SAĞLIK - 23 Şubat 2022 Çarşamba 11:32

Mersin Şehir Hastanesine 'erişilebilirlik bayrağı' verildi

A
A
A
Mersin Şehir Hastanesine 'erişilebilirlik bayrağı' verildi

Mersin Şehir Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı Erişilebilirlik İzleme ve Denetleme Komisyonunca yapılan değerlendirme sonucu “erişilebilirlik bayrağı” almaya hak kazandı.

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, engelliler hakkında kanunda yapılan düzenleme gereği illerde kurulan Erişilebilirlik İzleme ve Denetleme komisyonları tarafından düzenli olarak kamu kullanımına açık olan alanlar denetlendi.

Mersin Şehir Hastanesine 'erişilebilirlik bayrağı' verildi

Bu doğrultuda Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı tarafından yapılan denetimler sonucunda “erişilebilirlik bayrağı” almaya hak kazanan Mersin Şehir Eğitim Araştırma Hastanesi oldu.
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Zonguldak TCG Akın Gemisi kayıp 7 mürettebatı arama çalışmalarına katıldı Zonguldak’ın Ereğli ilçesi açıklarında batan Kafkametler adlı yük gemisinin kayıp 7 mürettebatını arama çalışmalarına TCG Akın Gemisi de katıldı. Kdz. Ereğli açıklarında 19 Kasım günü yaşanan kuvvetli fırtınada mendireğe çarparak batan Kafkametler adlı Türk Bayraklı yük gemisinin 12 mürettebatının 5’inin cansız bedenine ulaşıldı. Hafta sonu yaşanan hava muhalefeti sebebiyle dalgıçlar çalışmalarına ara verirken havadan ve botlarla deniz üzerinden çalışmalar aralıksız sürdü. Hava şartlarının yeniden elverişli hale gelmesinin ardından deniz altındaki arama çalışmaları yeniden başladı. Çalışmalara TCG Akın Gemisi de katıldı. Gemi sabah saatlerinde ilçe açıklarına gelerek batık geminin etrafında konumlandı. Sahil Güvenlik Komutanlığı’na bağlı ekipler havadan helikopterler ile denizden botlar ve termal kameralar ile kayıp 7 mürettabatı arama çalışmaları devam ediyor. TCG Akın gemisi yara alan, karaya oturan veya arıza yapan gemilerin kurtarılması ve yedeklenmesi, açık deniz yedeklemesi, dalgıç, Uzaktan Kumandalı Sualtı Aracı (ROV) ve Atmosferik Dalış Süiti (ADS) vasıtasıyla su altı onarım ve enkaz çıkarma gibi çalışmaları yapabiliyor. Gemi ayrıca su üstü atışlarında hedef çekme, torpido atışlarında hedef gemisi olarak faaliyet gösterme, torpidoların denizden alınması, denizaltıların satha gelememesi durumunda azami 600 metre derinliğe kadar personele yaşam desteğinin sağlanması ve personel kurtarma faaliyetlerine destek verebilecek, gemi yangınlarına müdahale edebiliyor.
Tokat Uzmanı uyardı: Uyuz tedavisinde ilaçlar yetersiz kalıyor Tokat Devlet Hastanesi Deri ve Zührevi Hastalıklar Uzmanı Dr. Muhammed Hanefi Dirican, "Uyuz tedavisinde ilk basamakta kullanılan ilaçlardan yeterince etki alınamamaya başlandı" dedi. Uyuz hastalığının toplu kullanım alanlarında yayılma hızının arttığını söyleyen Deri ve Zührevi hastalıklar uzmanı Dr. Muhammed Hanefi Dirican, kendilerine gelen 100 hastadan 30’unda uyuz vakasına rastladıklarını belirtti. Uyuz hastalığının tedavisinde ilk basamakta kullanılan ilaçlardan yeterince etki alınamadığını belirten Dirican, "Uyuz tedavisinde en temelde uygulanan ilaçta klinik gözlemlerde ilaca karşı yarı yarı bir direnç artışı söz konusudur. Bu durumda insanların tedaviyi uygun şekilde uygulamamasından kaynaklı olabiliyor. İlaca bağlı bir dirençte oluştuğu için hastalar genellikle kolay şekilde şikayetlerinden kurtulamamaktadır" ifadelerini kullandı. "100 hastanın 30’u uyuz şikayeti ile bize başvuruyor" Uyuz hastalığının yayılmasında ortak kullanım alanlarının etkisinin yüksek olduğunu belirten Deri ve Zührevi Hastalıklar Uzmanı Dr. Muhammed Hanefi Dirican, "Uyuz hastalığı parazit yoluyla oluşan bulaşıcı bir hastalıktır. Hastalık kadın erkek fark etmeksizin her iki cinsiyette de görülebilmektedir. Tüm yaş gruplarında farklı insan gruplarında görülebilmektedir. Hastalık yakın temasla bulaşabilmektedir. Ortak kıyafet kullanımı, ortak yaşam alanı kullanımıyla da hastalık bulaşabilmektedir. Yurt, huzur evleri, askeriye gibi yerlerde daha hızlı bir şekilde yayılmaktadır. Parazit vücuda bulaştıktan yaklaşık 4 veya 6 haftalık süre sonrasında şikayetlere sebep olmaktadır. En belirgin şikayet sıcak ve geceleri artan kaşıntıdır. Bu kaşıntı ellerde, koltuk altında, göbek deliği çevresinde ve kasıklarda yoğunlaşmaktadır. Bağışıklığı düşük yaşlı hastalarda kabuğu kalın yaralara sebebiyet verebiliyor. Kişiden kişiye yaraların miktarı farklılık göstermektedir. Tedavide kullanılabilecek, sürme ve ağız yoluyla alınan hap yöntemleri bulunuyor. Bu tedavi seçeneklerine rağmen artış devam ediyor bunun en büyük nedeni insanların tedaviyi olması gerektiği gibi kullanmamasıdır. Şuan muayene ettiğimiz 100 hastanın 30’u uyuz şikayeti ile bize başvuruyor. İlaç kullanıldıktan 7 veya 10 gün sonra aynı tedavi tekrarlanmalıdır. Diğer dikkat edilmesi gereken konu aktif şikayeti bulunmasa dahi aynı evi veya ortamı paylaşan bireylerin tedavi alması gerekiyor. İlacın sadece kaşınan bölgeye değil tüm vücuda uygulanması gerekmektedir. Erişkinlerde boyundan itibaren tüm vücuda uygulanmalıdır" dedi. "En temelde uygulanan ilaçta klinik gözlemlerde direnç artışı söz konusudur" Uyuz tedavisinde istenilen etkinin alınamadığını belirten Dr. Dirican, "Kendi klinik pratikliğimizden gözlemlediğimiz kadarıyla insanlar daha hızlı çözüm alabilmek için farklı yerlerden krem veya sabun alabiliyorlar. Bunlar bazen durumu daha da kötüleştirmektedir. Az veya çok bir kaşıntı durumu varsa hekime başvurulması gerekiyor. Uyuz geçmiş dönemlerde de böyle salgına dönüştü ancak geçmiş dönemlerden farklı olarak uyuz tedavisinde ilk basamakta kullanılan ilaçlarda yeterince etki alınamamaya başlandı. Klinik pratikte bu durum bizim karşımıza çok çıkıyor. Bu hastalığın yayılmasında yurt dışından gelen insanlar, deprem felaketi gibi etkenler etkili oldu. Geçmiş döneme göre belirgin bir artış var. Yüzde 30 oranına yakın bir artış var, bazı bölgelerde bu sayı daha yüksek olabiliyor. Klinikte yapılan çalışmalarda, cansız ortamlarda yapılan çalışmalarda ilaç etkisinde düşüş bulunmuyor. Uyuz tedavisinde en temelde uygulanan ilaçta klinik gözlemlerde ilaca karşı yarı yarı bir direnç artışı söz konusudur. Bu durumda insanların tedaviyi uygun şekilde uygulamamasından kaynaklı olabiliyor. İlaca bağlı bir dirençte oluştuğu için hastalar genellikle kolay şekilde şikayetlerinden kurtulamamaktadır. İnsanlarda da tedavi sürecinde bıkkınlık oluşabiliyor. Hastaların sağlık kuruluşlarından doğru tanıyla tedavi olması daha iyi olacaktır" şeklinde konuştu.
İzmir Egeli yüzücüler, Samsun’dan madalyalarla döndü Ege Üniversitesi Spor Kulübü bünyesindeki yüzücüler, Türkiye Yüzme Federasyonunun Samsun’da düzenlediği 11 Yaş Ulusal Gelişim Projesi Ligi Türkiye finali müsabakasında 2 altın ve 4 gümüş madalya kazanmayı başardı. Ege Üniversitesi Spor Kulübü bünyesindeki yüzücüler, katıldıkları turnuvalarda kendi yaş gruplarında öne çıkan başarılara imza atmaya devam ediyorlar. Türkiye Yüzme Federasyonunun Samsun’da düzenlediği 11 Yaş Ulusal Gelişim Projesi Ligi Türkiye finali müsabakasına Egeli sporcular damga vurdu. Egeli genç sporcular, final müsabakasından 2 altın ve 4 gümüş madalya ile döndü. Sporculardan Defne Ordu ve Elif Naz Adıgüzel altın madalyanın sahibi oldu. "7 sporcumuzla biz de oradaydık" Ege Üniversitesi Spor Kulübü Yöneticisi ve EÜ Spor Bilimleri Fakültesi Spor Yöneticiliği Bölümü Araş. Gör. Meral Sevinç Tırpan, “Ülkenin her yerinden sporcuların katılım sağladığı yarışlarda 7 sporcumuz ile biz de oradaydık. Gençlerimizin büyük fedakârlıklar göstererek profesyonel bir biçimde spor branşında var olmaları bizler için büyük mutluluk. Sporcularımız hem eğitim hayatına devam edip hem de büyük bir özveri ile antrenmanlarını yapıyorlar. Yüzme branşı çok özel ve fedakârlık isteyen bir branş. Kazanılan bu madalyalar sporcularımız, antrenörlerimiz ve kıymetli velilerin başarısıdır” dedi. "Sporcularımızla gurur duyuyoruz" Genç sporcuları ve antrenörlerini tebrik eden yüzme branşı koordinatörü Spor Bilimler Fakültesi Öğr. Gör. Dr. Mübin Akın Ongun, “Sporcularımızın akademik hayatlarının yanı sıra büyük fedakarlıklarla yaptıkları özverili antrenmanlar sonucunda kazandıkları başarılı sonuçlar ile gurur duyuyoruz. Bu süreçte sporcularımızı özenle çalıştıran antrenörlerimize ve başarılarımızın temeli olan değerli ailelerine teşekkür ediyoruz” diye konuştu. "177 kulüple yarıştık" 7 sporcu ile katıldıklarını ve final müsabakalarına toplam 177 kulüp ile yarıştıklarını ifade eden Antrenör Anıl Şen, “Sporcularımız, şubat ayında başlayan lig 4 ön eleme, 2 bölge yarışlarının ardından final müsabakalarına katılmaya hak kazandılar. Final müsabakalarına katılana kadar her bir sporcu yaklaşık 30 tekrarlayan ve farklı branşlarda yarışarak katılmayı hak ettiler. Küçük yaşta yarışlara katılmak, her müsabakalarda gelişim göstererek final müsabakalarında isimlerini görmek ve bu süreçte sabah 05.30’da başlayan antrenmanlarımız ve yoğun çalışmalarımızın karşılığını almak hem bizleri hem de sporcularımızı çok mutlu etti. 2 altına 4 gümüş madalya alarak İzmir’e geldik. 11 yaş müsabakalarının son yarışlarıydı, artık 12 yaş müsabakaların daha zorlu baraj ve yarışlara hazırlık yapacağız. Kulübümüzün geleceğini inşa ettiğimiz bu yaşlarda çocuklarımızın başarılı olması bizlere daha fazla çalışma aşkı ve umut aşılamaktadır” diyerek sözlerini tamamladı. Öte yandan Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necdet Budak, genç sporcuları gösterdikleri üstün gayretten dolayı tebrik ederek, çalışmalarında başarılar diledi.
Muğla Büyükşehir Sami Gökmen’i Muğlalılarla buluşturdu Muğla Büyükşehir Belediyesi, Cumhuriyetin Kuruluşunun 100. Yıl etkinlikleri çerçevesinde siyasetçi ve bilim insanı Sami Gökmen’in konuşmacı olarak katıldığı ‘Cumhuriyet’ konulu konferans düzenledi. Türkan Saylan Çağdaş Yaşam merkezinde gerçekleştirilen konferansa Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Osman Gürün’ün yanı sıra Menteşe Belediye Başkanı Bahattin Gümüş, STK temsilcileri ve çok sayıda vatandaş katıldı. Muğlalı siyasetçi, bilim insanı, radyo programcısı, 16. Dönem Muğla Milletvekillerinden turizmci Sami Gökmen, Cumhuriyet konulu konferansın ardından ‘Bizim Cumhuriyetimiz ve Derin izler’ adlı kitaplarını imzaladı. Cumhuriyet konulu konferansta konuşan Sami Gökmen, “Atatürk ilkeleri ışığında Cumhuriyet bu ulusu nereden nerelere getirdi. 100 yıl önce Türk ulusu toprakları parçalanmış, ordusu dağıtılmış, silahları elinden alınmış, meclisi kapatılmış, esaret, sefaret ve cehalet içerisinde bir ulustu. Mustafa Kemal Atatürk, tek adam rejimi yerine Ankara’da bir bağ evinde Cumhuriyeti kurmuştur. Bu Cumhuriyet, emperyalizmin Osmanlının üzerine çevirdiği üç silahı kırıp atmıştır. Yabancılara verilen mal mülk hakkını Lozan’da geri almıştır. Yabancıların ellerindeki malları kapitülasyonları kaldırarak geri almıştır. Atatürk 700 milyon altın borcunu 30 yılda ödeyeceğini söylemiş ve 30 yıla varmadan 1950 yılında borç bitmiştir. Mustafa Kemal’in Cumhuriyet idealizminde ki en büyük özelliği bu topraklarda yaşayan herkesi, dini, imanı, soyu sopu ne olursa olsun hepsini birleştirmesidir ve bunu başarmıştır. Kaynaşmış bir ülke oluşturmuştur. Okullar, fabrikalar kurmuştur” dedi. Konferansta konuşan Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Osman Gürün, Sami Gökmen’in önemli bir figür olduğunu ve birikimleriyle vatandaşlara ışık tuttuğunu söylerken, “Kitapta gerçekten bir hayat hikayesini ve bir aydın kişinin çevresini aydınlatmayla ilgili neler yapabildiğini, yapması gerektiğini bize öğretiyor. Hatıralarıyla, bizlere yaşam örneği veriyor. Bizlere katkı yapıyor. Sayın Sami Gökmen’in kitaplarını basma onuruna sahip olduk. Hem kitaplarını imzaladı hem de burada bulunduğumuz süre içerisinde hatıralarını bizimle paylaştı. Umarım bu birikimleri başka nesillere belgesel ile de anlatma imkânımız olur. Böyle bir programa katıldığı ve katkı yaptığı için Sami Gökmen’e çok teşekkür ediyorum” dedi.