SAĞLIK - 27 Mayıs 2020 Çarşamba 13:02

MS hastalarına Covid-19 uyarısı

A
A
A
MS hastalarına Covid-19 uyarısı

Nöroloji Uzmanı Dr. Ceyda Hayretdağ, Covid-19’un MS (Multipl Skleroz) hastalığına neden olduğuna dair bir veriye henüz rastlanmadığını hatırlatarak, ‘‘Yine de MS hastaları, evden çıkmamaya gayret etmeli ve düzenli alışkanlıklarından vazgeçmemelidir'' dedi.

 Beykent Üniversitesi Tıp Fakültesi Dr. Öğr. Üyesi Ceyda Hayretdağ, MS (Multipl Skleroz) hastalığının teşhisi, riskleri, semptomları ve tedavisine ilişkin açıklamada bulundu. MS'in beyin ve omurilik (merkezi sinir sisteminin) hastalığı olduğunu belirten Dr. Hayretdağ, ''MS, beynin görme, konuşma, yürüme gibi fonksiyonlar üzerindeki kontrol kabiliyetini bozar.'' dedi.

Hastalığa ''Multipl'' denmesinin, beynin ve omuriliğin birçok farklı alanı etkilenmesinden kaynaklandığını belirten Hayretdağ, hastalıktaki belirtilerin hafif veya ağır olabildiğini ya da belirtilerin aniden ortaya çıkıp, yine aniden kaybolabileceğini vurgu yaptı.

''Çaresiz bir hastalık değil''
Nöroloji Uzmanı Dr. Hayretdağ, MS hakkında, bireylerin bazı yanlış bilgilere karşı dikkatli olması gerektiğini belirterek, şu ifadeleri kullandı;
''En kısa tabirle MS, bir akıl hastalığı değildir. Bulaşıcı bir hastalık değildir. Henüz önlenebilir bir hastalık değildir. Çaresiz bir hastalık değildir. Tedavi edilebilir bir hastalıktır. MS’li kişilerin çoğunluğu hayatlarına devam edip çalışabilirler.''

''Kadınlarda daha sık görülüyor''
Kimlerin MS hastalığına yakalandığının net bir cevabı olmadığını hatırlatan Dr. Hayretdağ, ''Ancak, kimlerin yakalanma olasılığının daha yüksek olduğunu söyleyebiliriz. Özetlemek gerekirse; 20-40 yaş arası bireyler ılıman iklim kuşağında oturan bireylerde daha sık görülüyor. Ayrıca kadınlarda, erkeklere oranla daha sık görülüyor. Ancak, bu durum hamilelikle ilgili değil'' diye konuştu.
Hayretdağ, MS'in belirtilerinin kişiden kişiye değiştiğini, aynı zamanda kişide zaman zaman değişkenlik gösterdiğine dikkat çekerek, ''Bunlar, çift görme veya gözün irade dışında hareketi, vücudun herhangi bir bölgesinin kısmen veya tamamen felç olması, ellerin titremesi, mesane ve kalın barsak kontrolünün kaybı, sendelenme veya denge kaybı, dilde peltekleşme gibi konuşma bozuklukları, aşırı halsizlik veya kendini alışılmamış biçimde yorgun hissetme, vücutta koordinasyon bozukluğu, uyuşma ve karıncalanma hissi, ayakların belirgin şekilde sürüklenmesi gibi semptomlar görülmektedir. Ancak tabi ki, belirtilerin her biri başka hastalıklardan da kaynaklanabilir. Nöroloji doktorunuza mutlaka danışmalısınız.'' ifadelerini kullandı.

''Seyri önceden tahmin edilemez''
MS hastalığı için halen kesin bir tedavinin bulunmadığının da altını çizen Dr. Hayretdağ, ''Yine de hastaların bağımsız, rahat ve üretken olmalarını sağlamak için çok şey yapılabilir. Özellikle ilaç tedavisi. İlaç tedavisi; MS’li hastanın ilaçla tedavisinin iki ana hedefi vardır. Birinci hedef, sinir dokusu içerisinde çoğu zaman hiç durmaksızın süren, miyelin ve akson( sinir teli) yıkımına neden olan ve zaman zaman alevlenen iltihabı süreci kontrol altına almaktır. İkinci hedef ise; hastanın şikâyetlerini ortadan kaldırmaktır. Örneğin; kas spazmı ve sertliklleri ortadan kaldırmak için kas gevşeticiler, idrar problemleri için mesane işlevini düzenleyen ilaçlar; yorgunluk için Modafinil veya benzeri ilaçlar kullanılır. Tedavide sürekli izlem çok önemlidir. Çünkü MS hastalığının seyri önceden tahmin edilemez, hastanın gereksinimleri değişebilir.

''Takip ve tedavi kişiseldir''
Bu sürece, MS hastaları ve onları takip eden nöroloji doktorunun birlikte başlanmasının, tedavinin rahat ve uyumlu bir şekilde geçirilmesini sağladığına vurgu yapan Dr. Ceyda Hayretdağ, ''Sık takip MS hastalık tedavi sürecinde çok önemli bir yer almaktadır. MS hastalığında takip ve tedavi kişiseldir. MS de hastalık yoktur hasta vardır'' dedi.

Hayretdağ, günümüzde yapılan araştırmaların; MS'in sebebi, tedavisi ve önlenmesine ilişkin çalışmalar üniversitelerin destekleri ile yapıldığını söyleyerek, ''MS’in erken dönemde tanınmasını sağlayacak teşhis yöntemleri geliştirmeye yönelik çalışmalar yapılmaktadır. Deneysel çalışmalarla da MS’in nedenine ve etkili ilaç araştırmalarına yönelik araştırmalar yapılmaktadır'' ifadelerini kullandı.

MS ve Covid-19 ilişkisi
Türkiye’de yaklaşık 50 bin MS hastasının bulunduğu bilgisini paylaşan Dr. Hayretdağ, ‘‘Hastalığın neden kaynaklandığına dair kesin bir bilgi yoktur. Sadece bazı viral enfeksiyonların etkili olduğu görülmektedir. Bir virüsün, özellikle de covid-19 virüsünün, MS’e neden olduğuna dair bir veriye henüz rastlanmamıştır’’ dedi.
MS hastalığının bağışıklık sistemini hatalı çalışması nedeniyle ortaya çıktığını belirten Hayretdağ, ‘‘Covid-19 testleri pozitif çıkan MS hastalarının şu ana kadar, hastalığı diğerlerinden daha ağır geçirmediği görülmektedir. Ancak, yine de MS hastaları evden çıkmamaya gayret etmeli ve düzenli alışkanlıklarından vazgeçmemelidir’’ tavsiyesinde bulundu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzincan Türkiye’nin canlı ve minarel türleri bu müzede sergileniyor Türkiye’nin ilk doğa tarih müzesi olma özelliği taşıyan Erzincan’ın Kemaliye ilçesindeki Prof. Dr. Ali Demirsoy Doğa Tarihi Müzesi, başta Kemaliye olmak üzere Erzincan ve yurt genelinden canlı ve minarel türlerine ait yaklaşık 5 bin çeşit materyali sergiliyor. Erzincan Kemaliye’deki Prof. Dr. Ali Demirsoy Doğa Tarihi Müzesi, Kemaliyeli olan, Prof. Dr. Ali Demirsoy’un katkıları ile kuruldu. Müzeyle ilgili şu bilgilere yer verildi: “Prof. Dr. Ali Demirsoy Doğa Tarihi Müzesi, Kemaliye ilçesinde kurulan “Doğa Müzesinde Bilimsel Bir Gezinti” isimli proje kapsamında 2009 yılında kuruldu. Müzenin kuruluşuna Prof. Dr. Ali Demirsoy, Prof. Dr. Aydın Akbulut ve Öğ. Gör. Yusuf Durmuş öncelik etti. Bu müzede sergilenen örneklerin önemli bir kısmı 10 ayrı üniversiteden 48 bilim insanının görev aldığı “Kemaliye ve Çevresinin Biyoçeşitlilik Açısından İncelenmesi” projesi kapsamında bölgeden toplanan jeolojik ve biyolojik örneklerden oluşmakta. Kurulduğu tarihten bugüne bölge halkı, öğrenciler ve ekoturizm açısından önemli bir ilgi odağı oldu. Ülkemizin değişik bölgelerinden ve Kemaliye çevresinden alınan mineral, taş, toprak ve her türlü jeolojik materyal MTA’daki uzmanlara teşhis ettirilerek dolabların içindeki raflarda uygun kaplarda sergilenmekte. Türkiye’nin ve dünyanın çeşitli yerlerinden gelmiş mineral, kristal, toprak, kayaç örnekleri sergilenmekte. Kemaliye ve çevresinin Gastropad, Bivalvia ve Echinodermata gruplarına ait fosil örnekleri teşhis edilerek, raflarda sergilenmekte. Bir hücreli bitki ve hayvanların mikroskop altında görüntülerinin sunulduğu bir bölüm bulunmakta. Karasal ekosistemin ilk canlı gruplarından olan likenler doğal ortamına uygun habitat ortamları hazırlanarak sergilenmekte. Yine Kemaliye’den toplanan ve teşhis edilen karayosunu örnekleri sergi panolarına yerleştirilerek sunulmakta. Omurgasızların önemli bir kısmı formol ve alkol içinde kavanozlarda etiketleriyle birlikte sunulmakta. Böceklerin büyük bir kısmı, bilimsel örnek hazırlama yöntemine göre içi boşaltılıp tahnit edilmiş, özel böcek iğnelerine geçirilerek panolarda (müze görsel materyali olarak) ya da parazitlere karşı özel korumalı, çekmeli müze dolaplarında saklanmakta. Müzenin en ağırlıklı kısmını böcekler ve herbaryum materyali oluşturmakta. Bölgenin ve ülkemizin tatlısularında ve denizlerinde yaşayan balık örnekleri çeşitli kimyasal işlemlerden geçirerek (formolalkol) görsel malzemeye dönüştürülerek sergileniyor. Aynı işlem amfibiler için de yapılmıştır. Farklı türlerden oluşan amfibi örnekleri alkollü kaplar içinde ve sergi dolaplarında teşhir edilmekte. Birçok zehirli yılın türünün bulunduğu sürüngen örnekleri de aynı yöntemle görsel malzemeye dönüştürülmüştür. Özellikleri, zehirleri ve korunma önlemleri konusunda bilgiler verilmiştir. Çeşitli fırsatlarla elde edilmiş kuş örnekleri tahnit edilerek sunulmaktadır. Kemaliye ve çevresinden 200 yakın kuş türünün (bir kısmı göçücü, transit) varlığı bilinmektedir. Bu kuş türlerine ilişkin tanıtıcı resimler ve tahnit malzemeleri önemli bir eğitim malzemesi niteliği taşımakta. Türkiye’deki yırtıcıların büyük bir kısmını barındıran yörede, memeliler önemli bir yer tutmaktadır. Soyu tehdit altında olan ayı, kurt, vaşak, sansar, dağ keçisi, porsuk, sincap, yedi uyur, fındık faresi, yer sincabı, çok sayıda küçük memeli ve kemirici türleri yörenin fauna elemanları olarak müzede halkın ve eğitim camiasının hizmetine sunulmuştur. Çeşitli şartlar altında elde edilmiş olan büyük ve küçük memeliler tahnit edilerek üç boyutlu sergilenmiştir. Ayrıca bu memelilerin postları ve bazılarının iskeletleri de sergilenmekte ve tanıtıcı bilgi verilemekte. Kemaliye ve çevresinden teşhis edilen 1000 kadar bitkinin en az yarısı, özellikle soğanlı bitkiler görsel olarak sunulmuştur. Bitkiler müze materyali olarak preslendikten sonra kartonlara yapıştırılmıştır. Bu örneklerin hepsi herbaryum örnekleri olarak özel dolaplarda bilim insanlarının kullanımına açıktır ve sergilenmekte”