GÜNDEM - 06 Mayıs 2019 Pazartesi 11:12

O artık dünyanın en mutlu ‘cam’ annesi

A
A
A
O artık dünyanın en mutlu ‘cam’ annesi

Cam kemik hastalığıyla dünyaya gelen, sürekli kemikleri kırılan, 20 yaşına kadar evden dışarıya bile çıkamayan, iki bacağı da dizinden kesilen Zeynep Erensayın, yılmadı, hayata küsmedi; üniversite okumaya başladı, iki kitap yazdı, onlarca kişisel resim sergisi açtı.

32 yaşında evlenen Zeynep, doktorların, ‘Olmaz, çok riskli, sen ya da bebek ölürsünüz’ uyarılarına ve muayeneyi bile kabul etmemelerine rağmen en büyük hayali olan anneliği de tattı. Sadece 23 kilo olan Zeynep, yaklaşık bir ay önce bir erkek bebek doğurarak, dünyadaki sayılı cam kemik hastası anneler arasına girdi.

Cam kemik hastası 34 yaşındaki Zeynep Erensayın, Diyarbakırlı bir ailenin ilk çocuğu olarak dünyaya geldi. 3 aylık olana kadar ailesinin hastalığının farkına varmadığı Zeynep, zorluklar, acılar, başarılar ve sonunda mutluluğu yakaladığı yaşam öyküsünü İHA muhabiriyle paylaştı.

“Annem kucağına dahi alamamış, sevememiş, sarılamamış”

Anne-babasının akraba olduklarını ve hastalığının akraba evliliğinden kaynaklandığını anlatarak konuşmasına başlayan Zeynep Erensayın, “Üç aylıkken annem kıyafetlerimi değiştirirken bacağım kırılmış. Çok korkmuş ve babaanneme danışmış. Babaannem de ‘sen yapamıyorsun’ diyerek, kıyafetlerimi değiştirmeye çalışmış. Bu sefer de kolum kırılmış. Beni hemen hastaneye götürmüşler. Diyarbakır’daki doktorlar ailemi Ankara Hacettepe Hastanesi’ne yönlendirmişler. Orada yapılan muayenede cam kemik hastası olduğum ortaya çıkmış. O dönemde doktorlar, ‘Hiçbir tedavisi yok, bir ilacı bile yok’ demişler. 7-8 yaşıma kadar kesinlikle annem kucağına dahi alamamış beni, sevememiş, sarılamamış; sadece beslemiş” dedi.

O yaşlardan sonra kemiklerinin daha fazla kırılmaya başladığını ve yeniden Ankara’ya götürüldüğünü ifade eden Erensayın, “O dönemde Ankara’da bana bir ilaç verilmiş. 15-16 yaşıma kadar yataktan çıkamadım, oturamadım. 20 yaşıma kadar evden hiç çıkamadım, okula gidemedim, bir genç kızdım, genç kızlığımı yaşayamadım. Araştırdım ve Diyarbakır’da bir doktor buldum. Aileme, ‘Beni bu doktora götürün’ dedim. ‘Tedavin yok, üzülürsün’ dediler ama ben ısrar edince doktora gittik. Detaylı bir muayenenin ardından doktor, ‘Kesinlikle bu hastalığın çaresi yok. Ama ampüte olursan, yani bacaklarını aldırırsan en azından ağrılarından kurtulursun’ dedi” ifadelerini kullandı.

“Bacaklarım kesildi, hayatım tamamen değişti”

Ailesinin, çevresinin karşı çıkmasına rağmen, çok acı çektiğini ve ağrılarından kurtulmak istediğini söyleyerek herkesi ikna ettiğini aktaran Erensayın, ameliyat kararının ardından iki ay içinde iki bacağının da dizinden kesildiğini anlattı. Bu aşamadan sonra hayatının tamamen değiştiğini ifade eden Erensayın, 20 yaşından sonra okumaya başladığını, ilk ve orta öğrenimini açık öğretimde tamamladığını, şu anda da Açıköğretim Fakültesi İlahiyat bölümünde okuduğunu söyledi.

O yıllarda evde sürekli resim yaptığını belirten Erensayın, “Suluboya, yağlı boya, kuru boya, guaj, ne bulursam onunla resim yapmaya başladım ve 2004 yılında resim sergisi açmaya karar verdim. Bugüne kadar 9 kişisel, 3 tane de karma resim sergisi açtım. Sonra kitap yazmaya başladım. İlk olarak bir dergi hazırladım ‘Cam Kız İyileşecek’ adında, çünkü iyileşeceğime inanıyordum. Hayalim; iyileşmek, bir yuva kurmak, insanlara faydalı olmak, çalışmaktı. En çok da çalışmayı seviyordum. Yaklaşık 5 yıl özel bir GSM şirketinde müşteri hizmetlerinde çalıştım. Bu arada kendimi geliştirmek için İngilizce, işaret dili ve tasarım gibi birçok kursa gittim” diye konuştu.

“Anne olmaya karar verdim. Herkes ‘delirdin mi, ölmek mi istiyorsun’ dedi”

Yaklaşık 4 yıl önce Mersin’e yerleştiğini ifade eden Zeynep Erensayın, Mersin sokaklarında kendi yazdığı kitaplarını ve şeker satmaya başladığını, o dönemde simit satarak geçimini sağlayan ortopedik engelli eşi Maşallah Erensayın ile bir alışveriş merkezinin önünde tanıştıklarını anlattı. Her ikisinin de ailesi itiraz etmesine rağmen 2017’de evlendiklerini ve bu süreçte ailelerinden hiç destek görmediklerini belirten Erensayın, nikahlarını dönemin Büyükşehir Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz’ın kıydığını, düğün yaptığını ve eşini de belediyede işe yerleştirdiğini söyledi.

Daha sonra anne-baba olmaya karar verdiklerini vurgulayan Erensayın, “Herkes bana ‘delirdin mi, ölmek mi istiyorsun’ diyerek tepki gösterdi. Kesinlikle korkmadım, içimde bir cesaret vardı, bir gün anne olacağıma inanıyordum” şeklinde konuştu.

Birçok doktora gittiğini, hastane hastane gezdiğini ve tüm kapıların yüzüne kapandığını dile getiren Ersayın, “Doktorlar bana, ‘Karnın bile yok nasıl anne olacaksın? Ölümcül, çok tehlikeli, olmaz. Sen de bebek de ölürsünüz’ dediler. Yalvarıyorduk ama her kapıdan geri çevrildik. Sonra geçen yıl hamile kaldım, doktorlar, ‘Çok riskli, sen ya da bebek öleceksiniz’ dediler. Hastaneye her seferinde korkarak gittim. 7 aylıkken bebeğimin öldüğünü söylediler. Bebeği sezaryenle aldılar” dedi.

“Çok mutluyum. Bu dünyaya bir evlat getirmek güzel bir duygu”

İlk bebeğini kaybettikten 3 ay sonra yeniden hamile kalan Zeynep Erensayın, yine doktor doktor gezdiğini ve umudunu kaybettiği bir gün sosyal medya üzerinden VM Medical Park Mersin Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Ayşenur Kaya Kahveci’ye ulaştığını anlattı. Erensayın, “Gecenin bir yarısı dualar ederek Ayşenur Hocama sosyal medyadan yazdım ve ‘anne olmak istiyorum, bana yardım edin’ dedim. Bana hemen cevap yazdı ve ‘gel bakalım’ dedi. O gece sabaha kadar o mesaja baktım, o kadar mutluydum. Sabah hastaneye gittik. Ayşenur Hanım bana normal bir hasta gibi yaklaştı, riskleri anlattı, kolay olmayacağını söyledi ve takibimi kabul etti. Ben 8 ay bebeği koruyabildim karnımda.

Hiç korkmadım, cesaretim vardı. Hamilelik süreci diğer kadınlara göre benim için üç kat daha zordu. Kasılmalarım başlamıştı, normal muayeneye geldim ve doktorum 30 haftalıkken beni hemen bir saat içinde sezaryenle doğuma aldı. Uyandığımda eşime ilk sorum ‘yaşıyor mu’ oldu. ‘Evet’ yanıtını alınca ‘sağlıklı mı’ diye sordum. Bu dünyaya bir evlat getirmek güzel bir duygu. Allah’ım herkese nasip etsin. Çok şanslıyız. Çok mutluyum. Zaten pırıl pırıl bir eşim var, bir de oğlum oldu. Miraç Kandili gecesi doğum yaptığım için bebeğimizin adını da asistanın önerisiyle Miraç koyduk. Tüm ekibe çok teşekkür ediyorum. Onlar artık benim ailem” ifadelerini kullandı.

Zeynep Erensayın, yaklaşık bir ay önce VM Medical Park Mersin Hastanesi’nde sadece 23 kiloyken 1 kilo 200 gram bir erkek bebek dünyaya getirdi. Bebeği halen hastanenin yenidoğan bölümünde kuvözde kontrol altında tutulan Zeynep, hemen her gün hastaneye gelerek, bebeğine sütünü getiriyor.

“Zeynep, tüm risklere rağmen bebeğini istiyordu. Biz de tüm desteği verdik”

VM Medical Park Mersin Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Ayşenur Kaya Kahveci ise Zeynep’in 5 haftalık hamileyken kendisine geldiğini söyledi. Cam kemik hastalığıyla ilgili bilgileri olsa da kendileri için yeni bir vaka olduğunu belirten Op. Dr. Kahveci, riskli bir durum olduğundan konuyla ilgili branşlarla da iletişime geçerek detaylı bir araştırma yaptığını kaydetti. Zeynep’in anne olmayı çok istemesi ve ‘Bebeğim olmazsa olmaz’ demesiyle bu yola girdiklerini ifade eden Kahveci, şunları söyledi: “Riskler aileyle paylaşıldı. Zeynep, tüm risklere rağmen bebeğini istiyordu. Biz de tıbben ne gerekiyorsa bütün desteği hem gebelik sürecinde hem de doğum sürecinde ekip olarak verdik.”

“En büyük risk ikisinin de kaybıydı”

Cam kemik hastalığının, sürekli kemiklerin kırıldığı çok hassas bir hastalık olduğunu dile getiren Kahveci, şöyle devam etti: “Ama sadece bu değil. Vücutta, bu süreçte bir takım deformitelere sebep olan, ekstra solunum, kalp sıkıntıları olan; gebelik açısından erken doğum, bebek kaybı gibi riskler taşıyan bir hastalık. Tabi annemiz de burada bize çok yardımcı oldu, birebir söylediklerimizi yerine getirdi. Asla olumsuz bakmadı. Ne gerekiyorsa bütün talimatlarımıza uydu. Burada en büyük risk ikisinin de kaybıydı. Biz de bunun önüne geçebilmek için literatür olarak kitaplar ne diyorsa ona yönelik prosedür uyguladık. Daha önceki öyküsünden dolayı da elimizde birtakım bilgiler vardı. 26 haftalık bir bebek kaybı vardı. 26 haftaya kadar bebeğini getirebilmişti. Anneyi-bebeği koruyarak ondan bir adım daha öteye gitmeye gayret ettik ve olumlu sonuç aldık.”

23 kiloyla anne oldu

Bebeğin 30’uncu haftada doğduğunu belirten Kahveci, Zeynep’in hamile kaldığında 21 kilo olduğunu, gebeliğinin sonunda sadece 2 kilo alarak 23 kiloya çıktığını söyleyerek, “60-70 kiloluk bir anne için 3,5-4 kilo bir bebek anlamına geliyor 1 kilo 200 gram bebek. Artık solunum sıkıntıları ve mide şikayetleri çok artmıştı. Ama doğuma almamız doğal doğumun başlamasıyla oldu. Düzenli kasılmaları başladı ve doğuma aldık” dedi.
Doğumun kendileri için gergin bir süreç olduğunu, ancak bunu hastaya yansıtmadıklarını anlatan Kahveci, “Anne karnında bebeğe bir genetik analizimiz yoktu.

Gebelik kaybı olur düşüncesiyle aile genetik tarama istemedi. Her şekilde bu bebeği isteyen bir aileydi. Dolayısıyla bebekte aynı durum olması, doğum sırasında bebeğe zarar gelme riski mevcuttu. Ayrıca annenin akciğer kapasitesi sınırlı, kemiklerinde birtakım hassasiyetleri vardı. Anestezisi de zorluydu; kemik kırığı olabilirdi, akciğerlerindeki sıkıntı solunum sıkıntısına neden oluyordu. Ekip olarak biz takibini yaptık ama hastane olarak herkes elinden geleni yaptı. Şimdi anne de bebek de sağlıklı. Bebeğimizi yaklaşık üç haftadır hastanemizin bebek yenidoğan servisinde takip ediyoruz. Olumlu gidiyor, kendi başına nefes alabiliyor, 1 kilo 460 grama ulaştı ve sağlıklı. Bir sıkıntımız yok” dedi.

Kahveci, dünyada 20 bin-30 bin vakada bir görülen cam kemik hastalığında genellikle gebeliklere izin verilmediğini, Zeynep’in nadir vakalardan biri olduğunu sözlerine ekledi.  

Kıymet Gökçe-Koray Ünlü

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzincan Kemaliye’nin asırlık mirası "Gazenne kumaşı" dünyaya açılıyor Kemaliye’nin coğrafi işaretli Gazenne kumaşı, modern dokunuşlarla yeniden hayat buluyor. Kaymakamlık koordinesinde hazırlanan projeyle, asırlık kumaşın markalaşması ve kadın istihdamına katkı sağlaması hedefleniyor. Erzincan’ın tarihi ve kültürel dokusuyla ünlü ilçesi Kemaliye (Eğin), geleneksel el sanatlarını ekonomiye kazandırmak için dev bir adım attı. Kemaliye Kaymakamı Emirhan Arıkan başkanlığında gerçekleştirilen toplantıda, "Gazenne Kumaşının Geliştirilmesi ve Markalaşması Projesi"nin yol haritası belirlendi. Kültürel miras modern tasarımla buluşuyor Yüzyıllardır Kemaliye yöresindeki el tezgâhlarında, kendine özgü desenlerle dokunan Gazenne kumaşı, coğrafi işaret tesciliyle koruma altına alınmıştı. Kemaliye Nimet Talu Halk Eğitimi Merkezi Müdürü Kübra Akay tarafından sunumu yapılan projeyle, bu geleneksel üretimin modern tasarımlarla birleştirilerek ulusal ve uluslararası pazara sunulması hedefleniyor. Toplantıda öne çıkan temel stratejiler şunlar oldu: Sürdürülebilir Gelir: Kadın emeğinin istihdama dönüştürülerek yerel ekonominin güçlendirilmesi. Markalaşma: Katma değerli ürünlerle Gazenne kumaşının bir dünya markası haline getirilmesi. Tanıtım: Geleneksel kumaşın modern moda ve ev tekstili dünyasına entegre edilmesi. Kaymakam Arıkan: "Ekonomik Değere Dönüştüreceğiz" Toplantıya Kemaliye Kadınlar Derneği Başkanı Nurcan Özçelik, dernek yöneticileri ve akademisyenler katıldı. Kaymakam Emirhan Arıkan, kültürel mirasın sadece korunmasının yeterli olmadığını, bu mirasın gelecek nesillere aktarılması için ekonomik bir değer kazanması gerektiğini vurguladı. Arıkan, "Kaymakamlık olarak bu projenin en büyük destekçisiyiz" dedi. Gazenne kumaşından ilk ürün takdim edildi Programın sonunda, Kemaliye Kadınlar Derneği tarafından tamamen (%100) Gazenne kumaşından el emeğiyle dikilen özel bir gömlek, Kaymakam Emirhan Arıkan’a takdim edildi.
Adana Şehitlerin ismi geleceğe nefes oldu Adana’nın Kozan ilçesinde yangın sonrası küle dönen ormanlık alanda, şehit ve gazilerin isimlerini taşıyan fidanlar yeniden yeşertilmek üzere toprakla buluştu. Kozan Şehit Aileleri ve Gaziler Derneği koordinesinde düzenlenen etkinlikte, Kozan Bucak Ortaokulu öğretmenleri, öğrencileri, şehit yakınları ve gazilerle bir araya gelerek anlamlı bir çevre hareketine imza attı. Kozan Köseli Mahallesi’nde geçmişte meydana gelen orman yangınlarından zarar gören alana fidan dikimi gerçekleştirdi. Her fidana bir kahraman ismi "Geleceğe Nefes" sloganıyla gerçekleştirilen etkinlikte, her bir fidana Kozanlı bir şehit veya gazinin ismini verdi. Dikilen fidanların üzerine isim levhaları asılırken, duygu dolu anlar yaşandı. Öğrenciler, vatan savunmasında canını ortaya koyan kahramanların isimlerini yaşatmanın gururunu yaşarken, şehit aileleri de evlatlarının adının bu fidanlarla büyüyecek olmasından dolayı memnuniyetlerini dile getirdi. "Vatan ve Doğa Sevgisini Birleştirdik" Kozan Şehit Aileleri ve Gaziler Derneği Başkanı Gazi Ali Rumi Küntaş, etkinliğin hem çevre bilinci oluşturmak hem de milli değerlere sahip çıkmak adına büyük önem taşıdığını ifade ederek, "Yanan orman alanlarımızı yeşertirken, bu topraklar için canını feda eden kahramanlarımızı da unutmadık. Her fidan bir can, her isim bir onur vesilesidir. Bu etkinliğe destek veren Bucak Ortaokulu ailesine teşekkür ediyoruz," ifadelerini kullandı. Etkinlik, dikilen fidanların ardından toplu fotoğraf çekimi ve dualar eşliğinde sona erdi.
Aydın Kuşadası’nda ‘Doğal Yaşam Alanı’ için çalışmalara başlandı Kuşadası Belediyesi kısırlaştırılan can dostların sıcak bir yuvaya kavuşana kadar doğal ve konforlu bir ortamda kalabilmelerini sağlamak amacıyla kollarını sıvadı. Bu kapsamda Başkan Ömer Günel, Yaylaköy Mahallesi’nde yapılması planlanan ‘Doğal Yaşam Alanı’ arazilerinde incelemelerde bulundu. Kuşadası Belediyesi, Başkan Ömer Günel’in "hayvan dostu kent" hedefi doğrultusunda çalışmalarına ara vermeden devam ediyor. Bu kapsamda bir süre önce kurulan Veteriner İşleri Müdürlüğü’nde de can dostların sağlığı ve konforu için yeni projeler üretiliyor. Bu amaçla Kuşadası Belediyesi, kısırlaştırıldıktan sonra kayıt altına alınan sokak köpeklerinin sahiplendirilinceye kadar doğal bir ortamda kalabilmelerini sağlayacak olan ‘Doğal Yaşam Alanı’nın yapımı için düğmeye bastı. Başkan Ömer Günel de Yaylaköy Mahallesi’nde oluşturulması planlanan ‘Doğal Yaşam Alanı’nın arazilerinde incelemelerde bulundu. Kuşadası Belediyesi olarak can dostlar için önemli bir projeyi yaşama geçireceklerini belirten Başkan Günel, "Sokak hayvanlarımızın ömürlük sıcak yuvalarına kavuşana kadar kafes veya padok içerisinde değil de özgürce dolaşabilecekleri bir alanda yaşamalarını istiyoruz. Doğal Yaşam Alanı projemiz gerçekleştiğinde can dostlarımızın konforuna da önemli bir katkı sunacak. Bugün de Yaylaköy Mahallesi’nde Doğal Yaşam Alanı yapmayı planladığımız arazilere baktık. Eğer gerekli kurumlardan onay gelir de araziler bize tahsis edilirse sokak hayvanları için yine Türkiye’ye örnek olacak bir Doğal Yaşam Alanı yapacağız" diye konuştu.
Gaziantep Gençlik ve Spor Bakanı Bak: "Savunma sanayisinde her alanda yatırım yapan bir Türkiye var" Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak, Gaziantep’in kurtuluşunun 104. yılı kutlama programında yaptığı açıklamada, "Savunma sanayisinde her alanda yatırım yapan bir Türkiye var" dedi. Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak, Gaziantep’in kurtuluşunun 104. yıl dönümü dolayısıyla düzenlenen programa katıldı. Bakan Bak, yaptığı konuşmada, "Bizim için en önemli husus, destansı mücadelemizi unutmamaktır. Gençlerimize verdiğimiz en büyük tavsiyelerden biri de budur. Çünkü bu millet, tarih boyunca büyük ve destansı bir mücadele vermiş; bu mücadelenin sonunda Türkiye Cumhuriyeti’ni kurmuş ve bu topraklarda ülkesinin başarısı ve gelişimi için var gücüyle çalışmıştır. Elbette hedeflerimiz var. Türkiye Yüzyılı hedeflerimiz var. Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde ortaya konulan Türkiye Yüzyılı vizyonu çerçevesinde ülkemiz; yatırımlara, üretmeye ve çalışmaya kararlılıkla devam etmektedir. Bugün de bir spor tesisinin açılışı vesilesiyle burada bulunuyoruz. Aynı zamanda bugün Gaziantep’in düşman işgalinden kurtuluşunun yıl dönümü. Gaziantep’in verdiği destansı mücadeleyi anlatan hologramı izlerken gerçekten çok mutlu oldum ve derinden etkilendim. Bu çalışmada emeği geçen herkese yürekten teşekkür ediyorum. Bu destansı mücadeleyi anlatmak zorundayız. Bu şehrin çocuklarına da, bu ülkenin tüm çocuklarına da anlatmak zorundayız. 14 yaşında şehit düşen Şehit Kamil’i, Şahin Bey’i, Karayılan’ı, Tüfekçi Yusuf’u burada öğreniyoruz. Bunlar bu toprakların destansı kahramanlarıdır ve bütün gençlerimizin bu kahramanları tanıması, bilmesi gerekir. Çünkü bizim tarihimiz destanlarla doludur ve tarihimizle gurur duymalıyız. Gaziantep’teki bu direniş, Kurtuluş Savaşı’nın adeta fitilini ateşlemiştir. Bir milletin ne kadar güçlü olduğunu, bir şehrin tüm imkanlarıyla nasıl topyekun bir mücadele ortaya koyduğunu göstermiştir. Aynı duruşu bugün de görüyoruz Gazze’de. Gazze’nin direnişini tüm dünya izlemiştir. Türkiye Cumhuriyeti olarak, Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde bu haklı direnişi tüm dünyaya anlattık. Birleşmiş Milletler kürsüsünden anlattık, katıldığımız her uluslararası toplantıda dile getirdik. Çünkü Türk milleti her zaman mazlumun yanında, zalimin karşısındadır. Ancak bunu yapabilmek için güçlü olmak gerekir. Bugün ifade edildiği gibi, savunma sanayisinde kendi İHA ve SİHA’sını üreten, dünyada sayılı ülkelerden biri olan güçlü bir Türkiye vardır. Kendi TCG Anadolu gemisini, KAAN’ı, uçağını, füzesini üreten; savunma sanayinde her alanda yatırım yapan bir Türkiye vardır. Gaziantep’in gücü de tam olarak buradan gelmektedir. Birlik ve beraberliğinden, çalışkanlığından ve vatanına olan sarsılmaz bağlılığından" dedi. "Önümüzdeki virajları geçecek Dünya Kupası’na katılacağız" "Gaziantep aynı zamanda vefasını da gösteren bir şehir" ifadelerini kullanan Bakan Bak, "Kamil Hoca’nın hayat hikayesini ben de okumuştum. Türk sporuna büyük hizmetler vermiş, Devlet Bakanlığı görevinde bulunmuş, bir spor adamı, bir futbolcu. Görev aldığı her dönemde gençlerin gelişimi için spor tesislerine öncelik vermiştir. Bugün kızı da burada bir konuşma yaptı. Pek çoğumuzun anılarında yer etmiş, törenlerine katılmış olduğu bu tesis, Gaziantep tarafından yeniden Kamil Hoca’nın adıyla hizmete açıldı. Bu çok anlamlı bir duruştur. Hayırlı, uğurlu olsun diyorum. İnşallah bu tesislerde nice şampiyonluklar, nice başarılar ve büyük organizasyonlar yapılacak. Bugün bizimle birlikte Türkiye Basketbol Federasyonu Başkan Vekili Sayın Harun Erdenay da burada. Türk basketbolunun efsanelerinden, ’Altın Bilek’ lakaplı Harun Erdenay’ın aramızda olması da ayrı bir değer kattı. Gaziantep’te sporda gerçekten çok güzel gelişmeler yaşanıyor. Büyükşehir Belediyemiz, Şahinbey Belediyemiz, Şehitkamil Belediyemiz spora ciddi yatırımlar yapıyor. Şehrimizde sporda büyük bir potansiyel ve ivme var. Gaziantep, spor şehri olma yolunda hızla ilerliyor. Gençlerimizi sporla buluşturarak, sporu tabana yayarak çok önemli faaliyetler gerçekleştiriliyor. Bunun güzel bir örneği de bugün başlattığımız 4. Gazi Turnuvası’dır. Şehre hizmet etmiş, ismini kabul ettirmiş kıymetli isimlerin adının bu turnuvalara verilmesi son derece anlamlıdır. Binlerce gencimizin bu turnuvalarda mücadele edecek olması, hem Gaziantep hem de Türk sporu adına çok güzel bir tablodur. 2025 yılında Türk sporu önemli başarılara imza attı. Basketbolda ’12 Dev Adam’ Avrupa ikincisi oldu. Filenin Sultanları dünya ikinciliğini elde etti. İnşallah olimpiyatlarda ve dünya şampiyonalarında daha büyük başarılar bizleri bekliyor. Bireysel sporlarda da gurur verici sonuçlar alıyoruz. A Milli Futbol Takımımızı da hep birlikte büyük bir heyecanla takip ediyoruz. Dünya Kupası yolunda Romanya ve ardından Slovakya ile oynanacak kritik maçlar var. İnşallah bu virajları da başarıyla geçecek ve Dünya Kupası’na katılacağız. O gün geldiğinde hep birlikte sokaklara dökülüp bu başarıyı coşkuyla kutlayacağız. Bugün burada gördüğümüz tablo; birlik, beraberlik ve spora verilen değerin en somut göstergesidir. Emeği geçen herkese bir kez daha teşekkür ediyorum" ifadelerini kullandı. Gaziantep Valisi Kemal Çeber, 104 yıl önce vatan uğruna can veren şehitleri rahmet ve minnetle andıklarını söyleyerek, Gaziantep için daha çok çalışacaklarını ifade etti. Açılışta konuşan AK Parti Grup Başkanvekili Abdülhamit Gül, 104 yıl önce vatan uğruna can veren şehitleri rahmet ve minnetle andıklarını söyleyerek, gazilere de uzun ömür diledi. AK Parti Gaziantep Milletvekili Bünyamin Bozgeyik de, vatan uğruna can veren şehitleri rahmet ve minnetle andıklarını söyledi. Gaziantep’in önünde Gazi ünvanından başka hiçbir şeyin duramayacağını söyleyen Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, Gaziantep için her zaman çalışacağını ifade etti.
Bursa Bursa’da metal işçileri ayağa kalktı: Prysmian’da eylem başladı Bursa’da metal işçileri toplu sözleşme görüşmelerinde istediklerini alamayınca eylem süreci başlattı. Mudanya’da bulunan Prysmian Fabrikası çalışanları da üretimden gelen güçlerini kullanıp üretimi durdurdu. Disk Birleşik Metal İş Başkanlar Kurulu, 24 Aralık 2025 Çarşamba günü toplanıp işyerlerinde ve ülkede yaşanan sorunların yanı sıra MESS ile sürdürülen grup toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde gelinen aşamayı değerlendirdi. Yapılan değerlendirme sonrası Genel Yönetim Kurulu tarafından bir dizi eylem kararı alındı. Buna göre metal işçileri, üretimden gelen gücü kullanarak 1 saatlik üretim durdurma eylemi gerçekleştirecek. Eylemlerin 25 Aralık 2025 Perşembe, 2 Ocak 2026 Cuma ve 8 Ocak 2026 Perşembe günlerinde de devam edeceği bildirildi. Bu karar doğrultusunda Mudanya’daki Prysmian Fabrikası çalışanları iş bırakma eylemi yaptı. Ayrıca 26 Aralık Cuma günü Bursa’nın Mudanya ilçesinde yürüyüş ve kitlesel basın açıklaması yapılacağı belirtildi. İşyerlerinde kokart takma eyleminin sürdürüleceği ifade edildi. Genel Yönetim Kurulu kararları kapsamında, 29 Aralık 2025 Pazartesi gününden itibaren ikinci bir karara kadar fazla mesailerin durdurulacağı, fazla mesaiye kalınmayacağı açıklandı. Öte yandan grev kararlarının alınmasının ardından, tüm temsilcilerin tam gün izinli sayılacağı ve grev hazırlıklarının etkin şekilde yürütüleceği kaydedildi. Açıklamada, metal işçilerinin hakları için mücadeleyi kararlılıkla sürdüreceği vurgulandı.