RAMAZAN - 01 Ağustos 2011 Pazartesi 13:26

Oruç tutmak kanseri engelliyor

A
A
A
Oruç tutmak kanseri engelliyor

Fiziksel ve zihinsel sağlığımıza büyük katkıları olan oruç, Ramazan ayı süresince vücudumuzun dinlenmesini ve disipline girmesini sağlıyor. Hücre yenilenmesini artıran oruç; kansere yakalanma riskini

Ramazan ayında oruç tutmanın faydalarını ve sakıncalı olduğu durumları Reem Nöropsikiyatri Merkezi'nden Uzman Dr. Mehmet Yavuz anlattı.

 


Ramazan ayında oruç tutmanın fiziksel ve zihinsel sağlığımıza büyük ölçüde katkı sağladığını anlatan Yavuz, "Bedenimizi ve irademizi disipline sokan oruç, açlık sınırında olan insanları anlamayı ve gün içinde hoşgörüyle hareket etmeyi öğretirken, zihnimizin de daha pratik çalışmasına fırsat verir. Sindirimle zaman harcamayan vücudumuz, öğrenme, algılama ve hafıza yeteneğine odaklanır" dedi.

 


Özellikle reklam dünyasının insanları bilinçsizce tüketime yönlendirdiğini belirten Dr. Mehmet Yavuz, tedbir alınmadığı takdirde 2050 yılında büyük çoğunluğun obezite ile karşı karşıya kalacağını hatırlatarak oruç tutmanın hem bireysel hem de toplumsal sağlık için bulunmaz bir fırsat olduğunu dile getirdi.

 


ALGILAMA ÖĞRENME VE HAFIZAYI GÜÇLENDİRİYOR

Yavuz'a göre, oruç tutarken uzaklaştığımız fiziksel istekler, beynimizin yapılan işlere yoğunlaşmasını sağlıyor. Gereksiz metabolik aktivitelerle uğraşmayan vücudun algılama ve öğrenmeye odaklanarak hafızamızın daha iyi çalışmasına katkıda bulunduğunu anlatan Dr. Yavuz, sınav öncesinde öğrencilere hafif kahvaltı önerilmesinin nedenini, mide doluyken algılamanın ve beyindeki kan dolaşımının minimuma inmesi olarak açıkladı.

 


Tarihteki birçok ünlü düşünür ve filozofun kendilerini günlerce açlığa tabi tutarak düşünce yeteneklerini geliştirdiklerini belirten Dr. Yavuz, az yemenin zihni açtığını, kişisel gelişime katkıda bulunduğunu ve davranışları kontrol etmeyi öğrettiğini söyledi.

 

Birçok hastalıkta kilit rol oynayan kandaki lipit ve kolesterol düzeyinin, düzensiz beslenmeye bağlı olarak vücudumuza zarar verdiğini belirten Yavuz, sözlerini şöyle sürdürdü: "Damar duvarları kolesterol parçacıkları ile kaplanarak kan sirkülasyonunu bozar, bu da birçok hastalığa davetiye çıkarır. Hücre yenilenmesini aksatan, dokuların onarımını geciktiren bu durum yaşlanma sürecini önemli ölçüde artırır."

 


Ramazan ayında oruç tutanlarda kandaki lipit ve k
olesterol düzeyi azaldığı için damarların kendini tamir ettiğini belirten Dr. Yavuz, oruç sayesinde damarların temizlendiğini ve kan dolaşımının arttığını vurguladı. Tüm bunlar göz önünde bulundurulduğunda; oruç tutmanın hücrelerin yenilenmesini sağladığını belirten Yavuz, "bedenimizi ve zihnimizi daha sağlıklı hale getirir ve yaşlanmayı büyük ölçüde geciktirir" dedi.

 


SİNDİRİM ORGANLARINI ORUÇ TUTARAK DİNLENDİRİN

 


Metabolizma, gün içerisinde tüketilen gıdaları hazmetmekle uğraştığı için vücudumuzun savunma ve bağışıklık sisteminin zayıfladığını belirten Yavuz, oruç sırasında sindirime ayrılan zamanın azaldığını söyledi. Dr. Yavuz, sindirim organlarının da bu süreçte dinlenerek kendini yenilediğini hatırlattı. Özellikle durmaksızın çalışan karaciğerin dinlenmesine imkan sağlayan orucun kan içerisinde yer alan akyuvarların da performansıyla vücudumuzdaki her organı ayrı ayrı dinlendirir ve hastalıklara karşı direnç
sağladığını anlattı.

 


KANSER OLUŞUMUNU ENGELLİYOR

 


Dr. Yavuz'un verdiği bilgiye göre, kanser vakası, vücudun herhangi bir yerinde birkaç anarşik hücrenin terör faaliyetleri için başkaldırmasıyla başlıyor. Ancak, bu terörist faaliyet bazen bedenin kendi dokusu gibi bir görüntü vererek savunma sistemini yanıltabilir.

 

Eğer beden sürekli metabolizma faaliyetleri ile uğraşıyorsa neler olup bittiğini anlayamayabilir. Oruçlu kişi de ise organizma kendini kontrol etmeye vakit buluyor ve böyle faaliyetlere anında müdahale ediyor. Böylece kanser oluşumu başlangıç
noktasında engellenmiş oluyor.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa Öğrencilerin sağlığı için kantinlerde titiz denetim Osmangazi Belediyesi, öğrencilerin sağlıklı ve güvenilir gıdaya erişimini temin etmek amacıyla ilçe genelindeki okul kantinlerinde sıkı denetimler gerçekleştirmeyi sürdürüyor. Gelecek nesillerin daha sağlıklı ve bilinçli bireyler olarak yetişmesi için yoğun çaba harcayan Osmangazi Belediyesi, öğrencilerin en çok vakit geçirdiği ve alışveriş yaptığı kantinlerdeki hijyen ve sağlık şartlarına ilişkin kontrolleri titizlikle yürütüyor. İlçede bulunan 186 ilkokul, ortaokul ile liselerin kantinleri sık sık incelemeye tabi tutulurken, Osmangazi Belediyesi Zabıta Müdürlüğü ekipleri tarafından kantinlerde ruhsat, vergi levhası, ürünlerin muhafaza şekilleri, son kullanma tarihi, ilaçlama ve havalandırma kontrolleri yapılıyor. Yapılan denetimlerde gerekli şartları sağlamayan okul kantinlerine 2 bin 950 lira idari para cezası uygulanıyor. Hijyen ve gıdalara ilişkin büyük özen gösterdiğini kaydeden okul kantini işletmecisi Belgin Alaca, "Buradaki çocuklarımızı, kendi çocuğum gibi görüyorum. Burayı evin bir mutfağı gibi kullanmaya çalışıyorum, her şeye dikkat ediyorum. Bu noktada zabıtanın kontrolleri de bence gayet iyi, çok şükür bir problem yaşamadık. Para için kimsenin günahına girmemek gerekiyor diye düşünüyorum" diye konuştu. Bir diğer kantin işletmecisi Hafize Aksu da, denetimlerin her zaman olması gerektiğinin altını çizerek, "Çocuklar bizim geleceğimiz. Çocukların sağlıklı beslenmesi önemli. Sağlıklı gıdayı tavsiye ediyorum. Denetimlerimiz çok güzel geçti. Bence sık sık denetimlerin yapılması gerekiyor" ifadelerini kullandı. İlçede bulunan okul kantinlerinin denetimleri, 2025-2026 eğitim ve öğretim yılı boyunca Osmangazi Belediyesi ekipleri tarafından en ince ayrıntısına kadar sürdürülecek.
Kocaeli Başiskele’deki "koridor" projesinde geofoam teknolojisiyle 350 milyon lira tasarruf Kocaeli’de Başiskele ile İzmit arasındaki trafiği rahatlatacak dev ulaşım projesinde kullanılan "geofoam" blokları sayesinde 350 milyon lira tasarruf sağlandı. Kocaeli Büyükşehir Belediyesince D-130 kara yolu üzerindeki trafik yoğunluğunu azaltmak amacıyla hayata geçirilen ve yapımında sona yaklaşılan "Başiskele Kavşağı Koridor Projesi"nde fiziki ilerleme yüzde 38’e ulaştı. Haziran ayında yapımına başlanan ve 16 kilometrelik ulaşım koridorunu kapsayan projede, zemin iyileştirme, geogrid-geokompozit malzeme serimi ve yol üstyapı imalatlarına devam ediliyor. Proje kapsamında inşa edilecek 9 köprü için öngörülen fore kazık imalatlarının yüzde 93’ü, zemin iyileştirme çalışmalarının ise yüzde 90’ı tamamlandı. Geofoam teknolojisi maliyeti düşürdü Projede zemin dolgusu olarak kullanılan hafif ve dayanıklı "geofoam" blokları sayesinde, ilk yatırım maliyetinden yaklaşık 350 milyon lira tasarruf sağlandı. Yaklaşık 100 bin metreküp geofoamın kullanıldığı teknoloji sayesinde 9 bin tırın trafiğe çıkmasının önüne geçildi. Bu sayede trafik yükü hafifletilirken, yaklaşık 14 milyon liralık yakıt ve 26 bin 912 saatlik zaman tasarrufu elde edildi. 9 köprü ve 7 menfez inşa ediliyor D-130 kara yoluna nefes aldıracak projede 9 köprü, 7 menfez ve 2 yaya üst geçidi yer alıyor. Güney yan yolda (İzmit istikameti) geofoam dolgu ve askeriye alt geçit köprüsünün betonarme işlemleri tamamlanarak güzergah bütünlüğü sağlandı. Kuzey yan yolda (Gölcük istikameti) ise dolgu çalışmaları devam ediyor. Toplamda 30 bin metreküp beton ve 5 bin 500 ton nervürlü demirin kullanılacağı projede, trafik güvenliği için 13 bin metre yağmur suyu hattı ile 11 bin 500 metre oto korkuluk imalatı gerçekleştirilecek. Öte yandan, enerji tasarrufu sağlamak amacıyla yeni nesil LED armatürlerin kullanıldığı aydınlatma çalışmalarında yüzde 95 seviyesine gelinirken, elektrik hatlarının yer altına alınma işlemleri de sürüyor.
İstanbul Girişimlerin 2024 yılında doğum oranı 15,8 oldu Girişimlerin 2024 yılında doğum oranı 15,8 oldu. Bu girişimlerin istihdam oluşturma payı yüzde 4,9 oldu. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2024 yılı Girişimcilik ve İş Demografisi verisini açıkladı. Girişimlerin 2024 yılında doğum oranı 15,8 oldu. Bu girişimlerin istihdam oluşturma payı yüzde 4,9 oldu. Girişimlerin 2023 yılındaki doğum oranı ise yüzde 15,5 ve istihdamdaki payı yüzde 4,9 olarak gerçekleşti. Doğan girişimler incelendiğinde, 2024 yılında en yüksek payı yüzde 32,1 ile toptan ve perakende ticaret; motorlu kara taşıtlarının ve motosikletlerin onarımı sektörü aldı. Bu sektörü sırasıyla, yüzde 16,8 ile ulaştırma ve depolama ve yüzde 10,1 ile inşaat sektörleri takip etti. İllere göre 2024 yılında doğan girişimlerden en yüksek payı yüzde 25,8 ile İstanbul aldı İstanbul’u sırasıyla yüzde 7,5 ile Ankara ve yüzde 6,5 ile İzmir takip etti. Girişimlerin 2022 yılında ölüm oranı yüzde 12,9 oldu Ölen girişimlerin istihdamdaki payı ise 2022 yılında yüzde 4,2 oldu. Girişimlerin 2021 yılındaki ölüm oranı yüzde 11,9 iken istihdamdaki payı yüzde 4,1 olarak gerçekleşti. Ölen girişimler incelendiğinde, 2022 yılında en yüksek payı yüzde 35,0 ile toptan ve perakende ticaret; motorlu kara taşıtlarının ve motosikletlerin onarımı sektörü aldı. Bu sektörü sırasıyla, yüzde 16,3 ile ulaştırma ve depolama ve yüzde 10,6 ile konaklama ve yiyecek hizmeti faaliyetleri sektörleri takip etti. İllere göre 2022 yılında ölen girişimlerden en yüksek payı yüzde 25,7 ile İstanbul aldı İstanbul’u sırasıyla yüzde 7,0 ile Ankara ve yüzde 6,0 ile İzmir takip etti. Girişimlerden 2023 yılında doğanların yüzde 78,3’ü 2024 yılında hayatta kaldı Girişimlerin 2022 yılında bir yıllık hayatta kalma oranı yüzde 75,2, iki yıllık hayatta kalma oranı yüzde 58,6 olarak gerçekleşti. Hızlı büyüyen girişimler oranı 2024 yılında yüzde 14,4 oldu Aynı yıl için ceylan girişimler oranı ise yüzde 2,4 oldu. Hızlı büyüyen girişimlerin 2024 yılında yüzde 23,5’i imalat, yüzde 20,5’i toptan ve perakende ticaret; motorlu kara taşıtlarının ve motosikletlerin onarımı ve yüzde 15,2’si ise inşaat sektöründe faaliyet gösterdi. Ceylan girişimlerin 2024 yılında yüzde 27,0’ı imalat, yüzde 15,2’si toptan ve perakende ticaret; motorlu kara taşıtlarının ve motosikletlerin onarımı yüzde 12,4’ü ise inşaat sektöründe faaliyet gösterdi. İmalat sanayinde 2024 yılında doğan girişimlerin yüzde 57,8’i düşük teknoloji ürünleri üretti İmalat sanayinde 2024 yılında doğan girişimlerin yüzde 29,6’sı orta düşük, yüzde 11,7’si orta yüksek, yüzde 0,9’u ise yüksek teknoloji düzeyine sahip ürünleri üreten girişimler oldu. Kuruluş yılı 2016-2020 arası olan girişimlerin 2024 yılındaki ciro payı yüzde 16,6 oldu En yüksek ikinci ciro payına ise yüzde 14,1 ile 2011-2015 yılları arasında kurulan girişimler sahip oldu. Kuruluş yılı 2016-2020 arası olan girişimlerin 2024 yılındaki istihdam payı yüzde 20,1 oldu Girişimlerden 2021 ve sonrasında kurulanlar ise yüzde 17,4’lük istihdam payına sahip oldu. Kuruluş yılı 1990 ve öncesi olan girişimlerin 2024 yılındaki ihracat payı yüzde 17,3 oldu Girişimlerden 1996-2000 arasında kurulanlar ise yüzde 16,3’lük ihracat payı ile ikinci en yüksek orana sahip oldu. Kuruluş yılı 1990 ve öncesi olan girişimlerin 2024 yılındaki ithalat payı yüzde 28,4 oldu Girişimlerden 1996-2000 arasında kurulanlar ise yüzde 16,3’lük ithalat payı ile en yüksek orana sahip oldu.
Mersin Trafik sigortasında ’sürücü temelli’ sistem iddiası Son günlerde basında yer alan ve 1 Ocak 2026 itibarıyla yürürlüğe gireceği öne sürülen ’sürücü temelli trafik sigortası’ modeliyle ilgili değerlendirmelerde bulunan Özhedef Sigorta Kurucu Ortağı Abdulcelil Alkış, kamuoyuna yansıyan bilgilerin henüz resmi bir düzenlemeye dayanmadığını vurguladı. Alkış, Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu (SEDDK) tarafından yayımlanmış herhangi bir tebliğ, genelge ya da Resmi Gazete kararı bulunmadığını belirterek, mevcut sistemin aynen devam ettiğini söyledi. "Hasarsızlık hakkı araçla birlikte kaybolmamalı" Sürücü temelli bir sistemin muhtemel etkilerine ilişkin görüşlerini paylaşan Alkış, "Bugün yürürlükte olan sistem araç bazlı. Sürücü aracını sattığında, yıllarca kazandığı hasarsızlık indirimini de kaybediyor. Oysa bu hak, aracın değil sürücünün davranışının sonucu. Sürücü temelli bir model hayata geçirilirse, bu yapısal adaletsizlikler ortadan kalkabilir" dedi. Kurallara uyan sürücülerin ödüllendirilmesi gerektiğini vurgulayan Alkış, "Riskli davranış sergileyen sürücüler ise gerçek maliyetleriyle karşılaşmalı. Sigorta sisteminin temel mantığı da budur" ifadelerini kullandı. "Sigorta sadece fiyatlayan değil, güvenliği artıran bir mekanizma olmalı" Basına yansıyan iddialar arasında yer alan eğitim ve rehabilitasyon uygulamalarına da değinen Alkış, sigortanın yalnızca prim hesaplayan bir yapı olarak görülmemesi gerektiğini söyledi. Alkış, "Riskli sürücüler için sadece yüksek prim uygulamak yeterli olmayabilir. Psikoteknik değerlendirme, zorunlu eğitim ve davranış geliştirme programları gibi önleyici adımlar, trafik güvenliğine daha kalıcı katkı sunabilir. Bu yaklaşım cezalandırıcı değil, rehabilite edici olmalıdır" diye konuştu. Basına yansıyan iddialar Henüz resmi olarak doğrulanmamış iddialara göre, ilerleyen dönemde trafik sigortasında araç bazlı hasarsızlık sistemi yerine sürücü kimliği ve sürüş geçmişini esas alan bir yapı gündeme gelebilir. Bu modelde; hasarsızlık indirimi ve sürprim uygulamalarının plaka yerine sürücünün T.C. kimlik numarası ve risk profiline bağlanması, iyi sürücüler için daha avantajlı primler, sık kazaya karışan sürücüler için ek yükümlülükler uygulanması konuşuluyor. Sektörel veriler dikkat çekiyor Türkiye Sigorta Birliği’nin geçmiş dönemlerde paylaştığı verilere göre, trafikteki araçların yaklaşık yüzde 80’i hasarsızlık indiriminden yararlanırken, toplam hasar maliyetlerinin büyük bölümünün yüzde 20’lik riskli sürücü grubundan kaynaklandığı belirtiliyor. Ayrıca 2024 yılında trafik sigortası hasar maliyetlerinin, artan yedek parça ve işçilik giderleri nedeniyle yüzde 70’in üzerinde yükseldiği ifade ediliyor. Yetkililer, kamuoyunda oluşabilecek yanlış algılara karşı uyarıda bulunarak, şu an için zorunlu trafik sigortasında herhangi bir sistem değişikliği olmadığını vurguluyor. Poliçe yenilemeleri mevcut basamak yapısına göre devam ediyor.