SPOR - 06 Ekim 2020 Salı 19:51

Mustafa Cengiz: 'Galatasaray asla yanlış yollara tevessül etmez'

A
A
A
Mustafa Cengiz: 'Galatasaray asla yanlış yollara tevessül etmez'

Galatasaray Başkanı Mustafa Cengiz, transfer yapamadıkları için gelen eleştirilere, "Galatasaray asla yanlış yollara tevessül etmez. Biz dürüstlük ve doğruluk içinde cezamız neyse onu da çekeriz. Galatasaray kültürü budur" şeklinde cevap verdi. Cengiz transferde başarısız olduğuna inanmadığını da sözlerine ekledi.

Galatasaray Başkanı Mustafa Cengiz, Florya Metin Oktay Tesisleri’nde gündeme ilişkin konularda basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. Florya’da ikinci kez toplantı yaptıklarını söyleyen Cengiz, "Galatasaray’da sanki Florya ile kulüp ayrıymış gibi bir kategorileştirme var. Asla öyle bir şey yok. Hocamızla her zaman görüşüyoruz. Bir araya da geliyoruz. Sağ olsun hocamız dün her şeyi uzun bir süre masaya yatırdık. Bazı söylemlerin tabi adrenalin yüksekken özellikle insanlar maç kaybettiğinde, kazandığında aşırı sevinçte, üzüntüde bazı kelimeler kullanabiliyor. O kelimeler her yere çekilebiliyor. Biz temiz kalple hocamıza soruyoruz. O da bize soruyor. Neyi kastettiğini soruyoruz.

Hocamızın açıklamaları yeterli oluyor. Hocamız bir ikonik karakter. Sadece Galatasaray için değil, Türk futbolu için de önemli. Çok değerli. Yıllar geçtikçe başarıya endeksli camiada geçici de olsa yenilgiler insanları üzüyor. Geriliyor. Ben sabah uyandığımda neden canım sıkkın dediğimde, Galatasaray puan kaybettiği diye üzülürüm. Bunun başkanlıkla alakası yok. Hiçbir sorun yok. Aslında sorun var. Aslında sorunun olmaması çok kötü bir şey. Hiçbir sorun yoksa orada bir şeyler yanlış. Sorun olmalı ve o sorunlar, iyi niyetle dürüstlükle düzeltilmeli. Florya da bizim. Kulüp de Florya’nın. Hepsi birlikte. İç içeyiz" diye konuştu.

"Galatasaray asla yanlış yollara tevessül etmez"

Transferlerin yapılmamasıyla ilgili sorulan soruya Başkan Cengiz, "Bana mesleğimi sorarsınız. Benim mesleğim pompacılık değil, idarecilik. Aldığım eğitim işletmecilik ve yöneticilik. Fakat Galatasaray Kulübü de yönetilmesi gereken bir oluşum hem de mali bir varlık. Bu 6. transfer sezonuna girdiğimiz bir şeyi öğrendim. Kalın kafama sirayet etti. Ben eksikliğimi gördüm. Ben öğrendim ki Türkiye Süper Ligi’nin şampiyonlukların dışında nasıl yaz ve kış olimpiyatları var, bir yaz transfer sezonu ve kış transfer sezonu var.

Birincileri belirleniyor. Bizim gibi taraftarımız nezdinde küme düşenleri belirleniyor. Bu hem transfer edilen oyuncuların sayısı hem de toplam harcanan meblağ açısından. Ben bunu öğrendim. Bu konuda eksiğimi gördüm. Mutlaka bizim çok daha fazla transfer yapmamız gerektiğini gördüm. Geçmiş yıllara döndüm, baktım. 24 Ocak 2018’dan bu yana 54 futbolcuyu satılık ve kiralık göndermişiz. Biz 38 futbolcu da aldık. Eğer bununla bir madalya verilecekse, en çok transfer yapan transfer şampiyonu ise rakibimize verilsin. Sanırım şampiyonluk sayısını daha fazla çıkartıyor. Bir de oradan verilsin.

Biz küme düştük. Burada tabi resmi makamlara sesleniyorum. Türkiye’de limitlere uyan, kurallara uyan, kırmızı ışıkta duran, şeffaf olan, açık ve net olanlara cezalandırılmalı. Kurallara uymayanlar, limitlere uymayanlar ödüllendirilmeli, şampiyon ilan edilmeli iki kere. Bizler gibi kurallara uyan kulüp tam tersine ihraç edilmeli. Bir an evvel yönetimleri istifa etmeli. İstifa etmiyorlar ise bir kararname ile görevden alınmalı. Bu ironiyi bıraktıktan sonra net olarak söyleyeyim.

Bizim bu göreve gelme nedenimiz bir tek nedeni var. Mali anlamda 157 milyon Euro, 11 futbolcuya harcanmıştı, vergiler hariç. Biz bunu düzeltmeye geldik. UEFA’dan 147 milyon Euro cezalandırılmamız, 2+1 yıl ceza almamız gerekiyordu. Biz bunu 4 ayda hallettik. UEFA ayağa kalktı. UEFA Hakemler Komitesi, bizim ceza almamız için tekrar dava açtı. CAS’a gittik. İlk defa CAS’ta dava kazandık. Bunu temizledik. En büyük nedeni mali açıdan kulübü düzlüğe çıkarmaktı. 10 yılda ilk defa kayyuma atanma tehlikesi olan kulübü kara geçirdik. Bütün bunlar unutuldu.

İki şampiyonluk, iki kupa, toplam 28 kupamız var. Biz bu transfer döneminde sadece bonservise sadece 680 milyon Euro verdik. Limitleri aşmadık. Limitlerde yanılgı var. '600 milyon TL’ye yakın limiti var niye kullanmıyor' diyorlar. Bütün ücretler dahil o. 60 milyon Euro bonservis + futbolcu giderimiz var. Denk geliyor neredeyse. Son 3 günde rahatlamaya ulaştık, 20 milyon TL. Fakat teknik kadro haklı olarak biz laf olsun torba dolsun diye transfer yapamayız dediler. En azından Etebo ayarında orta saha almalıyız dediler. Taraftar bize her şeyi diyebilir. Taraftar haklı. Ben bunu anlayışla karşılıyorum. Biz diyorlar ki ‘Her türlü hileyi yapın, satın alın’. Hayır biz öyle bir şeyi yapamayız. Bizden bunu istemeyin. Galatasaray asla yanlış yollara tevessül etmez. Biz dürüstlük ve doğruluk içinde cezamız neyse onu da çekeriz. Galatasaray kültürü budur. Örnek olmalıdır. Galatasaray yolunda bir iyilikten dönersek ondan daha kahpe olamayız” diye cevap verdi.

"Transferde başarısız olduğuma inanmıyorum"

Transfer konusunda başarısız olduğuna inanmadığını söyleyen Mustafa Cengiz, "Galatasaray dünya markasıdır. Galatasaray yaptığı algı efekti dev bir efekti. Biz rastgele futbolcuyu alamayız. Biz paraları bastıramayız. Pandemi dönemi olmasa 50 kere seçime giderdik. Bu laflara dayanamazdık. Kurgulanmış algılara, sosyal medyadaki bir takım operasyonlara yüz vermeyiz. Neyse er meydanı onun görünmesini isteriz. Hocamız da haklı olarak yüreği yanmış. İlk defa maçı erken bıraktı. Onları konuştuk. En az sekiz buçuk dakika verilmesi lazım, beş dakika veriyor. Hoca buna isyan ediyor. Tepkisine ben karışamam. Kendisi istediği tepkiyi verebilir. O da isyan ediyor maç pazartesi alınamaz mı diye.

Milli maç nedeniyle alınamaz dedi federasyon. Ben çok futbolcu transfer etmek, çok para harcamak, babasının parasını harcar gibi kulübü borçlandırmak Galatasaray tarzı değil. Bize ‘Menajerlere yüzde 90 verdiniz’ dediler. Bana şöyle gelir, bir futbolcunun maliyeti iki. Ben ona bakarım, onay veririm. Bunun ikinin menajerle, futbolcu arasındaki ilişki, yüzde 90 öbürü alıyormuş, beni hiç ilgilendirmez. Şeffaf olarak açıklıyoruz, federasyona da veriyoruz. Bize demediler mi ‘Menajerlere 10 bin Dolar bildirmişiniz’ diye. Şimdi de çok veriyorsunuz diyorlar. Onlar deyince biz de bakıyoruz. Bizi ilgilendiren bir şey yok. Yüksek ücretle transfer ettirip, tonlarca oyuncu alıyorsak bizi sorgulayın. Gerçeklerin ortaya çıkma gibi bir huyu var. Ne zaman çıkacak bilmiyoruz” açıklamasında bulundu.

"Teklifler bizim istediğimiz noktada olmadı"

Belli futbolculara teklif geldiğini vurgulayan Cengiz, "Benim istediğimiz noktada olmadı. Biz onun için yapmadık. Bizim futbolcularımıza 3 tanesi hariç. 1 tanesi bizimle değil. Ekim ayında kadar bütün borcumuzu ödedik. Çıksın diğer kulüpler de söyledik. Bizim 550 milyon TL vergiden 320 milyon TL ödedik. Diğer kulüpler de söyleşim. Kimse aldığı futbolcuyu, verdiği vergiyi söylemiyor. Ben isim olarak söyleyemem. Benim aktifimde olan futbolcuların tamamı çok en değerli futbolcular. Bana göre Türkiye Ligi’nin en kaliteli kadrosuyum. Ben gelecek yönetimlere tertemiz Galatasaray bırakmalıyım.

Alp Yalman başkanım bunu sağlamıştı. Mehmet Cansun başkanım da buna çalıştı. Ben alnım ak gezmeliyim. Ailem alnı açık gezmeli. En önemli Galatasaray taraftarı alnım açık gezmeli. Ben bilmiyor muyum 15-20-100 milyon Euro harcamayı. Bizim yönetim beceriksiz mi bunu yapmakta. Ben bilmiyorum muyum 6 milyon Euro vermeyi pardon birine verdik 5 milyon. Biz de yapıyoruz. Bizim yaptığımız hatalar var. Bunlar altından kalabilecek hatalar. Biz tarihinde ilk defa olağanüstü mali genel kurul yapmayan derneğin başkanıyım. Yapılırdı ek bütçe istenirdi. Çünkü yüzde 5 bütçe aşımında mali genel kuruldan yetki almak zorundasınız.

Eğer yapmazsanız artı farkı siz ödemek zorundasınız. Yapmadık. Faaliyet karlarında artıdayız. Amatörlerde de artıdayız. Geçmiş 200 milyon Doları da temizleyeceğiz. Benim yönetim kurulu arkadaşlarımın moralini bozmayın. Kime diyorum, sevgili taraftarıma diyorum. Karpuz kesmek ile yürek soğumaz. Küfür etmek ile yürek soğutamazsınız. Bunu yapmayın. Aileleri var. Beni bırakın. Dünyada benim gibi örnek yok. Sağlık ve tedavide yok. Doktorlar ‘Seni gibi yok’ dedi. Bana bir şey olmaz. Ben turp gibiyim. Herkes elinden geleni ardına koymasın. Kötülükte olanlar için söylüyorum. Ben Galatasaray için ölürüm. Ama başkan olarak ama başkan olmayarak" diyerek sözlerini tamamladı.

Oğuzhan Ort - Mehmet Şirin Topaloğlu
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bayburt Bayburt’tan özel çocuklar ilk defa atlarla tanıştılar Bayburt’ta özel gereksinimli öğrenciler at çiftliğinde at binerek keyifli vakit geçirdiler. İlk defa atlarla tanışma fırsatı bulan çocukların heyecanlı ve mutlu halleri yüzlerde tebessüm oluştururken, özel çocukların at bindiği, doyasıya eğlendiği o anlar adeta yürekleri ısıttı. Bayburt Özel Eğitim Uygulama Okulunda eğitim gören öğrenciler için Bayburt Atlı Spor Kulübü ve Gençlik Merkezi işbirliğiyle Kurucakol köyünde bulunan at çiftliğinde at binme etkinliği düzenlendi. İlk defa at binen öğrenciler heyecanlı anlar yaşarken, etkinlikte çocuklarını yalnız bırakmayan veliler çocukların heyecanlarına ortak oldular. Öğretmenleri ve gençlik merkezi gönüllüleri kontrolünde ata binen çocukların mutlulukları yüzlerine yansırken, çocuklar çok mutlu olduklarını söylediler. Cirit kulüpleri olarak sadece cirit oynamadıklarını, sosyal ve kültürel etkinliklere de katkı sunduklarını söyleyen Bayburt Atlı Spor Kulübü Başkanı Arif Köprücü, "Bayburt Atlı Spor Kulübü ve Bayburt Gençlik Merkezi olarak özel kardeşlerimize özel bir etkinlik düzenledik. Özel çocuklar atla tanıştılar, ata bindiler. Bugüne kadar yaptığımız etkinlikler içerisinde en sevdiğimiz etkinlikler bu tür etkinlikler oluyor. Cirit kulüpleri olarak sadece cirit oynamıyoruz, aynı zamanda atlarımızla birlikte şehrimizdeki bu tür kültürel ve sosyal faaliyetlere de katılıyoruz" dedi. Özel öğrencilerin mutlu olduğunu, keyifli bir gün geçirerek, unutulmaz anlar yaşadıklarını belirten Gençlik Merkezi Gençlik Lideri Kadir Köprücü, "Özel öğrencilerimizi çiftliğimizde ağırladık. Onların bu özel ve güzel gününde yanlarında olmaktan onur ve mutluluk duyduk. Onların sevincini görmek, onların mutluluğunu görmek bizleri de gerçekten mutlu etti. Buradan herkese bu kardeşlerimize özel olduklarını hissettirmeleri gerektiğini ve her daim yanlarında olmaları gerektiğini söylemek istiyorum. Göründüğü gibi çocuklar çok mutlu oldular, atlarla tanıştılar, atları sevdiler, mutlu bir gün geçirdiler" ifadelerini kullandı. Düzenlenen etkinliğe Bayburt Özel Eğitim Uygulama Okulu Müdürü Mahmut Sarıaslan, Kop Atlı Spor Kulübü Başkanı Arif Köprücü, Gençlik Merkezi liderleri, gönülleri, öğretmenler, aileler ve çocuklar katıldı. Renkli görüntülere sahne olan etkinlik, toplu hatıra fotoğrafı çekilmesinin ve öğrencilere ikramlarda bulunulmasının ardından son buldu.
Mersin Sakinliği sevenler için Kızkalesi’nin en güzel zamanı Son günlerde havanın ısınmasıyla birlikte deniz suyunun 23 derecelere ulaştığı Akdeniz’in incisi Mersin’in en gözde mekanlarından Kızkalesi’nde sakinliği sevenler tatilini geçirmeye başladı. UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesinde yer alan Korykos Antik Kenti’nin en önemli parçası olan Türkiye’nin turizm merkezlerinden Mersin’in Erdemli ilçesi sınırlarındaki ’Kızkalesi’nde en güzel zamanlar yaşanıyor. Havanın 28 derecelere ulaştığı bugünlerde deniz suyunun da 23 derece olmasıyla sakinliği sevenler tatillerini geçirmeye Kızkalesi’ne gelmeye başladı. Tatil şehirleri arasında denizi, altın sarısı kumuyla dikkat çeken Kızkalesi’nde tatilciler uygun fiyata tatil yapmanın fırsatını da yaşıyor. 5 gecelik tatil fiyatının otel ve pansiyonlarda 10 ile 15 bin TL’ye gelmesi de tatilcileri cezbediyor. Mayıs ayında tatile gelenler hem denizin, hem kumsalın tadını çıkartıyor. Günü birlik gelenler ise tekne turu yaparak Kızkalesi’ne giderek tarihi mekanı geziyor. "En güzel zamanları Şehir dışından tatil amaçlı gelen ve kendini dünyanın harika yerlerinden Kızkalesi’nde bulduklarını belirten Mehmet Uysal," Şuan en güzel zamanları. Çocuklarla birlikte harika bir zaman geçiriyoruz. Deniz çok güzel. Gelir gelmez denize girdim. İnsan dayanamıyor, Mart ayında da olsak girerdim denize o kadar güzel albenisi var ki. Dünyanın öbür ucundan insanlar geliyor. Oteller de fiyat olarak çok uygun. Gerçekten en güzel zamanları, yoğunlaşmadan herkese tavsiye ederim"dedi. "Kızkalesi dünyaya açılan turizm kapısı" Kızkalesi Kültür ve Turizm Derneği Başkan Yardımcısı Mehmet Şirin Öztop ise," Sakinliği tercih edenler için mayıs, haziran en güzel dönem. Kurban bayramıyla beraber Eylül’ün 15’ine kadar her yer dolu dolu geçeceği için sakinliği tercih edenleri şimdi bekliyoruz. Fiyatlar çok makul, herkesin bütçesine uygun konaklayacağı tesisler mevcut, alternatifler çok fazla"ifadelerini kullandı. İnsanların denize girmeye başladığına dikkat çeken Öztop," Denizin sıcaklığı 23 derece. Tabi Mersin tatil noktasında çok güzel bir yer. 321 kilometre kıyı şeridimiz mevcut. Başlı başına bir destinasyon. Bununla beraber Kızkalesi dünyaya açılan turizm kapısı. Gerçekten muazzam bir denizimiz var, 25 metreden sonra derinleşiyor. Denizin içinde de taş yok. Şuanda üstünde bulunduğumuz altın sarısı kumumuzda da taş yok. Tam denizin ortasında bir de karada kalemiz var. İki kale var, yüzlerde tarihi nokta var. Misafirlerin günlerini kültür turları ile zenginleştirecekleri inanılmaz alternatifler var" diye konuştu.
İstanbul İTO Başkanı Avdagiç’ten ‘enflasyon’ değerlendirmesi İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, “İstanbul iş dünyası olarak enflasyonda biz bu seneyi yüzde 43-44 bandında tamamlayacağımızı öngörüyoruz” dedi. Avdagiç, yaptığı açıklamada, iş dünyasının enflasyon ve döviz kuru beklentilerini değerlendirdi. Avdagiç, Merkez Bankası’nın yılsonu enflasyon beklentisini yüzde 36 olarak açıkladığını, tahmin aralıklarında bunun yüzde 40-42’lere çıkabileceğini ifade ettiğini hatırlatarak, “İstanbul iş dünyası olarak enflasyonda biz bu seneyi yüzde 43-44 bandında tamamlayacağımızı öngörüyoruz. Bununla birlikte ihracatın sıkıntıya girmemesi ve ithalatın cazip hale gelmemesi için kur ile enflasyon arasındaki korelasyonun kopmaması lazım. Kuru baskılayarak enflasyonu tutmanın kısa vadeli birtakım faydaları olabilir ama bu ithalatı artıran, ihracatı baskılayan unsur olacaktır. Bu da hep üzerinde çalıştığımız dış ticaret açığımızı olumsuz etkileyecektir" değerlendirmesinde bulundu. Döviz kurunun, enflasyonla korelasyonunun kopmamasının önemli olduğunu belirten Avdagiç, “İlk çeyrekte dolar kuru yüzde 9, enflasyon yüzde 14,3’ün üzerinde arttı. İlk 3 ayda 5,3 puanlık bir fark var” ifadesini kullandı. “Hazine ve Maliye Bakanlığı yapılması gerekenleri titizlikle yapıyor” Avdagiç, Türkiye’nin FATF Gri Listesi’nden çıkacağını öngördüklerini, Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın hem ulusal hem de uluslararası anlamda yapılması gerekenleri titizlikle yaptığını ifade etti. Avdagiç, Türkiye’nin 5 yıllık kredi risk priminin (CDS) 300 puan seviyesine inmesinin ekonomi yönetiminin ve hükümetin çabalarının önemli bir sonucu olduğunu söyledi. Şekib Avdagiç, şöyle devam etti: “Ekonomi yönetiminin adımları pozitif sonuçlarını vermeye başladı. Bu memnuniyet verici. İş dünyası açısından CDS kadar daha önemli bir unsur da bankaların sendikasyon kredileri. İkisi arasında bir korelasyon var. En son bankaların sendikasyonlarına baktığımız zaman Euribor+yüzde 2,25 ile borçlandıklarını görüyoruz. Bankaların sendikasyon maliyetlerini takip etmek lazım.” Banka kredisi maliyetlerinin yüksek olduğunu belirten İTO Başkanı Avdagiç, sözlerini şöyle sürdürdü: "Enflasyonun bu kadar yüksek olduğu bir ortamda, kredi maliyetlerinin enflasyon üzerinde konumlanması piyasanın bir gerçeği. Ağırlıklı olarak günlük ticari faaliyetleri devam ettirmek için kredi kullanımı gündemde. Beklentimiz enflasyonun makul seviyeye inmesi, buna bağlı olarak da faizlerin ve kredi maliyetlerinin daha uygun bir noktaya gelmesidir. Kredi maliyetlerinin aşağıya çekilmesi, enflasyonun aşağıya çekilmesiyle uyumlu bir halde olacaktır."