POLİTİKA - 26 Ağustos 2020 Çarşamba 13:54

Mustafa Destici'den doğalgaz açıklaması

A
A
A
Mustafa Destici'den doğalgaz açıklaması

Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici, “Türkiye’nin doğal kaynakları bütün olarak milletimizindir. Bu şuurdaki her Türk vatandaşı gibi milletimiz ve ülkemiz adına duyduğum mutluluğumu paylaşmak istiyorum" dedi.

Destici, partisinin genel merkez binasında düzenlediği haftalık basın toplantısında gündeme dair açıklamalarda bulundu. Karadeniz’de bulunan doğalgaz rezervinin mutluluk verici olduğunu belirten Destici, “Karadeniz’de 320 milyar metreküp doğalgaz bulunduğu açıklandı. Türkiye Petrolleri tarafından bulunan doğalgaz rezervi yine milli kuruluşumuz tarafından çıkarılacak. Türkiye’nin doğalgaz keşfi, başka bir açıdan ekonomimizde enerji ithalinden kaynaklanan kayıplarımızın azalması anlamına da geliyor. Enerji ve ekonomiyle ilgili teknik değerlendirmeleri yapacak çok zamanımız olacak. Öncelikle şunu ifade etmek istiyorum. Türkiye’nin doğal kaynakları bütün olarak milletimizindir. Bu şuurdaki her Türk vatandaşı gibi milletimiz ve ülkemiz adına duyduğum mutluluğumu paylaşmak istiyorum. Türkiye’nin bölgesinde daha güçlü bir ekonomiye sahip olmasının, Türkiye sınırlarında yaşayan hiç kimseyi rahatsız etmemesi, rahatsız olanların ay yıldızlı al bayrağın gölgesinde yaşamaya layık olmadıklarını düşünüyorum” dedi.

Yunanistan ile yaşanan soruna dikkat çeken Destici, “Topraklarının sadece yüzde 18’i adalardan oluşan Yunanistan’ın karasuları ve kıta sahanlığını sanki bir 'adalar devleti' imiş gibi belirlemeye çalışması ve ilan etmesi hukuksuzluktur. Yunanistan’ın Ege’de ve Akdeniz’de insan yaşamayan kayalıkları bile tıpkı bir anakara gibi karasuları ve kıta sahanlığının ekseni yapmaya çalışması hukuksuzluktur. Yunanistan’ın Ege’de ve Akdeniz’de hak iddia ederken Türkiye’nin Ege’de -adalar dışında- sahip olduğu 2 bin 805 kilometre ve Akdeniz’deki bin 577 kilometrelik kıyı uzunluğunu yok sayması hukuksuzluktur. Yaşananların neticesinde 'Yunanistan’ın ne istediği' ya da ne yapmak istediği' ile ilgili hiç kimsenin tutarlı bir izahının da var olmadığı, var olamayacağı kanaatindeyim. Bu akıl tutulmasının Türkiye’den çok Yunan halkının problemi olduğu, Türkiye’den ve Türklerden çok Yunanistan’ın ve Yunan halkının güvenliğini tehdit ettiğini düşünüyorum. Bu meselede Türkiye’nin güvenliğiyle ilgili hiçbir endişe taşımadığımızı da ayrıca ilave ederek, şimdilik bu konuya nokta koymak istiyorum” değerlendirmesini yaptı.

“Fransa halkının ve Avrupa Birliği’nin ciddiyetle düşünmesini tavsiye ediyoruz”

"Fransa’nın Yunanistan’ın şımarıklıklarını düşünmesi lazım" diyen Destici sözlerini şöyle sürdürdü:
“Fransa’nın Nicolas Sarkozy’le başlayan ve bugün Emmanuel Macron’la devam eden liderlik problemi, Fransa’dan taşıp bir Avrupa meselesi haline dönüşmüş durumda. Avrupa’nın en köklü devletlerinden Fransa’nın sayısız hukuksuzluğu göz ardı ederek, Yunanistan’ın artık 'şımarıklık'la izah edilemeyecek saçmalıklarının peşine takılması ve Akdeniz’de oluşabilecek bir çatışma ortamına zemin hazırlaması üzerinde Fransa halkının ve Avrupa Birliği’nin ciddiyetle düşünmesini tavsiye ediyoruz.”

Doğu Akdeniz meselesinde Türkiye’nin dik bir duruş sergilediğinin altını çizen Destici, “Maalesef Doğu Akdeniz kıyılarında 1800’lü yılların sonunda Ortadoğu’da yaşanan gelişmelerin bir benzeri yaşanıyor. Doğu Akdeniz’de var olduğu anlaşılan kaynaklara sahip olmak için küresel emperyalizm, bu bölgede kaynakları kendi kasasına akıtacak kukla yönetimler oluşturmaya çalışıyor. Ve bu operasyon, öncekilerde olduğu gibi hiçbir insanlık, ahlak ve vicdan ölçüsü taşımadan gerçekleşiyor. Türkiye, bu yağma düzeninin içinde onuruyla, kararlılığıyla, tarihi misyonuyla, bölgede mağdur edilen milyonlarca Müslüman'ın ve mazlumun yanında yer almasıyla doğru bir duruş ve tavır göstermiştir. Bu notada başta siyaset kurumu olmak üzere siyasetçilere ve her vatandaşımıza düşen en önemli görev ülkemize, milletimize katkı yapmak olmalıdır. Bu gayretteyiz, bu istikamette devam edeceğiz” diye konuştu.

Giresun'daki sel felaketi

Giresun’da yaşanan sel felaketinin ardından vatandaşlarının mağduriyetinin giderilmesinin gerekli olduğunu kaydeden Destici, “Giresun’da büyük bir sel felaketi yaşadık. Şu an itibariyle 3’ü asker 8 vatandaşımız vefat etti, 8 vatandaşımız ise kayıp durumda. Öncelikle kaybettiğimiz vatandaşlarımıza rahmet, yakınlarına ve milletimize baş sağlığı diliyorum. Vefat eden vatandaşlarımız geri getirmek elbette artık mümkün değil ama devletimiz, bu büyük yıkımın ardından yerleşim yerlerinin ve vatandaşlarımızın gördüğü zararları hızla gidermelidir. Türkiye Cumhuriyeti’nin buna gücü vardır. Yaşadığımız son felaketin ardından tabiatla ilişkimizi ve tabiata karşı davranışlarımızın muhasebesini tekrar yapmamız gerektiğini düşünüyorum. Doğayla savaşmamalıyız. Doğaya, ona zarar vermeden uyum sağlamalıyız. Yaşadığımız son felaketin ardından tabiatla ilişkimizi ve tabiata karşı davranışlarımızın muhasebesini tekrar yapmamız gerektiğini düşünüyorum. Doğayla savaşmamalıyız. Doğaya, ona zarar vermeden uyum sağlamalıyız.Devlet aynı zamanda bu görevler için vardır. Kamu kaynaklarının aktarıldığı, halkın verdiği yetkiyle ve devlet adına görev yapan belediyeler, şehircilikle ilgili düzenlemeleri yaparken yaşanabilecek bütün olumsuzlukları düşünerek tedbir almalı, hazırlıklarını buna göre yapmalıdır. Devlet aynı zamanda bu görevler için vardır. Kamu kaynaklarının aktarıldığı, halkın verdiği yetkiyle ve devlet adına görev yapan belediyeler, şehircilikle ilgili düzenlemeleri yaparken yaşanabilecek bütün olumsuzlukları düşünerek tedbir almalı, hazırlıklarını buna göre yapmalıdır” ifadelerini kullandı.

“Umuyor ve diliyoruz ki hastalığa ait rakamların ivmesi azalarak devam eder”

Korona virüs tehlikesinin hala devam ettiğini söyleyen Destici, “Tüm dünya, bugün yaşayan hiç kimsenin daha önce şahit olmadığı olağanüstü bir dönemden geçiyor. Küresel salgın, ülkemizde de sosyal hayatın bütününü, bütün katmanları ve yönleriyle etkiliyor. Öncelikle kaybettiğimiz vatandaşlarımız Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı diliyorum. Bu vesileye tekrar, şahsım ve camiamız adına, fedakar sağlık çalışanlarımıza şükranlarımı arz ediyorum. Umuyor ve diliyoruz ki hastalığa ait rakamların ivmesi azalarak devam eder ve hiç kimsenin Covid-19 nedeniyle hayatını kaybetmediği günlere bir an önce ulaşırız” dedi.

Malazgirt Savaşı’nı ve Zafer Bayramı’nın anlamının büyük olduğunu dile getiren Destici, şunları dedi:
“Türk milleti, bugün sahip olduğumuz bilgi ve belgelere göre, 1000 yıldır devam eden araştırmalara göre çok daha uzun zamandır güçlü bir şekilde Anadolu’da varlığını devam ettiriyor. 26 Ağustos 1071 yılında kazandığımız ve tarihçiler arasında 'Türklere Anadolu'nun kapılarında kesin zafer sağlayan son muharebe' olarak anılan Malazgirt Zaferi’yle ise Anadolu, sonrasında milletimizin yaşadığı sayısız imha ve işgal girişimine rağmen bize ait olmaya devam etti, sonsuza kadar da milletimizin kalacak. 30 Ağustos tarihi, şartlar ne kadar zorlu olursa olsun, imkanlar ne kadar kısıtlı olursa olsun esir edilemeyeceğimizin, vatanımızı teslim etmeyeceğimizin, Türk milletinin hür ve bağımsız yaşama iradesinin yok edilemeyeceğinin abidevi bir ifadesi olarak bugün karşı karşıya olduğumuz meselelere, gelecek nesillere ve dünya üzerindeki tüm mazlum milletlere ışık tutuyor. Sultan Alparslan’dan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e bu toprakları bize vatan yapan, İstiklal Savaşımızı kazanarak, ay yıldızlı al bayrağın altında hür ve bağımsız yaşamamızı sağlayan milletimizin kahraman evlatlarını, şehitlerimizi, gazilerimizi rahmet ve minnetle anıyorum.”

Bayram Türüdü - Gazi Taş

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul CarrefourSA 60’ıncı Gurme mağazasını açtı CarrefourSA, 2025 yılının son günlerinde önemli bir yatırımı hayata geçirdi. Marka, 60’ıncı Gurme CarrefourSA mağazasını İstanbul Anadolu Yakası’nda hizmete açtı. Sabancı Holding ve Carrefour Grup iştiraki CarrefourSA, 2025 yılının son yatırım hamlesini gerçekleştirdi. CarrefourSA’nın premium gıda deneyimini merkezine alan Gurme CarrefourSA Mağazası, CarrefourSA CEO’su Kutay Kartallıoğlu ve icra kurulu üyelerinin katılımıyla gerçekleştirilen açılışla İstanbul Anadolu Yakası’nda hizmete girdi. Yatırımlarına devam eden marka, 2025 sonu itibarıyla 77 ilde bayileri de dahil bin 250’den fazla mağazaya ulaşarak çok kanallı ve segment bazlı büyüme stratejisini istikrarlı biçimde güçlendirdiğini açıkladı. Yapılan açıklamaya göre, toplam 650 metrekarelik alan üzerine kurulan yeni mağaza, modern marketçilik mimarisiyle tasarlandı. Mağaza, geniş ürün yelpazesinin yanı sıra hızlı ve pratik alışveriş imkânı sunan "Hızlı Kasa" noktalarıyla müşteri deneyimini en üst seviyeye taşıyor. Gurme konseptinin vazgeçilmezi olan taze ürün gruplarında; uzman kasapların hazırladığı et ve kasap reyonu, günlük balık, zengin şarküteri seçenekleri ile taze meyve-sebze bölümleri öne çıkıyor. Mağaza, tüm bunlara ek olarak sağlıklı yaşamı odağına alan, organik ve vegan beslenmeyi tercih eden tüketiciler için oluşturulan özel ürün seçkisiyle de fark olulturuyor. Mağaza içerisinde konumlanan kahve noktası ise dünya kahvelerinden yerel tatlara kadar uzanan geniş seçenekleri bir araya getiriyor. Markanın evcil hayvan odaklı yeni büyüme stratejisinin bir parçası olan "Petfood" alanı da mağazadaki yerini aldı. Gurme CarrefourSA; zengin içecek yelpazesi, kozmetik, deterjan ve kuru gıda reyonlarıyla bir evin tüm ihtiyaçlarını "gurme" kalitesiyle karşılıyor. "Katma değerli yatırımlara 2026 yılında da devam edeceğiz" Yılın son günlerine yaklaşırken premium segmentte önemli bir yatırıma imza atmanın gururunu yaşadıklarını belirten CarrefourSA CEO’su Kutay Kartallıoğlu, "Gurme CarrefourSA, stratejik büyüme yolculuğumuzda önemli bir yatırım adımı. Değişen tüketici beklentilerini yakından takip ederek, katma değer oluşturan konseptlere odaklanıyoruz. Seçkin ürün gamı, dünya mutfaklarından özel lezzetleri ve gastronomi odaklı alışveriş deneyimiyle öne çıkan mağaza, misafirlerimize fark oluşturan bir mağazacılık anlayışı sunuyor. Gurme mağazalarımızla hem premium segmentteki varlığımızı güçlendiriyor hem de kârlı ve sürdürülebilir büyüme hedefimizi destekliyoruz. Bu noktada rahatlıkla söyleyebiliriz ki, 2025 yılı boyunca hayata geçirdiğimiz yatırımlar, uzun vadeli vizyonumuzun ve Türkiye perakende sektörüne duyduğumuz güvenin en somut göstergesi. Biz, 32 yıldır olduğu gibi ‘Ne Lazımsa CarrefourSA" anlayışını rehber kabul ederek 2026 yılında da müşteri deneyimini odağımıza alacak, markamızın farkını her noktaya taşımaya devam edeceğiz" dedi.
İstanbul Sultanbeyli Belediyesi kışa hazır Sultanbeyli Belediyesi, kış hazırlıklarını tamamladı. Tüm önlemleri aldıklarını belirten Sultanbeyli Belediye Başkanı Ali Tombaş, "60 araç, 309 personel ve 2 bin 500 ton tuz stokumuzla ekiplerimiz göreve hazır." dedi. Sultanbeyli Belediyesi, kış aylarında yaşanabilecek olumsuz hava şartlarına karşı hazırlıklarını tamamladı. Kış hazırlıklarını yerinde denetleyip saha personelleriyle bir araya gelen Sultanbeyli Belediye Başkanı Ali Tombaş, güçlü bir ekip ve tam teçhizatla sahada olacaklarını belirtti. " 300 personelimiz, 60 aracımızla birlikte kışa hazırız" Tüm olumsuz şartlara karşı ekipmanlarla bütün önlemlerin alındığını söyleyen Sultanbeyli Belediye Başkanı Ali Tombaş, " 300 personelimiz, 60 aracımızla birlikte kışa hazırız. Meteorolojiden gelen bütün bilgilere göre de kendi planlarımızı yapıyoruz. Fen işlerimiz başta olmak üzere tüm belediye personelimiz, birim müdürlerimiz sahada hazır bir şekilde kışı ve karı karşılamaya hazırız. Sultanbeyli, 7/24 vatandaşlarımızın çağrılarına cevap verecek bir şekilde hazır. Vatandaşlarımızın herhangi bir olumsuzluğa karşı bize bilgi verdikleri anda her zaman yanlarında olduğumuzu bilmelerini isteriz. 7 gün 24 saat vatandaşımızın hizmetindeyiz." dedi. "Sultanbeyli kışı rahat geçirecek, kışın keyfini çıkaracak" Kış şartlarında en önemli ayrıntılardan birinin buzlanma olduğunun altınız çizen Başkan Tombaş, "Buzlanmalara karşı da Sultanbeyli Belediyesi olarak 2 bin 500 ton tuzla ve depolardaki stok tuzlarımızla buzlanmaya karşı hazırız. Sultanbeyli kışı rahat geçirecek, kışın keyfini çıkaracak." ifadelerini kullandı.
Sakarya Annesinin yuvadan attığı leyleğe, mahalleli anne ve baba oldu Sakarya’nın Kocaali ilçesinde annesinin yuvadan attığı leylek, bir mahalle sakininin sahip çıkmasıyla hayata tutundu. "Ateş" adı verilen leylek, kendisine bakan vatandaş ve mahalle sakinleri tarafından adeta bir bebek gibi büyütülüyor. Annesi tarafından iki kez yuvadan atılan ve sürtünmelere bağlı olarak kanatlarında oluşan yaralar sebebiyle uçamayan leylek, Bezirgan Mahallesi’nde yaşayan Mehmet Topçu tarafından koruma altına alındı. "Ateş" adı verilen leylek, kendisine bakan vatandaş tarafından adeta bir çocuk gibi büyütülerek hayata tutundu. 80 hanelik mahallenin yeni üyesi olarak görülen leylek, özgürce dolaştığı sokaklarda insanların sevgi ve ilgisini de topluyor. Yemekten zevk aldığı balık ile tavuk ciğeri gibi hayvansal gıdalarla beslenen ve göçmen bir kuş türü olan leylek, uçamadığı için kendisine sahip çıkan Mehmet Topçu tarafından kış ayında soğuktan zarar görmemesi için hazırlanan sobalı sıcak odasında kalıyor. "Kapıda dolaşırken görünce aldım ve bakmaya başladım" Leyleğin kendisiyle buluşmasının hatırasını anlatan Mehmet Topçu, "Caminin üzerinde leylek yuvası vardı ve 3 yavruydu. Sebebini bilmiyoruz ama annesi bu hayvanı yuvadan attı. Muhtarımızın direktifleriyle sepetli araçla yuvaya koyduk ama ikinci gün annesi yuvadan tekrar attı ve bizim kapıya geldi. Sabah saatlerinde kapıda dolaşırken görünce aldım ve bakmaya başladım. İlk bulduğumda zayıf ve bitkin durumdaydı, kanatlarında kırıklar vardı. Yuvadan düştüğü için sürtünmeden dolayı kanatlarında yaralar açılmıştı. Bu yaban hayvanı biz hangi besinlerden faydalanacağını bilemedik ve denemeye başladık. Balık, tavuk ciğeri gibi hayvansal gıdalara olan ilgisini anladık" dedi. "Buranın doğasını mı sevdi, bizi mi sevdi bilemiyorum gitmedi" Leyleğin sağlığına kavuştuğunu fakat gitmediğini aktaran Topçu, "Bakım sonrasında leylek ayaklandı ve yürümeye başladı, bir iki metre havalanıp uçmaya başladı. Buranın doğasını mı sevdi, bizi mi sevdi bilemiyorum gitmedi ve burada kaldı. Bunlar göç hayvanları anne ve kardeşleri gidince buda yalnız kaldı. Uçmaya bile hevesi yok yer bizimle beraber yaşamaya devam ediyor. Bakımını üstlendik, gerekli her türlü ihtiyacını karşılıyorum. Bunların sıcak ülkelere gittiği yerlerdeki havayı burada sağlamaya çalışıyorum" diye konuştu. "Bizim çocuğumuz gibi bakıyoruz, biz ona o bize alıştı" Leyleğe soğuktan zarar görmemesi için sobalı özel alan oluşturduğunu belirten Topçu, "Havaların soğuk gitmesiyle birlikte bizde önlemimizi aldık. Sobasını kurduk, hayvan bakım merkezleri gibi doğada barınması için her türlü imkanı sağlamaya çalışıyoruz. Bu zamana kadar Kocaali İlçe Tarım Müdürlüğü’nden geldiler zabıta ekipleri eşliğinde hayvanın sağlık durumunu kontrol edip yeniden bana iade ettiler. Bizim çocuğumuz gibi bakıyoruz, biz ona o bize alıştı ve onu bırakmak istemiyoruz. Yaşaması için her türlü imkanı sağlıyorum, sağlayacağım. Adını ‘Ateş’ koyduk ilerde çocuklar değiştirir mi bilemem" şeklinde konuştu. "Bu leylek mahallemizin bir bireyi oldu" Kocaali ilçesi Bezirgan Mahalle Muhtarı Murat Ali Duman, "Şu anda mahallemiz 80 hane ve leyleğimizde bizim misafirimiz. Allah razı olsun Mehmet ağabeyimiz bu leyleğe sahip çıktı. Onun öncülüğünde misafirimize iyi bir şekilde bakıyoruz. Bu leylek mahallemizin bir bireyi oldu. Mahalledeki tüm vatandaşlar bu hayvanı seviyor, leylekte bizi sevdi. Mahalle halkı bu konuda çok duyarlı. Leylek mahalleyi bizden daha iyi biliyor, rahat bir şekilde geziyor ve kimse karışmıyor. Mahalle halkıda gereken ilgi ve bakımı gösteriyor" ifadelerini kullandı.
İstanbul İstanbul Erkek Lisesi’ndeki kavga ile ilgili 20 öğrenciye disiplin cezası İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü, 25 Kasım 2025 tarihinde İstanbul Erkek Lisesi erkek pansiyonunda öğrenciler arasında çıkan kavga iddiaları üzerine başlatılan idari soruşturmanın tamamlandığını açıkladı. Açıklamada olaylara karışan 20 öğrenciye disiplin cezası verildiği belirtildi. İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü sosyal medya hesabından yapılan açıklamada, "Geçtiğimiz Kasım ayında İstanbul Erkek Lisesinde bazı öğrencilerin karıştığı ve kamuoyuna yansıyan olaylara ilişkin idari süreç tamamlanmış ve 29 Aralık 2025 tarihinde toplanan Fatih İlçe Öğrenci Disiplin Kurulunca rehberlik, psikososyal destek ve disiplin süreçleri birlikte ele alınarak konu titizlikle değerlendirilmiştir. İl Milli Eğitim Müdürlüğümüz koordinasyonundaki değerlendirme süreci boyunca öğrencilerin psikososyal durumları en üst seviyede gözetilmiş ve "mahremiyet korunması, masumiyet karinesi ve eğitim hakkının kesintisiz sürdürülmesi" hususları, temel ilke olarak benimsenmiştir. Disiplin işlemleri, fiil-ceza dengesi ve ölçülülük ilkeleri çerçevesinde "eğitsel, onarıcı ve sağaltıcı" bir yaklaşımla yürütülmüştür. Bu kapsamda, Milli Eğitim Bakanlığı Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliği’nin "Disiplin Cezasını Gerektiren Davranış ve Fiiller" başlıklı 164. Madde çerçevesinde söz konusu olaylarla ilişkisi tespit edilen, sistematik şiddet uygulayan; 2 öğrenciye "Örgün Eğitim Dışına Çıkarma", 11 öğrenciye "Okul Değiştirme", 7 öğrenciye ise "Okuldan Kısa Süreli Uzaklaştırma" hükümleri içeren, sistematik şiddet olaylarına karışan toplamda 20 öğrenciye disiplin cezaları uygulanmasına karar verilmiştir. Adı geçen lisemizde rehberlik çalışmaları, güvenli okul ikliminin korunması amacıyla halen devam etmekte olup eğitim öğretim süreçlerinin tüm yönleriyle huzurlu ve sağlıklı bir şekilde yürütülmesine dönük her türlü tedbir okul yönetimince kararlılıkla uygulanmaktadır. Kamuoyuna saygı ile duyurulur" ifadelerine yer verildi.