RAMAZAN - 27 Mayıs 2017 Cumartesi 12:15

Orucun insana olumlu etkileri

A
A
A
Orucun insana olumlu etkileri

Aksaray Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Dr. Sinan İnci, Ramazan ayı nedeniyle, kalp ve tansiyon hastalarına uyarılarda bulundu.

Kardiyoloji Uzmanı Dr. Sinan İnci, kalp hastalıklarının geniş bir yelpaze olduğunu bu nedenle tüm kalp damar hastalarını aynı kefeye koymanın doğru olmadığını belirterek, “Düşünülenin aksine kalp hastalarının çoğunluğu doktor kontrolünde oruç tutabilirler" dedi. Oruç tutmanın kalp ve damar sistemine olumlu etkisi olduğunu belirten Dr. İnci, Ramazan ayının birçok kötü alışkanlıkları engellediğini söyledi. Kardiyolog Dr. İnci, “Ramazan hem vücut hem de ruh sağlığı için eşi bulunmaz bir süreçtir. Yalnızca kalp ve damar sağlığı açısından sigara içilmemesi, alkol, uyuşturucu ve damar tıkayıcı kolesterolü yüksek meze ve yemek yemede ölçülü olunması damar tıkanma ve kalp krizi riskini azaltır. İnsanlara iyilik yapmak ve ibadet etmek ruh sağlığımızın üzerine inanılmaz olumlu etkileri vardır. Ruhsal sağlımız demek gereksiz stres hormonlarının salınımının azalması ve kalp ve damarlarının yıpranmaması demektir. Oruçlu insanlar üzerinde yapılan araştırmalarda homosistein denilen, fazlalığında damar sertliği ve damar tıkanıklıklarına neden olduğu maddenin kandaki miktarının azaldığı, kalp ve damar hastalıklarıyla ilişkili iltihabi belirteçlerin miktarında azalma olduğu, insülin duyarlığının arttığı bilimsel olarak göstermiştir. Bu açılardan bakıldığında orucun insan vücudu ve metabolizması üzerine oldukça olumlu etkisi vardır. Orucun tutulduğu mevsimler değişmekle birlikte son yıllarda yaz aylarına denk gelmektedir. Bu nedenle kişilerde sıvı kaybına dikkat etmek önemlidir. Güneş altında çalışan bir kişi ile masa başında, klimalı ortamda çalışanlarının sıvı ihtiyacı da farklıdır. Herkes kendi şartlarına göre ayarlamalar yapmalı ve çevre şartlarından da vücudunu korumayı öğrenmelidir” dedi.

‘Oruç tutarken yapılması gerekenler’

Ortalama sağlıklı bir bireyin günde 2.5-3 litre sıvı tüketmesinin sağlımız açısından gerekliliğini vurgulayan Dr. İnci; "Mutlaka sahura kalkmak, sahurda kahvaltı şeklinde beslenmek, 1-2 dilim ekmek, süt, 1 katı yumurta gibi proteinden zengin ve domates, biber, salatalık gibi sebzelerin de eşlik ettiği bir beslenme uygulamak, kuru baklagillerde yapılmış çorba ya da yemeklerden tüketmek gerekir. Özellikle görkemli iftar organizasyonlarından kaçınıp daha sade beslenmeye dikkat etmek gerekmektedir. İftarda hızlı yemek yememek ve yiyecekleri iyi çiğnemek gereklidir. Yüksek kalorili yağlı gıdaların tüketilmemesi, tatlı ve böreklerden kaçınılması aksine iftara öncelikle bir çorba veya hafif kahvaltı ile başlanıp ardında sulu az yağlı yemek, zeytinyağlı bir yemekle devam edilmesi önerilmektedir. Bir süre ara vermek sonra ana yemeğe geçmek çok daha uygun olur. Özellikle sindirimi kolay, esmer makarna, sebze, hoşaf, fırın ve tencere yemekleri önerilmektedir. Izgara, fırın et, balık, tavuk da yenebilir. Sindirim sistemini zorlayacak kızartmalar, sos ve baharatlardan uzak durulmalıdır. Tüketilecek tüm gıdaların kısa bir zaman diliminde tüketilmesi yerine saatlere bölerek ufak porsiyonlar halinde kalbe ek yük getirmeden dengeli bir şekilde tüketilmesi önemli bir konudur. Tatlı ve meyveyi ise daha geç saate, teravih namazı sonrasına bırakmak ve tatlı olarak güllaç, dondurma ve diğer sütlü tatlıları tercih edilmelidir. İçecek olarak çay, ayran, maden suyu tavsiye edilir. Az miktarda kahve de içilebilir Yine ramazan ayı sigarayı bırakmak için bir fırsat olarak değerlendirilebilir” dedi. 

Yasin Can

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir AK Partili Saygılı’dan Tugay’a kredi yanıtı AK Parti İzmir İl Başkanı Bilal Saygılı, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay’ın, hükmete yönelik "kredilerimiz onaylanmıyor" eleştirisine sert tepki gösterdi. Saygılı, "Cemil Bey unutuyor herhalde, temelini attığınız projenin kredisini İzmir’e özel sağlayan biziz. Onaylayan biziz. Engelleme diyorsunuz, bu dış finansman kredi paketinden faydalan 11 il içinde, en büyük payı sizin talebinizle hiçbir ayrım yapmadan İzmir’e verdik. AK Parti İzmir Milletvekillerini ve teşkilatlarını eleştirmekten çekinmiyorsunuz. Bir zahmet SGK ve vergi borçlarını ödeyin. Siz değil misiniz ‘bu şehre hizmet edenlere teşekkür edeceğim’ diyen. Teşekkür etseydiniz" dedi AK Parti İzmir İl Başkanı Bilal Saygılı, Dünya Bankası’ndan alınan 8,5 milyar TL’lik yağmur suyu projesi temel atma töreninde hükümeti eleştiren Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay’a sert çıktı. Saygılı, "Dünya Bankası’nın Türkiye’deki illere sunduğu kredi programına, hükümetimizin öncülüğü, AK Parti İzmir Milletvekillerimizin ve teşkilatımızın girişimleriyle İzmir’in de dahil edilmesi sayesinde hayata geçirilen 3 milyar TL’lik yağmur suyu ayrıştırma hattının temel atma töreninde, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay’ın hükümetimize yüklenmesini hayretle izledik.Cemil Bey unutuyor herhalde: Temelini attığınız projenin kredisini İzmir’e özel sağlayan biziz. Onaylayan biziz. Engelleme diyorsunuz, bu dış finansman kredi paketinden faydalan 11 il içinde, en büyük payı sizin talebinizle hiçbir ayrım yapmadan İzmir’e verdik. AK Parti İzmir Milletvekillerini ve teşkilatlarını eleştirmekten çekinmiyorsunuz. Siz değil misiniz ‘bu şehre hizmet edenlere teşekkür edeceğim’ diyen. Teşekkür etseydiniz. Bu kredi de şuan 170 milyon Euro yani 8,5 milyar TL. Şuan temelini attığınız yerdeki kredi 2023’te çıktı. 2 yıl boyunca bekleten ise sizsiniz. Her mecliste AK Parti grubumuz bu gecikmenin sebebini sordu. Ama anlaşılan 2 yıl sonra aklınıza geldi" dedi. "İzmir’e kazandırdığımız bir kaynak üzerinden hükümete yüklenmek, bulduğunuz en kolay yol olmuş" İzmir’e sağlanan yeni kredi desteklerini hatırlatan İl Başkanı Saygılı, "Buna ilaveten yeni iki krediye daha destek verdik. Ege Mahallesi köprülü kavşağı ve yan yolları için İller Bankası’ndan 38 milyon Euro, yaklaşık 2 milyar TL’lik, 25 yıl vadeli ve Çevre Bakanlığı garantili finansman sağlandı. Bunun temel atma töreninde de mi hükümetimizi eleştireceksiniz? 20 milyon Euro, yaklaşık 1 milyar TL’lik itfaiye araç alımı için yine devletimizin desteğiyle kredi temin edildi. Bunların teslim töreninde de mi AK Parti hükümetine saldıracaksınız? Cemil Bey madem konuşuyorsunuz, çıkmadan önce bari bürokratlarınıza bir sorun. Zira İzmir’in bu projeye özel olarak eklenmesini İzmir Milletvekillerimiz ve AK Parti İzmir teşkilatları yakından takip edip, destek olduk. Ben de İl Başkanı olarak o kredi sürecinin her aşamasında yakından takip ettim. İzmir’e kazandırdığımız bir kaynak üzerinden hükümete yüklenmek, bulduğunuz en kolay yol olmuş. Temennimiz odur ki, CHP Belediyeciliğinin diğer yarım kalan projeleri gibi bu projeyi de beceriksizlik kervanına eklemezsiniz. Bu arada bir zahmet SGK ve vergi borçlarını ödeyin. Ve son söz: Her kürsüye çıktığınızda hükümete laf yetiştirmeyi bırakın; Size Büyükşehir Belediyesi olarak sağlanan desteğin gereğini yapın, işinizi yapın" diye konuştu.
Ankara TÜRK-İŞ Genel Başkan Yardımcısı Ağar, Asgari Ücret Tespit Komisyonu öncesi Bakan Işıkhan ile görüştü TÜRK-İŞ Genel Başkan Yardımcısı Ramazan Ağar, Asgari Ücret Tespit Komisyonu öncesinde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan ile ön toplantı gerçekleştirdi. TÜRK-İŞ Genel Başkan Yardımcısı Ramazan Ağar, Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun ilk toplantısı öncesinde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan ile bir ön görüşme gerçekleştirdi. Ağar, görüşmenin ardından basın mensuplarına sürece ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Bakan Işıkhan ile görüşmesinin ardından basın mensuplarına açıklamada bulunan Ramazan Ağar, 24 Aralık 2024’te TÜRK-İŞ tarafından alınan kararın ardından geçen yaklaşık bir yıllık süreçte Komisyonun yapısı ve işleyişine yönelik herhangi bir iyileştirme yapılmadığını söyleyerek TÜRK-İŞ’in bu kararın arkasında durduğunu ve 2026 yılı Asgari Ücret Tespit Komisyonu çalışmalarına katılmayacağını ifade etti. Ağar, Türkiye ekonomisinin son yıllarda büyüdüğüne, Gayri Safi Milli Hasıla ve kişi başına düşen gelirin arttığına dikkat çekerek, bu büyümenin sağladığı refahın çalışanlara ve emeklilere yansımadığını ifade etti. Dolar milyarderlerinin sayısındaki artışın, zengin ile yoksul arasındaki farkın derinleştiğini gösterdiğini belirten Ağar, bir kesimin daha çok zenginleştiğini, milyonlarca işçi ve emeklinin ise temel ihtiyaçlarını karşılamakta zorlandığını iddia etti. Ağar, asgari ücret tartışmalarının başladığı her dönemde bazı işveren çevrelerinin "asgari ücretin bir geçim ücreti olmadığı" yönündeki açıklamalarının tekrarlandığını hatırlatan Ağar, şunları ifade etti: "Bugün çalışanların yarısından fazlası ya asgari ücretle ya da asgari ücrete çok yakın bir ücretle çalışmak zorunda kalmaktadır. Bu durum, ücret skalasının daralmasına, mesleki kıdem ve vasıf düzeylerinin ücretlere yansımamasına yol açmaktadır. Mevcut eğilim sürdüğü takdirde çalışma barışının bozulmasıyla birlikte nitelikli işgücünün de asgari ücret seviyesine sıkışması riski ortaya çıkacaktır. Kamuoyunda zaman zaman dile getirilen "Asgari ücret artarsa enflasyon artar" iddiası, ekonomik verilerle ve enflasyonun temel dinamikleriyle uyumlu değildir. Geçtiğimiz yıllarda enflasyon olağanüstü düzeyde yükselmiş, 2025 yılında ise artış hızı yavaşlamakla birlikte enflasyonun yükselişi devam etmiştir."