GÜNDEM - 03 Ekim 2009 Cumartesi 15:21

"Milletvekilleri, yanlışlarının hesabını vermeli"

A
A
A
"Milletvekilleri, yanlışlarının hesabını vermeli"

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, milletvekili dokunulmazlığını değerlendirdi

ERSİN YAŞAR - YUSUF SERKAN YILMAZ/BURSA

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Deniz Baykal, yolsuzluk, evrakta sahtecilik ve kalpazanlık yapan milletvekilleri soruşturulamazken, bazı milletvekillerinin siyasi suçlar dolayısıyla yargılandığını, bunun kamu vicdanını kanattığını belirterek, parlamenterlerin yaptıkları bütün yanlışların hesabını mahkemede vermesi için düzenleme yapılması gerektiğini savundu.

CHP Lideri Deniz Baykal, Genel Başkan Yardımcıları Onur Öymen, Yılmaz Ateş ve İzmir milletvekili Mehmet Ali Susam ile birlikte Nilüfer Belediyesi'nin Alaattinbey'deki yeni hizmet binasını ziyaret etti. Başkan Mustafa Boybey, Baykal'a belediyenin proje ve yatırımları hakkında bilgi verdi. Nilüfer Belediyesi'nin Türkiye'ye örnek olduğunu, Başkan Bozbey ile iftihar ettiklerini ifade eden Baykal, "Bursa'ya sahip çıkacağız. Bursa'yla yakından ilgileneceğiz. Bursa'yı önemli sayıyoruz. İzmir'de gerçekleşen başarının önümüzdeki dönemlerde Bursa'da da gerçekleşmesini sağlamak, öncelikli gayemizdir. Bursa, sadece belediyecilik açısından değil, önemli bir sanayi ve tarım şehri. Sanayimizin en önemli merkezlerinden birisi Bursa" diye konuştu.

Bursa'nın ekonomik krizden en fazla etkilenen şehirlerden biri olduğuna işaret eden Baykal, "Bursa, son ekonomik krizde Türkiye'de en büyük sıkıntıyı yaşayan illerin başında oldu. Geçen yıl 53 bin kişi işsiz kaldı. Bugün 50 bin civarında işsize doğru durumun gelişmekte olduğunu üzüntüyle görüyoruz. İşsizlik Bursa'nın en temel meselesi olmaya devam ediyor. İhracattaki düşüş, sanayi üretimindeki gerileme Bursa ekonomisini derinden etkiledi. Bu sadece büyük sanayi kuruluşlarında yaşanan sorun olmanın ötesine geçti.

Esnaf, işadamları ciddi şekilde tablodan etkilendi. Tarımda da büyük sıkıntı var. Üstünde durduğumuz bazı tekliflerin çok gecikerek de olsa seçimden sonra hükümet tarafından uygulanmaya başlanması, kısmen bu sorunun yumuşak geçirilmesine katkı yapmıştır. Ama sorunu esası itibarıyla çözmemiştir. Önümüzdeki dönemde en temel konu olmaya devam ediyor. Ekonomi bizi ciddi şekilde sarsacak. Türkiye'deki sıkıntı dünya çapındaki ekonomik bunalımla açıklanamaz. Hükümet, başından beri reel sektörün
sorunlarına gereken ilgiyi göstermemiştir. Onun yol açtığı sorunla karşı karşıyayız. Türkiye çok sıkıntılı bir dönemin içinden geçiyor" dedi.

"BAŞBAKAN'IN MEKTUBUNA GELİNCE CEVAP VERİRİZ"


Baykal, demokratik açılım konusunda kendisine Başbakan'dan mektup gelip gelmediğiyle alakalı bir soruya, "Henüz mektup gelmedi, gelirse bir cevap vereceğiz. Mektuba cevabımızı gelmeden ifade etmek uygun olmaz. Gelsin, bir cevabımız olacaktır" ifadelerini kaydetti.

"MİLLETVEKİLLERİ YAPTIKLARI YANLIŞIN HESABINI VERMELİ"

Baykal, Anayasa'da milletvekili dokunulmazlığıyla alakalı düzenlemenin tutarsız ve günün ihtiyaçlarına cevap vermeyen bir düzenleme olduğunun bir kez daha ortaya çıktığını söyleyerek, "Dokunulmazlık maddesi, bir anlamda milletvekilinin yargı önüne çıkmasını engelleyen anlayışla düzenlenmiştir. 440 dosya, bugün yargı sürecinin dışında tutulmuştur. Buna da Anayasamızdaki dokunulmazlık maddesi neden olmuştur. Milletvekili suç işlese de soruşturulamaz haldedir. Vekil hakkındaki iddialar ne savcılık ne yargı tarafından değerlendirilemez haldedir. Bir anlamda milletvekili yargı dışında ada oluşturan, hukuk dışı, hukuk üstü ada oluşturan bir nitelik kazanmıştır.

Bu yanlıştır, bunun yanlışlığını yıllardır söylüyoruz. Bu olay, bu yanlışı önümüze bir kez daha koymuştur. Yolsuzluk yapan, evrakta sahtecilik yapan, kalpazanlık yapan milletvekilleri soruşturulamıyor. Ama siyasi bazı suçlar dolayısıyla milletvekili dokunulmazlık kapsamı dışında değerlendiriliyor Anayasamıza göre, onlar hakkında yargı süreci işliyor. Bu
çelişki toplum vicdanını kanatıyor. Siz en ağır suçu işleyeni yargılamayacaksınız, siyasi suç işleyenleri yargılayacaksınız. Bu dengesizlik yaşatıyor. Milletvekilliğinin kimseye hukuk üstü imtiyazlı bir konum sağlamayacağını ortaya koyarak bu çelişkiden kurtulmak lazım. Milletvekilliği dokunulmazlığının Türkiye'deki kadar geniş kapsamlı ele alındığı başka ülke yok. Milletvekili imtiyazlı sınıf haline dönüştürülmüştür. Demokraside bunun yeri yoktur" açıklamasını yaptı.

"KİŞİYE ÖZGÜ ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ OLMAZ"

Bir kişiye özgü anayasa değişikliği yapmanın yanlış olduğunu savunan Baykal, şunları ifade etti: "Bütün yanlışların hesabını milletvekili mahkemede versin, bunu sağlamak lazım. Milletvekilliği görevini yerine getirmesini engellememesi için de gereği yapılsın. Her şey yapılsın. Verilen hüküm milletvekilliğinin düşmesine neden olmayacaksa, mahkumiyetini milletvekilliği bitince çeksin. Millet ona görev vermiştir. Milletvekilliği bittikten sonra cezasını çeksin. Yargılama niye dursun, niye gerçek ortaya çıkmasın? Şimdi parlamento kendi üyelerinin yargılanmasını engelliyor, adi suçlarda, hırsızlık, yolsuzlukta engelliyor. Bu yanlış, bu doğru değil. Bu vesileyle adi suçları engelliyorsak, siyasi suçları da engelleyelim. Yanlış olan, dokunulmazlığın dar değil, geniş tutulmasıdır. Daha da genişletmek doğru değil. Bu konuda yapılması gereken çok açıktır; ya parlamentodaki milletvekilliği dokunulmazlığıyla ilgili fezlekelerin tümünü, dokunulmazlıkları kaldırarak yargının önünü açarız, yargı işler, hükmünü verir ya da Anayasa'da gerekli değişikliği yaparız, dokunulmazlık maddesini adi suçları kapsamayacak şekilde yeniden düzenleriz.

Bir kişiye özgü, bir olaya özgü anayasa değişikliği, hukuken de, siyaseten de kabul edilemez. Anayasa ve yasalar genel, kişisel olmayan ve soyut bir anlayış içinde gerçekleşir. Somut bir olaya özgü, kişiye özgzle alakalı bir soruya, "Henüz mü, davaya özgü anayasa değişikliği doğru değil. Bu konuda bir yeni düzenlemeye ihtiyaç var. Yargının önünü açmaya ihtiyaç var. Yargıyı rahatlatmaya ihtiyaç var. Yapılması gereken budur. Bizim anlayışımız eskiden beri bu olmuştur. Hırsızlık yapanı sorgulamayız ama siyaseten suç işleyenden hesap sorarız; bunu kabul ettirmek mümkün değil. Hırsızlık yapandan da hesap sorarız. Milletvekili, hesabını veren insandır, hesap vermekten kaçan insan değildir.

Anayasa'daki kürsü dokunulmazlığı mutlak olarak devam etmelidir. Kürsüde herkes suç olmadan konuşabilmelidir. Kürsüde söylediğinden dolayı hiçbir milletvekili hakkında soruşturma açılmamalıdır. Milletvekili kürsüde özgür olmalıdır. Milletvekili kanuna saygılı olmak zorundadır. Siyasi kanunlara da cezai kanunlara da saygılı olacaktır."

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Samsun Samsunspor’un galibiyet hasreti 8 maça çıktı Trendyol Süper Lig’in 17. haftasında deplasmanda Göztepe’ye 2-0 mağlup olan Samsunspor’un kazanamama serisi devam etti. Kırmızı-beyazlılar, ligde ve Konferans Ligi’nde oynadığı son 8 maçta galibiyetle tanışamadı. Samsunspor, geçtiğimiz sezon Trendyol Süper Lig’in ilk devresinde 33 puan toplamış ve sezonu da 3. sırada tamamlayarak Avrupa kupalarında yer almıştı. Bu sezon ise ilk yarıda 17 karşılaşmada 6 galibiyet, 7 beraberlik ve 4 mağlubiyet alan Samsun ekibi, 25 puan elde ederek geçen sezonun 8 puan gerisinde kaldı. 43 gün içinde Süper Lig ve Konferans Ligi’nde çıktığı son 8 müsabakada galibiyet yüzü göremeyen Karadeniz temsilcisi, bu süreçte ligde Beşiktaş, Alanyaspor, Galatasaray, Başakşehir FK ve Göztepe, Avrupa’da ise Breidablik, AEK Atina ve Mainz 05 ile karşı karşıya geldi. Öte yandan üst üste oynadığı son 5 maçı da kaybeden kırmızı-beyazlılarda gözler çarşamba günü oynanacak Eyüpspor karşılaşmasına çevrildi. Samsunspor, Türkiye Kupası B Grubu’nda 24 Aralık Çarşamba günü saat 20.30’da sahasında Eyüpspor ile oynayacak. Kırmızı-beyazlı takım bu karşılaşmanın ardından kısa bir süre dinlenip önce 6 Ocak 2026’da Süper Kupa yarı finalinde Adana’da Fenerbahçe’nin rakibi olacak. Samsunspor, Fenerbahçe’yi elemesi halinde ise 10 Ocak 2026 tarihinde Trabzonspor - Galatasaray maçının galibi ile Süper Kupa’yı kazanmak için mücadele edecek.
İstanbul Yurt Dışı Üretici Fiyat Endeksi yıllık yüzde 31,19 arttı Yurt Dışı Üretici Fiyat Endeksi (YD-ÜFE) yıllık yüzde 31,19 arttı, aylık yüzde 1,02 arttı. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Kasım ayı Yurt Dışı Üretici Fiyat Endeksi verilerini açıkladı. Buna göre, YD-ÜFE 2025 yılı Kasım ayında bir önceki aya göre yüzde 1,02 artış, bir önceki yılın Aralık ayına göre yüzde 30,01 artış, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 31,19 artış ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 25,67 artış gösterdi. YD-ÜFE imalat ürünlerinde yıllık yüzde 31,02 arttı Sanayinin iki sektörünün yıllık değişimleri; madencilik ve taş ocakçılığında yüzde 40,75 artış, imalatta yüzde 31,02 artış olarak gerçekleşti. Ana sanayi gruplarının yıllık değişimleri; ara mallarında yüzde 28,24 artış, dayanıklı tüketim mallarında yüzde 36,70 artış, dayanıksız tüketim mallarında yüzde 38,38 artış, enerjide yüzde 22,00 artış, sermaye mallarında yüzde 29,75 artış olarak gerçekleşti. YD-ÜFE imalat ürünlerinde aylık yüzde 0,99 arttı Sanayinin iki sektörünün aylık değişimleri; madencilik ve taş ocakçılığında yüzde 2,82 artış, imalatta yüzde 0,99 artış olarak gerçekleşti. Ana sanayi gruplarının aylık değişimleri; ara mallarında yüzde 1,03 artış, dayanıklı tüketim mallarında yüzde 0,37 artış, dayanıksız tüketim mallarında yüzde 1,46 artış, enerjide yüzde 4,65 artış, sermaye mallarında yüzde 0,14 artış olarak gerçekleşti.
Osmaniye Osmaniye’de sığır balıkçıllarının kış konaklaması ilgi çekiyor Osmaniye’nin Düziçi ilçesine her yıl aralık ve ocak aylarında yüzlerce kuşun aynı noktada konaklaması, mahalle sakinlerinin ve çevreden gelen vatandaşların ilgisini çekiyor. Düziçi ilçesi Uzun Banı Mahallesi’nde özellikle akşam saatlerinde ortaya çıkan görüntülerde, çok sayıda kuşun yüksek ağaçlarda bir araya gelerek tüneklediği görülüyor. Vatandaşların ilgi odağı haline gelen bu kuşların, sığır balıkçılı olduğu öğrenildi. Uzmanlar, sığır balıkçıllarının sosyal kuşlar olduğunu belirterek, bu türün genellikle akşam saatlerinde kendilerini güvende hissettikleri çam, servi ve okaliptüs gibi yüksek ağaçlarda yüzlercesinin bir araya gelerek konakladığını ifade ediyor. Bu toplu konaklamanın, kuşları yırtıcılardan koruduğu ve soğuk kış gecelerinde vücut ısılarını muhafaza etmelerine yardımcı olduğu belirtildi. Her yıl aynı dönemde tekrar eden bu doğal olay, mahallede görsel bir şölen oluştururken, doğaseverlerin de ilgisini çekmeye devam ediyor. Kuşlar aralık ve ocak aylarında mahallemizin sembollerinden oldu diyen Deniz Ceviz, "Arkamızda gördüğünüz bu güzel manzara artık mahallemizin sevimli bir sembolü haline gelmiştir. Her yıl aralık ve ocak aylarında gördüğümüz bu güzel manzara artık içimizi ısıtan, soğuk kış sabahlarını tatlı hale getiren, sıcak hale getiren güzel bir manzara oluyor. Her gün bunları burada bu şekilde karşılamak, bizi de o şekilde karşılamaları çok hoşumuza giden bir durum oldu. Kendisi artık mahallemizin bir sembolü oldu. Çok memnunuz, çok seviniyoruz. İyi ki buradalar" diye konuştu.
Denizli Japon gelin ve Türk damat konuklarını kimanoyla karşıladı Denizli’de ressam Gürcan Ekici’nin oğlu Erkin Ekici, Japon matematik öğretmeni eşi Tomomi Miyai ile düzenlenen renkli bir düğün töreniyle hayatlarını birleştirdi. Türk ve Japon kültürlerinin harmanlandığı gecede, gelin ve damat konuklarını kimanoyla karşıladı. Denizli, sanat ve kültürün iç içe geçtiği özel bir düğün eğlencesine ev sahipliği yaptı. Ressam Gürcan Ekici’nin kendisi gibi ressam olan oğlu Erkin Ekici, Tayland’da tanıştığı Japon matematik öğretmeni ve organizatör Tomomi Miyai ile dünya evine girdi. Çift için Denizli’de düzenlenen düğün eğlencesi, renkli görüntülere sahne oldu. Gecede Türk ve Japon kültürleri bir araya geldi. Japon gelin Tomomi Miyai ile damat Erkin Ekici, Japon kültürüne ait kimonolarını giyerek davetlilerle birlikte yöresel oyunlar oynadı, ardından dev düğün pastasını birlikte kesti. Ünlü ressam Gürcan Ekici eşi Nihal Ekici ile birlikte sergilediği zeybek oyunu ise davetlilerden uzun süre alkış aldı. Düğüne katılan herkese teşekkür eden Gürcan Ekici, "Çok mutluyum. Japonya’dan Çal’ımıza, Denizli’mize bir gelin getiriyoruz. Oğlum ve gelinim Tomomi yaklaşık bir yıl önce Tayland’da tanıştı. Bu tanışma sevgiye ve aşka dönüştü. Daha sonra Tomomi oğlumu Japonya’ya davet etti. Japonya’nın refah düzeyi yüksek, oğlum da orada yaşamayı tercih etti. Evlenme kararı aldılar ve kısa süre önce Japonya’da nikâh kıydılar. Biz de Denizli’de eş dostla küçük ama anlamlı bir düğün eğlencesi yapmak istedik. Oğlum ve gelinim Türkiye’de 15 gün daha kaldıktan sonra Japonya’ya dönecek ve orada yaşayacaklar." dedi Japonya’da ikinci düğün Ağustos ayında yapılacak Damat Erkin Ekici ise Japonya’da da benzer bir düğün eğlencesi yapılacağını belirterek, "Japonya’da evlendik ancak mutluluğumuzu Denizli’deki akrabalarımız ve dostlarımızla da paylaşmak istedik. Eşim Tomomi hayatında ilk kez böyle bir Türk düğünü yaşadı. Japonya’da düğünler genelde küçük bir yemek organizasyonu ve hafif müzik eşliğinde oluyor. Kültürümüzü ona adım adım anlattım, çok sevdi ve çok mutlu oldu. Kimonalarımızı da Japonya’dan getirdik. İki hafta sonra Japonya’ya döneceğiz ve Shizuoka eyaletinin Hamamatsu bölgesinde yaşayacağız. Ağustos ayında Japonya’da yapacağımız düğüne de herkesi bekliyoruz" dedi. Mutlu günlerinde kendilerini yalnız bırakmayan dostlarına teşekkür eden Gürcan Ekici, kültürlerin kaynaştığı bu özel düğün, davetlilerin hafızasında unutulmaz bir gece olarak yer alacağını belirtti.