MAGAZİN - 19 Mart 2014 Çarşamba 11:00

Murat Başaran : ‘Sanatçı olunmaz, sanatçı doğulur’

A
A
A
Murat Başaran : ‘Sanatçı olunmaz, sanatçı doğulur’

Pop müziğinin en önemli isimlerinden biri olan Murat Başaran ile keyifli bir sohbet gerçekleştirdik.

Şarkılarını dinlerken mest olduğumuz kadar sohbetinden de keyif alabileceğiniz, mütevazı ve oldukça güler yüzlü bir sanatçı Murat Başaran. Kendi mekanına bizi davet eden Murat Başaran ile yeni klip ve single çalışması, sanat hayatına nasıl başladığı, beğenerek dinlediği sanatçıları, kariyerinin en önemli yıllarını ve özel hayatına dair önemli konular hakkında konuştuk.

İlk defa ne zaman şarkı söylediniz?

Çok küçüktüm aile dostumuzun düğününde söylemiştim. Büyük keyifti alkış almıştım. İlk o zaman alkışlarla karşılaştım ve çok heyecanlanmıştım. Akraba düğününe gitmeye başladım daha sonra tanımadıklarıma gittim. Kulüplerde başladım, sahne tozunu yuttum. Hiç unutmam bir gün Gazi Üniversitesinin şenliği vardı o zamanlar bağlama çalıyordum. 6 yaşındayken iki sandalye vardı yanımda. Birinde bağlama birinde ben. Üniversite rektörü tuttu kaldırdı beni gözlerimden öpüp bıraktı. Böyle güzel bir anım olmuştu.

Kimleri dinlerdiniz?

Barış Manço, Sezen Aksu, Edip Akbayram, Özdemir Erdoğan, Kayahan ve şuan aklıma gelmeyen birçok sanatçı var. Severek dinliyorum onlar değerli üstatlarımız.

Sizce kariyerinizin en önemli yılı hangisidir?

2000 yılında “Azıcık ucundan versen”, 2O03-2004’de albümüm oldu ve daha sonra 2006’da “Ben Sana Ölürüm” kariyerimin en önemli yılları bunlar oldu. Daha sonra “Gülümse Anne“ çalışmamız oldu. O çalışma bizim için farklıydı. İnternette tıklanma rekoru kıran şarkılarımızdan bir tanesiydi.

Murat Başaran : ‘Sanatçı olunmaz, sanatçı doğulur’

Gülümse anne bestesinin yazılış hikâyesi nedir? Birçok kişi seslendirdi fakat sizinki gibi olmadı ne düşünüyorsunuz?

“Gülümse Anne” rahmetli Yusuf Hayaloğlu çalışmasıydı. Bu şarkıyı yazarken ki hikâyesi: bir gün TV izlemiş, o zamanlarda şehitlerimiz vardı. “Çok içerlendim Murat, üzüldüm, orada doktor olan mesleğini eline almış, birçok hayalleri olan genç vardı.” dedi. Böyle bahsederken “Bir bakabilir miyim abi?” dedim. “Yazarken ağladım” demişti. “Ben de bestelerken” ağladım. Çok etkiledi beni sonra aldım şarkıyı Yusuf abiye besteledikten sonra götürdüm. O hep şöyle söylerdi: “Sandalyeden düşürten şarkı”. “İşte bu Murat” dedi, bu şarkı beni sandalyeden düşürdü. Öyle bir şey oldu Rahmetle anıyorum kendisini, değerli bir abimdi. Nur içinde yatsın.

2013 yılında işte o sensin adlı albümünüzde istediğiniz çıkışı yakalayabildiniz mi?

“İşte o Sensin” aslında çok güzel bir çalışma oldu. 8 ay kadar zamanımızı aldı. Şarkıyı yaparsınız TV’de yayınlanması ayrı bir külfettir. Şarkının reklamı önemlidir. Karınca kararınca şeklinde şirketimizle yaptığımız çalışmaydı. Yeterlimi diye sorarsanız o albüm çıkalı daha 11 ay oldu ve 2 şarkıya daha klip çekeceğiz. Yeni bir albüm sayılır bekliyoruz.

Aynı zamanda bestekârsınız birçok ünlü isimle çalışmalarınız oldu. bu bestede bende kalsın diyip vermek istemediğiniz oluyor mu?

Var. Evet. İlk üniversite yıllarımdı. Notalarla yeni tanışmıştım. Seni üzerler Körkuyu diye bir şarkım vardı kimse bilmez ama benim için ayrı bir yeri vardır.Seni üzerleri ilk albümüme koymuştum ve çok beğenmiştim o zaman Şahin Özerdeydim.Şöyle de bir durum var bir şarkı yaparsanız ama klip çekmezseniz kendi çevreniz bilir ama ülkenize tanıtmak için muhakkak bir klip gerekli iyi bir reklam gerekli.İlk albümde klip yapamamıştık.2013 deki albümüme de Seniz üzerleri şarkısını koydum ve bu şarkıya da klip gelecek..

Murat Başaran : ‘Sanatçı olunmaz, sanatçı doğulur’

Neye göre beste yapıyorsunuz?

Şarkı yapmak farkı bir şey bir yıl uğraştım. Bu sene çok şarkı yapacağım çok çalışmalarım olacak dedim. Uğraştım, uğraştım bir tane çıkmaz mı? İnanın çıkmadı ama o senede istediğim verimi alamadım. Ama o senenin bitiminden üç ay kadar sonra peş peşe gelmeye başladı .Yani bu belli olmuyor bir anda oluyor.Ne zaman nerede o ilhamın geleceği belli olmuyor..Bir tane yapıyorsunuz peşinden bir tane daha derken çoğalıyor Allahın nasip ettiği bir şey bu..Sanatçı olunmuyor sanatçı doğuluyor o ruhla doğarsınız daha sonra işleme yapamıyorsunuz.Bu Allah vergisi bunu anladım.

Aynı zamanda bağlama çalıyorsunuz türkü albümü yapmak düşündünüz mü?

Herkez bana bunu söylüyor. İlk bağlama ile öğrendim cura almıştı eniştem evde iki üç tane sazım vardı halk müziğinden geniş repertuarım vardır. Onlarla büyüdüğüm yoğrulduğum için türkü söylemekten büyük keyif alıyorum. Ömrümüz yeterse Murat Başarın’ın sevdiği türküler var içinde hissettiği yaparsam o şekilde yaparım... Onlara değişik bir yorum batı repertuarı ile birlikte yapmak isterim.


Duygusal mısınız?

Duygularımı fazla belli etmem ama herkesin olduğu kadar bende duygusalım. Bazıları sevdiğine çok güzel anlatır kendini. Ama ben yapamam. Aslında dinleyicilerimde iyi bilir bu şarkılarımda da hissediyorlardır. Biraz da Anadolu erkekliği var öyle herşeyi anlatamıyorum ama hareketlerimden karşı taraf ne hissettiğimi ne anlatmak istediğimi iyi anlar.


Vermiş olduğunuz bir konser esnasında kadın hayranınız tarafından saldırıya uğramışsınız..Ne hissettiniz o anları tekrar anlatır mısınız?

Yurt dışı konserimdi bayan sahneden aşağı çekti çekince gömleğim falan kalmadı. Çok utanmıştım aslında gömleğim paramparça olunca apar topar gittim değiştirdim. Güzel anılar benim için güzel şeyler bunlar...

Kastamonu’da deli bal yediğiniz ve ölümden döndüğünüz doğru mu?

Evet doğru. Kastamonu Bozkurt Belediyesi’nin konseri için gitmiştik. Gezerken baktım sapsarı bir bal en pahalısı da o. Hani vardır ya neye çok para verirseniz o en iyisidir dedim bu neden bu kadar pahalı çok nadir bulunuyor bu bal dedi. Bal satan dede beni uyarmadı. Bilsem alırmıydım. Daha sonra aldım eve geldim. Sabaha karşı aldım balı elime balı da çok severim çok güzelmiş dedim bir yandan yiyorum. O sırada arkadaşlarım aradı çorbacıya gidelim dediler. Tamam dedim kahvaltı falan yok bende balı yedim gidiyorum. Neyse gittim. Çorbayı bir iki kaşık aldım benim gözüm karardı. Direk beni hastaneye gösterdiler. Allahtan hastane yakındı doktor bir saat daha geç kalsanız çoktan gitmiştin sen dedi. O kadar tehlikeli balmış bende bilmiyorum o kadar tehlikeli olduğunu biri bana söyleseydi bunlar olmazdı.

Çorbacı amcada o sırada benim çorbamdan olmadı hep bu çorbadan yaparım ben zehirlemedim diyerek hastaneye gelmiş. Sonra açıklamışlar amca senden değil diye. Hastaneden geldiğim gün çorba göndermiş bu bizden diye. Doktor o zaman 3 yıl normal balı hayat boyu ise deli balı yasaklamıştı. Şimdi hiç yemiyorum.

Yapmiş olduğunuz bir röportajda “Kadında beni çeken dudakları ve ayağıdır” demişsiniz bu doğru mu?

Evet ama eski bir sözümdü. Şöyle bir durum daha var 8 aylık evliyim. Aile arasında bir nikah yaptık eşimde iyi bir avukattır.O zamanlar demiş olduğum birşeydi bu eşim olduğu için ona saygı duyuyorum.Ayak olarak şu anlamda yani bir kadın ayağına bakıyorsa tamamen bakımlıdır o anlamda demiş olduğum bir söz. O zaman deli doluydum biraz daha uslandım diyebilirim.

 

Eskisi gibi gündemde değilsiniz uzak durmayı tercih ediyorsunuz bunda eşinizle bir ilgisi var mı?

Eşim üst düzey yönetici büyük bir firmanın hukuk müşavirliğini yapıyor. Sabah gidiyor, akşam geliyor işleri yoğun o konuda benimle fazla uğraşmaz. Ama ileriye dönük aile olarak planlarımız olduğundan dolayı temkinli davranmak her zaman iyidir. Bir çocuğum olsun çok istiyorum. Bebekleri çok severim inşallah bana da nasip olur. İleriye dönük planlarımız olduğundan dolayı çeşitli yatırımlarımız oluyor. Beyoğlu’nda böyle bir mekân açtık. Bunun devamı için uğraşıyorum Çünkü hayatı biraz daha garantiye alıp işlerimi ona göre ayarlamayı tercih ediyorum. Biraz geri çekildim tabi iki iş olunca ama şarkımı her anlamda söyleyeceğim akşam giderim evime elime gitarımı alıp şarkı söylüyorum. Evlisiniz bir de biraz daha farklı sorumluluklar var ağırbaşlı olmakta yarar var. Mutluyum hayatımdan memnunum eşimi çok seviyorum. Bu nedenle kendi kabuğuma çekildim diyebilirim.

Murat Başaran : ‘Sanatçı olunmaz, sanatçı doğulur’


Yeni albüm çalışmalarınız var mı?

Nisan sonu gibi yeni bir klip çekeceğiz. İlk olarak seni üzerler bomba gibi bir çalışma olacak yaza damgasını vuracağını düşünüyorum. İşte o sensin adlı albümden içimde kaldığı için 2 şarkıya klip çekeceğim albüm olarak yeni bir albüm değil ama single düşünüyorum.Klipler çekildikten sonra kafamda planladığım bir şey var onu gerçekleştireceğim.Ünlü şair Necip Fazıl Kısakürek’in şiirlerinden biri hangisi olduğu sürpriz olsun. Çok başarılı bir single olacağına inanıyorum.

Konser programınız var mı?

Geçen hafta Almanya'ya gittik. Önümüzdeki hafta Bremen, Almanya ve İsviçre'ye gideceğiz daha sonra da Antalya konseri var.

ŞİFA KAYMAK

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir 571 genç komando göreve hazır: Orgeneral Ali Çardakcı’dan mezuniyet töreninde "Gönül Coğrafyası" vurgusu Jandarma Genel Komutanlığı’nın en zorlu eğitim merkezlerinden biri olan Foça Jandarma Komando Okul Komutanlığı, tarihi günlerinden birine daha ev sahipliği yaptı. 16 hafta süren ve çelikten bir disiplinle icra edilen 59/33’üncü Dönem Subay Komando Temel/Komando Ağırlıklı Terörle Mücadele Harekatı (TMH) Kursu, düzenlenen görkemli törenle sona erdi. 16 haftalık zorlu eğitim tamamlandı 8 Eylül 2025 tarihinde başlayan ve kursiyerlerin fiziksel ile zihinsel sınırlarını zorlayan 16 haftalık eğitim sürecini 571 kursiyer başarıyla tamamladı. Komandolar bu süreçte; uzun süreli yorgunluk ve uykusuzluğa dayanıklılık, stres altında doğru karar verme, silah ve teçhizatını en üst seviyede kullanma ve 40 kilometrelik zorlu intikallerin ardından operasyonel kabiliyetini koruma gibi üst düzey eğitimlerden geçerek uzmanlaştı. İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan törende, dönem birincisi Jandarma Teğmen Yunus Emre Türkoğlu bir konuşma gerçekleştirdi. Türkoğlu’nun hitabının sonunda gür bir sesle başlattığı "And içeriz ki" nidası, salondaki tüm komandoların eşliğiyle yankılandı. Yemin töreninin ardından Teğmen Türkoğlu, dönem plaketini şeref kütüğüne çaktı. Dereceye giren komandolara ödül takdimi Törene katılarak komandoların heyecanına ortak olan Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Ali Çardakcı, başarılı personeli tek tek ödüllendirdi. Tören kapsamında; Komando Okulu’nu ilk üç sırada (1, 2 ve 3’üncü) bitiren subaylara, kadın subaylar arasında birinci olan kadın kursiyere ve kursa katılan 12 Azerbaycanlı öğrenci arasından birinci olan kursiyere hediye ve takdirnameleri bizzat Orgeneral Çardakcı tarafından takdim edildi. Ödül töreninin ardından Orgeneral Çardakcı, kürsüye gelerek mezunlara hitap etti. Orgeneral Ali Çardakcı: "Sorumluluk omuzlarınızdadır" Orgeneral Çardakcı, komandolara yüklendikleri tarihi sorumluluğu hatırlatarak şöyle konuştu: "Milletimizin huzur ve güvenliğini sağlama sorumluluğu sizlerin omuzlarındadır. Türkiye’nin gücü yalnızca sınırlarıyla ölçülemez. Bizler binlerce yıllık bir medeniyetin mirasçıları, nerede bir mazlum varsa umut taşıyan bir milletin evlatlarıyız. Sayın Cumhurbaşkanımızın ifade ettiği gibi; Türkiye sadece Türkiye’den ibaret değildir. Türkiye gönül coğrafyasında yaşayan 100 milyonların sesidir. Bu anlayış bizleri güçlü olmanın ilerisinde adil, kararlı ve sorumlu olmayı da emretmektedir." Konuşmasında aziz şehitleri ve gazileri de yad eden Çardakcı, "Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları başta olmak üzere kanları ile bu toprakları vatan kılan kahraman şehitlerimize Allah’tan rahmet; fedakarlık ve cesaretleri ile bedel ödeyerek bize bu huzurlu vatanı emanet eden gazilerimizi şükran ve hürmetle anıyoruz" ifadelerini kullandı. Komando andı ve dualarla uğurlandılar Orgeneral Çardakcı’nın konuşmasının ardından tüm salondaki komandolar hep bir ağızdan Geleneksel Komando Andı’nı okudu. Tören, kursiyerlerin ve katılımcıların hep birlikte ettiği duaların ardından sona erdi.
Niğde "Özel Çocuklar Güzel Kutular" projesiyle Türkiye’nin lezzetleri Niğde’de buluşuyor Niğde Eğitim Uygulama Okulu’nda yürütülen ’Özel Çocuklar Güzel Kutular’ projesi kapsamında Türkiye’nin dört bir yanından gönderilen yöresel ürünler, özel ihtiyaçlı öğrenciler için hem bir öğrenme aracına hem de kültürel bir keşfe dönüşüyor. Proje çerçevesinde farklı illerden gönüllüler tarafından hazırlanan ve o şehre özgü ürünlerin yer aldığı kutular okula ulaştırılıyor. 16-23 yaş arası orta düzey zihinsel engelli öğrenciler, öğretmenleri eşliğinde bu ürünlerle yöresel yemekler hazırlayarak sosyal becerilerini geliştiriyor, farklı kültürleri ve lezzetleri tanıma imkanı buluyor. Öğrencilerin yaparak ve yaşayarak öğrenmesini amaçlayan proje, çocukların eğitim sürecine daha aktif katılmasını sağlarken, aynı zamanda eğlenceli ve mutlu bir okul ortamı oluşturmayı hedefliyor. Her kutunun öğrenciler için hem sürpriz hem de yeni bir deneyim alanı sunduğunu ifade eden Niğde Eğitim Uygulama Okulu Zihinsel Engelliler Öğretmeni, Proje Koordinatörü Şerife Şimşek, projenin sosyal medya üzerinden duyurulduğunu belirterek, gönüllülerin farklı mecralardan kendileriyle iletişime geçtiğini söyledi. Şimşek; gönüllülerden şehirlerinin neyle meşhur olduğunu anlatan ürünler göndermelerini istediklerini ifade ederek, çocukların anlatılanlardan ziyade yaşayarak öğrenmesini amaçladıklarını dile getirdi. Proje sayesinde öğrencilerin farklı şehirleri, kültürleri ve lezzetleri tanıdığını vurgulayan Şimşek, birçok öğrencinin bu yöresel tatları ilk kez denediğini belirtti. Son olarak Diyarbakır’a ait ürünlerle dolma yaptıklarını anlatan Şimşek, "Baharattan kuru sebzeye kadar bir dolma için gerekli tüm malzemelerin gönüllüler tarafından gönderildi. Daha önce Ordu, Mersin, Kayseri ve Malatya gibi illerden de kutular ulaştı. Uygulama evinde öğrencilerimizle birlikte tüm aşamaları birlikte yapıyoruz. Yemek hazırlamadan sofrayı kurmaya ve toplamaya kadar her süreç çocuklarla birlikte yapılıyor. Bu çalışmalarla öğrencilerimizin günlük yaşam becerilerini geliştirmesini ve daha bağımsız bireyler olmalarını hedefliyoruz" ifadelerine yer verdi. Projenin nihai hedefinin Türkiye’nin 81 iline ulaşmak olduğunu belirten Şimşek, şu ana kadar 20 ilden kutuların geldiğini, diğer illerden de destek beklediklerini sözlerine ekledi.
Antalya Aşık Murat Çobanoğlu Parkı hizmete açıldı Muratpaşa Belediyesi tarafından Altındağ Mahallesi’nde yapımı tamamlanan Aşık Murat Çobanoğlu Parkı hizmete açıldı. Muratpaşa Belediye Başkanı Ümit Uysal, Muratpaşa’nın Türkiye’nin dört bir yanından gelen insanların zenginlikleriyle harmanlandığını belirterek, "Anadolu’nun her yeri birbiriyle iç içedir. Hepimiz aynı yaşamı, aynı geçmişi, aynı duyguları paylaşıyoruz. Edirneli de biziz, Hakkarili de biziz, Karslı da biziz, Antalyalı da biziz" diye konuştu. Muratpaşa Belediyesi Park ve Bahçeler Müdürlüğü tarafından Altındağ Mahallesi 153’üncü sokakta hayata geçirilen Aşık Murat Çobanoğlu Parkı’nın açılış töreninde Başkan Uysal’ın yanı sıra dernek başkanları, meclis üyeleri, sivil toplum kuruluşu temsilcileri, belediye yöneticileri ve çok sayıda vatandaş yer aldı. Açılışta konuşma yapan Başkan Uysal, Anadolu’nun derin tarihine ve kültürel zenginliğine dikkat çekti. Birkaç yıl önce yaptığı bir İtalya ziyaretinden örnek vererek, Anadolu’nun tarih boyunca uğradığı istilalar ve yaşadığı acılarla şekillenen benzersiz bir kültüre sahip olduğunu vurgulayan Başkan Uysal, şöyle konuştu: "İtalya’nın güneyinde bulunduğumda, oradaki yerleşimlerin yüzyıllar boyunca aynı ailelerin elinde kaldığını gördüm. Bizim Anadolu’muz ise sürekli el değiştirmiş, savaşlara sahne olmuş, acılar yaşamış. İşte bu acılar toprağın ruhuna sinmiş." Bu ruhun, Anadolu insanının içinden doğan sanatçılarda hayat bulduğunu dile getiren Uysal, "O topraklardan o acıları, o yaşanmışlıkları ifade eden Artezyenler fışkırıyor. Bu insanlar çok eğitim almış, çok nota bilmiş değiller ama içlerinden çıktıkları toprağın kokusunu, ruhunu, tınısını taşıyorlar. İşte Aşık Veyseller, Neşet Ertaşlar, Murat Çobanoğullar böyledir. Onlar sadece birer müzisyen değil, acılı toprakların sesi, sazı ve sözcüleridir" diye konuştu. Muratpaşa’nın Türkiye’nin dört bir yanından gelen insanların zenginlikleriyle harmanlandığını belirten Başkan Uysal konuşmasını şu sözlerle tamamladı: "Anadolu’nun her yeri birbiriyle iç içedir. Hepimiz aynı yaşamı, aynı geçmişi, aynı duyguları paylaşıyoruz. Edirneli de biziz, Hakkarili de biziz, Karslı da biziz, Antalyalı da biziz. Parkımız hayırlı olsun. Yaşasın ulusumuzun, milletimizin sarsılmaz birliği, yaşasın Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti." Törenin sonunda Kars Ardahan Iğdır Kültür ve Dayanışma Derneği Başkanı Ferhat Cemtosun, Başkan Uysal’a teşekkür plaketi takdim ederken, Başkan Uysal ise parkın açılışında türkü seslendiren aşıklara çiçek takdiminde bulundu. Halk ozanı Murat Çobanoğlu anısına hazırlanan bir rölyefin de yer aldığı Aşık Murat Çobanoğlu Parkı, 808 metrekare alandan oluşuyor. Çocuk oyun grubunun yer aldığı park, mahalle sakinlerine keyifli bir yaşam alanı sunuyor.
Eskişehir Bir saksıya ayırdığı çiçekleri küçük çocuklar için ücretsiz yaptı Eskişehir’de bir esnaf, temizlenirken kısalan ve aranjman için saklanan çiçekleri israf olmaması için çocuklara ücretsiz hediye ediyor. İstiklal Mahallesi Atatürk Caddesi’nde bir dükkanın önündeki çiçek dolu saksının içinde bulunan, "Minik insanlara çiçek ücretsizdir" yazısı dikkat çekiyor. Dükkanın işletmecisi Yiğit Altan, görenlerde merak uyandıran ilginç yazının hikayesini anlattı. Mezat öncesi temizlenirken kısalan ve aranjman yapılması amacıyla saklanan çiçeklerin bazen atıldığını belirten Altan, israfın önüne geçmek ve çocukları mutlu etmek için bu şekilde yaptığını söyledi. "Çocuklar çok mutlu oluyorlar" Yaklaşık 10 yıldır baba mesleği çiçekçilik ile uğraşan 30 yaşındaki Yiğit Altan, "Biz haftanın 3-4 günü mezata gidiyoruz. Bu çiçekleri temizlerken kısalanları oluyordu. Kalan parçaları genellikle aranjman için saklıyorduk. Biz bunları saklarken, belli bir kısmının da atıldığını fark ettim. Atılacağına, şehrimizdeki küçük çocukların bundan faydalanmasının daha güzel olacağını düşündüm. Kazanç sağlamak amacıyla yapmadım. İnsanların geri dönüşleri çok güzel oluyor. Cep telefonu ile fotoğraf ve video çekip sosyal medyada paylaşıyorlar. Gelip teşekkür ediyorlar, insanlarla tanışma imkanı buluyoruz. Özellikle çocuklar çok mutlu oluyorlar. Bu da bizi mutlu ediyor" dedi.
İstanbul Arnavutköy’de beklenen kar yağışı başladı Meteoroloji Genel Müdürlüğü ve AKOM’un günler öncesinden yaptığı uyarıların ardından İstanbul’da hava sıcaklıkları hissedilir derecede düştü. Sabah saatlerinden itibaren kentin farklı noktalarında kar yağışı etkisini gösterirken, özellikle İstanbul’un kuzey ilçelerinden biri olan Arnavutköy’de kar, zaman zaman aralıklarla etkili oldu. Meteoroloji Genel Müdürlüğü ve İstanbul Valiliği, hafta sonu boyunca hava sıcaklıklarının mevsim normallerinin 5 ila 8 derece altına ineceğini, yüksek kesimlerde ise karla karışık yağmur ve kar yağışı beklendiğini açıklamıştı. Uyarıların ardından Şişli, Sarıyer, Başakşehir ve Arnavutköy gibi ilçelerde sabah saatlerinde kar yağışı başladı. Arnavutköy’de sabah erken saatlerde başlayan kar yağışı, zaman zaman durup yeniden etkili oldu. İlçenin Taşoluk, Bolluca, Baklalı ve Haraççı mahallelerinde kar taneleri çatılarda ve araçların üzerinde kısa süreli beyaz örtü oluşturdu. Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nden yapılan açıklamada, "İstanbul genelinde hafta sonu boyunca aralıklarla karla karışık yağmur ve kar bekleniyor. Hava sıcaklıklarının 0 dereceye kadar düşeceği tahmin ediliyor. Özellikle sabah ve akşam saatlerinde buzlanma riski yüksek" ifadelerine yer verildi. AKOM ise olası buzlanma ve don olaylarına karşı sürücülerin dikkatli olması, toplu ulaşımın tercih edilmesi ve ani hava değişimlerine karşı hazırlıklı olunması konusunda vatandaşları uyardı.