. Burada X ve Y bilinmeyen sayılardır. Bu bilinmeyenleri ara işlemlerle bularak, 4 katını alır ilave ederiz. Bahsettiğim formüllere uygun olarak, burada X’in değeri, küçük karenin 1 bölü 6’sına eşit olur. Bundan 4 adet olduğu için 4 ile çarpıyorum ve sonuçta dairenin alanı 2r kare+2bölü3 2r kare olarak karşımıza çıkıyor. Görüldüğü üzere Pi sayısına ihtiyaç duymadan dairenin alanını yarıçapı karesi üzerinden bulabiliyoruz” ifadelerini kullandı.

Pi sayısını kullanmadan bulduğu formül sayesinde daire biçiminde görülen tüm şekil ve cisimlerde alan hesapları yapılırken Pi Sayısına gerek olmadan alanların bulunabileceğini savunan Ergül, “Bu sayede, yeryüzünde daire şeklinde ve buna bağlı olarak silindir şeklindeki tüm cisimlerin yada büyük çapta fıçıların, tankerlerin, siloların hacimlerinin hesap edilmesinde yüzde 15’lik bir hata payı ortadan kalkacaktır. Yani gerçek değerine ulaşılacaktır” dedi.

“Aradaki yüzde 15’lik fark, tüketiciye fazlalık olarak yansıyor”

Tabanı daire şeklinde olan herhangi bir silindirin hacmini hesaplayabilmek için yükseklikle çarpılması gerektiğini kaydeden Hüseyin Ergül, “Bu hesaplamayı Pi Sayısı ile yapıyorsak ortaya farklı bir sayı çıkıyor, benim önerdiğim formül ile bunu hesaplarsak ortaya farklı bir sayı çıkıyor. İkisi arasında yüzde 15’lik bir fark vardır. Şayet biz, silindir şeklindeki kaplarda farklı iki şekilde de yapıyorsak aradaki yüzde 15’lik fark, tüketiciye fazlalık olarak yansıyor. Örneğin 5 litrelik bir su kabına zeytinyağını koyduğunuzda, karşımıza tam olarak 5 litre zeytinyağı çıkmaz. 4 buçuk litre civarında bir zeytinyağı olarak çıkar. Kilogram bazında buna bakıldığında, 1 kilogramın yerine daha küçük oranda bir zeytinyağı ile karşılaşırız.

Çünkü zeytinyağının yoğunluğu farklıdır. 0.9’dur. Aynı kapa benzin koyduğunuzda bu oran daha düşüktür. Eter koyulduğunda bu yoğunluk daha da düşüktür. Bunların kütleleri birbirinden farklıdır. Bu farklılıklar güncel ekonomik hayata para olarak yansır. Mesela 100 liralık bir zeytinyağı satın alındığında, vatandaşlardan 10 lira fazla para alınmış oluyor. Bu durum sadece zeytinyağında değil; silindir şeklinde paketlenmiş kolonya, alkol, benzin gibi tüm likit ürünlerde aynıdır” diye konuştu.

Kendi geliştirdiği formülün güncel hayatta kullanılması halinde bu olumsuzluğun tamamen ortadan kalkacağını belirten Hüseyin Ergül, “Çünkü Pi Sayısı ile hesaplanan dairenin alanı yüzde 15 fark ettiği gibi, yükseklikle çarptığımızda hacmi de yüzde 15 oranında fark ediyor. Yani bu olumsuzluk aynı zamanda hacime de yansıyor. Dolayısıyla içindeki maddeye yansıyor. Tüm bunlar da halkın cebine yansıyor. Yani bu tür ürünler vatandaşa pahallıya patlıyor. Milletin cebinden yüzde 15 oranında fazla para çıkmış oluyor. Bunun da adı; ‘haksız kazanç’ oluyor” dedi.

“Benim bulduğum formülü ortaya koyabilmek için klasik matematiğin bazı kurallarını çiğnemek gerekiyor”
Açıklamalarından Pi Sayısı’nın büyük bir hile olduğuna ait bir anlam çıkarılmaması gerektiğinin altını çizen Hüseyin Ergül, “Benim formülüm bilinmediği için, kullanılmadığı için şu anda bu alanda bilinen Pi Sayısı kullanıldığı için şu anda mevcut durum budur. Şunu da özellikle ifade etmek isterim ki; benim bulduğum formülü ortaya koyabilmek için klasik matematiğin bazı kurallarını çiğnemek gerekiyor.

Mesela klasik matematik de, bir işlem yapılırken; ‘parantez dışında eksi işareti varsa, içindekiler ters olarak ortaya çıkar’ denilir. Oysa benim modelimde; parantezin dışında eksi yada artı işareti olsun fark etmez, hangi işareti taşıyorsa o şekilde sonuç alınır. Ben klasik matematikteki o kuralı yıkarak, önerdiğim kuralı getiriyorum. Dolayısıyla bu bir matematik modelidir. Bu modele bağlı olarak ortaya bunlar çıkıyor. Yoksa şimdiye kadar çoğu insan bunu söyleyebilecekti. Ama bunları dile getirebilmek, bilinen klasik matematik kuramlarıyla bunları dile getirebilmek imkânsızdır. Benim bulduğum ve İmsulatif Matematik’ adını verdiğim kuramda her kural, uygundur. Çünkü şu anda bilinenin aksine doğal sayı diye bir şey yoktur. Şu anda bilinen sayıların hepsi sembolik sayılardır” ifadelerini kullandı.

Suat Salgın
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Balıklı Rum Hastanesi ihbarda bulunmuştu: "Sahte reçete" soruşturması tamamlandı İstanbul’da bulunan Balıklı Rum Hastanesi Çocuk Psikiyatrisi bölümünde, usulsüz reçete düzenlenerek, muayene olmayan hastaların tedavi edilmiş gibi gösterip, SGK’nın ve hastanenin zarara uğratıldığı iddiasına ilişkin, yürütülen soruşturma tamamlandı. Hazırlanan iddianamede, bir sanık hakkında, 46 yıla kadar, 4 sanık hakkında ise 26’şar yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılması talep edildi. Balıklı Rum Hastanesi’nde, çocuk psikiyatri doktoru Prof. Dr. A.E. ve tıbbi sekreter N.D. ile bir eczanede kalfa olarak çalışan R.Ç. başta olmak üzere 16 şahsın, sahte reçete düzenleyerek Balıklı Rum Hastanesini zarara uğratıldığı, konun ise hastane tarafından yapılan iç denetimde ortaya çıktığı olaya ilişkin yürütülen soruşturma tamamlandı. Soruşturma kapsamında geçtiğimiz günlerde yapılan operasyon neticesinde, 6 şüpheli gözaltına alınmış, bu şüphelilerden 3’ü tutuklanmıştı. Konuya ilişkin, Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosunca hazırlanan 157 sayfalık iddianamede; Balıklı Rum Hastanesi Vakfı ‘müşteki’, 18 kişi ‘mağdur’, 16 kişi ‘müşteki’, 5 şahıs ise ‘şüpheli’ sıfatıyla yer aldı. İddianamede, tıbbi sekreter N.D. ve eczacı kalfası R.Ç. diğer sanıkların da içinde olduğu sahte reçeteler düzenlenmek suretiyle resmi evraklarda sahtecilik yapıldığı, müşteki hastane başta olmak üzere bir çok kişi ve kuruma zarar verdiği, Balıklı Rum Hastanesi Vakfı’nın kendi kurum bünyesinde yapmış olduğu iç denetim sonucunda; hastanede "Çocuk Psikiyatristi" olarak görev yapan sanık Prof.Dr. A.E. ve tıbbi sekreter sanık N.D.’nin, dışarıdan eczacılar ile anlaşarak, kimlik kontrolü yapmadan hastayı muayene ettikleri, resmi evrak düzenledikleri, hastaneye gelen kişi adına SGK sisteminde sorun olmadığı halde "Sistemde Problem Var"mazeretiyle kayıt açmadan işlem yaptıkları ve yeşil ile kırmızı reçete düzenledikleri, bunun sonucunda da kamu kurumlarını zarara uğrattıkları belirtildi. "SİSTEM YOKTUR" kaşesi vurularak SGK zarara uğratıldı Protokol numaralarının çoğunda muayene olan hastanın değil, başkalarının kayıtlı olduğunun belirtildiği iddianamede, hastaların kayıtlı oldukları tarihte hastaneye hiç gelmedikleri, dolayısıyla hastaların hastanenin resmi sisteminde hiç bir kaydı olmadığı, dolayısıyla o kişi adına hastanede kaydı olan başka bir kişinin protokol numarasına yazılarak adına sahte reçete düzenlendiği, sisteme kaydedilmeyen hastalara usulsüz reçete verildiğinde; "Kişinin ne kadar ilaç alıp alamayacağı, sistemin buna izin verip vermediğinin görülmediği, "kırmızı ve yeşil reçeteli ilaçların fazla miktarda ve kayıtsız alındığının tespit edildiği, bazı hastaların belirli bir tarihten sonra hastane sistemine hiç kayıt olmadıkları, ancak bu hastalar adına yeşil ve kırmızı reçete düzenlenmeye devam edildiği aktarıldı. İddianamede, hastanenin maddi zarara uğradığı gibi hastaneye gelmeyen bu hastaların adına kendilerinden habersiz reçete düzenlenmesi sebebiyle bu kişilerin kimlik bilgilerinin izinsiz kullanıldığı, birçok hastaya hastanenin yoğun olduğu söylenerek, sanık Doktor A.E. tarafından, anlaşmalı olduğu bazı psikiyatristlere yönlendirilme yapılarak hastanenin maddi kayba uğradığı, hastane ve sağlık çalışanlarının normalde "dışarıda başka eczane, sağlık kurumu gibi yerler ile resmi ve uygun olmayan ilişki içine girmesi" yasak olduğu halde sanık Doktor A.E’nin sürekli olarak eczane kalfası R.Ç. tarafından reçete edilen ilaçlar getirildiği, bunun sonucunda da her ikisi arasında menfaat ilişkisi olduğu bilgisi yer aldı. Hazırlanan iddianamede, bazı hastalara "SİSTEM YOKTUR" kaşesi vurularak sisteme kayıt edilmeden çokça yeşil ve kırmızı reçeteye tabi ilaçların hastane adına reçete edildiği, SGK’nın maddi kayba uğramasına sebep olunduğu bilgisi yer aldı. İlaçları el altından farklı kişilere yüksek fiyatlardan satarak haksız kazanç elde ettikleri belirtildi Hazırlanan iddianamede, Doktor A.E.’nin, 2020 yılından beri hastanede çalıştığı, bir psikolojik danışmanlık merkezine yüzde 50 ortağı olduğu, bu merkezin 3 yöneticisinden de biri olduğu, ayrıca Doktor A.E.’nin eylemlerini hastane çalışanı N.D. ile birlikte hareket ederek gerçekleştirdikleri, sanıkların Balıklı Rum Hastanesine kayıt yaptırmayan ancak özel polikliniğe giden hastaların reçetesini hastane aracılığı ile SGK’ya fatura ettikleri, fatura edilen ve kırmızı ve yeşil reçetelere mahsus edilerek alınan ilaçları el altından farklı kişilere yüksek fiyatlardan satarak haksız kazanç elde ettikleri, yazılan usulsüz ilaçlardan dolayı temin edilen haksız kazancı diğer sanıkların aralarında paylaştıkları, bu ilaçları temin ederken Eczacı sanık A.H. ile ilaç mümessili sanık C.K.’nin iletişim kurarak ilaç temini yönünde birlikte hareket ettikleri, işlenen suç yönünden dosyadan bulunan tüm sanıkların iş birliği içerisinde hareket ettikleri aktarıldı. Sanıklar hakkında değişen oranlarda hapis talebi İddianamede, sanık A.H. hakkında, 5 suçtan 21 yıldan, 46 yıla kadar, sanık A.E. başta olmak üzere diğer sanıklar C.K., N.D. ve R.Ç. hakkında ise 11’er yıldan 26’şar yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılması talep edildi. Hazırlanan iddianame Bakırköy Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. Sanıkların yargılanmasına önümüzdeki günlerde başlanacak.
Muş Muş’ta dolandırıcılık operasyonu: 5 tutuklama Muş’ta yatırım vaadiyle dolandırıcılık yaptığı belirlenen şüphelilere yönelik Muş’ta düzenlenen siber operasyonda 5 kişi tutuklandı. Muş İl Emniyet Müdürlüğüne yapılan müracaat üzerine başlatılan soruşturmada, müştekinin kendisini arayan şahıslar tarafından yatırım vaadiyle dolandırıldığı belirlendi. Müştekinin, iki ayrı şirkete ait banka hesaplarına 26 işlemde toplam 2 milyon 352 bin 382 TL para gönderdiği tespit edildi. Soruşturma kapsamında yapılan incelemelerde, söz konusu paraların farklı şahıslara ait banka hesaplarına aktarıldığı, bu hesaplardan kripto para platformlarına yönlendirilerek kripto varlık alımı yapıldığı ve kripto cüzdanlara transfer edildiği belirlendi. Muş İl Emniyet Müdürlüğü Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerince 25.12.2025 tarihinde gerçekleştirilen eş zamanlı operasyonlarda, çeşitli illerde toplam 10 şüpheli yakalandı. Şüphelilerden 7’si adli işlemlerinin tamamlanması amacıyla ile getirilirken, 3 şüpheli ifadelerinin alınmasının ardından serbest bırakıldı. Bazı şüphelilerin adreslerinde bulunamadığı, bir kısmının ise yurt dışında olduğu tespit edildi. Şüphelilerin ikametlerinde yapılan aramalarda 13 cep telefonu, 6 SIM kart, 2 hard disk ve 1 hafıza kartı ele geçirildi. İle getirilen 7 şüpheli, 26.12.2025 tarihinde mevcutlu olarak adli makamlara sevk edildi. Şüphelilerden 1’i savcılıktan serbest bırakılırken, 1 şüpheli yurt dışı yasağı adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. 5 şüpheli ise tutuklanarak cezaevine teslim edildi.
Bayburt Bayburt’ta ’Liseler Arası Münazara Yarışması’ devam ediyor Bayburt İl Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından düzenlenen Liseler Arası Münazara Yarışması kapsamında ikinci münazara Aydıntepe Çok Programlı Anadolu Lisesi ile Bayburt Anadolu İmam Hatip Lisesi öğrencileri arasında gerçekleştirildi. Öğrenciler, eğitimde teknoloji ve insan ilişkisinin önceliğini tartıştı. Yarışmada, Aydıntepe Çok Programlı Anadolu Lisesi öğrencileri ’Eğitimde teknolojik araçlar öncelikli olmalıdır’ tezini savunurken, Bayburt Anadolu İmam Hatip Lisesi öğrencileri ise ’Eğitimde öğretmen-öğrenci ilişkisi öncelikli olmalıdır’ tezi üzerinden görüşlerini dile getirdi. Belirlenen tezler doğrultusunda gerçekleşen münazarada öğrenciler; eleştirel düşünme, etkili ifade ve akademik tartışma becerilerini sergileyerek nitelikli bir tartışma ortaya koydu. Öte yandan, yarışmanın ilk münazarası ise Bayburt Lisesi ile Kız Anadolu İmam Hatip Lisesi öğrencileri arasında Çoruh Kültür Merkezi’nde düzenlenmişti. İlk münazarada Bayburt Lisesi öğrencileri ’Eğitimin öncelikli amacı değerler eğitimidir’ tezini savunmuş, Kız Anadolu İmam Hatip Lisesi öğrencileri ise ’Eğitimin öncelikli amacı bilgi aktarımıdır’ tezi üzerinden görüşlerini paylaşmıştı. Liseler Arası Münazara Yarışması ile öğrencilerin kendini ifade etmesine ve akademik gelişimlerine katkı sunulması amaçlanıyor.