GÜNDEM - 28 Şubat 2019 Perşembe 14:06

Mustafa Pehlivanoğlu'nun annesi oğluna temiz çamaşır getirdi, idam edildiğini öğrendi

A
A
A
Mustafa Pehlivanoğlu'nun annesi oğluna temiz çamaşır getirdi, idam edildiğini öğrendi

28 Şubat darbesi mağdurlarından Hasan Hüseyin Uludağ, o dönem yaşadıklarını anlatarak, "Biz dizi eylem yapıldı. Arkadaşımın kanser eşi hastaneden çıkarıldı, evinde vefat etti" dedi. 1980 ve öncesinde yapılan idamları da hatırlatan Uludağ, "Bir ara benim ağabeyim de içerideydi, ülkücü sanıklar arasında. Mustafa Pehlivanoğlu'nun annesi elinde temiz çamaşırların olduğu poşetle geldiği görüşe alınmadı, gözü yaşlı geri döndü, teyze eve gidince öğrendim ki rahmetli idam edilmiş" dedi.

28 Şubat post-modern darbesinin üzerinden 21 yıl geçti. "28 Şubat gerekirse bin yıl sürecek" açıklaması hala hafızalardan silinmezken, 21 yıl sonra mahkeme süreci "darbe" olarak niteledi ve 21 kişi müebbet hapse çarptırıldı. Birçok askerin ihraç edildiği dönemin mağdurlarından Tabip Hasan Hüseyin Uludağ, o dönemde yaşadıklarını İhlas Haber Ajansı'na (İHA) anlattı.

Adaleti Savunanlar Derneği (ASDER) Genel Başkan Yardımcısı Uludağ, 28 Şubat'ın darbeci damarın bir devamı olduğunu kaydetti. 1960 ve 80 darbesinden sonra 28 Şubat cuntasının yönetimin sivillere teslim edilmeden önce oluşturulduğunu belirten Uludağ, aktif faaliyetlerin 1980'lerin ortasında başladığını, 90'larda fişlemeler ve TSK'dan ayırma eylemlerinin başladığını ifade etti. Uludağ, "Ticaret hayatına, sanayi hayatına, eğitim hayatına, başörtülü üniversiteli gençlerin okullara alınmamasına, Milli Eğitim'deki öğretmenlerin ve kamudaki diğer devlet memurlarının tasfiyesine kadar bir dizi eylem gerçekleştirilmiştir" dedi. Uludağ, hedefin Türk milleti ve Türkiye Cumhuriyeti devleti olduğunu aktardı.

"Müebbet alan 21 kişi Türkiye'de tasnif edilmeli"

21 kişinin müebbet hapis cezasına çarptırılmasını da değerlendiren Uludağ, bundan memnun olmadıklarını belirterek, "Biz Türkiye'nin sürekli önünü kesen, gelişmesini engelleyen, sosyal huzuru bozan, güven ortamını bozan insanların artık Türkiye'den tasfiyesini istiyoruz. Darbeci damarın bir daha geri gelmeyecek şekilde TSK'dan ve zihinlerden kazınması için mücadele ediyoruz" dedi.

Eşinin tesettürlü olmasından dolayı TSK'dan ihraç edildiğini anlatan Uludağ, fişlendiklerini söyledi. "Eşimizin hangi okulda öğretmen veya çocuklarımızın hangi okulda okuduğu gibi tüm bilgilerimiz istendi" diyen Uludağ, kendilerine karşı koyan bir grubun olmasını istemediklerini aktardı.

"TGRT'de Mehmetçik programını izlerdik her hafta"

Sürecin ailevi olarak etkilerini dile getiren Uludağ, ihraç edildikten sonra özellikle çocuklarının etkilendiğini ifade ederek, "Herkeste bir travma yaşandı. Çocuğumun şöyle söylediğini hatırlıyorum, 'Baba ben bir daha askeri elbise giymeyeceğim.' 'Neden?' dediğimde 'Seni oradan attılar' dedi. Biz onların milli manevi duyguları körelmesin diye o zamanlar TGRT'de 'Mehmetçik' programı olurdu, o programı açardık her hafta seyrettirirdik ki çocuklarımızda böyle bir travma etkisi olmasın diye" diye konuştu.

Bir arkadaşının anısını da paylaşan Uludağ, arkadaşının eşinin kanser hastası olduğunu belirtti. Ankara GATA'da kanser tedavisi görürken kadının o şekilde hastaneden çıkarıldığını aktaran Uludağ, "Arkadaşımı ihraç ettiler, aynı anda o haliyle eşini taburcu ettiler. Bir hafta sonra o hanımefendi evinde vefat etti. Böyle travmalar yaşandı" dedi.

"Pehlivanoğlu'nun annesini görüşe almadılar, rahmetliyi idam ettiler"

1980 ve öncesinde yapılan idamları da hatırlatan Uludağ, elma ile armudu ayırır gibi sağ ve soldan insanların hayatına son verildiğini dile getirdi. 14 yaşındaki çocukların yaşı büyütülerek idam edildiğini anımsatan Uludağ, "Bir ara benim ağabeyim de içerideydi, ülkücü sanıklar arasında. Onu ziyarete gittiğimde yanımızda sürekli bir teyze geliyordu elinde poşetiyle. Bu teyze Mustafa Pehlivanoğlu'nun annesiydi. Bir salı günüydü, gittik yine beraber otobüsle Mamak 4. Kolordu'nun kapısından alıp bizi içeri götürdüler. Teyzeyi görüşe almadılar. Teyze elinde poşetiyle (muhtemelen çamaşır vardı) geri döndü, gözlerinden yaşlar akıyordu. Ertesi gün haberlerde dinledim ki rahmetliyi idam etmişler. Bu kadar merhametsizlik olabilir mi" diye konuştu.  

Yağmur Yıldız - Burak Altun
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Hatay İnşa çalışmalarıyla yeniden ayağa kalkan Habibi Neccar Camii, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açılışını gerçekleştirmesiyle vatandaşların akınına uğruyor Hatay’da asrın felaketinde yıkılan ve inşa çalışmalarıyla birlikte açılışını Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yaptığı Habibi Neccar Camii vatandaşların akınına uğruyor. Depremde yerle bir olan camiyi yeniden ziyaret etme fırsatı bulan vatandaşlar duygusal anlar yaşadı. Kahramanmaraş merkezli depremlerde en çok yıkımın yaşandığı Hatay’da binlerce bina yerle bir olurken kentin en önemli tarihi yapıları da zarar görmüştü. Asırlar boyunca medeniyetlerin beşiği olan kentin sembol simgelerinden olan, 7. yüzyılda inşa edilen ve Anadolu’daki ilk cami olma özelliği taşıyan Habibi Neccar Camii de depremde ağır hasar almıştı. Depremde kuzey beden duvarı büyük hasar alan camide, Kültür ve Turizm Bakanlığı Vakıflar Müdürlüğü ile Konya Büyükşehir Belediyesi iş birliğinde Eylül 2023’te restorasyon çalışmalarına başlandı. Restorasyon ve rekonstrüksiyon çalışmalarının bittiği Habibi Neccar Camii, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından geçtiğimiz gün ibadete açıldı. Günler sonra yeniden Habibi Neccar Camii’ne gelme fırsatı bulan vatandaşlar camiye akın ettiler. Caminin yeniden ayağa kalktığını gören vatandaşlar duygusal anlar yaşadılar. Habibi Neccar Camii İmamı Fethullah Uğraş, depremin ardından yeniden camisine kavuşmanın mutluluğunu yaşadığını belirterek, "Habibi Neccar Camii imam hatibiyim. 3 yıl önce 5 Şubat’ta son yatsı namazını kıldırıp, camiden çıktığımda sabah namazına gelmeyi planlayarak çıkmıştım ama nasip olmadı. 6 Şubat’tan sonra camimizin halini gördüğümde camimiz ayağa kalkar mı, Antakya ayağa kalkar mı diye düşünmüştüm. Camimizi yeniden ayakta görüp, içerisinde eskisi gibi namaz kılmak, cemaatle buluşmak ve kucaklaşmak bizim için tarifi olmayan bir duygu" dedi. Depremden önce sık sık ziyaret ettiği Habibi Neccar Camii’ni yeniden ziyaret etme fırsatı bulan Dudu Albayrak, gözyaşları içerisinde "Çok duygulandım, hep düşünüyordum buralar eskisi gibi olacak mı diye. Görünce dayanamadım, evde içim sıkıldığında hep koşar gelirdim ve namazımı kılardım. İçime ferahlık gelirdi, böyle gelince çok mutlu oldum. Çok şükür, şimdi mutluluk gözyaşları döküyorum. Sanki Antakya yeniden doğmuş gibi ve burası güzelliğiyle şehrimizin kalbi olmuş" dedi. Caminin yeniden ayağa kalkması için emek verenlere teşekkür eden Ramazan Yıldız ise, "Anadolu’nun ilk camisi olan Habibi Neccar Camii aslına uygun olarak inşa edildi. Çok güzel olmuş, beğendik. Rabbim devletimizden razı olsun, böyle bir eseri yeniden memleketimize kazandırdığı için. Güzel bir yoğunluk var" dedi.
Hatay İnşa çalışmalarıyla yeniden ayağa kalkan Habibi Neccar cami, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açılışını gerçekleştirmesiyle vatandaşların akınına uğruyor Hatay’da asrın felaketinde yıkılan ve inşa çalışmalarıyla birlikte açılışını Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yaptığı Habibi Neccar cami vatandaşların akınına uğruyor. Depremde yerle bir olan camiyi yeniden ziyaret etme fırsatı bulan vatandaşlar duygusal anlar yaşadı. Kahramanmaraş merkezli depremlerde en çok yıkımın yaşandığı Hatay’da binlerce bina yerle bir olurken kentin en önemli tarihi yapıları da zarar görmüştü. Asırlar boyunca medeniyetlerin beşiği olan kentin sembol simgelerinden olan, 7. yüzyılda inşa edilen ve Anadolu’daki ilk cami olma özelliği taşıyan Habibi Neccar Camii de depremde ağır hasar almıştı. Depremde kuzey beden duvarının büyük hasar aldığı camide, Kültür ve Turizm Bakanlığı Vakıflar Müdürlüğü ile Konya Büyükşehir Belediyesi iş birliğinde Eylül 2023 yılında restorasyon çalışmalarına başlandı. Restorasyon ve rekonstrüksiyon çalışmalarının bittiği Habibi Neccar Camisi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından geçtiğimiz gün ibadete açıldı. Günler sonra yeniden Habibi Neccar camine gelme fırsatı bulan vatandaşlar camiye akın ettiler. Caminin yeniden ayağa kalktığını gören vatandaşlar duygusal anlar yaşadılar. Habibi Neccar Cami İmamı Fethullah Uğraş, depremin ardından yeniden camisine kavuşmanın mutluluğunu yaşadığını belirterek "Habibi Neccar Cami imamhatibiyim. 3 yıl önce 5 Şubat’ta son yatsı namazını kıldırıp, camiden çıktığımda sabah namazına gelmeyi planlayarak çıkmıştım ama nasip olmadı. 6 Şubat’tan sonra camimizin halini gördüğümde camimiz ayağa kalkarmı, Antakya ayağa kalkarmı diye düşünmüştüm. Camimizi yeniden ayakta görüp, içerisinde eskisi gibi namaz kılmak cemaatle buluşmak ve kucaklaşmak bizim için tarifi olmayan bir duygu" dedi. Depremden önce sık sık ziyaret ettiği Habibi Neccar Camisini yeniden ziyaret etme fırsatı bulan Dudu Albayrak, gözyaşları içerisinde "Çok duygulandım, hep düşünüyordum buralar eskisi gibi olacakmı diye. Görünce dayanamadım, evde içim sıkıldığında hep koşar gelirdim ve namazımı kılardım. İçime ferahlık gelirdi, böyle gelince çok mutlu oldu. Çok şükür, şimdi mutluluk gözyaşları döküyorum. Sanki Antakya yeniden doğmuş gibi ve burası güzelliğiyle şehrimizin kalbi olmuş" dedi. Caminin yeniden ayağa kalkması için emek verenlere teşekkür eden Ramazan Yıldız, "Anadolu’nun ilk camisi olan Habibi Neccar Camisi aslına uygun olarak inşa edildi. Çok güzel olmuş, beğendik. Rabbim devletimizden razı olsun, böyle bir eseri yeniden memleketimize kazandırdığı için. Güzel bir yoğunluk var" dedi.