GÜNDEM - 22 Kasım 2020 Pazar 12:26

Müzik yapabilmek için üniversiteyi bırakıp sanayide çalışmaya başladı

A
A
A
Müzik yapabilmek için üniversiteyi bırakıp sanayide çalışmaya başladı

Kocaeli’nin Darıca ilçesinde yaşayan 22 yaşındaki Samet Yıldız, hayali olan rap müziği yapabilmek için okuduğu üniversiteyi bırakarak sanayide çalışmaya başladı. Kendisine 'yapamazsın' diyenlere aldırış etmeden çalışmaya devam eden Yıldız'ın yaptığı şarkı, sosyal medyada binlerce kişi tarafından dinlendi.

Kocaeli’nin Darıca ilçesinde yaşayan 22 yaşındaki Samet Yıldız, yaklaşık 9 yıl önce rap müzik ile tanıştı. Bundan 2 sene sonra SVMO mahlası ile ilk şarkısını yayınlayan Yıldız, daha sonra okulla müziğini bir arada götüremeyince müziğe bir süre ara verdi. Üniversitede güzel sayılabilecek bir bölüm kazanan Yıldız, kendisini müzik yaparken daha mutlu hissettiğini anladı. Daha sonra müzikte daha iyi yerlere gelebilme hayalleri uğruna üniversiteyi bırakan Yıldız, çok sevdiği müziğine geri döndü. Yıldız şimdi, şarkı yapabilmek ve klip çekebilmek için sanayide sabahtan akşama kadar ter döküyor. Sanayiden kazandığı parayla ailesine de destek olan Yıldız, paranın kalanıyla ise hayalini kurduğu müziği yapıyor. Çevresindeki insanların kendisine ‘Yapamazsın’ demelerine rağmen azimle çalışan Yıldız’ın ‘Bıktım’ isimli klibi, sosyal medyada binlerce kişi tarafından izlendi.

“Hayallerim için okulu bırakmak zorunda kaldım”

13 yaşındayken rap müzikle tanıştığını ve 15 yaşında ilk şarkısını yaptığını belirten Samet Yıldız, “Küçük yaştan beri müziğe ilgi duyuyorum. Okul olduğu için müzikle beraber ikisini yürütemiyordum. Üniversiteye başladığımda da müzik daha fazla ağır bastı benim için. Ben de hayallerim uğruna okulu bırakıp müziğe yöneldim. Şu anda sabah gelip sanayide çalışıyorum. Akşamları da gidip, zaman buldukça müzik yapıyorum. İkisinin aynı anda yürümeyeceğini düşündüm. Hayallerim için okulu bırakmak zorunda kaldım. Müziğe yöneldim. Şuan burada kazandığım parayla hem aileme destek oluyorum hem de müzik yapıyorum. Bundan mutluyum. Üniversiteyi bıraktıktan sonra para kazanmam gerektiğini düşündüm, müzik için gerekliydi. Aileme de yük olmak istemedim. Bir çok kişi tarafından yadırgandım. Bunda yadırganacak bir şey yok, utanmıyorum da. Hem ekmek paramı kazanıyorum hem müziğimi yapıyorum. Sonuçta müzikte nasıl emek veriyorsam işimde de aynı şekilde emek veriyorum. Hayallerim uğruna ben bu yolu seçtim ve bundan da hiçbir zaman utanmadım. Müzik yapmaya gönül verdim. Bunun için de para gerekiyordu. Bir şekilde paramı buradan çıkarıyorum ve kazanıyorum” dedi.

Müzik yapabilmek için üniversiteyi bırakıp sanayide çalışmaya başladı

“Yaptığım işten de müziğimden de gurur duyuyorum”

Çevresindeki insanların ‘Yapamazsın’ demelerine rağmen emeklerinin karşılığını aldığını kaydeden Yıldız, “Bıktım isimli bir şarkı çıkardım. Şarkım internette binlerce kişi tarafından dinlendi. Benim için özel bir şarkıydı zaten. Çünkü bu süreçteki duygularımı ve hislerimi anlattım. Şarkının sözlerinde de bunları belirttim. Benim için güzel bir duyguydu. Şu anda her şey istediğim gibi gidiyor. İşimden utanmıyorum, müziğimi de yapıyorum. Yaptığım işten de müziğimden de gurur duyuyorum” diye konuştu.

“Benim gönlüm rahat”

Sanayiyle müziği bir arada yapmanın zor olduğunu, ancak müzik yaparken büyün yorgunluğunu unuttuğunu dile getiren Yıldız, “Sonuçta zor bir iş, ağır bir iş, yorulup eve gidiyorum. Ama zor olmadan hiçbir şey güzel olmuyor. Müziğe gönül verdiğim için de aslında bu bir şekilde emeklerimin karşılığı olarak geliyor. Benim gönlüm rahat. Bu zorlukların hepsini stüdyoya girdiğimde geride bırakıyorum. Gün boyu yaşadığım bütün zorluklar, yorgunluklar, mikrofonun önüne geçtiğimde bitiyor. Fiziksel yorgunluğu da manevi yorgunluğu da müziği yaptığım zaman unutuyorum ve hepsini geride bırakabiliyorum. Sonuçta benim hayatımda da böyle oldu. Zorluklarla bugüne geldim ve zorlukları bir şekilde müzikle kapatarak geride bıraktım” şeklinde konuştu.

Mustafa Uslu - Hakan Öztürk

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul TAV Technologies Güney Amerika pazarında büyüyor Türkiye’nin önde gelen teknoloji şirketlerinden TAV Technologies, Şili Santiago ve Panama’da beş havalimanında hizmet vermeye başladı. Havacılık bilişim çözümleri alanında uzmanlaşan şirketin küresel operasyon ağı 20 ülkeyi aşarak 50’den fazla havalimanına ulaştı. TAV Havalimanları’nın havalimanı bilişim çözümleri konusunda uzmanlaşan iştiraki TAV Technologies, Güney Amerika pazarında portföyünü genişletiyor. TAV Technologies Şili’nin başkent havalimanı Santiago ve Panama’da Tocumen, Pacifico, Enrique Adolfo Jimenez, Scarlett Martinez ve Enrique Malek havalimanlarında hizmet vermeye başladı. Şili’de düzenlenen imza törenine Santiago Havalimanı işletmecisi Nuevo Pudahuel İcra Kurulu Başkanı Nicolas Claude ve TAV Havalimanları Murahhas Azası ve Üst Yönetim Komitesi Başkanı Franck Mereyde katıldı. TAV Technologies İcra Kurulu Başkanı Kerem Öztürk, “Tamamen kendi kaynaklarımızla geliştirdiğimiz ürün ve hizmetler dünyanın dört bir yanındaki havalimanı işletmecileri tarafından tercih ediliyor. Sahip olduğumuz deneyimle havalimanlarının dijitalleşme yolculuğuna destek veriyoruz. Geliştirdiğimiz çözümler operasyonel verimlilik ve yolcu memnuniyetine odaklanıyor. Şili ve Panama’daki havalimanlarını da portföyümüze eklemekten mutluluk duyuyoruz” diye konuştu. Santiago Nuevo Pudahuel İcra Kurulu Başkanı Nicolas Claude, “Bu anlaşmayla operasyonlarımızı geliştirmek, havayolları ve yolcularımıza daha iyi hizmet vermek için yeni teknolojileri devreye almış oluyoruz” dedi. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı sertifikalı Ar-Ge merkezi olan TAV Technologies’in kendi kaynaklarıyla geliştirdiği 40’tan fazla yazılımı bulunuyor. Şirket Şili Santigao Havalimanı’nda kaynak yönetimi, anlık veri paylaşımı, havalimanı operasyon veri tabanı, trafik yönetimini sağlayan slot koordinasyon yazılımı ve entegre muhasebe uygulamasını devreye alacak. Panama’daki havalimanlarında da operasyon bilgi sistemleri, ortak karar alma uygulaması, yolcu veri işleme sistemleri kullanılacak. Şili’nin başkenti Santiago’nun giriş kapısı Arturo Benitez Havalimanı geçtiğimiz yıl 23 milyon yolcuya hizmet verdi. Başkent Panama City’ye hizmet veren Tocumen Havalimanı, Orta Amerika’nın en yoğun merkezi konumunda ve geçen yıl 18 milyon yolcu ağırladı.
Samsun Havza’da festival mehterli festival yürüyüşü ile başladı Atatürk ve silah arkadaşlarının Havza’ya gelişlerinin 105. yıldönümü kutlamaları kapsamında bu yıl 29’uncusu düzenlenen 25 Mayıs Atatürk’ü Anma ve Termal Turizm Festivali, mehter takımı eşliğinde yapılan yürüyüşle başladı. Her yıl geleneksel olarak düzenlenen 25 Mayıs Atatürk’ü Anma ve Termal Turizm Kutlama Festivali kutlamaları kapsamında mehter takımı eşliğinde İlk Kıvılcım Şehitlik Anıtı’ndan Mehmetçik Meydanı’na kadar yürüyüş yapıldı. Mehmetçik Meydanı’nda mehter takımı tarafından gösterileri yapıldı. Yürüyüşe ve gösterilere Havza Kaymakamı Mustafa Ayvat, Havza Belediye Başkanı Murat İkiz, festival komitesi, protokol üyeleri ve çok sayıda vatandaş katıldı. Havza Kaymakamı Mustafa Ayvat, Havza’nın Milli Mücadele’nin başlangıç noktası olduğunu belirterek, “Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün 19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıkarak başlattığı bağımsızlık yürüyüşü 25 Mayıs’ta Havza’ya gelmesi ve Havzalılarda aldığı cesaret ile yakmış olduğu bağımsızlık meşalesi ile ülkemizin temelleri atılmıştır. İnşallah bu yıl uzun bir süreden sonra tekrar festivalimiz ile 25 Mayıs gereğince kutlayacağız” dedi. Havza Belediye Başkanı Murat İkiz ise Havza’nın ve Havzalıların her daim vatanına bağlı ve vatanı için gözünü kırpmadan göreve hazır olduğunu vurguladı. 29. 25 Mayıs Atatürk’ü Anma ve Termal Turizm Festivali programı kapsamında yarın Karadeniz Kırkpınarı Havza Yağlı Pehlivan Güreşleri gerçekleştirilecek.
Adıyaman 2 bin 100 yılık steller ziyarete açıldı Kımıl Dağı’ndan askeri helikopter ile taşınan ve üzerindeki yazıtlar nedeniyle tarihe ışık tutan 2 bin 100 yıllık steller, Müzeler Haftası kutlamasında ziyarete açıldı. Adıyaman’da 18-24 Mayıs Müzeler Haftası, 2 bin 100 yüzyıllık stellerin açılışı ve özel çocukların Perre Antik Kentte kazı çalışmalarına katılmasıyla kutlandı. Adıyaman’ın Gerger ilçesindeki 1650 rakımlı Kımıl Dağı’nda Kommagene uygarlığına ait Nemrut Dağı’ndakine benzer bir kült (kutsal) alan ve eteklerinde biri ikiye bölünmüş 2 stel bulunmuştu. İkiyi bölünen Apollon Mitras ile Kral Antiochos’un tokalaşma sahnesinin bulunduğu stel ile iki tarafında kitabelerin bulunduğu stel restore edildi. Gaziantep Restorasyon, Konservasyon Bölge Laboratuvarı tarafından steller restöre edilerek Perre Antik Kent nekropol alanının kuzeydoğusunda kaidelere yerleştirildi. Steller protokol üyelerinin katılımı ile Müzeler Haftası’nda açılarak yerli ve yabancı ziyaretçilerin beğenisine sunuldu. Müzeler Haftası nedeniyle Adıyaman’da eğitim gören özel çocuklar da devam eden kazılara katıldı. Adıyaman Müze Müdürü Mehmet Alkan, Adıyaman Üniversitesi Arkeoloji Bölümünden Doç. Dr. Kahraman Yağız düzenlenen törende steller ile ilgili sunum yaptı. Adıyaman Kültür ve Turizm Müdürü Abuzer Gelse konuşmasında, “Gecen sezon içerisinde, burada gördüğünüz alan içerisinde İl Özel İdare’mizin de destekleriyle 5 bin metreküp toprak bu alanın dışına çıkartıldı. Neredeyse son 20 yılda yapılanın toplamına denk bir çalışma Perre Antik Kentinde Müze Müdürlüğümüz öncülüğünde gerçekleştirildi” dedi. Adıyaman Vali Yardımcısı Uğur Kapar, müze çalışanlarının Müze Haftası’nı kutladı. Müze Müdürü Mehmet Alkan gazetecileri yaptığı açıklamada, tüm yerli ve yabancı ziyaretçileri Perre Antik Kent ziyaretinde stelleri görmeye davet etti.
Bolu Bu da ’arıcılık okulu’ Bolu’da onlarca arıcılık yapan üreticiye, Arıcılık Okulu tarafından seminer verildi. Giderek popülasyonunu artıran Arıcılık, Bolu’da vatandaşların yeni gözdesi haline geldi. Bolu’da Arıcılık Okulu tarafından her yıl gerçekleştirilen arı yetiştiriciliği eğitimleri devam ediyor. Bolu ve çevresindeki illerden de katılımın sağlandığı seminerde, 50’yi aşkın arı üreticisine eğitim verildi. Bolu İl Tarım ve Orman Müdürlüğü’nün ev sahipliği yaptığı kursta teorik eğitimler üreticilerin gelişimine katkı sağladı. Arı üreticilerine, verimli bal, arıların muayenesi gibi önemli konularda seminer verildi. Bolu ve ilçelerinde arıcılık mesleğinin geliştirilmesi için eğitimlerin devam edeceği öğrenildi. Yetkililer tarafından kursiyerlere, “Kelebeklerle beraber Bal Arıları varoluşumuzun devamlılığı, dünya çapında tarımın ve biyolojik çeşitliliğin sürdürülmesi için gereklidir. Ancak tozlaşmayı gerçekleştiren bu canlılar bilinçsiz pestisit kullanımı ve iklim değişikliği gibi antropojenik etkilerden kaynaklanan birçok zorluklarla karşı karşıyadırlar. Dünya Gıda ve Tarım Örgütü’nün bu yılki tema, arıların ve diğer tozlaştırıcıların tarım, ekolojik denge ve biyolojik çeşitliliğin korunmasındaki önemli rolü konusunda özellikle gençler arasında farkındalık oluşturmayı hedefliyor. Gençleri arıcılık faaliyetlerine, eğitim girişimlerine ve savunuculuk çabalarına dahil etmeyi planlamaktadır. Uzun zamandır devam eden kurslarımızın çoğuna gençler ve bayanlar katılım sağlamaktadırlar. İklim ve arı dostu tarım sistemlerini teşvik etmek ve tarım ilaçlarına olan bağımlılığı azaltmak tozlaşmanın sürdürülebilirliğine vesile olacaktır” denildi. Kursa katılan arıcı üreticiliği yapan bir vatandaş, “Bu kurs birçok alanda bize katkı sağladı. Faydalı olduğunu düşünüyorum. Her arıcının katılması gereken bir kurs. Kendi açımdan çok faydalı oldu” dedi.
Sakarya 15 Temmuz şehitlerinin toprakları bu tabloda yüz yıllarca yaşayacak Yapmış olduğu Ayet-el Kürsi ile Kültür Ürünleri Oscar Yarışmasında Oscar ödülü kazanan ve 15 Temmuz hain darbe girişiminde şehit düşenlerin mezarlarından alınan toprakları, Türk bayrağı tablosuna çeviren bakır rölyef sanatçısı Necmeddin Sadıkoğlu, eserleriyle kendine hayran bırakıyor. Sakarya’nın Adapazarı ilçesinde yaşayan 48 yaşındaki Necmettin Sadıkoğlu, kabartma sanatı olarak da bilinen bakır rölyef ile yaptığı eserleriyle görenleri hayran bırakıyor. 2018 yılında Sivas’ta bakıra işlemiş olduğu Ayet-el Kürsi ile Kültür Ürünleri Oscar Yarışmasında ’Kültür Oscarı’ ödülü kazanan Sadıkoğlu, yaklaşık 12 yıldır bakıra can veriyor. Bakır üzerine çekiç, ağaç ve demir kalem gibi malzemeler kullanarak rölyef eserler ortaya çıkaran Sadıkoğlu, usta-çırak ilişkisiyle gelecek nesillere bu sanatı aktarmak için eğitimler veriyor. Son olarak Isparta’da güllerden yapılan Türk bayrağından esinlenen bakır rölyef sanatçısı, Ömer Halisdemir’in kabrini ziyaret ettiği esnada elinde kalan mezar toprağını kurutarak sakladı. 13 şehit yakınıyla da irtibata geçen ve hayalini anlatan Sadıkoğlu, toprakların kendisine gönderilmesiyle projesini hayata geçirdi. Sadıkoğlu, 100 yıl orijinalliğini koruyacak boya tasarımı sonrasında darbe girişimi gecesi şehit düşen 13 vatandaşın mezarından alınan toprakları bir araya getirdi. Necmeddin Sadıkoğlu, el emeğiyle yaptığı eserlerle bu önemli eserleri, Sapanca ilçesinde bulunan bir otelde sergiledi. Sergi, ziyaretçiler tarafından büyük ilgi gördü. “Toprakları birleştirerek Türk bayrağını yaptık” Eseri hakkında bilgi veren bakır rölyef sanatçısı Necmeddin Sadıkoğlu, “Bu sergimiz Türkiye’nin 13 farklı bölgesinden 13 şehidimizin kabir toprakları, şehit aileleri tarafından tarafıma gönderildi ve bu toprakları birleştirerek Türk bayrağını yaptık. Bu 13 şehidimizin 4’ü 15 Temmuz şehidi, 9’u polis ve asker şehidimizin topraklarından oluşuyor. Diğer ailelerimizi de burada misafir ettik, Sapanca Kaymakamı bir gün boyunca burada onları ağırladı” dedi. “Buradaki gayemiz, şehit ve bayrak kavramını unutturmamak” Sergi hakkında bilgi veren Sadıkoğlu, “’Toprak ve Bayrak’ isimli programın tanıtımı sonrasında rölyef sergimiz gezildi. Rölyef sanatı, kabartama sanatıdır ve bunu Türkiye’de ilk defa 15 yıl önce ben başlattım. Bu tarzda ülkede tam anlamıyla yetiştirdiği bir veya iki tane usta ve çırak vardır. Burada en önemli teknik zırnık dediğimiz sistemdir. Ayrıca bu sergide Oscar ödülü Ayet-el Kürsi’mizi sergiledik, birkaç tanede hat tablomuzu sergiledik. Toplamda 40 eser 3 gün boyunca vatandaşımızın görseline açıldı. Buraya gelen insanlara anlatıyoruz buradaki gayemiz, şehit ve bayrak kavramını unutturmamak ve unutmamak olduğunu her seferinde yineliyoruz” diye konuştu.