POLİTİKA - 06 Mart 2021 Cumartesi 18:43

Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar'dan Mısır mesajı!

A
A
A
Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar'dan Mısır mesajı!

Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Mısır’ın Doğu Akdeniz’de hidrokarbon arama ihalesini Türkiye’nin daha önce ilan ettiği ve BM’ye bildirdiği sınırlara saygılı olarak yapmasını olumlu olarak nitelendirerek, “Bu çok önemli bir gelişme bunun devam etmesini bekliyoruz. Mısır ile bizim tarihsel, kültürel birçok ortak değerimiz var. Bunların aktive olmasıyla önümüzdeki günlerde farklı gelişmeler olabilir diye değerlendiriyoruz” dedi.

Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar beraberinde Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Ümit Dündar, Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Adnan Özbal ve Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Hasan Küçükakyüz ile Ege Denizi açıklarındaki TCG Oruçreis’ten Mavi Vatan 2021 Tatbikatı’nın Seçkin Gözlemci Günü faaliyetlerini takip etti.

Faaliyetlerin başarıyla tamamlanmasının ardından tatbikatta görev alan gemilere video konferans yöntemi ile bağlanarak personele hitap eden Akar, sözlerine Bitlis’te kaza kırıma uğrayan helikopterde şehit olan personele başsağlığı, yaralılara şifa dileyerek başladı.

Bölgesel ve küresel hassas ve kritik bir süreçten geçildiğini, terör sorununa ilave mülteci akını ve birçok gelişmelerin yaşandığını ifade eden Akar, ”Cumhurbaşkanımızın liderliğinde bütün faaliyetleri, uluslararası, siyasi, diplomatik, güvenlik ve savunma konularını proaktif bir şekilde takip ediyor ve gerekli tedbirleri almaya devam ediyoruz. Türkiye, şu anda Cumhurbaşkanımızın liderliğinde uluslararası ortamda bir özne haline gelmiş bulunuyor ve her geçen gün etki ve ilgi alanı genişliyor” diye konuştu.

Türk Silahlı Kuvvetlerinin birden fazla harekat alanında faaliyetlerine başarıyla devam ettiğini belirten Akar, “Hem karada hem denizde hem de semalarımızda yoğun bir faaliyet var. Bu görevlerimizi şu ana kadar eksiksiz, aksaksız yerine getirdik, bundan sonra da yerine getirmeye devam edeceğiz. Ayrıca dost, kardeş ve müttefiklerimizin de hak, alaka ve menfaatlerine yönelik yapılan mücadeleye de gerekli katkıyı sağlıyor, bölge ve dünya barışına katkılarımızı sürdürüyoruz” ifadelerini kullandı.

“NATO görevlerimizi kararlılıkla sürdürüyoruz”

Ülkelerin silahlı kuvvetlerini geliştirmek, sistemlerini denemek ve personelin becerisini artırmak için uluslararası hukuk çerçevesinde çeşitli tatbikatlar yaptığına dikkati çeken Akar, “Bizim Mavi Vatan Tatbikatımız da tamamen uluslararası hukuk çerçevesinde, tecrübemizi, bilgimizi, becerimizi artırmak için yapılan bir tatbikattır. Bu tatbikata Kara, Deniz, Hava Kuvvetlerimiz, Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik unsurları katılmaktadır. Beraber çalışabilme yeteneğimizi geliştirmeye bu tatbikatın çok önemli katkılar sağladığını değerlendiriyorum” dedi.

Bakan Akar, Deniz Kuvvetleri Komutanlığının fiili planlı tatbikatının jenerik bir senaryoda gerçekleştirildiğini belirterek, şunları söyledi:

“Tatbikat ile aynı anda diğer milli, uluslararası ve NATO görevlerimizi de aynı kararlılıkla sürdürüyoruz. Risk, tehdit ve tehlikelerin arttığı bir dönemde NATO dayanışması çok daha önemli hale gelmiştir. Bu konuda NATO bünyesinde gayet yapıcı, planlı, programlı bir ilişkimiz var. Bu ilişkimiz her geçen gün gelişmekte ve ilerlemektedir. Geçtiğimiz günlerde Sayın NATO Genel Sekreteri’nin yaptığı bir açıklama gerçekten çok önemli. Avrupa’nın, NATO’nun korunmasında, Türkiye’nin çok önemli bir rolü olduğunu açık ve seçik bir şekilde ortaya koydu. Ona da buradan teşekkür etmek istiyorum.”

“Kendilerini bekliyoruz”

Türkiye ve Yunanistan arasındaki sorunlara dikkati çeken Akar, “Biz tüm sorunların uluslararası hukuk çerçevesinde, diyalog yoluyla, iyi komşuluk ilişkileri çerçevesinde çözülmesinden yanayız. Bu konuda müzakerelere açığız, barışçıl yol ve yöntemlerin tamamının kullanılmasını arzu etmekteyiz” diye konuştu.

Türkiye ve Yunanistan Dışişleri Bakanlıkları arasında Ege istişari görüşmelerinin yapılmaya başlandığı, NATO Karargahı’nda askeri heyetler arasında ayrıştırma toplantılarının gerçekleştirildiğini anımsatan Akar, “Diğer bir toplantı ise daha önce ikisini Atina’da birini Ankara’da yaptığımız güven artırıcı önlemler çerçevesindeki görüşmeler. Komşumuza bunun dördüncüsünün Ankara’da yapma konusunda hazır olduğumuzu, kendilerini beklediğimizi ifade ettik” şeklinde konuştu.

Akar, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Tüm bu olumlu yaklaşımlara rağmen maalesef komşumuz tarafından provokatif girişimler, eylemler, sorumsuz açıklamalar, tehdit dili ve benzer yaklaşımlar bölgedeki barış ve istikrarı bozmaktadır. Gerilimi artıran ve bunları ortaya atarak istikrarı olumsuz etkileyen sözler ve eylemlerden kaçınmaları gerektiğini kendilerine devamlı söylüyoruz. Komşumuzun yaptığı bu faaliyetlerin temel amacının AB ve uluslararası kamuoyunu olumsuz etkilemek, onları yanıltmak olduğunu biliyoruz. Buna karşı da elimizden gelen her türlü tedbiri aldık, almaya devam ediyoruz. Kullanılan dilin, yapılan tacizlerin iyi komşuluk ilişkilerine yakışmadığını tekrar tekrar söylemeye devam ediyoruz. Bu dilin, provokasyonların, gerilimi artırıcı girişimlerin ve silahlanma gayretlerinin en büyük zararının Yunan halkına olduğunu, Yunan halkının kaynaklarının boşa harcandığını ifade ediyoruz. Aynı zamanda aklıselim sahibi Yunan akademisyen, emekli general ve amiraller ile bazı siyasilerin bu konuları artık ifade etmeye başladığını da memnuniyetle görüyoruz.”

Yunanistan’ın iki ülke arasındaki sorunları Türkiye-Avrupa Birliği veya Türkiye-ABD sorunu gibi yansıtmaya çalıştığını ancak bunların beyhude çabalar olduğunu ifade eden Akar, “Yapılan bu iş hiçbir şekilde hukuki, ahlaki değil. Bizim kimsenin toprağında, hakkında hukukunda gözümüz yok. Bizim tek derdimiz hukuk çerçevesinde egemenlik haklarımızı ve kendi hak, alaka ve menfaatlerimizi korumak ve kollamaktır. Biz tüm komşularımızın egemenlik haklarına, toprak bütünlüğüne saygılıyız fakat diğer taraftan da kendi hak, alaka ve menfaatlerimizi hiçbir şekilde çiğnetmedik, çiğnetmeyeceğiz. Bu konuda bugüne kadar yapılması gereken ne varsa yaptık, bundan sonra da yapmaya devam edeceğiz” açıklamalarında bulundu. 

“Olumlu sonuç vermesini bekliyoruz.”

Mısır’ın Doğu Akdeniz’de hidrokarbon arama ihalesini Türkiye’nin daha önce ilan ettiği ve BM’ye bildirdiği sınırlara saygılı olarak yapmasına yönelik de değerlendirmelerde bulunan Akar, şunları kaydetti:

“Bu çok önemli bir gelişme bunun devam etmesini bekliyoruz. Mısır ile bizim tarihsel, kültürel birçok ortak değerimiz var. Bunların aktive olmasıyla önümüzdeki günlerde farklı gelişmeler olabilir diye değerlendiriyoruz. Zaten Mısır’ın aldığı bu kararın, bizim deniz yetki alanlarımıza saygı duyularak yapılan bu çalışmaların, bizim çalışmalarımıza uygun olduğu kadar Mısır halkının da hak ve menfaatinin yararına olduğunun da bilinmesini istiyorum. BM’ye beyan ettiğimiz deniz yetki alanları sınırlarımızla uyumlu bir şekilde Mısır’la da anlaşma, sözleşme, mutabakat muhtırası gibi çalışmaların önümüzdeki dönemde olabileceğini değerlendiriyoruz. Bu konuda Dışişleri Bakanlığımız gerekli çalışmaları ilgili, kurum, kuruluş ve bakanlıklarla koordineli şekilde sürdürüyor. Bu çalışmalar yapılmakta ve bunların da olumlu sonuç vermesini bekliyoruz.”

“Rum gözlüğü”

Kıbrıs’ın Türkiye’nin milli bir meselesi olduğunu vurgulayan Akar, “Bizim Türkiye olarak 1974’teki bakışımız neyse şu anda da hepimiz aynı noktada, anlayış içindeyiz. Bunu da herkesin bilmesi lazım” dedi.

Türkiye’nin Kıbrıs’ta garantör olduğunu belirten Akar, “Garantörlük anlaşması çerçevesinde bulunan Türk Silahlı Kuvvetleri unsurlarının varlığını yanlış yerlere çekmenin kabul edilemez olduğunu, bu mevcudiyetin de uluslararası hukuk çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiğini tüm muhataplarımıza hatırlatmak istiyorum. Yapılan çarpıtmaların, gerçeği yansıtmayan açıklama ve girişimlerin Rum tarafına ve Yunanlara fayda sağlamadığını da bilmeleri gerek. Rumların bu uzlaşmaz tutumlarından bir an önce vazgeçmeleri ve oradaki Türk varlığını kabul etmeleri lazım. Onların egemen ve eşit unsurlar olduklarını bilmeleri lazım. Bu konuda AB’nin de stratejik körlüğünün sona ermesini temenni ediyoruz. Oradaki gelişmeler maalesef tek gözlükle, Rum gözlüğüyle görülmektedir. Bu da kesinlikle uluslararası hukuka ve gerçeklere uygun değil” ifadelerine yer verdi.

“Ada’da artık tek çıkış yolunun iki devletli çözüm olduğunu herkesin görmesi lazım” diyen Akar, bir an önce bunun gerçekleşmesinin önemine değindi. Üçüncü tarafların da bu konuda objektif olmasının önemini vurgulayan Akar, “Dost ve müttefiklerimizin buradaki gelişmeleri, sorunları akıl-mantık çerçevesinde değerlendirmeleri, konulara duygusallıktan, tarafgirlikten uzak, objektif bakmaları lazım. AB’nin bu konuda bir taraf olmaktan çıkıp bir arabulucu rolünde sorunun çözülmesine katkı sağlamasını da bekliyoruz” dedi.

Milli Savunma Bakanı Akar, Türkiye’nin 500 yıllık tarihi kardeşlik bağları bulunan Libya halkının haklı davalarında desteğe ve iş birliğine devam edeceğini belirterek, “Tek millet, iki devlet olduğumuz Azerbaycanlı kardeşlerimizle de tek yürek olmaya ve tüm imkanlarımızla yanlarında bulunmaya devam edeceğiz” diye konuştu.

“Barbaros’un torunları”

Türk Silahlı Kuvvetlerinin Irak’ın ve Suriye’nin kuzeyinde, Mavi Vatan’da ve onun semalarında faaliyetlerinin yanı sıra BM, NATO, AB, AGİT ve ikili anlaşmalar kapsamındaki görevlerini başarıyla yerine getirdiğini belirten Akar, şöyle konuştu:

“Asil milletimizin bağrından çıkan TSK, akıl ve bilim ışığında, anayasa çerçevesinde, yasalar ve Sayın Cumhurbaşkanımızın direktifleri doğrultusunda, sıralı amir ve komutanların emir ve komutasında, milletinin emrinde, görevinin başındadır. Bundan kimsenin şüphesi olmasın. Peygamber ocağı ordumuz asil Türk milletinin sevgisi, güveni ve duasından aldığı güçle, görevini ‘ölürsem şehit kalırsam gazı’ anlayışıyla ciddiyet ve samimiyetle yerine getirmeye devam edecektir.”

Akar sözlerini, “Barbaros’un torunları denizleriniz sakin, pruvanız neta, yolunuz, bahtınız açık olsun ” ifadesiyle tamamladı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa 11.Geleneksel Yeşilay Bisiklet Turu, bu pazar yapılacak Türkiye’nin en köklü ve etkili sivil toplum kuruluşlarından biri olarak, bağımlılıklarla mücadelede önemli bir rol üstlenen Yeşilay, sağlıklı yaşamın vurgulanması için saha çalışmaları ve farkındalık etkinlikleri düzenliyor. Yeşilay’ın 2011 yılından beri düzenlediği ve Türkiye’nin en büyük bisiklet organizasyonlarından biri olan Geleneksel Yeşilay Bisiklet Turu’nun 11’incisi, 5 Mayıs Pazar günü ’Sağlıklı Yaşamın Keyfini Birlikte Sürelim’ sloganıyla gerçekleştirilecek. Türkiye Yeşilay Cemiyeti, Gençlik ve Spor Bakanlığı ve Türkiye Bisiklet Federasyonu’nun iş birliğiyle düzenlenecek olan bu etkinlik, Türkiye’nin dört bir yanındaki bisikletseverleri bir araya getirerek bağımlılık konusunda farkındalık kazandırmak ve sağlıklı yaşam bilincinin artmasına katkı sağlayacak. Etkinlik öncesi, Yeşilay Bursa Şube Başkanı Suat Arvas, Bisiklet Federasyonu Bursa İl Temsilcisi Osman Tatlıcılar ve Yeşilay Spor Kulübü Temsilcisi Erhan Aydın basın açıklaması yaparak, etkinliğin detaylarını paylaştı. Suat Arvas, etkinliğin her yaştan profesyonel ve amatör bisiklet severlerin katılımına açık olduğunu belirterek şunları söyledi: "Hareketli yaşamı desteklemek ve bağımlılıkla mücadele amacıyla düzenleyeceğimiz on birinci Yeşilay Bisiklet Turu’nda bisiklet severler ve Bursalılarla birlikte pedal çevirerek bağımlılıklara karşı farkındalık oluşturacağız." Arvas, 11. kez pazar günü saat 10.30’da gerçekleştirecek bisiklet turunun; Yeşilay Şubeleri, Yeşilay Spor Kulüpleri, gönüllüler ve bisiklet severlerin katılımıyla 81 ilde eş zamanlı olarak düzenleneceğini belirtti, Suat Arvas, bisiklet turunun Bursa güzergahı ise, 15 Temmuz Demokrasi Meydanı’ndan başlayıp, Altıparmak Caddesi, Çekirge Caddesi, Kükürtlü Caddesi, Zübeyde Hanım Caddesi, Acemler Kavşağı, İzmir Yolu Caddesi, Orhaneli Kavşağı, Lefkoşa Caddesi, Beşevler Kavşağı, Mihraplı Caddesi ve Mihraplı Camii karşısında yer alan, Hüdavendigar Kent Parkı girişi Yeşilay Standı’nda son bulacak şekilde planladıklarını söyledi. Bisiklet turu güzergahı boyunca herhangi bir aksaklık yaşanmaması ve trafiğin aksamaması için Bursa Trafik Denetleme Şube Müdürlüğü ekipleri güvenliği sağlayacak. Sağlık ekiplerinin de yer alacağı bisiklet turunda, arızalanan ve yolda kalan bisikletler için Bursa Büyükşehir Belediyesi bir araçla destek verecek.
Erzurum Kent Meydanında 1 Mayıs İşçi Bayramı davul zurna eşliğinde kutlandı Erzurum’da Yakutiye kent meydanında 13 sendika başkanı ve üyeleri 1 Mayıs İşçi Bayramı dolayısıyla davul zurna eşliğinde halaylar çekti. 1 Mayıs emeğin, alın terinin, barışın, demokrasinin ve güvenli bir gelecek için dayanışmanın, yardımlaşmanın günü olduğunu ifade eden Türk İş Erzurum İl Temsilcisi ve Demir Yol İş Sendikası Şube Başkanı Yusuf Gökcan, günün şartlarına uygun seviyede eşit ve adil ücret uygulanması vergide adaletin sağlanması gerektiğini söyledi. Gökçan, “1 Mayıs emeğin, alın terinin, barışın, demokrasinin ve güvenli bir gelecek için dayanışmanın, yardımlaşmanın günüdür. Bu gün o gündür. Bugün biz emekçilerin; Günün şartlarına uygun seviyede eşit ve adil ücret uygulanmasını; Vergide adaletin sağlanmasını; Özgürce örgütlenmemize imkan verilmesini; Tüm haklarımızın korunup geliştirilmesini; Gelişen üretim teknolojilerine uyum sağlayacak işçi eğitimlerinin yapılmasını; İş sağlığı ve güvenliğinin gerektirdiği şartlara uygun çalışma ortamlarının sağlanmasını, Birlik, beraberlik ve dayanışma içinde kararlılıkla mücadelemizi sürdüreceğimizi, meydanlarda haykıracağımız gündür. 17 Kasım 2019 tarihinde Çin’de başlayıp tüm ülkeleri etkisi altına alan COVID-19 pandemisinin; 2022 yılında askeri operasyon ile başlayıp devam eden Rusya-Ukrayna Savaşının; İsrail’in Filistin topraklarına girip Filistin halkını hunharca yok etmek için başlattığı zulmün; Acımasızca oluşturulan terör eylemlerinin; Ülkemizi ve tüm dünya ülkelerinin ekonomisini olumsuz etkilemesi, tüm bu olayların yanında 6 Şubat tarihinde 11 ilimizi etkileyen deprem felaketinin ülkemizde can ve mal kaybına da neden olması, ülkemizin olumsuz etkilenmesini daha da ağırlaştırmıştır. Ülkemizin ekonomide yaşadığı sıkıntıya bağlı olarak yüksek oranda devam eden enflasyonla mücadele ile sağlanan ücret artışlarına rağmen, ücretlerin reel değerini düşürmesi işçimizi, emeklimizi dayanılması güç geçim sıkıntısına sokmuştur. Adil olmayan vergi sistemimize bağlı olarak ücretlerden yüksek oranda vergi kesilmesi ile işçi Ocak ayında aldığı ücreti yılın yarısından itibaren alamamaktadır. Ücretlere uygulanan düşük vergi dilimlerinin oluşturduğu bu uygulama, işçinin örgütlü olmadığı işyerlerinde ücretlerin düşük gösterilmesine; İşçinin sosyal sigorta hakkını kaybetmesini dahi göze alarak kayıt dışı çalışmaya teşvik etmesine; Ülkenin bu nedene bağlı olarak önemli miktarda vergi kaybına yol açmıştır.” Kaçak İşçi Çalıştırılması Kolaylaştırıldı Yapılan mücadeleye rağmen halan sürmekte olan örgütlenmenin önündeki engeller, kaçak işçi çalıştırılmasını kolaylaştırıldığını belirten Türk İş Erzurum İl Temsilcisi ve Demir Yol İş Sendikası Şube Başkanı Yusuf Gökcan, iş sağlığı ve iş güvenliği şartlarına uygun olmayan ortamlarda çok düşük ücretlerle, çağdaş köle şartlarında işçi çalıştırılmasına devam edilmesi ülkenin önemli sorunlarından biri olarak devam ettiğini söyledi. Gçkçan, “İş sağlığı ve iş güvenliği şartlarına uygun olmayan ortamlarda çok düşük ücretlerle, çağdaş köle şartlarında işçi çalıştırılmasına devam edilmesi ülkemizin önemli sorunlarından biri olarak devam etmektedir. Sendikaya üye olmak isteyen işçinin işten çıkartılması neredeyse normal bir uygulama haline gelmiştir. Kamu kurum ve kuruluşlarında çoğu haklarından mahrum olarak taşeron işçilerin çalıştırılmaya devam edilmesi önemli bir sorun olarak gündemdedir. Halen ülkemizde kayıt dışı çalıştırılan işçi oranı yüzde 30 seviyelerinde devam etmektedir. Geçmiş yıllardan beri devam eden işsizlik yapısal sorun haline gelmiştir. TÜİK’in 2024 Şubat ayı verilerine göre işsizlik oranı %8,7’dir. İşsizlik oranı erkeklerde %7,3 iken, kadınlarda %11,3 seviyesindedir. Genç nüfusun işsizlik oranı ise %15,6’dır. Genç nüfusun işsizlik oranının yüksek oluşu, geleceğimizin güvencesi olan Sosyal Güvenlik Kurumunun aktif pasif dengesi bakımından büyük önem arz etmektedir. Sosyal Güvenlik Kurumunun verilerine göre, ülkemizde her gün 5 işçi iş kazası sonucu hayatını kaybetmektedir. İş Sağlığı, İş Güvenliği Meclisinin verilerine göre 2023 yılında 1929 işçi iş kazaları sonucu hayatını kaybetmiştir. Ülkemiz ölümlü iş kazalarında Avrupa ülkeleri içinde birinci sırada, İLO’nun 12 Temmuz 2023 tarihinde güncellenen verilerine göre, dünya ülkeleri sıralamasında ise ölümcül olmayan mesleki yaralanmalar bakımından 11. ölümlü iş kazası sayısı bakımından 15. sırada yer almaktadır. Ülkemizde hemen hemen her gün en az bir kadın hunharca öldürülmektedir. Diğer bir kanayan yaramız ise çocukların her türlü şiddete karşı korunamaması ve çocuk işçiliğidir ve tüm bu konular gündemde yeteri kadar yer almamaktadır. Bugün Emek ve Dayanışma Günümüzde tüm sorunlarımızı bir kez daha haykırıyor, kamuoyu ile iktidar ve muhalefet partileriyle paylaşıyor, sorunlarımıza kısa sürede çözüm getirilmesini talep ediyoruz. Gece - gündüz, kış - yaz, soğuk - sıcak, yağmur - kar demeden çalışarak üreten biz işçiler, emeğimizin karşılığı olan ve geçim sıkıntısı çekmeden, aile bireylerimizle birlikte çağdaş düzeyde yaşayacak ücret istiyoruz. Asgari ücretin yoksulluk sınırının üstünde belirlenmesini istiyoruz. Emekli aylığı alt sınırının asgari ücret düzeyine yükseltilmesini istiyoruz. Gelir vergisinde adaletin sağlanmasını, çok kazanandan çok, az kazanandan az vergi alınmasını istiyoruz. Yapılacak yasal düzenlemelerle örgütlenmenin önündeki engellerin kaldırılmasını istiyoruz. Ülkemiz şartlarına uygun projelerin uygulanarak, etkin denetimin yapılarak kayıt dışı istihdamın önlenmesini istiyoruz. Kamu kurum ve kuruluşlarında çalıştırılan taşeron işçilerinin, ilgili kurumların kadrolarına geçirilmelerini ve kamu kurum ve kuruluşlarında taşeron işçi çalıştırılmasına son verilmesini istiyoruz. İşyerlerinin düzenli ve etkin denetimlerinin yapılarak mevzuatın ve teknolojinin gerektirdiği önlemlerin alınmasını ve ölümlü iş kazanlarının sonlanmasını istiyoruz. Başta sanayi olmak üzere istihdam imkanı sağlayacak yatırımların teşvik edilerek beyin göçünün önlenmesini ve işsizlik oranının kabul edilir bir düzeye çekilmesini istiyoruz. Çocukların her türlü şiddetten korunmasını ve ülkemizde yaşanan kadın cinayetlerinin önlenmesini, faillerine caydırıcı ağır cezaların verilmesini ve bu tür eylemlerin son bulmasını istiyoruz. Çocukların çalıştırılmasındaki en büyük nedenlerden biri yoksulluk ve eğitimsizliktir. Erken yaşta çalışmaya başlayan çocukların, kendi yaşıtları ile oynayıp, eğlenip, güven içinde öğrenimlerini sürdürmelerini istiyoruz. Cumhuriyetimizin yüzüncü yılında kutladığımız Emek ve Dayanışma Günümüzde, haykırdığımız sorunlarımızın çözüme kavuşturulmasını bekliyor, tüm emekçilerimizin dayanışma gününü kutluyoruz.” diye konuştu.