MAGAZİN - 04 Ağustos 2017 Cuma 17:02

Nilay Dorsa: Şarkıların tıklanma sayılarında şike var

A
A
A
Nilay Dorsa: Şarkıların tıklanma sayılarında şike var

Tekirdağ'ın Çorlu ilçesinde düzenlenen 10. Çorlu Tarım Fuarı’nda bir traktör markasının tanıtımına katılan manken ve şarkıcı Nilay Dorsa, teknoloji ile birlikte albümlerin satmadığını söyledi. Dorsa, internette tıklama ve indirilme sayılarına şike bulaştığını iddia etti.

Tarım fuarına katılan Nilay Dorsa, "Çiftçilik zaten bizim bir çok alanda başarılı olduğumuz gibi tarımda da bence çok başarılıyız. Bugün de fuardayız ve ziyaretçiler tarafından ilgi de var. Çorlu’da olmak da güzel. Fuarda olmak da çok keyifli, yeni araçların tanıtımı için buradayız. Güzel, keyifli gidiyor" dedi.
Çalışmaları ve projeleri konusunda da bilgiler veren Dorsa, "'Vay be' adında bir single çıkardım. Gayet keyifli gidiyor. Birkaç ay oldu. Yaz ayı nedeniyle turnedeyiz, konserlerimiz var. Gerek yurt dışı, gerek değişik illerde şehir şehir Türkiye’nin dört bir yanını geziyoruz. Özellikle tatil beldelerinde daha çok sevenlerimle buluşuyorum, gayet güzel, keyifli geçiyor" diye konuştu.
Yeni projeleri konusunda da açıklamalarda bulunan Nilay Dorsa, "Yeni sezonla beraber bir televizyon programı projemiz var. İçeriğini anlatmayayım, sürpriz olsun. Onun dışında bir film projemiz var. Oyunculuk konusunda bazı denemelerim olmuştu. Ama zaman ayıramamıştım, sahneden dolayı ama yeni sezonda hem televizyona hem oyunculuğa biraz ağırlık vermek istiyorum. Onun dışında single çalışmam da olacak yeni şarkılarla sevenlerimle buluşacağım" şeklinde konuştu.

"Bir şey rağbet görünce şike devreye giriyor"
İnternetten şarkılara kolay ulaşımın etkilerinin sorulması üzerine Dorsa, "Dünya ilerledikçe teknoloji de ilerliyor. Teknoloji dünyasında, internet dünyasında yaşıyoruz son dönemde, tabii ki etkiliyor, single artık hiçbir şekilde satmıyor. İnternetten indirme sistemi ile çalışıyor. Artık şarkınız ne kadar tıklandıysa o kadar rağbet görmüş kabul ediliyor. Ne kadar tıklanmış ve ne kadar indirilmişse. Tüketim çılgınlığı aslında bir nevi, teknolojinin bir sonraki aşamasında bizi neler bekliyor insanlarda muamma çünkü bunda da şike olmaya başladı. Nasıl ki bir şey rağbet görünce şike mutlaka devreye giriyor. Bakıyorsunuz bir sanatçı bir şarkı çıkarıyor. Bir gecede bir milyon, iki milyon, üç milyon tıklanma oluyor. Bu biraz abartılı ve şaşırtıcı. Onun için o tıklanmalarla da oynanılıyor ne yazık ki. Bu da tabii ki bizim gibi özellikle yeni nesil, bir şeyler yapmaya çalışan kişilerin hevesini veya emeğini de bir şekilde zedeliyor ve kırıyor. Köşeleri her alanda olduğu gibi müzik sektöründe de birileri tutmuş durumda. Onların arasında rakipsiniz ve bir şekilde öne çıkmak amacındasınız. O yüzden de zorlanıyoruz açıkçası" dedi.

"Organik kalmak her daim güzel"
Kendisine tıklanma sayılarını arttırma yönünde teklif gelip gelmediği sorusuna da yanıt veren Dorsa, "Sosyal medya danışmanları var. Sosyal ağlarda, mecraları yükseltelim, tıklanmayı yükseltelim, takipçiyi yükseltelim diyorlar. Ama organik kalmak her daim daha güzel diye düşünüyorum. Ben her şeyin yalın ve sade, doğru olmasından yanayım. O yüzden doğrucu bir tavrım var. Bir şeyin içine şike girdiği zaman insanlar bunu hissediyorlar ve biliyorlar. Komik duruma düşenler de oluyor. O yüzden de kendi emeğinizle bir yerlere gelmek daha doğru" açıklamasında bulundu.

Serdar Şahin

 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul İstanbul Digital Art Festival’e geri sayım başladı Türk Telekom, teknoloji ve sanatı buluşturan etkinliklere katkı sunmayı sürdürüyor. Dünya çapındaki sanatçıları ve dijital sanat eserlerini bir araya getiren İstanbul Digital Art Festival bu yıl şirketin teknoloji desteğiyle 2-5 Mayıs tarihleri arasında Atatürk Kültür Merkezi’nde (AKM) gerçekleşecek. Türk Telekom, ana destekçisi olduğu Atatürk Kültür Merkezi’nde yüksek teknoloji ve dijital dönüşüm deneyimini kültür-sanat alanına da aktarmayı sürdürüyor. Teknoloji ve sanatı buluşturan birçok etkinliğe katkı sunan şirket, bu yıl 4’üncüsü düzenlenen İstanbul Digital Art Festival’de (IDAF) teknoloji sponsoru oldu. 2-5 Mayıs tarihleri arasında Atatürk Kültür Merkezi’nde (AKM) Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın desteği ile düzenlenen IDAF, dijital sanatlar alanında yurt içinden ve yurt dışından önemli isimleri sanatseverlerle buluştururken, çocuk ve gençlik atölyelerine, panellere, görsel ve işitsel performanslara ev sahipliği yapacak. Fiber kablolar sanat eserine dönüşüyor Bu yıl ‘Search Reality’ (Gerçekliği Ara) temasıyla düzenlenen festivalde yaklaşık 55 sanatçının dijital sanat eserleri sergilenirken, şirket sanatseverlere farklı bir dijital deneyim sunmayı amaçlıyor. Festival boyunca AKM’nin içinde bir buluşma ve deneyim noktası olarak kurgulanan Türk Telekom Lounge alanında her gün paneller düzenlenecek. Ziyaretçiler, artırılmış gerçeklik ile hazırlanan Yeşilçam sergisinde teknolojik bir nostalji yaşayacak. Ayrıca, İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) iş birliği ile gerçekleştirilecek Fiber İleri Dönüşüm Atölyesi’nde atık fiber kabloları kullanarak bir sanat eseri yapılacak. Yapay zekâ destekli moda tasarımı ve çocuklara özel tiyatro IDAF süresince, yapay zekâ destekli moda tasarımları festivalde sergilenecek. Uygur Tiyatrosu’nun da yer alacağı festivalde, birçok önemli sanatçıyla podcast yayınları gerçekleştirilecek. Festival süresince, şirket, uluslararası dijital sanat festivalinde sanatseverlerin dijital dünyayı keşfetmeleri için sergi alanları başta olmak üzere tüm teknolojik ihtiyaçlarını karşılayarak farklı bir deneyime katkı sağlayacak.
Muğla Minik Cansu’nun İstiklal Marşı sevgisi Muğla’nın Yatağan ilçesine bağlı Bahçeyaka İlkokulu’nda anasınıfı öğrencisi olan 6 yaşındaki Cansu Şimşek, okuma yazma öğrenmeden İstiklal Marşı’nın 10 kıtasını ezberledi. Cansu’nun 9 yaşındaki ablası Defne Şimşek İstiklal Marşı yarışmasına hazırlandığı sırada, minik Cansu ablasının yanında söylediklerini tekrar etmesi sonucunda İstiklal Marşı’nı ezberledi. Minik Cansu’nun henüz okuma yazma öğrenmeden İstiklal Marşı’nı ezberlemesi, ailesinin ve çevresinin takdirini kazandı. İstiklal Marşı’nı ezbere bilen Cansu Şimşek, "Ablam İstiklal Marşı yarışmasına gidecekti, sonra ben de çalıştım ve öğretmenim beni görünce bana İstiklal Marşı’nı okuttu" dedi. Ablası Defne ise, "Ben önce İstiklal Marşı yarışmasına gitmek için çalışıyordum, kardeşim de çok sıkılıyordu ve yanıma geldi. Ben okurken hep o da dinledi, sonra o da okumaya başlayacağı zaman ben de onu hep çalıştırdım, bu sayede İstiklal Marşı’nı ezberledi" şeklinde konuştu. Cansu’nun annesi Burcu Şimşek, "Benim çocuğumun zaten küçüklüğünden beri bir hevesi vardı, o da bayağı iştahlı ve istekli okuyor. Çocuğumla gurur duyuyorum" ifadelerini kullandı. Baba Şükrü Şimşek ise, "Ben de her baba gibi çocuğumla gurur duyuyorum, bu bize mutluluk veriyor. Başta ablası, sonra annesi ve öğretmenleri olmak üzere hepsine teşekkür ediyorum" dedi.
Van Van’da yayla sezonu başladı: Besiciler ile çobanların sıkı pazarlığı başladı Küçükbaş hayvan varlığında Türkiye’nin ilk sırasında yer alan Van’da, baharın gelişiyle birlikte besicilerle çobanlar arasında sıkı pazarlıklar yaşanıyor. Havaların ısınmasıyla beraber Van’da koyunlar yaylaya çıkmaya başladı. Besiciler, 30-40 bin TL’ye sürülerine bakacak çoban bulamıyor. İpekyolu ilçesi Bahçıvan Mahallesi Hacı Osman Camii’nin önünde toplanan çobanlar, gelen sürü sahipleriyle uzun süren bir pazarlığa giriyor. Gün boyu cami ve çevresinde gruplar halinde bekleyen çobanlar ile besiciler uygun şartlarda anlaşmaya çalışıyor. Birçoğu Van’ın ilçeleriyle çevre illerden geldiklerini belirten çobanlar, istedikleri fiyatların çok görülmesine anlam veremiyor. Çobanlar, güvenceleri olmadan koyun sürülerine aylarca dağlarda baktıklarını, yaşanan olumsuzluklara rağmen istedikleri rakamın çok görülmesine dikkat çekti. Besiciler ise 30-40 bin TL vermelerine rağmen çoban bulamadıklarını fazlasını vermenin de zor olduğunu dile getirdi. “Koyunların yarısını sana vereyim yarısı da bana kalsın” Sürüsüne çoban arayan Besici Tayyip Karabalık, Özalp’ın Hacıali Mahallesinde 300 koyun 300 de kuzusunun olduğunu belirtti. Çobanların kendisinden 65 bin istediğini ifade eden Karabalık, “Ben de çobanlara o parayı size nasıl vereyim dedi. Koyunların yarısını sana vereyim yarısı da bana kalsın. Bu böyle olmaz ki. Ben ayda 30-40 bin veririm. 5-6 ay boyunca yaylaya çıkaracak. Oğlum da yanında gidecek, yardım edecek” dedi. Besicilerin tekliflerinin çok düşük bulduğunu dile getiren Şeref Teke ise “Biz 70 bin diyoruz, 65’e anlaşırız ama onlar fazla buluyor ve bize 30 bin teklif ediyor. Tabii biz de kabul etmiyoruz. Yarı yarıya bir fark var. Dağda, yaylada kalıyoruz, devamlı dışarıdayız. O fiyata gitmeyiz. Sigorta yok, izin 6 ayda 7 gün veriyor. 2 çoban gidiyoruz ama hasta olduğumuz zaman bir kişi kalıyor. 20 günde bir elbiselerimiz yıkanıyor. Yani çok zor bir meslek” diye konuştu. Öte yandan, besiciler; çobanların süt, peynir, sigara ve yemek gibi ihtiyaçlarını da karşılıyor.