SAĞLIK - 03 Aralık 2018 Pazartesi 15:56

“Menopoz bir hastalık değil, kaçınılmaz bir süreçtir”

A
A
A
“Menopoz bir hastalık değil, kaçınılmaz bir süreçtir”

Tüm kadınlar için endişe verici bir süreç olan menopozla ilgili önemli noktalara değinen Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı Uzmanı Dr. Özlen Emekçi Özay, menopozun doğal bir durum olduğunu kaydederek, “Menopoz bir hastalık değil, kaçınılmaz bir süreçtir” dedi.

Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı Uzmanı Dr. Özlen Emekçi Özay, menopozun bir kadının 12 ardışık ay boyunca adet görmemesiyle son adet dönemi olarak tanımlanan, östrojen seviyesinde düşme başlaması ile sonuçlanan ve yumurtaların yaşlanmaya bağlı fonksiyonlarında azalma ve yumurtlamanın sonlanması ile karakterize olan doğal ve normal bir durum olduğunu ifade etti. Genellikle 48 yaş civarında görülen, ateş basması ve ani terlemeyi izleyen adetten kesilme ile baş gösteren menopoz ve sonrasına geçiş döneminde, kadınların birçok fiziksel değişiklikler yaşadığını söyleyen Uzm. Dr. Özlen Emekçi Özay, bu değişikliklerin birçoğunun menopoz ve yaşlanmaya bağlı meydana geldiğini ve bu durumların sadece bir dönemle sınırlı kaldığını belirtti. Diyabet, tiroit bozuklukları ve uyku apne sendromu gibi hastalıkların menopoz döneminde görülebildiğini, bazen bu dönemde değişen hormon seviyeleri ve yaşlanmaya bağlı fiziksel etkiler, sağlıksız yaşam tarzı ve diğer yaşamsal streslerin yaşanmasıyla birlikte kişilerde sağlık problemleri de ortaya çıkabildiğini kaydeden Özay, aynı zamanda menopozun bazı kadınlar için sadece yaşlanmanın bir işareti olabildiğini de söyledi.

“Menopozun belirtileri kişiden kişiye değişmektedir”

Menopoza giren kadınlardan bazılarının bu dönemde fazla belirtiler yaşarken, bazılarının ise bu geçiş dönemini çok az ya da semptomsuz geçirebileceğini söyleyen Özay, menopoza ait yaşanan etkilerin her kadına göre değiştiğini belirtti. Menopozun, insan hayatının uzaması ile beraber kadın yaşamının neredeyse üçte birini kapsar hale geldiğini ifade eden Özay, bu durumun aslında tamamen fizyolojik ve kaçınılmaz bir süreç olmakla birlikte, eksilen östrojen hormonu sonucunda birçok sistemi ilgilendiren ve kadının yaşam kalitesini belirgin olarak azaltan birçok sonuçları da oluşturabildiğini söyledi.

Menopozla birlikte vücutta yaşanan değişiklikler

Her kadının menopoz tecrübesinin farklı olduğunu söyleyen Özay, yaşanan en büyük değişikliğin doğal menopoza giren kadınlar ile erken veya tesir edilmiş menopoza girenler arasında görüldüğünü ifade etti. Doğal menopoza giren kadınların menopozdan önce adet düzensizlikleri dışında belirgin fiziksel değişiklikler yaşamadıklarını söyleyen Özay şöyle devam etti: “Adet düzensizliğine ek olarak bazı kadınların sıcak basması, uyku bozuklukları ve vajinal kuruluk gibi şikayetleri olur. Bu şikayetlerin ciddiyeti kişiden kişiye değişmektedir. Gerçekte bazı uzmanlar ve bu dönemi yaşayan kadınlar, bu durumu bir hastalık yorumu gibi algılanan “perimenopozalsemptomlar” tanımını tercih etmemektedirler. Perimenopozal değişiklikler genellikle 40 yaş civarında, bazen 30’lu yaşlarda başlar. Eş zamanlı yaşlanma ile birlikte yaşanılan stres semptomlara eklenebilir. Sonuç olarak çoğu değişiklik menopoz sonrası son bulur ve tedavi gerektirmez. Geriye kalan bir grup değişikliğin altında tiroit hastalıkları, depresyon veya ilaç yan etkileri bulunabilmektedir. Menopoz ile ilişkili yaşanılan rahatsızlıklar çoğunlukla egzersiz, diyet düzenlenmesi, sigaranın bırakılması gibi yaşam tarzı değişiklikleri ile azaltılabilinir. Sağlıklı bir yaşam stili genel iyilik haline katkıda bulunur.”

 “Menopoza ulaşmadan 8 yıla kadar adet döneminde değişiklik gözleniyor”

Üreme yıllarında yumurtalardan salınan iki hormon olan östrojen ve progesteron hormonlarının adet döneminde önemli rol oynadığını söyleyen Özay, bu hormonların rahim zarını kalınlaştırdığını ve ovulasyon sonrası döllenmiş yumurtanın yerleşmesi için uygun ortam sağladığını, döllenmiş yumurtanın rahime ulaşmaması durumunda ise hormon üretimini durduğunu, rahim zarının inceldiğini ve dökülerek adet döneminin tamamlandığını hatırlatarak şunları söyledi: “Perimenopoza ulaşan kadında hem menstrüel kanama miktarında hem sıklığında değişiklik olması sıkça rastlanılan bir durumdur. Bazı kadınlarda menstürel periodu aniden durur ve tekrar adet görmezler. Fakat kadınların yüzde 90’ı menopoza ulaşmadan 4 ile 8 yıl arasında adet döneminde değişiklik yaşar. Bu durum yumurtaların istikrarsız hormon salgılamasına ve daha az ovulasyon gerçekleşmesine bağlıdır. Başlangıçta bu değişiklikler göze çarpmayabilir. Genellikle adet dönemi kısalır ve 28 günden sık gerçekleşir. Kanama azalabilir, ağırlaşabilir veya sadece lekelenme şeklinde olabilir. Geç perimenopozda, periodlarda genellikle atlama olur.”

“Menopoz bir hastalık değil, kaçınılmaz bir süreçtir”

Menopoz döneminin birçok kadın için endişe anlamına geldiğini söyleyen Özay, gerekli incelemeler yapıldıktan sonra uygun görüldüğü takdirde doktor kontrolünde kişiye özel düzenlenecek tedaviyle bu sıkıntılı dönemi aşmanın artık mümkün olduğunu belirtti. Özellikle menopoz döneminde en az yılda bir kez kontrollere gidilmesinin önemli olduğunu da hatırlatan Özay, menopozun bir hastalık olmadığını, her kadının hayatında yaşayacağı kaçınılmaz bir olay olduğunu vurgulayarak şunları söyledi: “Menopoz, insan hayatının uzaması ile beraber kadın yaşamının neredeyse üçte birini kapsar hale gelmiştir. Aslında tamamen fizyolojik ve kaçınılmaz bir süreç olmakla birlikte, eksilen östrojen hormonu sonucunda birçok sistemi ilgilendiren ve kadının yaşam kalitesini belirgin olarak azaltan birçok sonuçlar da oluşturabilmektedir. Erken menopoz, geçirilen bazı cerrahi ve medikal tedaviler nedeniyle daha da hızlandırabilir. Böylelikle bu gruptaki hastalar östrojen hormonunun eksikliğine ve olası komplikasyonlarına daha fazla maruz kalırlar.”

“Sıcak basmalarına tek neden menopoz değildir"

Menopoza bağlı yaşanılan rahatsızlıkların başında gelen sıcak basması konusuna da değinen Özay, bu yaşanılan etkinin gerçek nedeninin hala keşfedilememiş olmasına rağmen, beyinde ısı regülasyonu merkezi olan hipotalamusta oluşan değişikliğin yaşanmasına bağlı olduğunu ifade ederek şöyle devam etti: “Geceleri yaşanılan sıcak basmaları uykudan uyandıracak kadar şiddetli olmasa da uyumayı engelleyebilir. Eğer terleme çok ağır yaşanırsa buna gece terlemeleri denilir. Sıcak basmalarına tek neden menopoz değildir. Bazı medikal durumlar da bu semptoma yol açabilir. Bazen stres belirtilerini tedavi etmek için başa çıkma yetenekleri ve hayat tarzı değişiklikleri yeterli olmayabilir. Bu belirtilerin bir ilacın yan etkisi, bir hastalığın belirtisi, klinik depresyon veya kaygı sonucu olabileceği de unutulmamalıdır. Hekimler zihin sağlığını olumsuz etkileyen stres faktörlerini belirlemede ve uygun tedaviyi düzenlemede yardımcı olabilir. Örneğin, sıcak basmaları nedeniyle oluşan uyku düzensizliklerinin sebep olduğu duygu durum bozukluğu çoğunlukla sıcak basmalarının tedavi edilmesiyle düzelirler.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul 1905 Kültür Sanat ve Spor Derneği’nden ’Galatasaray’ın Formaları Tarihi’ söyleşisi 1905 Kültür Sanat ve Spor Derneği tarafından düzenlenen ’Galatasaray’ın Formaları Tarihi ve Forma Tasarımı Söyleşisi’ yapıldı. 1905 Kültür Sanat ve Spor Derneği’nin, ’Galatasaray’ın Formaları Tarihi ve Forma Tasarımı’ söyleşisi, Ali Sami Yen Spor Kompleksi RAMS Park’ta bulunan Özhan Canaydın Salonu’nda gerçekleştirildi. Etkinliğe Galatasaray Başkanı Dursun Özbek, Galatasaray Divan Başkanı Aykutalp Derkan, dernek başkanı Cevat Genç ve dernek üyeleri katıldı. Söyleşide Galatasaray’ın geçmişten, günümüze kullandığı formaların tarihi anlatıldı. Etkinlikte şampiyon olan kadın futbol takımı, erkek sutopu takımı, kürek takımı ve amatör branşlarda başarılı olan sporculara plaket verildi. Ayrıca mimar sanatçı Rıfat Baltaoğlu’na da yaptığı eserden dolayı plaket takdim edildi. Rıfat Baltaoğlu’nun yaptığı esere çok etkilendiğini ifade eden Başkan Özbek, "Çok etkilendiğim bir eser. Müzemize koyacağız. Atatürk’ün Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları ve dünya için önemini atlatmaya gerek yok. Herkes nasıl bir önder olduğunu biliyor. Herkesin hayat çizgisinde Atatürk’ün izi var" şeklinde konuştu. "Eksiksiz pazar günü buradayız" Alınan başarılardan dolayı gururlandıkları Dursun Özbek, "Ben başkanları olarak, yönetim kurulu adına büyük bir teşekkür ediyorum. Eksiksiz pazar günü buradayız. Yarın 17 Mayıs. Yarın da kutlamamız var, UEFA Kupası’nın yıl dönümü. Önümüzdeki sezon açacağımız Kemerburgaz Tesisleri’nde hazırlıklar son aşamaya geldi. Bu 17 Mayıs kutlamasını için orada piknik düzenledik. Hepinizi 17 Mayıs UEFA şampiyonluğumuzu kutlamak için davet ediyorum" diye konuştu.
Aydın Söke Efes Kültür Merkezi’nde Mayıs ayında üç farklı etkinlik Söke Belediyesi Efes Kültür Merkezi Mayıs ayında üç farklı etkinliğe ev sahipliği yapacak. 21 Mayıs’ta Söke Türk Sanat Müziği Derneği tarafından yaz konseri, 24 Mayıs’ta İlçe Milli Eğitim, Söke Belediyesi ve Kıryarlar Özel Eğitim Okulu işbirliği ile tiyatro gösterimi, 30 Mayıs’ta ise Beşparkmak Türk Halk Müziği Topluluğu konseri Sökelilerle buluşacak. Şefliğini Tunay Şenol’un yaptığı Söke Türk Sanat Müziği Derneği Korosu, yaz konserini 21 Mayıs 2024 Salı günü gerçekleştirecek. Konser saat 20.30’da başlayacak. İçinde bulunduğumuz Engelliler Haftası nedeniyle, farkındalık oluşturmak üzere gerçekleştirilecek tiyatro gösterimi 24 Mayıs 2024 Cuma günü saat 20.00’de gerçekleşecek. Sermin Atik Arıkan’ın yazıp, yönettiği ‘Beni Fark Et’ adlı oyun izleyicilerle buluşacak. Diğer taraftan 30 Mayıs 2024 Perşembe günü, Beşparkmak Türk Halk Müziği Topluluğu sevilen eserleri seslendirecek. Şefliğini Mustafa Yarıcı’nın yaptığı koro ‘Her telden, her gönüle türküler’ adlı konseriyle Sökelilerle buluşacak. Etkinlikler ücretsiz olarak sunulurken; tüm Söke halkı etkinliklere davet edildi. Söke Belediye Başkanı Dr. Mustafa İberya Arıkan tarafından Söke’ye kazandırılan Efes Kültür Merkezi, Ramazan ayı içinde çok sayıda etkinliğe ev sahipliği yapmıştı. Geçtiğimiz günlerde fiyat tarifesi de meclisten geçmesinin ardından kimlik kazanan Efes Kültür Merkezi önümüzdeki dönemde de Söke’nin sosyal ve kültürel hayatına renk katmaya devam edecek.
Aydın Kuşadası’nın eski belediye başkanı Suyolcu anıldı Kuşadası’nın eski belediye başkanlarından Lütfi Suyolcu, 29’uncu ölüm yıl dönümünde Tarihi Kervansaray’da düzenlenen törenle anıldı. Suyolcu’nun ailesi ile sevenlerinin katıldığı törende ‘Lütfi Suyolcu Onur Ödülü’ radyo programcısı ve yazar Belma Bircil Özgün’e verildi. Kuşadası’nda 16 Mayıs 1995 tarihinde evinin önünde uğradığı silahlı saldırı sonucu yaşamını yitiren kentin eski belediye başkanlarından Mustafa Lütfi Suyolcu, ölümünün 29’uncu yılında da unutulmadı. Suyolcu için Tarihi Kervansaray’da bir anma töreni düzenlendi. Törene Kuşadası Belediye Başkanı Ömer Günel, belediye başkan yardımcıları, Devlet eski Bakanı Yüksel Yalova, Kuşadası Belediyesi Meclis üyeleri, siyasi partilerin temsilcileri, Lütfi Suyolcu’nun eşi Hülya Suyolcu, kızı Çiğdem Suyolcu ve yakınları katıldı. Törende, gelenekselleşen Lütfi Suyolcu Onur Ödülüne bu yıl radyo programcısı Belma Bircil Özgün layık görüldü. Özgün’e ödülü, Devlet eski Bakanı Yüksel Yalova tarafından verildi. Törenin açılış konuşmasını yapan Lütfi Suyolcu’nun kızı Çiğdem Suyolcu, aradan geçen 29 yılda babasına duyduğu sevgi ve özlemin hiç azalmadığını belirterek, “Sizler 29 yıldır babamın anısına sahip çıkılmasına şahitlik ediyorsunuz. Bu benim için mutluluk verici. Bu yıl ödülümüzü 35 yıldır yaşadığı Kuşadası’na yaptıklarıyla çok önemli faydalar sağlayan Belma Bircil Özgün’e verdik. Belma hanım Kuşadası’nın kültür ve sanat hayatına dokunabilen ender insanlardan” dedi. Devlet eski Bakanı Yüksel Yalova ise, Lütfi Suyolcu’nun Türkiye’nin yetiştirdiği en önemli siyasetçilerden biri olduğunu söyledi. Kuşadası gibi turizm kentlerinde devlet yetkililerinin belediye başkanlarına ve kaymakamlara daha imtiyazlı yaklaşması gerektiğine dikkat çeken Yalova, “Çünkü kışın nüfusları 200 bin olan turizm ilçelerinin yazın nüfusları 1 milyonun üzerine çıkıyor. Bu da beraberinde birçok sorunu getiriyor. Ben merhum Lütfi Suyolcu’ya Allah’tan rahmet diliyorum” diye konuştu. Lütfi Suyolcu Onur Ödülü’nün bu yılki sahibi Belma Bircil Özgün ise, “Şu anda burada bulunmaktan onur ve bu ödüle layık görülmekten minnet duyuyorum. Lütfi Suyolcu, hizmet insanıydı. Onun izinde Kuşadası için yaşıyorum. Bu ödülle en büyük rütbeyi kaptım. Seçici Kurul ve Suyolcu ailesine bu anlamlı ödül için minnettarlığımı yineliyorum” diye konuştu. Kuşadası Belediye Başkanı Ömer Günel de, “Bu yılki Onur Ödülü’nü, alan radyo programcısı ve yazar Belma Bircil Özgün’ü tebrik ediyor, Lütfi Suyolcu’yu saygıyla anıyorum. Keşke Lüfti Suyolcu bugün hala yaşasaydı da Kuşadası’nın ilk ve tek kent meydanına onun adını verdiğimizi görseydi. Sayın Bakanımız Yüksel Yalova’nın da yıllar önce Kuşadası’na tahsis ettiği marinanın karşısında bulunan KEGEV tesislerine gençlerimizin ve kadınlarımızın ücretsiz olarak eğitim alabileceği bir inovasyon merkezi kuracağız. Bu merkeze de eğer Kuşadası Belediye Meclisi onay verirse Bakanımız Yüksel Yalova’nın ismini vereceğiz” dedi.