POLİTİKA - 17 Şubat 2015 Salı 22:21

Meclis Genel Kurulu'nda ‘paralel’ tartışması

A
A
A
Meclis Genel Kurulu'nda ‘paralel’ tartışması

Meclis Genel Kurulu'nda AK Parti İstanbul Milletvekili Bülent Turan ile CHP Grup Başkanvekili Levent Gök ve CHP İstanbul Milletvekili Ali Özgündüz arasında 'paralel yapı' tartışması yaşandı.

HDP grubunun paralel yapı, yargı, güvenlik, Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK), istihbarat, gizli dinleme gibi konuların araştırılmasına ilişkin önergesinin TBMM Genel Kurulu'nda görüşüldüğü sırada AK Parti İstanbul Milletvekili Bülent Turan ile CHP Grup Başkanvekili Levent Gök ve CHP İstanbul Milletvekili Ali Özgündüz arasında "paralel yapı" tartışması yaşandı.

HDP grubu önerisi lehinde konuşmak için kürsüye gelen CHP İstanbul Milletvekili Ali Özgündüz, "Paralel yapı sizin kafanızda bir paralel yapı. Diyorsunuz ki, 'Efendim, işte, Pensilvanya Fethullah Gülen'in yapısı.' Hiçbir siyasi destek olmadan hiçbir yapı, devletin hiçbir kurumunu ele geçiremez ve etkin olamaz, bunu biliyorsunuz" dedi.

Özgündüz, "Biz kandırıldık' falan, filan bunlar çocuk oyuncağı, devleti yönetmek çocuk oyuncağı değil, kandırıldıysan sorumluluğu alacaksın kardeşim, istifa edeceksin. İçişleri Bakanı istifa edecek, ya sorumluluk alacak, özür dileyecek. Böyle bir saçmalık olur mu?" ifadelerini kullandı.

İKİ VEKİL ARASINDA SÖZLÜ TARTIŞMA
Daha sonra HDP grup önerisinin aleyhinde söz alarak kürsüye gelen AK Parti İstanbul Milletvekili Bülent Turan'ın CHP'li Özgündüz'ün konuşmasını hatırlatarak, "Bu ülkede paralel yok, varsa sizinle beraber var" dediğini söylemesi üzerine iki vekil arasında sözlü tartışma yaşandı.
Kürsüden bugün bir gazetenin manşetinde yer alan haberi gösteren Turan, "Bugün basına çıkan, bugün bazı medyada yer alan sizi daha fazla etkileyen meselelerle ilgili bir mahcubiyet olur mu, bir hesaplaşma olur mu diye. Her zaman söylüyorum: Ya hatalarla yüzleşirsiniz ya da yüzsüzleşirsiniz. Siz yıllardan beri bize ettiğiniz ithamlarla, bize attığınız iftiralarla bugün karşı karşıyasınız" şeklinde konuştu. Turan'ın konuşması sırasında CHP sıralarından sık sık itirazlar yükseldi.
"Milletimiz darbeciye, kumpasçıya, numaracıya aklı dışarıda, eli burada olana prim vermedi ve vermeyecek" diyen Turan, "Şimdiye kadar olan tüm darbeleri, tüm kumpasları, tüm kötü niyetli iddiaları milletimize giderek çözdük. En son paralel iddiasında da son bir buçuk yıldan beri görmeyen akıl, hissetmeyen kalp kalmadı. 'Nerede paralel var?' diyen insana 'Kör müsün?' kardeşim derler. 'Nerede paralel?' diyene 'insaf' derler" ifadelerini kullandı.

"BİZ KARDEŞTİK, YANLIŞ YAPTILAR GEREĞİNİ YAPIYORUZ"
Turan, "Çatlasanız da patlasanız da bu partinin bu ülkeye olan hizmetleri, borcu ve ödemesi devam edecek. Seçime kaldı üç ay, çok değil üç ay. Eğer haklıysanız çekiliriz, oraya geçeriz ama millet size paralelle yürümenin bedelini ödetirse -ki ödetecek- yine buradayız, yine görüşürüz, yine bağırmaya devam edersiniz. 'Deveyi hendekten atlatan bir tutam ottur' derler. Bu kadar ufak beklenti için, bu kadar yanlış işin paralelle bir arada olmak, yıllarca küfrettiğiniz insanlarla beraber olmak yakışmaz diye düşünüyorum. İki tane kardeş düşman olabilir, örnekleri çok ama iki tane düşman kardeş oluyorsa oraya soru işareti koy. Biz kardeştik, yanlış yaptılar, gereğini yapıyoruz. Siz düşmandınız, yanlış yaptılar, gereğini yapın lütfen. Önümüzdeki süreçte göreceksiniz, bu ülkenin en büyük meselesi, AK Parti'nin değil, devletin bekası için, milletin bekası için en büyük kavgamız paralellerle olmaya devam edecek. İster orada yer alın ister milletle yer alın. Orada yer alırsanız on üç yıl daha burada bağıracağız, dinleyeceğiz, konuşacaksınız" şeklinde konuştu.

"BU KÜRSÜ BÖYLE PİŞKİN KONUŞMA GÖRMEDİ"
Turan'ın bu sözlerinin ardından tartışmaya bazı CHP, MHP VE HDP'li vekiller de dahil oldu. Sataşma olduğu gerekçesiyle söz alarak kürsüye gelen CHP Grup Başkanvekili Levent Gök, Turan'ın "Bir gazete manşetini göstererek grubumuza hitaben bir 'paralelci' yaftasını yakıştırmaya gayret eder bir suçlamada bulunduğunu" söyledi. "Bu kürsü çok pişkin konuşmalar gördü ama böylesini hiç görmedi" diyerek söze başlayan Gök'e CHP sıralarından alkışlarla destek geldi. Gök, "Yani ben pişkin konuşmanın ötesinde, hukukçu kimliğimden dolayı da sevdiğim bir kardeşimin, ayrıca doğruluğu belgelenmemiş, bir kendi oluşturdukları medyanın, havuz medyasının manşete taşıdığı bir konuyu da arkasına sığınmasını da anlayabilmiş değilim. Bu konularda çok net konuşuyorum, bugün arkadaşlarımız, sayın konuşmacının ifade ettiği konularda savcılığa ve hukuk mahkemelerine başvurarak gerekli yasal süreci başlatmışlardır. Bu tamamen yalandır. Bu havuz medyasının uydurduğu ve kişilik haklarına ağır saldırıların bundan sonra da nasıl artırılacağını gösteren tipik bir örnektir. Bunun arkasına sığınmak ayıptır" ifadelerini kullandı.
Tartışmaların ardından HDP grubunun önerisi Genel Kurul'un oylamasına sunuldu ve oy çokluğuyla reddedildi.  

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa Nilüfer’de afet bilinci için güç birliği Nilüfer Belediyesi, sivil toplum kuruluşları ile iş birliği yaparak afet bilincini artırıyor. Nilüfer Belediyesi Dr. Ceyhun İrgil Sağlık Müzesi, Nilüfer Belediyesi Yüksek Öğrenim Kız Öğrenci Yurdu ve Pancar Deposu’nda düzenlenen eğitimlerde, deprem ve yangın anında yapılması gerekenler uygulamalı olarak anlatıldı. Afetlerde dirençli bir kent oluşturma hedefiyle çalışmalarını sürdüren Nilüfer Belediyesi, personelini ve vatandaşları tehlikelere karşı bilinçlendiriyor. Nilüfer Belediyesi, BAKUT, ANDA ve MAG-AME Arama Kurtarma dernekleriyle iş birliği yaparak kapsamlı bir eğitim programı gerçekleştirdi. İş birliği kapsamında Nilüfer Belediyesi Yüksek Öğrenim Kız Öğrenci Yurdu, Nilüfer Belediyesi Dr. Ceyhun İrgil Sağlık Müzesi ve Pancar Deposu’nda bir dizi etkinlik düzenledi. Eğitimlerde teorik bilgilendirmelerin yanı sıra, tahliye planları gözden geçirildi ve afet anında paniğin önüne geçilmesi için yapılması gerekenler anlatıldı. Eğitimler kapsamında, tatbikatlar da gerçekleştirildi. Senaryo gereğin alarmın çalmasıyla birlikte binaların tahliyesi sağlandı. "Çök-Kapan-Tutun" uygulamasını başarıyla gerçekleştiren personel, güvenli bir şekilde toplanma alanlarına ulaştı. Tatbikatlarda, yangın tüplerinin doğru kullanımı ve başlangıç aşamasındaki yangınlara müdahale teknikleri uygulamalı olarak gösterildi.
İzmir Adet sancılarının çaresi mutfakta Şişkinlik, karın ağrısı, iştah artışı ve benzeri durumlar; adet dönemlerinde çoğu kadın için zorlayıcı ve can sıkıcı olabiliyor. Buna karşı adet sürecinde görülebilen bu etkilerin hafif geçmesinde beslenmenin etkili olabileceğini aktaran Medicana Sağlık Grubu Kadın Hastalıkları ve Doğum Bölümü’nden Op. Dr. M. Zeynep Kuşku, "Adet döneminde beslenme, hormonel dengesi ve sancılar üzerinde etkili olabilir. Ancak tek başına çözüm olarak düşünülmemelidir. Adet sancısının ana biyolojik sürücüsü çoğu kişide prostaglandin artışıyla oluşan rahim kasılmalarıdır. Beslenme; inflamasyon düzeyi, kan şekeri dalgalanmaları, su ile tuz dengesi ve bazı mikrobesin yeterlilikleri üzerinden şişkinlik, ödem, yorgunluk ve ağrı algısını etkileyebilir. Diyet örüntülerinin dismenore şiddetiyle ilişkili olabildiğini gösteren çalışmalar vardır" dedi. Adet dönemleri çoğu kadın için sıkıntılı geçebiliyor. Özellikle adet sancısı ve şişkinlik durumu çoğu kadının yaşam konforunu bozabilecek noktalarda seyredebiliyor. Bu dönemi konforlu geçirmek adına çeşitli ilaçlar kullanılabiliyor. Ancak adet sürecinde hafiflemenin daha sağlıklı ve dengeli bir yolu olduğuna dikkat çeken Medicana International İzmir Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Bölümü’nden Op. Dr. M. Zeynep Kuşku, beslenmenin hormon dengesi ve sancılar üzerinde etkili olabileceğini dile getirdi. Kuşku, "Adet döneminde beslenmeyi tek başına çözüm gibi düşünmemek gerekir. Adet sancısının ana biyolojik sürücüsü çoğu kişide prostaglandin artışıyla oluşan rahim kasılmalarıdır. Beslenme; inflamasyon düzeyi, kan şekeri dalgalanmaları, su-tuz dengesi ve bazı mikrobesin yeterlilikleri üzerinden şişkinlik, ödem, yorgunluk ve ağrı algısını etkileyebilir. Diyet örüntülerinin (yüksek şeker/atıştırmalık ağırlığı gibi) dismenore şiddetiyle ilişkili olabildiğini gösteren çalışmalar vardır" açıklamalarını yaptı. Adet döneminde özellikle aşırı tuzlu ve işlenmiş gıdaların ödem ve şişkinliği artırabildiğini, bunun yanında; yüksek şeker ve rafine karbonhidratlı gıdaların kan şekeri dalgalanmasına neden olmakla birlikte iştah artışı, yorgunluk ve ağrı gibi sorunlara neden olabildiğini aktaran Kuşku, "Adet döneminde paketli işlenmiş gıdalardan, şeker ve karbonhidrat içeren gıdalar mümkün olduğunca tüketilmemeli. Ayrıca, yağdan çok zengin, ağır kızartmalar: sindirim yükü ve inflamatuar yanıt üzerinden yakınmaları artırabilir; düşük yağlı diyetle ağrıda azalma bildiren çalışmalar vardır. Alkol de PMS yakınmalarını artırabildiği için bu dönemde sınırlanması önerilir. Öte yandan gaz yapan gıdalarda belirlenerek tüketiminde dikkatli olunmalıdır" diye konuştu. Zencefil, bitkisel destekçilerden biri Adet sancılarıyla beslenme arasında bir ilişki olduğunun artık daha net bilindiğini aktaran Kuşku, sözlerini şöyle sürdürdü: "Özellikle bazı besin grupları ağrının şiddetini azaltmada destekleyici olabiliyor. Omega-3’ten zengin besinler, örneğin haftada 2 kez tüketilen yağlı balık, ceviz ya da chia tohumu, vücuttaki iltihap yolaklarını baskılayarak adet ağrısında hafif-orta düzeyde azalma sağlayabiliyor. Etkisi çok keskin değil ama düzenli tüketim genel sağlık açısından da oldukça faydalı. Magnezyum içeren besinler (ıspanak, avokado, kakao gibi) kas gevşetici etkileri sayesinde adet sancılarını hafifletebilir. Bu konuda çalışmalar umut verici olsa da herkese rutin magnezyum takviyesi önermek doğru değil. En güvenli yol, magnezyumu gıdalardan almak ve gerekirse kişiye özel değerlendirme yapmak. Kalsiyum, özellikle PMS belirtilerinde; şişkinlik, hassasiyet ve duygu durum değişikliklerinde fayda sağlayabiliyor. Potasyum ise doğrudan ağrı kesici bir etki göstermese de sıvı dengesini düzenleyerek ödem ve şişkinliği azaltmaya yardımcı olabilir. Özellikle zencefil adet sancısı konusunda en çok çalışılmış bitkisel desteklerden biri. Zencefilin klinik çalışmalarda ağrıyı azaltabildiği gösterilmiş durumda. Rezene ve papatya çayı da bazı kadınlarda rahatlama sağlayabiliyor. Ancak bitkisel ürünlerin de bilinçsiz ve sürekli kullanımının riskleri olabileceğini unutmamak gerekir. D vitamini eksikliği olan kadınlarda, bu eksikliğin giderilmesiyle adet ağrılarında azalma görülebiliyor. B6 vitamini daha çok PMS semptomları üzerinde etkili; B12’nin ise doğrudan ağrı azaltıcı güçlü bir kanıtı yok, ama eksiklik varsa mutlaka yerine konmalı. Yeterli su tüketimi de önemli. Hidrasyon, hem ağrı şiddetini hem de şişkinliği azaltmada destekleyici olabilir." Vücudunuz uyarı veriyor olabilir Adet sürecinde beslenmeye dikkat edildiği halde şiddetli sancı durumunun geçmemesi durumunda mutlaka altta yatan bir neden olup olmadığına bakılması gerektiğini vurgulayan Kuşku, "Özellikle ağrının ilk kez çok şiddetli başlaması ya da yıllar içinde giderek artması, ağrı kesicilere rağmen belirgin rahatlama olmaması önemli bir uyarı işaretidir. Bunun yanında aşırı veya pıhtılı kanama, ara kanama, ateş, kötü kokulu akıntı, cinsel ilişkide ağrı, idrar yaparken ya da dışkılama sırasında ağrı, bayılma hissi ya da günlük yaşamı ciddi şekilde aksatan sancılar mutlaka değerlendirilmelidir. Bu yaklaşım, uluslararası kılavuzlarda da açıkça vurgulanmaktadır. Adet ağrısı yalnızca adet günleriyle sınırlı değilse, adet dışı pelvik ağrı da eşlik ediyorsa; cinsel ilişkide derin ağrı, çocuk sahibi olamama öyküsü varsa veya kanamalar belirgin şekilde artmışsa endometriozis, miyom ya da adenomyozis gibi altta yatan hastalıklardan şüphelenmek gerekir. Muayene ve ultrason temel değerlendirme yöntemleridir; gerekirse ileri tetkikler planlanır" ifadelerini kullandı. Toplumda adet süreciyle ilgili bazı yanlış inanışlar olduğunu da belirten Kuşku, şöyle konuştu: "Soğuk içeceklerin herkeste mutlaka sancıyı artırdığı ya da şeker tüketilmezse ağrının dayanılmaz olacağı düşüncesi bilimsel bir genelleme değildir. Bitki çaylarının tamamen zararsız olduğu ve sınırsız içilebileceği algısı da doğru değildir. ‘Adet sancısı normaldir, katlanmak gerekir’ düşüncesi de yanlıştır. Şiddetli ve yaşam kalitesini bozan ağrı mutlaka ciddiye alınmalıdır."