MAGAZİN - 19 Mart 2014 Çarşamba 11:00

Murat Başaran : ‘Sanatçı olunmaz, sanatçı doğulur’

A
A
A
Murat Başaran : ‘Sanatçı olunmaz, sanatçı doğulur’

Pop müziğinin en önemli isimlerinden biri olan Murat Başaran ile keyifli bir sohbet gerçekleştirdik.

Şarkılarını dinlerken mest olduğumuz kadar sohbetinden de keyif alabileceğiniz, mütevazı ve oldukça güler yüzlü bir sanatçı Murat Başaran. Kendi mekanına bizi davet eden Murat Başaran ile yeni klip ve single çalışması, sanat hayatına nasıl başladığı, beğenerek dinlediği sanatçıları, kariyerinin en önemli yıllarını ve özel hayatına dair önemli konular hakkında konuştuk.

İlk defa ne zaman şarkı söylediniz?

Çok küçüktüm aile dostumuzun düğününde söylemiştim. Büyük keyifti alkış almıştım. İlk o zaman alkışlarla karşılaştım ve çok heyecanlanmıştım. Akraba düğününe gitmeye başladım daha sonra tanımadıklarıma gittim. Kulüplerde başladım, sahne tozunu yuttum. Hiç unutmam bir gün Gazi Üniversitesinin şenliği vardı o zamanlar bağlama çalıyordum. 6 yaşındayken iki sandalye vardı yanımda. Birinde bağlama birinde ben. Üniversite rektörü tuttu kaldırdı beni gözlerimden öpüp bıraktı. Böyle güzel bir anım olmuştu.

Kimleri dinlerdiniz?

Barış Manço, Sezen Aksu, Edip Akbayram, Özdemir Erdoğan, Kayahan ve şuan aklıma gelmeyen birçok sanatçı var. Severek dinliyorum onlar değerli üstatlarımız.

Sizce kariyerinizin en önemli yılı hangisidir?

2000 yılında “Azıcık ucundan versen”, 2O03-2004’de albümüm oldu ve daha sonra 2006’da “Ben Sana Ölürüm” kariyerimin en önemli yılları bunlar oldu. Daha sonra “Gülümse Anne“ çalışmamız oldu. O çalışma bizim için farklıydı. İnternette tıklanma rekoru kıran şarkılarımızdan bir tanesiydi.

Murat Başaran : ‘Sanatçı olunmaz, sanatçı doğulur’

Gülümse anne bestesinin yazılış hikâyesi nedir? Birçok kişi seslendirdi fakat sizinki gibi olmadı ne düşünüyorsunuz?

“Gülümse Anne” rahmetli Yusuf Hayaloğlu çalışmasıydı. Bu şarkıyı yazarken ki hikâyesi: bir gün TV izlemiş, o zamanlarda şehitlerimiz vardı. “Çok içerlendim Murat, üzüldüm, orada doktor olan mesleğini eline almış, birçok hayalleri olan genç vardı.” dedi. Böyle bahsederken “Bir bakabilir miyim abi?” dedim. “Yazarken ağladım” demişti. “Ben de bestelerken” ağladım. Çok etkiledi beni sonra aldım şarkıyı Yusuf abiye besteledikten sonra götürdüm. O hep şöyle söylerdi: “Sandalyeden düşürten şarkı”. “İşte bu Murat” dedi, bu şarkı beni sandalyeden düşürdü. Öyle bir şey oldu Rahmetle anıyorum kendisini, değerli bir abimdi. Nur içinde yatsın.

2013 yılında işte o sensin adlı albümünüzde istediğiniz çıkışı yakalayabildiniz mi?

“İşte o Sensin” aslında çok güzel bir çalışma oldu. 8 ay kadar zamanımızı aldı. Şarkıyı yaparsınız TV’de yayınlanması ayrı bir külfettir. Şarkının reklamı önemlidir. Karınca kararınca şeklinde şirketimizle yaptığımız çalışmaydı. Yeterlimi diye sorarsanız o albüm çıkalı daha 11 ay oldu ve 2 şarkıya daha klip çekeceğiz. Yeni bir albüm sayılır bekliyoruz.

Aynı zamanda bestekârsınız birçok ünlü isimle çalışmalarınız oldu. bu bestede bende kalsın diyip vermek istemediğiniz oluyor mu?

Var. Evet. İlk üniversite yıllarımdı. Notalarla yeni tanışmıştım. Seni üzerler Körkuyu diye bir şarkım vardı kimse bilmez ama benim için ayrı bir yeri vardır.Seni üzerleri ilk albümüme koymuştum ve çok beğenmiştim o zaman Şahin Özerdeydim.Şöyle de bir durum var bir şarkı yaparsanız ama klip çekmezseniz kendi çevreniz bilir ama ülkenize tanıtmak için muhakkak bir klip gerekli iyi bir reklam gerekli.İlk albümde klip yapamamıştık.2013 deki albümüme de Seniz üzerleri şarkısını koydum ve bu şarkıya da klip gelecek..

Murat Başaran : ‘Sanatçı olunmaz, sanatçı doğulur’

Neye göre beste yapıyorsunuz?

Şarkı yapmak farkı bir şey bir yıl uğraştım. Bu sene çok şarkı yapacağım çok çalışmalarım olacak dedim. Uğraştım, uğraştım bir tane çıkmaz mı? İnanın çıkmadı ama o senede istediğim verimi alamadım. Ama o senenin bitiminden üç ay kadar sonra peş peşe gelmeye başladı .Yani bu belli olmuyor bir anda oluyor.Ne zaman nerede o ilhamın geleceği belli olmuyor..Bir tane yapıyorsunuz peşinden bir tane daha derken çoğalıyor Allahın nasip ettiği bir şey bu..Sanatçı olunmuyor sanatçı doğuluyor o ruhla doğarsınız daha sonra işleme yapamıyorsunuz.Bu Allah vergisi bunu anladım.

Aynı zamanda bağlama çalıyorsunuz türkü albümü yapmak düşündünüz mü?

Herkez bana bunu söylüyor. İlk bağlama ile öğrendim cura almıştı eniştem evde iki üç tane sazım vardı halk müziğinden geniş repertuarım vardır. Onlarla büyüdüğüm yoğrulduğum için türkü söylemekten büyük keyif alıyorum. Ömrümüz yeterse Murat Başarın’ın sevdiği türküler var içinde hissettiği yaparsam o şekilde yaparım... Onlara değişik bir yorum batı repertuarı ile birlikte yapmak isterim.


Duygusal mısınız?

Duygularımı fazla belli etmem ama herkesin olduğu kadar bende duygusalım. Bazıları sevdiğine çok güzel anlatır kendini. Ama ben yapamam. Aslında dinleyicilerimde iyi bilir bu şarkılarımda da hissediyorlardır. Biraz da Anadolu erkekliği var öyle herşeyi anlatamıyorum ama hareketlerimden karşı taraf ne hissettiğimi ne anlatmak istediğimi iyi anlar.


Vermiş olduğunuz bir konser esnasında kadın hayranınız tarafından saldırıya uğramışsınız..Ne hissettiniz o anları tekrar anlatır mısınız?

Yurt dışı konserimdi bayan sahneden aşağı çekti çekince gömleğim falan kalmadı. Çok utanmıştım aslında gömleğim paramparça olunca apar topar gittim değiştirdim. Güzel anılar benim için güzel şeyler bunlar...

Kastamonu’da deli bal yediğiniz ve ölümden döndüğünüz doğru mu?

Evet doğru. Kastamonu Bozkurt Belediyesi’nin konseri için gitmiştik. Gezerken baktım sapsarı bir bal en pahalısı da o. Hani vardır ya neye çok para verirseniz o en iyisidir dedim bu neden bu kadar pahalı çok nadir bulunuyor bu bal dedi. Bal satan dede beni uyarmadı. Bilsem alırmıydım. Daha sonra aldım eve geldim. Sabaha karşı aldım balı elime balı da çok severim çok güzelmiş dedim bir yandan yiyorum. O sırada arkadaşlarım aradı çorbacıya gidelim dediler. Tamam dedim kahvaltı falan yok bende balı yedim gidiyorum. Neyse gittim. Çorbayı bir iki kaşık aldım benim gözüm karardı. Direk beni hastaneye gösterdiler. Allahtan hastane yakındı doktor bir saat daha geç kalsanız çoktan gitmiştin sen dedi. O kadar tehlikeli balmış bende bilmiyorum o kadar tehlikeli olduğunu biri bana söyleseydi bunlar olmazdı.

Çorbacı amcada o sırada benim çorbamdan olmadı hep bu çorbadan yaparım ben zehirlemedim diyerek hastaneye gelmiş. Sonra açıklamışlar amca senden değil diye. Hastaneden geldiğim gün çorba göndermiş bu bizden diye. Doktor o zaman 3 yıl normal balı hayat boyu ise deli balı yasaklamıştı. Şimdi hiç yemiyorum.

Yapmiş olduğunuz bir röportajda “Kadında beni çeken dudakları ve ayağıdır” demişsiniz bu doğru mu?

Evet ama eski bir sözümdü. Şöyle bir durum daha var 8 aylık evliyim. Aile arasında bir nikah yaptık eşimde iyi bir avukattır.O zamanlar demiş olduğum birşeydi bu eşim olduğu için ona saygı duyuyorum.Ayak olarak şu anlamda yani bir kadın ayağına bakıyorsa tamamen bakımlıdır o anlamda demiş olduğum bir söz. O zaman deli doluydum biraz daha uslandım diyebilirim.

 

Eskisi gibi gündemde değilsiniz uzak durmayı tercih ediyorsunuz bunda eşinizle bir ilgisi var mı?

Eşim üst düzey yönetici büyük bir firmanın hukuk müşavirliğini yapıyor. Sabah gidiyor, akşam geliyor işleri yoğun o konuda benimle fazla uğraşmaz. Ama ileriye dönük aile olarak planlarımız olduğundan dolayı temkinli davranmak her zaman iyidir. Bir çocuğum olsun çok istiyorum. Bebekleri çok severim inşallah bana da nasip olur. İleriye dönük planlarımız olduğundan dolayı çeşitli yatırımlarımız oluyor. Beyoğlu’nda böyle bir mekân açtık. Bunun devamı için uğraşıyorum Çünkü hayatı biraz daha garantiye alıp işlerimi ona göre ayarlamayı tercih ediyorum. Biraz geri çekildim tabi iki iş olunca ama şarkımı her anlamda söyleyeceğim akşam giderim evime elime gitarımı alıp şarkı söylüyorum. Evlisiniz bir de biraz daha farklı sorumluluklar var ağırbaşlı olmakta yarar var. Mutluyum hayatımdan memnunum eşimi çok seviyorum. Bu nedenle kendi kabuğuma çekildim diyebilirim.

Murat Başaran : ‘Sanatçı olunmaz, sanatçı doğulur’


Yeni albüm çalışmalarınız var mı?

Nisan sonu gibi yeni bir klip çekeceğiz. İlk olarak seni üzerler bomba gibi bir çalışma olacak yaza damgasını vuracağını düşünüyorum. İşte o sensin adlı albümden içimde kaldığı için 2 şarkıya klip çekeceğim albüm olarak yeni bir albüm değil ama single düşünüyorum.Klipler çekildikten sonra kafamda planladığım bir şey var onu gerçekleştireceğim.Ünlü şair Necip Fazıl Kısakürek’in şiirlerinden biri hangisi olduğu sürpriz olsun. Çok başarılı bir single olacağına inanıyorum.

Konser programınız var mı?

Geçen hafta Almanya'ya gittik. Önümüzdeki hafta Bremen, Almanya ve İsviçre'ye gideceğiz daha sonra da Antalya konseri var.

ŞİFA KAYMAK

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Samsun İlkadım’dan geleceğe temiz miras: 204 bin kilo atık toplandı Samsun’un İlkadım Belediyesi, gelecek nesillere daha yaşanabilir, daha sağlıklı ve sürdürülebilir bir çevre bırakmak amacıyla yürüttüğü sıfır atık çalışmaları kapsamında, ilçe genelinde toplam 204 bin kilogram atık topladı. Atık oluşumunu en baştan azaltmayı, oluşan atıkları kaynağında ayrıştırmayı, mümkün olanların geri kazanımını hedefleyen ve çöpe giden atığı en aza indirmeyi amaçlayan İlkadım Belediyesi, sıfır atık çalışmalarına kararlılıkla devam ediyor. Atık toplama faaliyetlerine kararlılıkla devam eden İlkadım Belediyesi İklim Değişikliği ve Sıfır Atık Müdürlüğünce, ilçe genelinde toplam 204 bin kilogram atık malzeme toplandı. İlkadım Belediye Başkanı İhsan Kurnaz, "Gelecek nesillerimize daha yaşanabilir, daha sağlıklı ve sürdürülebilir bir çevre bırakabilmek için çalışmalarımıza devam ediyoruz" dedi. Toplanan atıkların uygun şartlarda saklanarak geri dönüşümünün ya da imhasının sağlandığını söyleyen Başkan İhsan Kurnaz, "Doğal kaynakların korunması, enerji ve ham madde tasarrufu sağlamak, çevre kirliliğinin azaltılması, iklim değişikliğiyle etkin mücadele ve geri dönüşümün ekonomiye katkısını da göz önünde bulundurarak sıfır atık çalışmalarımıza devam ediyoruz. İlçe genelinde yürüttüğümüz sıfır atık çalışmaları kapsamında 4 bin 620 kilogram ambalaj, bin 600 kilogram atık pil, 2 bin 121 kilogram atık yağ, 2 bin 259 kilogram atık ilaç ve 194 bin kilogram atık tekstil ürünü topladık. Topladığımız ürünlerden geri dönüşüme kazandırılacak olan atıkları geri dönüşüme kazandırıyor, imha edilmesi gereken atıkları ise bu konuda yetkili firmalara göndererek imha edilmesini sağlıyoruz. İlkadım’da sıfır atık ve temiz çevre konularında daha da önemli adımlar atacağız" diye konuştu. Sıfır atık ve geri dönüşüm konularında vatandaşların daha duyarlı olmaları, atıklarını bilinçli bir şekilde ayrıştırarak ilgili atık toplama kutularına bırakmaları gerektiğini hatırlatan Başkan İhsan Kurnaz, "Sıfır atık bilincinin yaygınlaştırılması ve sürdürülebilir çevre hedeflerimiz doğrultusunda İlkadım Belediyesi olarak, içerisinde ’Sıfır Atık Yönetim Sistemi’ projesinin de yer aldığı ’Kalkancı Sıfır Atık Mahallesi’ projemiz devam ediyor. Projemiz için aldığımız hibelerle 4 adet sıfır atık toplama aracını belediyemiz envanterine aldık. Çevre dostu projelerle hem doğal kaynaklarımızın korunmasına katkı sağlamak, gelecek nesillere daha temiz ve yaşanabilir bir çevre bırakmak, belediyemizin atık toplama kapasitesini artırmak ve geri dönüşüm faaliyetlerimizi daha sistemli ve hızlı yürütebilmek için de hibe başvurularımız var. Daha temiz bir gelecek için vatandaşlarımızın da desteğiyle daha sürdürülebilir bir çevreye kavuşacağız" şeklinde konuştu.
Bolu Bu kareler film setinden değil, ilkokuldan Bolu Köroğlu İlkokulu’nda okul binasının iç kısmında bulunan atıl alanda "Yaşayan Müze" projesi hayata geçirildi. 2. sınıf öğrencileri, yeni oluşturulan bu alanda Bolu’nun geçmişini, kültürünü ve mutfağını canlandırarak ziyaretçileri tarihi bir yolculuğa çıkardı. Çıkınlar Mahallesi’nde bulunan Köroğlu İlkokulu’nda, Yerli Malı Haftası ve Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli etkinlikleri kapsamında dikkat çeken bir projeye imza atıldı. 2/B sınıfı öğretmeni Esengül Acar ve velilerin iş birliğiyle, okul binasının iç kısmında bulunan ve bugüne kadar atıl durumda olan üstü kapalı boş alan, etkinlik alanına dönüştürüldü. Okula kazandırılan bu yeni sosyal alanda, 2. sınıf öğrencileri ve Sınıf Öğretmeni Esengül Acar koordinesinde "Yaşayan Müze" etkinliği düzenlendi. Miniklerden geçmişe vefa Okulun mimarisine kazandırılan yeni alanda kurulan müzede, 1970 ve 1980’li yılların Bolu yöresel kıyafetlerini giyen minik öğrenciler, adeta zamanı geriye sardı. Öğrenciler, hazırlanan özel dekorlar eşliğinde buğday öğütme, yün eğirme, halı dokuma ve yöresel çeyiz hazırlama gibi unutulmaya yüz tutmuş geleneksel el sanatlarını uygulamalı olarak canlandırdı. Miniklerin performansı, veliler ve öğrenciler tarafından ilgiyle izlendi. Yöresel lezzetler tanıtıldı Etkinlikte kültürel canlandırmaların yanı sıra gastronomi şöleni de yaşandı. Öğrenci ve velilerin imece usulüyle hazırladığı Bolu mutfağının demirbaşları; keşli cevizli erişte, kızılcık tarhanası, kabaklı gözleme, kanlıca mantarı, kaşık sapı, acem pilavı, lahana sarması ve Kıbrıscık kürülü sergilendi. Okulun yeni atmosferinde sunulan ikramlar, ziyaretçilere eski günleri hatırlattı. Etkinliğe katılan Bolu İl Milli Eğitim Müdürü Fatih Öncü, okula kazandırılan alanda kurulan stantları tek tek gezdi. Öncü, yöresel kıyafetler içindeki öğrencilerle sohbet ederek, sergiledikleri performanslardan dolayı tebrik etti. "Bolu’muza ait yöresel ne varsa hepsini canlandıracağız" Etkinliğin yürütücüsü Köroğlu İlköğretim Okulu 2/B sınıfı öğretmeni Esengül Acar, etkinlik öncesinde yaptığı açıklamada, "2025 yılının Aile Yılı olduğunu vurgulamak için velilerimizle birlikte Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli kapsamında, Yerli Malı Haftası etkinlikleri çerçevesinde Bolu’muzun tarihi ve kültürel yönlerini tanıtmak amacıyla Yaşayan Müze sergimizi hazırlamış olduk. Hazırlamış olduğumuz bu sergide Bolu’muzun tarihi, yöresel yemekleri ve kıyafetleri tüm okulumuzun öğrencilerine tanıtılmıştır. Şimdi burada öğrencilerimiz, serginin bütün bölümlerini sizlere canlandıracaklar. Bir kısmı yöresel türkülerimizi söyleyecek, yöresel yemeklerimizin tanıtımı yapılacak. Eskiden değirmenlerde buğday öğütülürdü, bunu canlandıracaklar. Yün eğirecekler, halı dokuyacaklar. Eskiden yöresel çeyiz sermelerimiz olurdu, onları canlandıracağız. Aklımıza gelebilecek Bolu’muza ait yöresel ne varsa hepsini canlandıracağız. Bu etkinliği okulumuzda ilk kez yapıyoruz. Okulumuzun tüm öğrencilerinin yararlanması, Bolu’muzun tarihi kıyafetlerini ve yöresel yemeklerini görmeleri ve öğrenmeleri amacıyla, okulumuz genelini kapsayacak şekilde bu etkinliği düzenledik. Bu konuda destek olan bütün velilerime teşekkür ederim" ifadelerini kullandı.