İstanbul Bahçelievler’de Tarih, Kültür, Medeniyet Bilinci Semineri çerçevesinde “Anaokulu Yöneticileri” programı düzenlendi. Programda anaokulu yöneticileriyle bir araya gelen Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, öğretmenlerin istedikleri eğitimi almaları için bütçeden para gönderildiğini ifade ederek, “Cumhurbaşkanımızın liderliğinde son 20 yılda yapılan atılımlar meyvelerini vermeye başladı. 5 yaş okullaşma oranı yüzde 11’den yüzde 98’e geldi. İlkokuldaki okullaşma oranı yüzde 100’e ulaştı. Ortaokuldaki okullaşma oranı yüzde 99.44, liselerdeki okullaşma yüzde 44’ten yüzde 95’e ulaştı. Bunu yapmak için sadece okullar, derslikler yapılmadı. İnanılmaz bütçeleri kapsayan sosyal politikalar uygulandı. Şartlı eğitim yardımlarından öğrencilere bursa kadar, taşımalı eğitimden ücretsiz kitaplara kadar. Şu anda bizim eğitim sistemimizde 1.8 milyon öğrenci ücretsiz olarak yemek yiyor. Taşımalı eğitim, pansiyon, sosyal yardımlaşma fonundan yardım alanların yanında son 1 yılda yaptığımız bu atılımla okul öncesi 400 bin öğrencimize ücretsiz yemek veriyoruz" dedi.
Bakan Özer, "Bugün eğitimle ilgili konuşanların dün bu ülkenin çocuklarının eğitimle buluşmasını engelleyenler olduğunu görüyoruz. Bu ülkede başörtüsü yasakları eğitime erişim için niye bir bariyer olarak kullanıldı? Kimler bunu uyguladı? Katsayı uygulamasını kimler uyguladı? Bugün aynı kesimi eğitimde kalite kaygılarını dile getirirken görüyoruz. Sanki bu milletin derdiyle hemhallermiş gibi, iyi niyetliymiş gibi görünüp yapılanları hükümsüzleştiren yaklaşımlarını görüyoruz. Biz onları tanıyoruz. Bugün kadına şiddetten konuşuyorlar ama dün başörtüsünden eğitime erişemeyen kadınlarımız olduğunda tek bir kelime konuşmadı onlar. Beyin göçünden konuşanlar, kadınlarımız yurtdışına gittiklerinde onlar hiç bundan konuşmadı” dedi.
“Okul temelli mesleki eğitim programına geçiş yaptık”
Bakan Özer, okul öncesi eğitimle suça bulaşma oranının daha azaldığını kaydederek, “Bakanlık dönemimde eğitimle ilgili hangi konuyu götürdüysem ekonomik koşulları zorlamasına rağmen her zaman eğitim sistemimizin yanında, öğretmenlerimizin yanında olan Cumhurbaşkanımıza minnettarım. Eğitimde evrenselleşme, kitleselleşme evresi tamamlandığında daha fazla kalite ve eğitimde fırsat eşitliğine odaklanarak Türkiye Yüzyılı vizyonuna sahip gençleri yetiştirmek için sizlerle el ele olacağız. Son 1 yılda üç noktaya ağırlık verdik. Birincisi okul öncesi eğitimin yaygınlaştırılması. 2000’li yıllarda 5 yaş okullaşma oranı yüzde 11’di. O ailelerin sosyoekonomik seviyesine baktığınızda en avantajlı olduklarını görürsünüz. İmkanı olanlar okul öncesi eğitime erişiyordu. Büyük bir çoğunluk, yüzde 89’luk kısım ise buna erişemiyordu. Peki ne oluyordu? Birinci sınıfa geldiklerinde hazır olma açısından büyük bir fark ortaya çıkıyordu. Hem bilişsel hem fiziksel açıdan. Eğitimin ilk evresinde bu farklar telafi edilmediği zaman fark giderek açılıyordu. Ünlü sosyoloğun da dediği gibi 'avantaj daha fazla avantaja, dezavantaj da daha fazla dezavantaja' neden oluyordu. Liselerdeki, okullardaki başarı farkının nedeni okul öncesi eğitimdeki kısıtlamalar. Biz istedik ki 6 Ağustos 2021 tarihinde tüm Türkiye’de 2 bin 782 anaokulu varken, bir yılda 3 bin anaokulu yapmak için yola çıktık. Emine Erdoğan’ın himayesinde projeyi başlattık. Gelinen noktada 5 bin 431 anaokulu kapasitesi oluştu” diye konuştu.
