EĞİTİM - 18 Aralık 2015 Cuma 13:24

Mektebim okulları'nın yüzde 30'u Sancak Grup'un oldu

A
A
A
Mektebim okulları'nın yüzde 30'u Sancak Grup'un oldu

Mektebim Okulları'nın yüzde 30'u Sancak Group'a satıldı.

35 kampüsü ve 103 okuluyla 16 bine yakın öğrenciye eğitim hizmeti veren Mektebim Okulları’na yeni bir yatırımcı daha dâhil oldu. Buna göre şirketin yüzde 30’u, Medical Park’ın da ortaklarından Haydar Sancak’a satılıyor. Üçüncü ortak olan ve yüzde 30'una sahip olan Suudi SEDCO hisselerini, Gelişim ve Başarı Eğitim Yatırım A.Ş. Yatırıma devretmişti. Taraflar konu ile ilgili geçtiğimiz hafta cuma günü el sıkıştı. Ayrıntılı açıklamalar yapılan basın toplantısında duyuruldu.

YENİ ORTAKLIK YAPISI ŞEKİLLENDİ
Rekabet Kurumu'nun da onay vermesi ile birlikte Mektebim Okulları'nda ortaklık yapısı şöyle olacak: Yüzde 40 Ümit Kalko, yüzde 30 Gelişim ve Başarı Eğitim A.Ş., yüzde 30 Sancak Group. Şirketin yönetim kurulu başkanı ve CEO olarak Ümit Kalko'nun göreve devam edeceği öğrenildi.

Basın toplantısında konuşan Sancak Group Yönetim Kurulu Başkanı Haydar Sancak, ''Sancak Group'un iştiraki olan Medical Park Grubu ve hayvancılık grubumuz var. Son dönem enerji yatırımlarımız ve hamlelerimiz oldu. Birazda köşeden ve kıyısından tutuğumuz inşaat grubumuz yer alıyor. Şimdi de hayırlısıyla eğitime giriyoruz. Sancak Group ezelden beri eğitim içinde olmak istiyordu. Hatta bir iki sene evvel Ümit beyle görüşme yaptık. Fakat sonuca gidemedik. Bugün hayırlısıyla anlaştık. Bugünden itibaren eğitim sektöründeyiz. Eğitim sektörü bizce stratejik sektör. Ayrıca sağlık deneyimimizi buraya aktarmak için geldik. İnşallah Ümit beyin önderliğinde Mektebim Özel Okulları, Türkiye'nin parlayan yıldızı olacak. Belki de Türkiye'nin sınırlarını aşacak konuma gelir. Biz zaten bunun için buradayız. Bütün enerjimizle Ümit beyin yanında olacağız. Başarı için elimizden geleni yapacağız'' şeklinde konuştu.

''HEDEFİMİZ EĞİTİM KALİTESİNİ ARTTIRMAK VE KAMPÜSLERİ ÇOĞALTMAK''
Ortaklığı değerlendiren Mektebim Okulları Yönetim Kurulu Başkanı Ümit Kalko, ''İnşallah bu ortaklıklar Mektebim'in hedeflerine daha sağlam adımlarla ulaşmasını sağlayacak adımlar. Bu hedeflere daha kısa sürede daha sağlam adımlarla ulaşacağız. Hedefimiz hem eğitim kalitesi arttırmak hem de kampüslerimizin sayını çoğaltmak. Biz 4 yıl içerisinde 100 kampüse çıkıp, Mektebim Üniversite ile bunu taçlandırma hedefimizin içerisinde. Bu ortaklığın kattığı değerler ile bu büyüme daha sağlıklı şekilde yapılacaktır ve vizyonumuz daha da genişleyecektir. Mektebim Okulları dün ile bugün daha sağlam adımlarla devam edecek. Sadece Türkiye'de değil dünya çapında Türk eğitim markası olma yolunda ilerleyecektir'' diye konuştu.

''YURTDIŞINDA TÜRK OKULU OLARAK MEKTEBİM OKULLARINI KAZANDIRMAK İSTİYORUZ
Özel okullar Türkiye'de yüzde 5 civarlarında. Bakanlığın yeni yaptığı gerek yatırım teşvikleri gerek öğrenci başına teşvik uygulamasıyla beraber bu sürecin 4-5 yıl içerisinde yüzde 25'lere çıkacağı öngörülüyor. Bu sektör içinde 5 katlık bir büyümeden bahsediyor olacağız. Bu büyüme ile bağlantılı olarak Mektebim Okulları hem nitelik olarak hem de nicelik olarak büyümesini devam ettirecektir. Yurt dışında Türk okulu olarak Mektebim Okullarını kazandırmak istiyoruz'' dedi.

MEKTEBİM OKULLARI
Ümit Kalko’nun 2006 yılında kurduğu Mektebim Okulları’nın 8’i sağlık meslek lisesi 27’si normal okul olmak üzere 35kampüsü var. 16 bin öğrencinin eğitim gördüğü okullarda toplam 2 bin 500 kişi çalışıyor. Mektebim Okulları’nın bu yılki cirosunun 200 milyonu bulması hedefleniyor.

MEDİCAL PARK'IN DA ORTAKLARINDAN SANCAK GROUP
Haydar Sancak'ın başında bulunduğu Sancak Group ise enerjiden inşaata, hayvancılıktan sağlığa bir dizi sektörde faaliyet gösteriyor. Group bünyesinde Medical Park Hastanesi, rüzgâr enerjisi lisansları, Ata Sancak Çiğ Süt İşletmesi, Sanport Gayrimenkul gibi şirket ve iştirakler bulunuyor. 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa Nilüfer’de afet bilinci için güç birliği Nilüfer Belediyesi, sivil toplum kuruluşları ile iş birliği yaparak afet bilincini artırıyor. Nilüfer Belediyesi Dr. Ceyhun İrgil Sağlık Müzesi, Nilüfer Belediyesi Yüksek Öğrenim Kız Öğrenci Yurdu ve Pancar Deposu’nda düzenlenen eğitimlerde, deprem ve yangın anında yapılması gerekenler uygulamalı olarak anlatıldı. Afetlerde dirençli bir kent oluşturma hedefiyle çalışmalarını sürdüren Nilüfer Belediyesi, personelini ve vatandaşları tehlikelere karşı bilinçlendiriyor. Nilüfer Belediyesi, BAKUT, ANDA ve MAG-AME Arama Kurtarma dernekleriyle iş birliği yaparak kapsamlı bir eğitim programı gerçekleştirdi. İş birliği kapsamında Nilüfer Belediyesi Yüksek Öğrenim Kız Öğrenci Yurdu, Nilüfer Belediyesi Dr. Ceyhun İrgil Sağlık Müzesi ve Pancar Deposu’nda bir dizi etkinlik düzenledi. Eğitimlerde teorik bilgilendirmelerin yanı sıra, tahliye planları gözden geçirildi ve afet anında paniğin önüne geçilmesi için yapılması gerekenler anlatıldı. Eğitimler kapsamında, tatbikatlar da gerçekleştirildi. Senaryo gereğin alarmın çalmasıyla birlikte binaların tahliyesi sağlandı. "Çök-Kapan-Tutun" uygulamasını başarıyla gerçekleştiren personel, güvenli bir şekilde toplanma alanlarına ulaştı. Tatbikatlarda, yangın tüplerinin doğru kullanımı ve başlangıç aşamasındaki yangınlara müdahale teknikleri uygulamalı olarak gösterildi.
İzmir Adet sancılarının çaresi mutfakta Şişkinlik, karın ağrısı, iştah artışı ve benzeri durumlar; adet dönemlerinde çoğu kadın için zorlayıcı ve can sıkıcı olabiliyor. Buna karşı adet sürecinde görülebilen bu etkilerin hafif geçmesinde beslenmenin etkili olabileceğini aktaran Medicana Sağlık Grubu Kadın Hastalıkları ve Doğum Bölümü’nden Op. Dr. M. Zeynep Kuşku, "Adet döneminde beslenme, hormonel dengesi ve sancılar üzerinde etkili olabilir. Ancak tek başına çözüm olarak düşünülmemelidir. Adet sancısının ana biyolojik sürücüsü çoğu kişide prostaglandin artışıyla oluşan rahim kasılmalarıdır. Beslenme; inflamasyon düzeyi, kan şekeri dalgalanmaları, su ile tuz dengesi ve bazı mikrobesin yeterlilikleri üzerinden şişkinlik, ödem, yorgunluk ve ağrı algısını etkileyebilir. Diyet örüntülerinin dismenore şiddetiyle ilişkili olabildiğini gösteren çalışmalar vardır" dedi. Adet dönemleri çoğu kadın için sıkıntılı geçebiliyor. Özellikle adet sancısı ve şişkinlik durumu çoğu kadının yaşam konforunu bozabilecek noktalarda seyredebiliyor. Bu dönemi konforlu geçirmek adına çeşitli ilaçlar kullanılabiliyor. Ancak adet sürecinde hafiflemenin daha sağlıklı ve dengeli bir yolu olduğuna dikkat çeken Medicana International İzmir Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Bölümü’nden Op. Dr. M. Zeynep Kuşku, beslenmenin hormon dengesi ve sancılar üzerinde etkili olabileceğini dile getirdi. Kuşku, "Adet döneminde beslenmeyi tek başına çözüm gibi düşünmemek gerekir. Adet sancısının ana biyolojik sürücüsü çoğu kişide prostaglandin artışıyla oluşan rahim kasılmalarıdır. Beslenme; inflamasyon düzeyi, kan şekeri dalgalanmaları, su-tuz dengesi ve bazı mikrobesin yeterlilikleri üzerinden şişkinlik, ödem, yorgunluk ve ağrı algısını etkileyebilir. Diyet örüntülerinin (yüksek şeker/atıştırmalık ağırlığı gibi) dismenore şiddetiyle ilişkili olabildiğini gösteren çalışmalar vardır" açıklamalarını yaptı. Adet döneminde özellikle aşırı tuzlu ve işlenmiş gıdaların ödem ve şişkinliği artırabildiğini, bunun yanında; yüksek şeker ve rafine karbonhidratlı gıdaların kan şekeri dalgalanmasına neden olmakla birlikte iştah artışı, yorgunluk ve ağrı gibi sorunlara neden olabildiğini aktaran Kuşku, "Adet döneminde paketli işlenmiş gıdalardan, şeker ve karbonhidrat içeren gıdalar mümkün olduğunca tüketilmemeli. Ayrıca, yağdan çok zengin, ağır kızartmalar: sindirim yükü ve inflamatuar yanıt üzerinden yakınmaları artırabilir; düşük yağlı diyetle ağrıda azalma bildiren çalışmalar vardır. Alkol de PMS yakınmalarını artırabildiği için bu dönemde sınırlanması önerilir. Öte yandan gaz yapan gıdalarda belirlenerek tüketiminde dikkatli olunmalıdır" diye konuştu. Zencefil, bitkisel destekçilerden biri Adet sancılarıyla beslenme arasında bir ilişki olduğunun artık daha net bilindiğini aktaran Kuşku, sözlerini şöyle sürdürdü: "Özellikle bazı besin grupları ağrının şiddetini azaltmada destekleyici olabiliyor. Omega-3’ten zengin besinler, örneğin haftada 2 kez tüketilen yağlı balık, ceviz ya da chia tohumu, vücuttaki iltihap yolaklarını baskılayarak adet ağrısında hafif-orta düzeyde azalma sağlayabiliyor. Etkisi çok keskin değil ama düzenli tüketim genel sağlık açısından da oldukça faydalı. Magnezyum içeren besinler (ıspanak, avokado, kakao gibi) kas gevşetici etkileri sayesinde adet sancılarını hafifletebilir. Bu konuda çalışmalar umut verici olsa da herkese rutin magnezyum takviyesi önermek doğru değil. En güvenli yol, magnezyumu gıdalardan almak ve gerekirse kişiye özel değerlendirme yapmak. Kalsiyum, özellikle PMS belirtilerinde; şişkinlik, hassasiyet ve duygu durum değişikliklerinde fayda sağlayabiliyor. Potasyum ise doğrudan ağrı kesici bir etki göstermese de sıvı dengesini düzenleyerek ödem ve şişkinliği azaltmaya yardımcı olabilir. Özellikle zencefil adet sancısı konusunda en çok çalışılmış bitkisel desteklerden biri. Zencefilin klinik çalışmalarda ağrıyı azaltabildiği gösterilmiş durumda. Rezene ve papatya çayı da bazı kadınlarda rahatlama sağlayabiliyor. Ancak bitkisel ürünlerin de bilinçsiz ve sürekli kullanımının riskleri olabileceğini unutmamak gerekir. D vitamini eksikliği olan kadınlarda, bu eksikliğin giderilmesiyle adet ağrılarında azalma görülebiliyor. B6 vitamini daha çok PMS semptomları üzerinde etkili; B12’nin ise doğrudan ağrı azaltıcı güçlü bir kanıtı yok, ama eksiklik varsa mutlaka yerine konmalı. Yeterli su tüketimi de önemli. Hidrasyon, hem ağrı şiddetini hem de şişkinliği azaltmada destekleyici olabilir." Vücudunuz uyarı veriyor olabilir Adet sürecinde beslenmeye dikkat edildiği halde şiddetli sancı durumunun geçmemesi durumunda mutlaka altta yatan bir neden olup olmadığına bakılması gerektiğini vurgulayan Kuşku, "Özellikle ağrının ilk kez çok şiddetli başlaması ya da yıllar içinde giderek artması, ağrı kesicilere rağmen belirgin rahatlama olmaması önemli bir uyarı işaretidir. Bunun yanında aşırı veya pıhtılı kanama, ara kanama, ateş, kötü kokulu akıntı, cinsel ilişkide ağrı, idrar yaparken ya da dışkılama sırasında ağrı, bayılma hissi ya da günlük yaşamı ciddi şekilde aksatan sancılar mutlaka değerlendirilmelidir. Bu yaklaşım, uluslararası kılavuzlarda da açıkça vurgulanmaktadır. Adet ağrısı yalnızca adet günleriyle sınırlı değilse, adet dışı pelvik ağrı da eşlik ediyorsa; cinsel ilişkide derin ağrı, çocuk sahibi olamama öyküsü varsa veya kanamalar belirgin şekilde artmışsa endometriozis, miyom ya da adenomyozis gibi altta yatan hastalıklardan şüphelenmek gerekir. Muayene ve ultrason temel değerlendirme yöntemleridir; gerekirse ileri tetkikler planlanır" ifadelerini kullandı. Toplumda adet süreciyle ilgili bazı yanlış inanışlar olduğunu da belirten Kuşku, şöyle konuştu: "Soğuk içeceklerin herkeste mutlaka sancıyı artırdığı ya da şeker tüketilmezse ağrının dayanılmaz olacağı düşüncesi bilimsel bir genelleme değildir. Bitki çaylarının tamamen zararsız olduğu ve sınırsız içilebileceği algısı da doğru değildir. ‘Adet sancısı normaldir, katlanmak gerekir’ düşüncesi de yanlıştır. Şiddetli ve yaşam kalitesini bozan ağrı mutlaka ciddiye alınmalıdır."