KÜLTÜR SANAT - 08 Temmuz 2016 Cuma 12:31

Osmanlı şaheseri Pertev Paşa Camii 437 yıldır sapasağlam ayakta

A
A
A
Osmanlı şaheseri Pertev Paşa Camii 437 yıldır sapasağlam ayakta

Kocaeli'nin yürüyüş yolu yanında bulunan ve halk arasında Yeni Cuma Camii olarak bilinen Pertev Mehmet Paşa Külliyesi, 437 yıldır orijinalliğini kaybetmeden ayakta duruyor.

Miladi takvime göre 1579 yılında 2. Selim Han'ın 2. Veziri Pertev Mehmet Paşa'nın vasiyeti üzerine Kethüdası Sinan Ağa tarafından Mimar Sinan'a yaptırılan Pertev Mehmet Paşa Külliyesi, İstanbul'un Osmanlı İmparatorluğu'nun başkenti olmasından sonra doğuya bağlayan anayol üzerindeki Gebze'den sonra ikinci konaklama merkezi oldu. 437 yıldır orijinalliğini koruyan Osmanlı şaheseri, 16. yüzyılda Yeni Cuma Külliyesi, cami, imaret hamam, kervansaray, sıbyan mektebi olarak misafirlerine hizmet verdi.

Büyük depremde 1 santim oynadı
17 Ağustos 1999 depremini ve ondan önce bölgede olan depremleri büyük hasarlar görmeden atlatan şaheser, ilk yapıldığı yıllarda deniz kenarında bulunuyordu. Külliye zamanla denizden uzaklaştı. Cami yapılırken rivayete göre temelinde büyük ardıç
ağaçları kullanıldı. Büyük bir depremde cami denizin üstünde duran bir gemi gibi sallanırken, bugüne kadar orijinalliği bozulmadı. Sadece 17 Ağustos 1999 depreminde içeride birkaç çatlak oluştu. Bursa Vakıflar Bölge Müdürlüğü'nden gelen uzman ekipler, deprem sonrası caminin zeminindeki kaymayı inceledi. Caminin 1 santim oynadığı tespit edildi. Deniz kenarına yapılması ve büyük depremler sonrası 1 santim kayma tespit edilmesi, temelin ne kadar sağlam bir şekilde yapıldığını ortaya çıkartıyor

El işlemeleri göz kamaştırıyor
Yapı topluluğunun merkezinde bulunan cami, kareye yakın dikdörtgen planlı olarak inşa edildi. Üzeri ise merkezi bir kubbeyle örtüldü. Kubbeye geçişi sağlayan tromplar, caminin dışında üst örtüsünde kendini açıkça belli ediyor. Merkezi kubbe, yarım kubbelerle takviye edilirken, kubbe kasnağını çepeçevre kuşatan 24 adet ve yan duvarlarda ise mihrap duvarında dörderden 12, ikisi son cemaat yerine bakan toplam 14 pencere ile ibadet mekanı aydınlatılıyor. İbadet mekanında çiniye yer verilmeyişi, o dönem yapıları içerisinde karşılaşılmayan bir örnek. Caminin pencere aralarında yazı frizleri ve kalem işleri bulunuyor. Kalem işlerinde hatayi ve rumilere geniş yer verilmiş. Camideki mermer işlerinin yanı sıra ahşap işçiliği de dikkat çekiyor. Mermer mihrap ve minber geometrik bezemelerle kaplanırken, stalaktitler ve geometrik bezemenin işçiliği göz kamaştırıyor.
Geçmişte cami, imaret hamam, kervansaray, sıbyan mektebi olarak kullanılan Yeni Cuma Külliyesi, şimdilerde sadece cami olarak hizmet veriyor.
 

Refik Fidan

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir İzmir, sokaklarında domuz sürüleri ile doğal yaşam parkına döndü İzmir’in Balçova, Narlıdere ve Bornova ilçelerinde sürü halinde yerleşim yerlerine inen yaban domuzları, dev cüsseleriyle cadde ve sokaklarda cirit atarak korku salıyor. Geceleri sokağa çıkmaya korkan vatandaşlar yetkilileri kalıcı önlem almaya çağırırken, bazı kişilerin ise alıştıkları domuzlardan kaçmak yerine onları cep telefonlarıyla görüntülemesi dikkat çekti. İzmir’de yaban hayatı ile kent yaşamı arasındaki sınırlar iyice belirsizleşmeye başladı. Özellikle Balçova, Narlıdere ve Bornova ilçelerinde gece saatlerinde ortaya çıkan domuz sürüleri, yerleşim yerlerinde özgürce dolaşırken görüntülendi. Kent sakinleri, gündüzleri sahipsiz köpeklerden, geceleri ise sayıları her geçen gün artan dev domuz sürülerinden dert yanıyor. Dün gece geç saatlerde Balçova sokaklarına inen yaban domuzları, devasa cüsseleriyle dikkat çekti. Çöp konteynerlerinin etrafında yiyecek arayan ve caddelerde sürü halinde ilerleyen domuzlar, trafikteki sürücülere ve yoldaki vatandaşlara aldırış etmeden dolaşmaya devam etti. Bazı İzmirlilerin artık bu duruma alıştığı ve kaçmak yerine cep telefonlarına sarılarak o anları kaydettiği görüldü. Kentin korkulu rüyası haline geldi Öte yandan, her gece sokaklarda karşılaştıkları bu tablodan büyük rahatsızlık duyan vatandaşlar ise yetkililere çağrıda bulundu. Geceleri yaya olarak dışarı çıkmaya korktuklarını belirten mahalle sakinleri, yetkililerin bu konuda artık kalıcı ve somut bir tedbir alması gerektiğini belirtti. Bazı vatandaşlar da şehir merkezinin domuzların doğal alanı haline gelmesinde, sokak hayvanları için özellikle kaldırımlara kedi-köpek maması koyulmasının da etkili olduğunu iddia etti. Sürü halinde geziyorlar Yaşan durumda bir dengesizlik olduğunu aktaran Balçova ilçesi sakini Osman İlhan, "Çünkü bu hayvanların buraya inmemesi gerekiyor. İnsanlar yemek veriyor, ekmek kırıntıları koyuyor; onlar da buna alışıp devamlı geliyorlar, bazen 10, 15, hatta 20 tane oluyorlar. Balçova Belediyesi bu konuda tabelalar asmış; bu hayvanlara ekmek ve kırıntı atılmaması, doğal yaşamlarına bırakılması gerektiğini söylüyor ama dinleyen var mı bilmiyorum, genelde dinlemiyorlar. İnsanlar ekmek ve yemek artıkları bırakıyor, bu yüzden domuzlar her akşam saat 10.30-11.00 gibi ormandan buraya iniyor. Sokağa çıktığımızda görüyoruz ve bu da bir korku oluşturuyor. Mesela ben gece saat 2’de evimin önünden geçerken korktum; gürültülü seslerle, yavrularıyla birlikte 15-20 kişilik sürüler halinde geçiyorlar. Sürü halinde ses çıkararak ilerliyorlar ve köpek olsa bir şekilde müdahale edersiniz ama onların huyunu suyunu bilmediğimiz için bir şey yapamıyoruz" dedi. "Domuz ailesi çıkabilir" Domuzlardan aslında şikayetçi değiliz diyen esnaf Devrim Çıntay, "Muhtemelen domuzlar bizden şikayetçidir çünkü buraya gelip onların yerini işgal etmiş durumdayız. Bu konuda hem domuzların hem de insanların yanlış davranışları var; özellikle insanların yem ve mama bırakması önemli bir etken çünkü domuzlar kedi mamasının kokusuna geliyorlar diye düşünüyorum. İlk başta insan korkar gibi oluyor ama sonra bakıyorsun ki onlar senden korkuyor ve zaten kaçıyorlar, bu yüzden aslında çok büyük bir tehlike arz ettiklerini düşünmüyorum; tabii küçük çocuklar konusu ayrı. Balçova Belediyesinin bu konuyla ilgili çok bir şey yaptığını sanmıyorum, çünkü hayvanlara burada farklı bakıldığı için toplama gibi uygulamalar da yapılamaz; muhtemelen belediye bir çalışma yapmıyor, yapsa görürdük diye düşünüyorum. Geçenlerde trafik kazası oldu, domuzlar büyük olduğu için arabalarda oluşan hasar da büyük oluyor ama herhalde domuzlarla birlikte yaşamayı öğrenmemiz gerekiyor. Bu nedenle ‘Dikkat hayvan çıkabilir’ tabelaları yerine ‘Dikkat domuz çıkabilir’ ya da ‘Domuz ailesi çıkabilir’ şeklinde tabelaların olması bana daha mantıklı geliyor" ifadelerini kullandı. Balçova ilçesinde emlakçılık yapan Vedat Küçükgökçe ise, "Burada çok aşırı sayıda domuz görüyoruz ve oldukça da büyükler. Bu durum ciddi anlamda tehlike arz ediyor çünkü bunlar vahşi hayvanlar. Bir gün mutlaka bir olay yaşanacak; yaşandıktan sonra önlem almak ise çok daha kötü sonuçlara yol açabilir, bu yüzden önlemlerin şimdiden alınması gerekiyor. Teller açık olduğu için domuzlar rahat rahat girip çıkıyorlar. Ayrıca burada onlara yemek veriliyor, ekmek atanlar var. Hem çevre kirliliği oluşmuş durumda hem de vahşi hayvanların insanların arasında olmaması gerektiğini düşünüyorum; bu açık bir tehlike oluşturuyor" diye ekledi.