SPOR - 01 Kasım 2014 Cumartesi 12:05

Mustafa Kocabey: 'Burak, Sow ve Emenike golcü değil'

A
A
A
Mustafa Kocabey: 'Burak, Sow ve Emenike golcü değil'

'Papen' lakaplı eski Galatasaraylı futbolcu Mustafa Kocabey, golcü olarak Yunan futbolcu Theofanis Gekas’ı örnek gösterdi. Kocabey, Burak Yılmaz, Sow ve Emenike’nin ise golcü değil sadece sıradan birer forvet olduklarını söyledi.

Galatasaray’da forma giydiği dönemde golcü kimliğiyle öne çıkan “Papen” lakaplı Mustafa Kocabey, 40 yaşına gelmesine rağmen aktif futbol yaşantısına devam ediyor. Süper Amatör Lig ekiplerinden Alaçatıspor’a transfer olan “Papen” Mustafa, Galatasaray’dan ayrılmasından, “Taçsız Kral” Metin Oktay’a kadar bir çok konu hakkında açıklamalarda bulundu.

“ADNAN POLAT SÖZÜNÜ TUTMADI”

O yıllarda Galatasaray Futbol Şube Sorumlusu olan Adnan Polat’ın kendisine verdiği sözü tutmadığını söyleyen Kocabey, o dönem kamuoyunun büyük ilgisini çeken olayı şöyle anlattı:

“Böyle bir şeyi uydurma şansım zaten yok. Çünkü ben Galatasaraylıyım. Galatasaray takımına ve yönetimine karşı hiçbir zaman saygısızlığım olmadı. 1994 sezonunda Saffet Sancaklı’yı çok istiyorlardı Kocaelispor’dan. Adnan (Polat) ağabey de ‘Seni vermek istiyoruz, Sefa Sirmen seni çok istiyor’ dedi. ‘Beni kiralık verin. 1 sene kiralık oynayayım. Kulübümden koparılmayayım’ dedim. Adnan ağabey söz verdi bana. ‘1 sene oyna, gelecek sene söz veriyorum kesin alacağım’ dedi. Tabi o söz hala havada kaldı. Benim en çok üzüldüğüm anlardan birisi de o andı zaten, Galatasaray’dan ayrıldığım andı.”

“GOL ATMAYI SEVİYORUM”

"Papen" lakaplı deneyimli futbolcu, 40 yaşında hala neden futbol oynadığını ise şu sözlerle açıkladı:

“Herkes bu soruyu soruyor bana ’40 yaşına geldin neden hala futbol oynuyorsun’ diye. Her şeyden önce bu yaştaki bir insanın futbol oynaması için kendisine çok iyi bakması lazım. Ben kendime çok iyi baktım. Hayatımda hiç içki, sigara kullanmadım. Gece hayatım hiç olmadı. Zaten erken bir evlilik yaptım. 2 tane çocuğum oldu. Yani mutlu bir hayat sürdüm. Futbolu sevmezseniz oynamazsınız. Ben futbolu çok sevdiğim için ve gol atmayı çok sevdiğim için futbola devam ettim.”

“JÜBİLE YAPMAYI HİÇ DÜŞÜNMEDİM”

Amatör ligler de dahil olmak üzere 303 golü bulunan Mustafa Kocabey, jübile yapmayı hiç aklına getirmediğini söyledi. Jübile maçlarının eskiden moda olduğunu dile getiren Kocabey, “Eskidendi jübile olayları. Hakan Şükür, Arif Erdem gibi kaliteli insanlar jübile yapmadı. Benim aklımın ucundan bile geçmedi, ‘Bir takımla jübile yapayım, bana maddi imkan sağlasın’ diye. Allah’a şükürler olsun futboldan iyi paralar da kazandım. Jübileyi genelde herkes son vurgun diye düşünür ama benim hiç aklıma bile gelmedi öyle bir şey yapmak” dedi.

“METİN OKTAY BENİ GİZLİ GİZLİ İZLERMİŞ”

Galatasaray altyapısında oynadığı yıllarda efsanevi oyuncu Metin Oktay’ın kendisinden övgüyle bahsettiğini de anlatan tecrübeli golcü, “Salih Bulgun hocam vardı benim Galatasaray altyapısında. Kendisi bana yıllar sonra söyledi. Ben 14-15-16 yaş grubunda oynarken, Metin Oktay’la kendisi devamlı beni çalılıkların arkasından izliyorlarmış. Çünkü görünmesini istemiyormuş, göründüğü zaman futbolcu kendini daha çok göstermeye çalışır diye. Gelip izlediği zaman ‘Mustafa’nın arkasında duralım. Çünkü Mustafa’da hakikaten gelecek var. Neden bir Metin Oktay olmasın, iyi bir golcü olmasın’ diye övermiş beni. Böyle bir efsanenin övgüsünü ve desteğini almak benim için çok ayrı bir duygu” diye konuştu.

“HAGİ’YE YETİŞEMEDİĞİM İÇİN ÜZGÜNÜM”

Sarı-Kırmızılı ekipte Georghe Hagi ile birlikte forma giyemediği için üzgün olduğunu dile getiren Kocabey, sözlerine şöyle devam etti:

“En çok üzüldüğüm anılardan birisi de Hagi gibi bir futbolcuya yetişememem olmuştur. Ben 1994’te ayrılmıştım. Hagi, 1996’da gelmişti. Eğer zaten Hagi gibi bir futbolcuyla oynamış olsam, Avrupa kapılarını fena bir şekilde zorlardım. Galatasaray’da kalmış olsam zaten giderdim Avrupa’ya ama Hagi gibi bir futbolcuyla oynamış olsam inanılmaz bir lig geçirirdim diye düşünüyorum. Çünkü bir futbolcunun her zaman için golcüye kanatlardan çok iyi asistleri olması gerekiyor. Hagi, dünyada bunları yapabilen bir numaralı isimdi. İkinci tercihim ise Alex olurdu çünkü bir golcünün nasıl bir topla buluşmak istediğini çok iyi bilen oyunculardı.”

“TÜRKİYE’DE TEK GOLCÜ VAR”

Türkiye liglerinde yerli bir golcünün olmadığını da iddia eden Mustafa Kocabey, golcü olarak Yunan futbolcu Theofanis Gekas’ı gösterdi. Kocabey, Burak Yılmaz, Sow ve Emenike’nin ise golcü değil sadece sıradan birer forvet olduklarını söyledi.

“MUSTAFA VARKEN RAKİPLER FARKLI OYNUYOR”

Alaçatıspor Teknik Direktörü Nedim Akgül ise Mustafa Kocabey gibi bir oyuncuya sahip oldukları için şanslı olduklarını söyledi. Sahaya Mustafa ile çıktıkları zaman rakip takımların daha farklı oynadıklarını söyleyen Akgül, “Mustafa’nın Alaçatı’ya gelmesi bizim açımızdan çok çok iyi oldu. Sadece futbolla değil kişiliğiyle, insanlığıyla buradaki arkadaşlarına futbolda öğrendiği şeyleri öğretmesiyle bize önem katıyor. Bu liglerde hep amatör futbolcular var. Böyle kaliteli futbolcuların olması bu ligin değerini arttırıyor. Mustafa sahaya çıkınca, diğer kulüpler bize karşı daha agresif oynuyorlar. Veya Mustafa’yı görünce biraz daha motive oluyorlar” diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Muş Muş’ta düzenlenen gençlik yürüyüşüne 1071 genç katıldı Muş Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü tarafından "19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı" etkinlikleri kapsamında düzenlenen ’Gençlik Yürüyüşüne’ 1071 genç katıldı. Muş’ta "19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı" etkinlikleri kapsamında düzenlenen ’Gençlik Yürüyüşü’ büyük bir coşku ve katılımla gerçekleşti. Muş Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü tarafından organize edilen etkinliğe, 1071 genç katılarak 19 Mayıs ruhunu hep birlikte yaşadı. Murat Nehri kenarında yaklaşık 3 kilometrelik yürüyüşün yapıldığı etkinlikte, gençlere köfte ekmek ikram edildi. Program, halayların çekilmesi, kano ve zipline etkinliği ile devam etti. Gazetecilere açıklama yapan Muş Valisi Avni Çakır, gençlerin katılımı ile keyifli bir yürüyüş gerçekleştirdiklerini belirterek, “Çok güzel bir havada, gençlik haftasında, gençliğimizin sporla, doğayla daha fazla bütünleşmesi noktasında güzel bir gençlik yürüyüşünü gerçekleştirdik. Şu an Muş’un en güzel noktalarının birinde, Tarihi Murat Köprüsü Murat Nehrinin kıyısındayız. Burada şu an buradaki gençlik merkezi noktamızdayız. 1000’e yakın gencimizin katılımıyla, güzel bir havada, yaklaşık 3 kilometrelik parkurda yürüyüşümüzü gerçekleştirdik. Yarın da inşallah hep beraber, coşkuyla 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı’nızı kutlayacağız. Muş’ta gençliğimizin daha çok sporla, daha çok doğayla, daha çok böyle kütüphaneyle, eğlenceyle, buluşması noktasında gençlik haftasını hep birlikte ilgili kurum ve kuruluşlar, yoğun bir işbirliği içerisinde yaptık. Yoğun bir faaliyet içerisindeyiz. Bu etkinlik de onlardan bir tanesi diyebiliriz” dedi. Yürüyüşün sona erdiği noktada gençlerle halay çeken Vali Çakır’ın Eşi Bahar Çakır, “Gençlerimize ortak olmak beni çok mutlu etti. Gençlerimiz ile birlikte halay çektik. Güzel bir gün geçirdik. Gençlerimize sağlıklı günler ve iyi eğlenceler diliyorum” şeklinde konuştu. Tarih Murat Köprüsünün Muş Valisi Avni Çakır’ın Eşi Bahar Çakır, Garnizon Komutanı Ulaştırma Albay Ali Osman Sağlam, Vali Yardımcıları, Kurum Amirleri, vatandaşlar, öğrenciler ve siyasi parti temsilcileri katıldı.
Çankırı Turistik Tuz Ekspresi yolcuları Çankırı’ya hayran kaldı Çankırı’da 1934 yılındaki Tenezzüh Treni’nin 90 yıl sonraki devamı niteliğinde olarak başlatılan “Turistik Tuz Ekspresi” ile Çankırı’yı ziyaret eden günübirlik turistler, şehre hayran kaldı. Çankırı Valisi Mustafa Fırat Taşolar, turistik tuz ekspresine yönelik gösterilen yoğun talebin kendilerini çok memnun ettiğini söyledi. Çankırı’da 1934 yılında başlatılan ve 4 yıl sefer düzenledikten sonra kaldırılan “Tenezzüh (Gezinti) Treni” seferleri, Çankırı Valiliği koordinasyonunda Çankırı Belediyesi, TCDD, Kuzey Anadolu Kalkınma Ajansı (KUZKA), Çankırı İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü, Çankırı Konfederasyonu ve TÜRSAB Orta Anadolu Bölge Temsil Kuruluna bağlı seyahat acentelerinin iş birliğiyle “Turistik Tuz Ekspresi” olarak 90 yılın ardından yeniden başlatıldı. Çankırı Milletvekili Muhammed Emin Akbaşoğlu’nun işaretiyle Ankara Garı’ndan saat 07.50’de hareket eden ilk “Turistik Tuz Ekspresi”, 3 saatlik bir yolculuğun ardından Çankırı’ya ulaştı. “Turistik Tuz Ekspresi” yolcuları, "kaya tuzunun başkenti" olarak nitelendirilen Çankırı’da, büyüleyici yer altı tuz şehrini ziyaret etti. 250 yolcunun bulunduğu trende seyahat edenler, dünyanın en büyük tuz mağarası olması özelliğini taşıyan ve yerin 150 metre altında bulunan, Türkiye’nin endüstriyel mirasları arasındaki yer altı tuz şehrini gezdi. Yer altı tuz şehrine hayran kalan turistik tren ekspresi yolcuları, daha sonra Çankırı’nın önemli tarihi eserleri arasında yer alan tıbbın ve eczacılığın sembollerinin doğduğu mekan olan Taş Mescit ve Çankırı Mevlevihanesi, Buğday Pazarı Medresesi, Çivitçioğlu Medresesi, Sultan Süleyman Camii (Ulu Cami) ile tarihi Çankırı sokaklarında zamanda tarihi bir yolculuk yapma fırsatı buldu. Şehrin ilgi çekici mekanlarından olan Ferit Akalın Radyo ve İletişim Müzesinde iletişim tarihini keşfeden ziyaretçiler, 8 milyon yıllık fosillere ev sahipliği yapan Çankırı Müzesini ve imece kültürünün sergilendiği Tarihi Çamaşırhane Müzesini de gezdi. Çankırı’nın coğrafi işaretli geleneksel lezzetlerini de deneyimleme imkanı bulan ziyaretçiler, Yöresel Mutfak ve Kültür Evi’nde Çankırı Valisi Mustafa Fırat Taşolar ile bir araya geldi. Vali Taşolur ile bir süre sohbet eden ziyaretçiler, Çankırı gezisini tamamladıktan sonra Çankırı Tren Garı’ndan saat 19.40’da Ankara’ya dönüş yapmak üzere hareket etti. İlk seferinde yoğun talep gören Turistik Tuz Ekspresi, Ankara-Çankırı-Ankara güzergahında 25 Mayıs, 1 Haziran ve 8 Haziran tarihlerinde günübirlik olarak ziyaret gerçekleştirebilecek. "İkinci tren seferinde de yüzde 80 doluluğa ulaşmış bulunuyoruz” Düzenlenen turdan duyduğu memnuniyeti dile getiren Çankırı Valisi Mustafa Fırat Taşolar, “Turistik Tuz Ekspresinin yolcularını ağırlamanın mutluluğunu yaşıyoruz. Herkes adına bu projenin hayata geçirilmesinden dolayı teşekkür ediyorum. Ben, 12 yıl Ankara’da yaşamış birisi olarak hep günübirlik Safranbolu’ya, Beypazarı’na ve Amasya’ya geçerek kendi adıma bunu turist olarak yaşamıştım. Bundan sonra Çankırı’nın, Ankaralıların iç turizmi olarak günübirlik ziyaret edebilecekleri bir merkez olabileceğini gördükten sonra bu anlamda hep beraber çalışmalara başladık. Bugün de bunun ilk meyvesini topluyoruz. İnşallah bundan sonrası için özellikle Ankara’da yaşayan misafirlerimiz için Çankırı’nın güzel bir turizm merkezi olmasını ümit ediyoruz” dedi. "İlk trenimiz tamamen doldu, ikinci trenimizde yüzde 80 doluluğa ulaştı" Çankırı Valiliği olarak Ankara’dan Çankırı’ya 4 sefer yapılması üzerine turistik tuz treni seferi planladıklarını belirten Vali Taşolar, “Bu seferler birer hafta ara ile Cumartesi günleri olacak. İlk trenimiz tamamen doldu, ikinci trenimizde yüzde 80 doluluğa ulaştı. Diğer tren seferlerinde de doluluk oranına ulaşacağımıza inanıyorum. Seferlerin duyurulmasında da basının bizlere desteği oldu. Ümit ediyoruz ki Çankırı, iç turizm anlamında hak ettiği yerlere gelecektir” diye konuştu. “Hititlerden günümüze kadar gelen yer altı tuz mağarasının turizme açılmasından mutluluk duydum” Ankara’dan Çankırı’yı gezmek için gelen Şirin Doğan ise, “Turistik trenle geldik. Çankırı’nın tarihi ve turistik yerlerinin tanıtılması için iyi bir fırsat olmuş. Aslında geç kalınmış bir proje. İnşallah bundan sonrası için Çankırı’nın gelişmesine ivme kazandıracaktır. Şehir de çok güzel, çok beğendim, tuz mağarasını da çok beğendim. Hititlerden bu yana bir mağaranın turizme açılmasını destekliyorum. Tuz mağarasının ambiyansı çok güzel, verilen bilgiler oldukça faydalı, hem sağlık hem kültür turizmi açısından oldukça verimli buldum” şeklinde konuştu. Ziyaretçilerden Ahmet Mahmut Şen de, “Bu bir gezinti treniydi. Ankara’dan Çankırı’ya 90 yıl sonra aynı tren ile yolculuk yaparak Çankırı’yı keşfetmek güzeldi. Çankırı’nın güzelliklerini tüm Türkiye’ye tanıtmamız gerekiyor. Öncelikle en yakınımızdaki başkent Ankara’ya tanıtmamız lazım. Ben bu kadar büyük ve devasa bir tuz mağarası olduğunu tahmin etmiyordum. Devasa kamyonların buradan geçebileceğini gördüm. Hititler döneminden itibaren kullanılan bir tuz mağarası olduğundan bahsettiler. Şu anda yerin 150 metre altındayız. Dünyanın en büyük tuz mağarasının içerisinde bulunuyoruz. Heyecanlanmamak elde değil gerçekten” şeklinde konuştu.