GÜNDEM - 07 Nisan 2015 Salı 09:48

Modern hayatta toprağa basma ihtiyacınızı böyle karşılayın

A
A
A
Modern hayatta toprağa basma ihtiyacınızı böyle karşılayın

Işıklar Askeri Hava Lisesi öğrencileri, geliştirdikleri proje ile insanların üzerindeki elektriği, stresi aldığı bilinen toprağı, modern hayatta toprakla buluşmakta güçlük çekenlerin ayağına getiriyor.

Işıklar Askeri Hava Lisesi öğrencileri Mustafa Çobanlar ve Ahmet Sönmez, 'Modern hayatta toprakla teması sağlamaya yönelik bir çözüm önerisi' adlı projeleriyle, geçtiğimiz hafta Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Spor Salonu’nda açılan TÜBİTAK 46. Ortaöğretim Öğrencileri Araştırma Projeleri Yarışması Sergisi’ne katıldı.

Projeye ilişkin açıklamalarda bulunan Mustafa Çobanlar, geçmişten beri toprak üzerinde yalın ayak yürümenin insanları rahatlattığının ve insanları elektrik yükünden arındırdığının söylendiğine dikkat çekti.

“Bunun temelinde topraklama yatmaktadır” diyen Çobanlar, “Bilim adamları, bu topraklama olgusunun varlığından son zamanlarda haberdar olmuşlardır. Çünkü son zamanlarda elektromanyetik alanların oluşturduğu sorunlar artmaya başlamıştır. Bilim adamları bu sorunları irdelediklerinde topraklama eksikliğinden kaynaklandığını öğrendiler. Bu doğrultuda, doktorlar ve uzmanlar kendilerine bu sorun ve şikayetlerle gelen insanlara topraklamayı önermeye başladılar. Topraklamayı önerirken, 'Dışarıya çıkın ve yalın ayak toprakla doğrudan temasa geçin, yürüyün' şeklindeydi” ifadelerini kullandı.

Çobanlar, günümüz koşullarında toprağı ve toprakla geçirecek zaman bulmanın oldukça güç olduğunu belirterek, “Bu durum, günümüz yaşan koşullarında takdir edersiniz ki oldukça zordur. Günümüzde toprağı bulmak ve toprakla temasa geçecek zamanı bulmak oldukça güçtür. Bu doğrultuda, Amerika’da yeni düzenekler oluşturulmaya başlandı. Toprağın sonsuz nötrleme gücünü evelere taşımak üzere birçok düzenek oluşturuldu. Fakat bu düzenekler incelendiğinde maliyet olarak oldukça sorun oluşturmaktaydı ve ayrıca bu düzenekleri insanların kullanması oldukça zordu. Ev içerisinde oluşturulan bir levhada, insanların onun üzerinde yarım saat beklemelerini gerektiriyordu. Biz bu toprağın sonsuz nötrleme gücünden insanların yararlanmasını kolaylaştırmak için böyle bir düzenek hazırladık” diye konuştu.

“MADEM BİZ GİDEMİYORUZ, TOPRAĞI AYAĞIMIZA GETİRELİM”
Işıklar Askeri Hava Lisesi öğrencisi Ahmet Sönmez ise “Madem biz toprağa gidemiyoruz, toprağı ayağımıza getirelim” dedi. Hayata geçirdikleri projeye ilişkin bilgi veren Sönmez, şöyle konuştu:

“Bilindiği üzere lavabo tabanına ayağımız ıslanmasın diye plastik bir tabaka koyuyoruz. Biz bu tabakayı alüminyum bir bantla kaplayarak iletken hale getirdik. Daha sonra ucuna kablo bağladık. Normalde her prizde bulunan metal uçları kaldırarak yalıtkan bantla kapattık ve fişi prize taktığımızda sadece toprak hattıyla temasa geçmesini sağladık. Toprak hattıyla temasa geçti ve sonuçta burası nötrlenmiş topraklama yapılabilecek bir bölge oldu. Bildiğimiz üzere bilgisayarlar, telefonlar, televizyonların yaydığı elektromanyetik ağ, insanların vücudunda gerilime neden oluyor. Bahsettiğimiz bu gerilim çok ciddi boyutlara ulaştığında, aşırı dalgalara ulaştığında veya uzun süre maruz kaldığımızda bu durumun insanlara birçok sakıncası var. Bu sakıncaları bertaraf etmek için böyle bir düzenek oluşturduk. Düzeneğimiz, diğer düzeneklerden farkı olarak, ekonomik, pratik ve gündelik hayatın bir parçası olsun istedik.”

“STRESİ DE BU ŞEKİLDE ÇÖZDÜK”

“İnsanlar, lavabo önlerinde tıraş olmak olsun, el-yüz yıkamak olsun günde 20 dakikalarını burada geçirmektedirler” diyen Sönmez, şöyle devam etti:

“Biz bu 20 dakikayı, aynı zamanda işini yaparken insanlar, aynı zamanda da topraklarlarsa insan vücudunda olumlu değişimler olacağını düşündük ve bir deney yaptık. Sonuç olarak diyebilir ki; bu oluşturduğumuz düzenek günde 20 dakika kullanılınca insan vücuduna, uyku kalitesi, stres ve genel sağlık durumu yönünden olumlu katkıda bulundu. Günümüzün en büyük sorunlarından olan bu stresi de, bu şekilde çözmeyi amaçladık ve amacımıza da ulaştık. Son olarak, biz nesiller boyu toprakla temas halindeydik. Modern hayatla birlikte toprakla temasımız azaldı ve temas eksikliğinden dolayı bir takım sorunlara maruz kaldık. Bu sorunları çözebilmek için de böyle bir düzenek geliştirdik. Toprakla teması bu şekilde sağlamış olduk.”
 

KADİR ÇETİN-MUSTAFA KAPLAN 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kocaeli Minik eller taş değirmende buğday öğüttü, zeytin kurdu Kocaeli’de ilkokul öğrencileri, "Tutum, Yatırım ve Türk Malları Haftası" kapsamında düzenlenen etkinlikte kentin yerel lezzetlerini ve kültürel değerlerini deneyimledi. Büyükşehir Belediyesi ve Kocaeli Yerel Kültür Platformu işbirliğiyle Kocaeli Yerel Kültür Müzesi’nde düzenlenen programda öğrenciler, müze yetkililerinden Kocaeli Fatihi Akçakoca Gazi hakkında bilgi aldı. Etkinlikte, Büyükşehir Belediyesi Kültür Yayınları’ndan çıkan "Söğütten Babadağ’a Akçakoca’nın İzinde" kitabı hediye edilen çocuklara, "Akçakoca-Rüzgarla Konuşan Çocuk" masal kitabından okumalar yapıldı. Öğrenciler, maniler ve bilmecelerin yanı sıra topaç çevirme gibi geleneksel oyunlarla vakit geçirdi. Atölye çalışmalarında geleneksel üretim anlatıldı Kutlamalar kapsamında gerçekleştirilen "Karamürsel Samanlı Zeytini Kurma Atölyesi"nde öğrenciler, coğrafi işaretli zeytinin özelliklerini öğrenerek kış hazırlığı yaptı. İlgi gören "Taş Değirmen Atölyesi"nde ise Kocaeli topraklarında yetişen sarı, yaz, gobak ve kapılca buğdayı ile çeşitli tohumlar tanıtıldı. Buğdayları taş değirmende öğüterek geleneksel üretim sürecini uygulamalı gören çocuklara, ata tohumunun önemi anlatıldı. Öte yandan müzede oluşturulan tanıtım köşesinde Kandıra manda yoğurdu, İzmit simidi, pişmaniye, Kandıra karpuzu, dartı, Gebze bayram çöreği, Karamürsel simit dolması, Gölcük Nüzhetiye bebeği, Karamürsel sepeti, Hereke halısı ve Değirmendere fındığı gibi coğrafi işaretli ürünler sergilendi. Manav Türklerinin şehre yerleşimi, ketenin tarihçesi ve motiflerin dili gibi konuların işlendiği müze, pazartesi günleri hariç 09.00-17.30 saatleri arasında ziyaret edilebiliyor.
Kayseri Hacılar bezi, coğrafi işaret olma yolunda Hacılar Belediyesi; yöresel kültür mirasının korunarak gelecek nesillere aktarılması amacıyla Hacılar bezinin coğrafi işaret almasına yönelik başlattığı çalışmaları kararlılıkla sürdürüyor. Kayseri Olgunlaşma Enstitüsü Müdürü Ali Durmuş ile Müdür Yardımcıları Hatice Kahraman ve Hüseyin Altınbaş, yürütülen çalışmalar ve sürecin geldiği aşama hakkında istişarelerde bulunmak üzere Hacılar Belediyesi’ni ziyaret etti. Ziyarette, Hacılar bezinin tarihi değeri, üretim süreci ve coğrafi işaret başvurusuna ilişkin teknik detaylar ele alındı. Hacılar Belediye Başkanı Bilal Özdoğan; ziyaret dolayısıyla yaptığı açıklamada Hacılar bezinin yalnızca bir dokuma ürünü değil, aynı zamanda asırlık bir emeğin ve kültürel birikimin simgesi olduğunu vurgulayarak şu ifadeleri kullandı; "Yöresel değerlerimizi korumak ve gelecek nesillere aktarmak adına Hacılar bezimizin coğrafi işaret alması için belediyemiz olarak süreci daha önce başlatmıştık. Bu süreci titizlikle yürütüyor, ilgili kurumlarımızla iş birliği içinde ilerletiyoruz." Kayseri Olgunlaşma Enstitüsü yönetiminin hazırladığı anlamlı hediyeler için de teşekkür eden Başkan Özdoğan, Hacılar bezinin yerli üretim ve kültürel miras açısından taşıdığı öneme dikkat çekerek; "Hacılar bezimizi; kültürümüzün, emeğin ve yerli üretimin önemli bir değeri olarak görüyoruz. Bu mirası yaşatmak, tanıtmak ve hak ettiği değeri kazandırmak adına çalışmalarımıza devam edeceğiz" dedi. Hacılar Belediyesi; coğrafi işaret sürecinin tamamlanmasıyla birlikte Hacılar Bezinin hem korunmasını hem de ulusal düzeyde tanınırlığının artırılmasını hedefliyor.
Erzincan Motosiklet ustasından kışlık bakım uyarısı Erzincan’da uzun yıllardır motosiklet tamir ve bakımı yapan Cengiz Erdoğan, kış aylarında garaja çekilecek motosikletler için uyarılarda bulundu. Kış mevsiminde motosiklet kullanımının ciddi riskler taşıdığını belirten usta, aylarca kullanılmayacak araçların mutlaka kışlık bakımdan geçirilmesi gerektiğini söyledi. Erdoğan, kışlık bakımda öncelikle motor yağının değiştirilmesini, gerekirse yağ filtresinin de yenilenmesini önerdi. Soğuk havalarda yakıt deposunda paslanma oluşabileceğine dikkat çeken motosiklet ustası, deponun boşaltılarak paslanmayı önleyici yağ uygulanması gerektiğini ifade etti. Uzun süre kullanılmayacak motosikletlerde karbüratörün boşaltılmasının da önemli olduğunu vurguladı. Silindirlerin paslanmasını önlemek için buji başlıklarının çıkarılarak silindir içine bir miktar temiz motor yağı dökülmesini ve marşa birkaç kez basılmasını tavsiye eden usta, akünün sökülerek oda sıcaklığında muhafaza edilmesi ve ayda bir düşük voltajda şarj edilmesi gerektiğini belirtti. Motosikletin garaja alınmadan önce yıkanıp kurulanması gerektiğini söyleyen usta, boyanın korunması için cila yapılmasını, krom parçaların pas önleyici yağ ile korunmasını önerdi. Zincirin yağlanması, lastiklerin uygun basınca getirilmesi gerektiğini de ekledi. Su soğutmalı motosikletlerde antifriz kullanımının önemine dikkat çeken usta, motosikletin üzerinin örtülmesi ve garaj ortamının nemsiz, güneş almayan ve ani sıcaklık değişimlerinden uzak olması gerektiğini belirtti. Doğru yapılan kışlık bakım sayesinde motosikletlerin bahar aylarında sorunsuz şekilde yeniden trafiğe çıkabileceği ifade edildi.
İzmir Rektör Prof. Dr. Alcı: "Üniversitemizin hedefleri için el ele gönül gönüle yekvücut olacağız" Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından Ege Üniversitesi (EÜ) Rektörlüğü görevine atanarak göreve başlayan Prof. Dr. Musa Alcı, rektör olarak ilk senato toplantısına başkanlık etti. EÜ yeni senato salonunda gerçekleştirilen toplantıda Rektör Prof. Dr. Musa Alcı, senato üyeleriyle bir araya geldi. Toplantıda, Ege Üniversitesinin akademik ve idari süreçlerine ilişkin değerlendirmelerin yanı sıra yeni döneme yönelik temenniler dile getirildi. İlk senato toplantısında birlik ve beraberlik vurgusu yapan Rektör Prof. Dr. Musa Alcı, el ele, gönül gönüle, güç birliği içinde yekvücut olarak Ege Üniversitesi markasını daha da güçlendireceklerini söyledi. Rektör Prof. Dr. Musa Alcı, "Hepimizin bildiği gibi üniversiteler, düşüncenin açıkça ifade edildiği, farklı görüşlerin akademik nezaket kuralları çerçevesinde dile getirildiği kurumlardır. Yarım asırdır mensubu olduğum üniversitemiz çoğulculuğu ve katılımcılığı bir kültür haline getiren güzide üniversitelerden biridir. Akademik ve bilimsel üretimi güçlendiren, eğitim-öğretimde kaliteyi esas alan, araştırma, yenilikçilik ve toplumsal katkıyı önceleyen, şeffaf, katılımcı ve hesap verebilir bir yönetim anlayışını benimseyerek; öğrencilerimiz, akademik ve idari personelimiz, mezunlarımız ve tüm paydaşlarımızla birlikte Ege Üniversitesini ulusal ve uluslararası düzeyde daha ileri seviyeye taşıyacağız. Bu onurlu görevi ifa ederken üniversitemizin tüm bileşenleriyle açık iletişim içinde olmaya, sorunları diyalog yoluyla ele almaya ve kurumsal huzuru korumaya azami özen göstereceğiz. Bu kapsamda, tüm paydaşlarımızla istişare ederek gerekli çalışmaları yürüteceğiz ve her türlü öneriye açık olacağız" dedi. Yeni dönemde, üniversitenin bilimsel özerkliğini, akademik ve kurumsal saygınlığını, kurum içi ve kurum dışı paydaşlarla birlikte güçlendireceklerini vurgulayan Rektör Prof. Dr. Alcı, "Bu onurlu görevi şahsıma tevdi eden Sayın Cumhurbaşkanımıza şükranlarımı sunuyor; bugüne kadar üniversitemize emek vermiş tüm rektörlerimize, akademik ve idari kadrolarımıza teşekkür ediyorum" diye konuştu. Toplantı, senato üyelerinin talep ve önerilerinin dinlenmesinin ardından gündem maddelerinin görüşülmesi ile tamamlandı.