SPOR - 30 Ekim 2014 Perşembe 19:45

Orman’dan derbi öncesi sert açıklamalar

A
A
A
Orman’dan derbi öncesi sert açıklamalar

Beşiktaş Kulübü Başkanı Fikret Orman, bu sezon şampiyon olacaklarını, kulüp olarak bugüne kadar kimseden yardım beklemediklerini ve yardım bekleyenin namert olduğunu söyledi.

Başkan Fikret Orman, Spor Toto Süper Lig’in 8. haftasında Pazar günü oynayacakları Fenerbahçe derbisi öncesi Beşiktaş Ümraniye Nevzat Demir Tesisleri’nde basın toplantısı düzenledi. Toplantıya Beşiktaş 2. Başkanı ve Futbol Şube Sorumlusu Ahmet Nur Çebi, Genel sekreter Ahmet Ürkmezgil, İletişimden Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi ve Kulüp Basın Sözcüsü Mete Albayrak ve Futbol Altyapı ve Tesislerden Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Berkan Gocay ve basın mensupları katıldı. Orman, Beşiktaş’ın herkesin yüzünü güldüren bir kulüp olduğunu belirterek, “'Koskocaman bir Beşiktaş’a İstanbul stat bulamadı' açıklamalarımız bir sitemdir. Bunu üzerine alması gerekenler futbolu yönetenlerdir. Her yerde mücadeleye devam edeceğiz. Böyle yazılmış kaderimiz. İnanarak söylüyoruz bu seneyi şampiyon olarak bitireceğiz. Bunu söylerken de kimseden bir medet bekliyorsak namertiz” dedi.

“KİMSE BİZİM SOYUNMA ODASI BASMAMIZI BEKLEMESİN”
Fikret Orman, spor ahlakına çok önem verdiklerini ve futbolcularını ona göre yetiştirdiklerini ifade ederek, “Önümüzde önemli bir Fenerbahçe maçı var. Öncelikle Beşiktaş Kulübü Türk sporunun en eski camiası. Bizler her zaman söyleriz; içinde bulunduğumuz ve onursal başkanımızın ismini taşıyan bir sezonda futbolcularımızla birlikte pozitif manada destek vermenin önemli bir misyon olduğunu düşünüyoruz. MHK ve TFF ile herkesle genel kurallar dahilinde ilişkilerimiz var. Bunun da doğru olduğuna inanıyoruz. Herkesin de takdirini topladığımızı düşünüyorum. Beşiktaş futbol takımı iyi bir sezona başladı. Bizim futbol takımımız çok terbiyeli ve disiplinli futbolculardan kurulmuştur. Biz ahlaken buna çok önem veriyor, dikkat ediyoruz. Bunun dışında gelişen durumlarda ise aile içerisinde bu işleri çözeriz. Bizim yönetim tarzımız bazılarını rahatsız ediyor. Kimse bizden hakemlere hakaret etmemizi, soyunma odasını basmamızı filan beklemesin” diye konuştu.

“ŞEREFİNLE OYNA HAKKINLA KAZAN”
Beşiktaş’ın ilkesinin şerefle oynayıp hakla kazanmak olduğunu vurgulayan başkan Fikret Orman, sözlerine şu şekilde devam etti:
“Bazı kesimlerde 'bu sene Beşiktaş’ı şampiyon yapmak istiyorlar' diye hava oluşturulmaya çalışılıyor. Biz futbola pozitif destek verirken kimseden kayırılmak istemiyoruz. Herkese eşit davranılmasını istiyoruz. Bizim ilkemiz, 'Şerefinle oyna, hakkınla kazan'dır. Biz kendi üslubumuzla böyle devam edeceğiz. Ama artık özellikle TFF ve futbolu yönetenler bize olan kötü düşüncelere karşı 'dur' desin.”

“AVRUPA’DA TÜRKİYE’Yİ TEMSİL EDİYORUZ”
Orman, Beşiktaş’ın üzerine çok gelindiğini ifade ederek ve SAİ Kayseri Erciyesspor maçında Gökhan Töre’ye gösterilen kırmızı kart ile ilgili de konuşarak, “4. hakem son maçta Gökhan Töre’yi tahrik ediyor. Her pozisyonda onunla konuşuyor. Maçın daha 20. dakikasında bize kart göstereceğini düşündüm hakemin. Derbi maçına çıkmadan evvel bunları yapıyorlar. Neden derbi maçı öncesi kırmızı kart bize geliyor. Bir tek bizim maçlarımızı 6 hakem yönetmiyor. Bize hep yardımcı hakemlerden olumsuzluklar geliyor. Bizler inanılmaz mücadele veriyoruz. Beşiktaş’ın UEFA ‘da bir sürü dosyası vardı. Biz bunları yaparken bir yandan stadımızı kendi paramızla yapıyoruz. Avrupa’da Türkiye’yi temsil ediyoruz. Gelirimizin en az olduğu zamanda bunları yapıyoruz. Tüm bunlar yaşanırken böyle yapılmasını aklım almıyor. Herkes aklını başına alsın” ifadelerini kullandı.

“KİMSEDEN YARDIM GELMEDİ, HEP ZARAR GELDİ”
Fenerbahçe derbisine Bülent Yıldırım’ın atandığını hatırlatan Fikret Orman, “Kendisi maçımıza atanmış. Hayırlı olsun. Eski maçları unutmuyoruz. Fakat gözlerimiz hep üzerlerinde olacaktır. Biz haksız penaltı olduğu zaman bile penaltıyı attırmayan bir kulübüz. Gelip, bizi bu sene şampiyon yapacaklarmış filan, bunlar olmaz. Kimseden bize bir yardım gelmedi, hep zarar geldi. Kimseden de yardım beklemiyoruz. Derbide her iki takım birbirini yenebilir. Bırakın kimin galip geleceğine sahadaki oyuncular karar versin” açıklamalarında bulundu.

“MADONNA’YA STAT VERDİLER, GENEL KURULA MI GİTTİLER”
Beşiktaş Kulübü Başkanı Fikret Orman, stat konusunda Fenerbahçe Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım'ın geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamalara da cevap vererek, “Geçenlerde Aziz başkan stat meselesi ile ilgili bir açıklama yapmış. Bakın biz kimseden stat istemedik. Bizim projelerimiz olduğunda Aziz Yıldırım hapishanede idi. O dönemde Abdullah Kiğılı Bey 'her zaman kapımız açık' diye bir açıklamada bulundu. Aziz başkan hapishaneden çıktığında ise biz de kendisini ziyaret ettik. O ziyarette stat konusu açıldı ve Aziz Yıldırım bize seve seve yardımcı olabileceklerini söyledi. Sonra bir başka ziyarette de stat için buluştuk. Onlar da bize 'bir maç bizde, bir maç ise Galatasaray’da oynayın' dedi. Biz de Galatasaray Başkanı Ünal Aysal’a gittik. O da bize bunu genel kurula sormamız lazım dedi. Bu şık olmadı tabii. Çünkü o stat Madonna’ya konser için verilirken genel kuruldan onay mı alındı? Neyse bunun sonucunda Galatasaray’dan bu şekilde dönünce Fenerbahçe’ye de bir daha dönmedik ve Olimpiyat’ta oynamaya başladık. Aziz Yıldırım’ın 'iyi plan yapmamışlar' açıklamasına şunu söylemek istiyorum; planlama yapmak Beşiktaş’ın işidir. Başkasının işi değildir” dedi.

“KİMSE BİZİ 3. BÜYÜK İLAN EDEMEZ”
Beşiktaş Kulübü’nün 3. büyük kulüp olmadığını vurgulayan Orman, “Bizi kimse 3. büyük ilan edemez. Çünkü Beşiktaş Türkiye’nin en büyük kulübüdür. Beşiktaş taraftarı ayağa kalkmıştır. Gün gelecek stadımız bittiğinde kombine satışlarımızı yoğunluktan sırayla yapacağız. E-bilet yüzünden maçlar dolmuyor deniliyor. Siyaset bizim işimiz değil. Kanunu çıkaran merci hükümet, bunu Passolig'e veren de federasyondur” diye konuştu.
Beşiktaş Kulübü Başkanı Fikret Orman, Fenerbahçe yönetimini maça davet ettiklerini ve tüm taraftarı Pazar günü bayrak ve flamalarıyla maça beklediklerini de sözlerine ekleyerek konuşmasını sonlandırdı. 

DOĞAN GÜNDOĞDU 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa Başkan Gürhan Akdoğan: "Bursa ovası da, sanayisi de sahipsiz değildir" Atatürkçü Düşünce Derneği Bursa Şube Başkanı Gürhan Akdoğan, 1977 yılında yapılan tarımsal arazilerin ve özellikle Bursa ovasının korunması hakkındaki protokolle 20 bin hektar alandan geriye, 9 bin hektarın kaldığını söyledi. ADD Bursa Şubesi, Bursa’da sanayileşme ve kentleşme çerçevesinde çevresel etkileri hiçe sayan, doğayı tahrip ederek kent ve toplum çıkarları yerine, bireysel çıkarları hedefleyen gündemdeki bazı projeler hakkın basın mensuplarıyla bir araya geldi. Nilüfer Karaman Dernekler Yerleşkesinde konuşan ADD Bursa Şube Başkanı Gürhan Akdoğan, "Yıllarca anlattık, olmadı. Her şeyi rant gören anlayışla vahşice çarpık kentleşme ve çarpık sanayileşme ile mücadele ettik. ’Bursa ovasını yok ediyorsunuz’, ’Sürdürülebilir kalkınma ilkesi doğrultusunda doğayı çevreyi koruyarak sanayileşmeyi, kentleşmeyi birlikte planlayalım’ dedik yine olmadı. Onlarca sanayileşme ve kentleşme sempozyumları düzenledik, raporlar hazırladık, kent yağmasına, ova talanına karşı davalar açtık ama bir türlü dinlemediler. 1977 yılında yapılan tarımsal arazilerin ve özellikle Bursa ovasının korunması hakkındaki protokolde korunacak ova koruma alanı 20 bin hektar olarak belirlenmiş olmasına rağmen ova korunamamış, meydana gelen sanayileşme ve yerleşim sebebiyle ova koruma alanı 11 bin 245 hektara kadar küçülmüştür. Bu duruma rağmen yapılan araştırmalar (2011 yılında belirlenen ova koruma alanı 9 bin 163 hektar) Bursa ovasının kan kaybetmeye devam ettiğini, günümüzde 9 bin hektarın da çok altına düştüğünü göstermektedir. Bursa ovasının elimizde 9 bin hektarı kalırken onu da sulayamıyoruz. Bursa 2020 yılı çevre düzeni planın da bugüne kadar yaklaşık 300 adet plan değişikliği yapılmıştır. Bu değişiklikleri yapan kurumlar sırasıyla Bayındırlık ve İskan Bakanlığı, Çevre Bakanlığı, Bursa İl Özel İdaresi ve Bursa Büyükşehir Belediyesi ile ilçe Belediyeleri ve meclisleridir" dedi. "Tarım arazileri her geçen gün küçülmektedir" Dünyada yaşayan insanların nüfusu 2000 yılında 6 milyar iken, şimdi 7,8 milyara ulaştığını belirten Akdoğan, "19. yüzyıl başlarında 1,5 milyar olan dünya nüfusunun, 2050 yılında 10 milyara çıkacağı tahmin edilmektedir. 1950 yılında 21 milyon olan nüfusumuz, 2023 yılında 4 kat artarak 85 milyona ulaşmıştır. Yaşadığımız uygarlık, doğal kaynakların yanlış kullanımı ve doğal yaşam alalarına verilen zarar sebebiyle tehlikeye girmiş durumdadır. Kapasitenin üzerinde kullanımının sonucunda dünya, aşın bir baskıyla karşı karşıyadır. Endüstri devriminden günümüze dek geçen süre içerisinde dünya nüfusu sekiz katına çıkmıştır. Son 100 yıl içinde, endüstriyel üretim 100 kat artmıştır. İnsan etkinliklerinin ve nüfusun bu inanılmaz artışı çevre üzerinde önemli ölçüde olumsuz etkiler oluşturmuştur. Bursa’da ise tarım arazisi 2016 yılında 417 bin 420 hektarla toplam arazinin yüzde 38,34’ünü oluştururken, 2022 yılında 369 bin 727,80 hektara düşerek yüzde 33,36’ ya gerilemiştir. Yani son 16 yılda 47 bin 692,20 hektar tarım arazisi, tarım dışına çıkarılmıştır. Tarım dışına çıkarılan bu arazilerin büyük bir kısmı da yerleşim yerlerine ve sanayi alanına dönüşmüştür. Bursa toplam tarım alanının yüzde 79’luk kısmı sulamaya uygun olmasına rağmen, yüzde 42’lik kısmı sulanabilmektedir. Sulamaya uygun alanın ise yüzde 53’ü sulanmaktadır. Tüm Türkiye’de olduğu gibi Bursa’da da hala tarımsal sulama suyunun yüzde 68’i açık sulama sistemleri ile, sadece yüzde 32’si kapalı basınçlı sistemlerle sulanacak arazilere ulaştırılmaktadır" dedi. Türkiye’de olduğu gibi Bursa’da da plansız ve ağırlıklı dışa bağımlı bir sanayileşme söz konusu olduğunu belirten Akdoğan, "Bugün Bursa’da, faaliyette ve alt yapı çalışmaları devam eden, 17 adet Organize Sanayi bölgesi (OSB), 3 adet Özel Endüstri Bölgesi (ÖEB), 8 adet Sanayi Bölgeleri (SB), 24 adet Küçük Sanayi Sitesi (KSS) toplam 52 adettir. Yaklaşık olarak toplam 5 bin 200 hektarlık bir alan kullanan Organize Sanayi Bölgelerinde, 153 bin civarında kişi istihdam edilmektedir. Bursa’da yeterince sanayi bölgesi oluşmuştur. Dağınık ve plansız sanayileşme, tarım arazilerinin yok edilmesi ve gecekondulaşma gibi kentsel sorunları da beraberinde getirmiştir. Artık, mevcut kapasite kullanımları da değerlendirildiğinde, yeni sanayi bölgelerinin açılmasına izin verilmemelidir. Sanayi Bölgeleri, Sanayi Siteleri dışında endüstriyel tesislerin kurulmasına ve çalışmasına izin verilmemelidir. Organize sanayi bölgelerinin büyük bir bölümünde, sonradan OSB olmasından kaynaklı olarak, alt ve üst yapı sorunları hala sürmektedir. Parsel bazında yüzde 30 boş kapasitesi olan Organize Sanayi Bölgelerinin, yüzde 62’sinde Arıtma tesisi yoktur. yüzde 85 inde itfaiye teşkilatı, yüzde 92’sinde Sağlık Merkezi, yüzde 70’inde PTT ve Okul gibi tesisler bulunmamaktadır. Sınırları içerisinde, sanayi bölge ve sitelerini yoğun şekilde barındıran Kestel, Nilüfer ve Osmangazi ilçelerinin durumu ise vahimdir. Bu ilçeler adeta SOS vermektedir" diye konuştu.