GENEL - 03 Mayıs 2010 Pazartesi 12:55

Oyak Güvenlik'ten 'Danıştay' açıklaması

A
A
A
Oyak Güvenlik'ten 'Danıştay' açıklaması

Oyak Savunma ve Güvenlik Sistemleri Anonim Şirketi, Danıştay saldırısına ilişkin kayıtların silindiğine dair açıklamalara tepki gösterdi.

EDA HAN -ANKARA 

OYAK tarafından yapılan yazılı açıklamada, bir süreden beri bazı yazılı ve görsel medyada, şirket adının da anıldığı bir Bilirkişi Raporu gündeme getirilerek çeşitli haberler, görüşler, yorumlar ve beyanların yer aldığı anımsatıldı. Şirketin hukuken ve usulen tarafı olmadığı bir davada alındığı rapor ve eklerinin kendilerine tebliğ edilmediği ifade edilen açıklamada, ''Ancak, medyada TÜBİTAK Raporu olarak anılan ve bazı medya mensuplarının elinde olduğu ifade edilen bu raporun, TÜBİTAK Kurumu'ndan alınan bir rapor olmadığı anlaşılmaktadır. Tarafımızca gösterilen çeşitli çabalara rağmen, maalesef, resmi imzalı bilirkişi raporuna ulaşılamamış ve ekleri de halen temin edilememiştir. 

Bugüne kadar bekleyip, raporun içeriği hakkında resmen bilgi sahibi olarak değerlendirip, yorumladıktan sonra açıklama yapmayı tercih etmemize ve hala resmen göremediğimiz bilirkişi raporu ve ekleri hakkında yeterli savunma ve sağlıklı yorum yapılabilmesinin olanaksızlığını bilmemize rağmen, şirketimiz hakkında bir kısım medyada sürdürülmekte olan haksız, yersiz, hatta yer yer etik kurallara aykırı ve serbest ticari rekabet kurallarını ihlal eden yayınlar ve beyanlar nedeniyle, artık makul bir süre de beklenildiği değerlendirilerek şirketimize herhangi bir tebligat yapılmasını beklemeden kamuoyuna açıklama yapılmasına ihtiyaç duyulmuştur'' ifadelerine yer verildi. 

Danıştay hizmet binası içindeki kapalı devre kamera sisteminin, şirket tarafından kurulduğu ve 23 Aralık 2005'te montajı tamamlanarak devreye alındığı belirtilen açıklamada, şunlar kaydedildi: "Anlaşma uyarınca şirketimizin Danıştay'a karşı yükümlülüğü, sistemi kurmak ve 2 yıllık garanti sağlamaktan ibarettir. Sisteminin işletilmesi tamamen müşteriye ait bir iş olduğundan, Danıştay'da Şirketimiz personelinden herhangi bir kimse, koruma işleri de dahil, görev yapmamakta ve çalışmamaktadır. Bu vesileyle bir kez daha büyük nefretle andığımız ve kınadığımız, Danıştay saldırısının vukubulduğu 17 Mayıs 2006 tarihinin öncesindeki ve sonrasındaki durum da böyledir.

Sistemin işleyişi sırasında zaman zaman ortaya çıkan arızalarda, işçilik-malzeme hatasından kaynaklanan iki yıllık garanti yükümlülüğümüz ve ayrıca müşteri memnuniyeti çerçevesinde şirketimiz yetkilileri, müşterinin talebi üzerine derhal gerekli onarımları yapmakta ve gerekirse parça da değiştirmektedir. Bu tür durumlarda bütün piyasada uygulanmakta olduğu üzere servis formu doldurulmakta ve bu forma, çağrı nedeni, tespit edilen arıza, yapılan işlem ve yapılması gereken hususlar yazılarak, formun altı şirketimiz ve müşteri yetkilileri tarafından imzalanmaktadır. Bunun yanı sıra, çağrı üzerine gidilen yerde, arızanın yerinde tamir edilememesi veya elde yedek parça bulun-maması gibi hallerde, arızalı aletler yerinden sökülmekte ve her iki tarafın imzasını taşıyan teslim/tesellüm tutanağı düzenlenerek Şirket'e götürülmektedir. Burada sözü edilen usuller, rekabetçi piyasada benzeri şekilde faaliyet gösteren tedarikçi şirketlerin uygulamakta olduğu usullerle tamamıyla paralellik göstermektedir." 

Danıştay saldırısının gerçekleştirildiği 16 Mayıs 2006 günü daha önce de altı kez olan arıza nedeniyle Danıştay yetkilisi tarafından yapılan davet üzerine şirket yetkililerinin 7.'inci defa Danıştay'a gittiği belirtilen açıklamada, kayıt cihazının arızalı olduğu ve yerinde onarılamayacağının tespit edildiği. saat 16.00'da tutanak tutularak cihazın şirkete getirdiği ifade edildi. Açıklamada, "17 Mayıs 2006 günü saat 15.05'de arızalı kayıt cihazının yerine, geçici olarak bir kayıt cihazı takarak çalışır vaziyette teslim etmişlerdir. 

Yani, menfur olay bir yana bırakılacak olursa, 16 ve 17 Mayıs 2006 tarihlerinde de sistemde vukubulan arıza ve arızanın giderilmesi işlemleri bakımından, bundan önceki arızalarda usulen ne gibi işlemler yapılmış idiyse, rutin olarak aynı işlem tekrarlanmıştır. Altını çizerek vurgulayarak belirtiriz ki, şirketimiz yetkilileri bundan önceki tarihlerdeki arızalarda da olduğu gibi, 16 Mayıs 2006 günü kendiliklerinden değil, Danıştay yetkilisinin vaki daveti üzerine Danıştay'a giderek işlem yapmışlardır .17 Mayıs 2006'da vukubulan menfur olay üzerine, şirketimiz nezdinde bulunan arızalı cihaz, basiretli-deneyimli bir güvenlik şirketi olma hasebiyle olayın özelliği de düşünülerek ve adalete yardımcı olmak amacıyla adli makamların olası talebi halinde kendilerine teslim edilmek için, muhafaza altına alınmıştır. Ancak 25 Eylül 2009 tarihine kadar adli makamlar tarafından bu cihazla ilgili olarak Şirketimizden herhangi bir talepte bulunulmamıştır. Vurgulanması gereken önemli bir husus, aradan geçen yaklaşık 3,5 yıla rağmen Şirketimizin, bu cihazları elden çıkarmamış, atmamış ve faaliyette bulunduğu alan bakımından kolaylıkla başka işlerinde de kullanabilecek iken bu yola da gitmemiş olduğudur" denildi. 

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nin Ankara Emniyet Müdürlüğü kanalıyla yaptığı talep doğrultusunda muhata edilen 1 adet sistem diski, 1 adet kayıt diski yanında ilaveten 2 adet muhafaza bir tutanakla Ankara Emniyet Müdürlüğü'ne teslim edildiği belirtilen açıklamada yine ayın mahkemesinin açılamayan DV programının nasıl açılıp kullanılacağına ilişkin ikinci talebi üzerine ve kullanım kılavuzlarının ve ilgifsaldırısının vukubulduğu 17 Mayıs 2006 tarihili CD'lerin gönderildiği kaydedildi. 

Açıklamada, ''Hal böyle iken bir kısım yazılı ve görsel medyada şirketimiz hakkında üretilen yalan-yanlış hayali haberleri ve içinde kesinlikle bulunmadığımız, akla şaşkınlık veren komplo teorilerini ve bu arada bazı şeyleri gizlemek amacıyla kayıt silme iddiası gibi tümüyle aşağılık iftiraları şiddetle reddediyor ve şirketimizin insaf ölçülerini zorlayan büyük bir haksızlıkla karşı karşıya bulunduğunu değerlendiriyoruz'' denildi. 

Açıklamada, şirketin 2000 yılında Türk Ticaret Kanunu çerçevesinde kurulduğu, tüm mevzuata titizlikle uyan, şeffaf, her türlü yasal denetime ve faaliyet alanı gereği emniyet makamlarının devamlı denetimine tabu tutulduğu belirtildi.Danıştay saldırısına ilişkin şirketin elinde bulunan bütün belgeleri adli talebin geldiği 3.5 yıl sonrasına kadar muhata ettiği ve gelen talep doğrultusunda adli organlara teslim edildiği ifade edilen açıklamada, "Adli açıdan büyük önem taşıyan bu durum, şirketimizin iyi niyetinin ve hassasiyetinin göstergelerinden yalnızca bir tanesidir. Bu hususu, belki bilmemesi sebebiyle değerlendiremeyen veya bilmesine rağmen gözden kaçıran sağduyulu kişilerin dikkatlerine özellikle sunmak isteriz.Medyada yer alan haberlerden, yargıya sevk edildiği anlaşılan konuyla ilgili olarak, her türlü savunmamızı mahkeme önünde yapmaya hazır olduğumuzu, verilemeyecek hiçbir hesabımızın bulunmadığını beyan eder, medya da dahil herkesi, Anayasamızın ve iç mevzuatımızın bir parçasını oluşturan Uluslararası Temel Hak ve Özgürlüklerle İlgili Sözleşmelerin vazgeçilemez buyruğu olan, hukukun üstünlüğü ve hukuk devleti ilkesi çerçevesinde hareket etmeye davet ederiz" denildi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Gaziantep Başkan Tahmazoğlu: "Şehrimiz gazilik unvanını sonuna kadar hak ediyor" Gaziantep’in düşman işgalinden kurtuluşunun 104. yıl dönümü nedeniyle mesaj yayınlayan Şahinbey Belediye Başkanı Mehmet Tahmazoğlu, Kurtuluş Savaşı sırasında, Gaziantep halkının destansı bir direniş sergilediğini belirtti. Kentin Kurtuluş Savaşı’nda verdiği 6 bin 317 şehit ile "Gazilik" unvanını hak ettiğini ifade eden Başkan Mehmet Tahmazoğlu, "Bu şehrin halkı, ülkemiz işgal altındayken milli mücadele ateşini yakan; namusunu, toprağını ve bayrağını savunmak için muhteşem bir direniş destanı yazan unutulmaz bir halktır. Bu halk ki millet olmanın ve geleceğe güvenle bakmanın bedelini kanıyla canıyla ödemiştir. Antep halkı, hiçbir yerden destek almadan düşman işgaline karşı yaptığı savunma ile Kurtuluş Savaşı’nın ilk kıvılcımını ve Milli Mücadelemizin meşalesini yaktı. Vatan sevgisi, bağımsızlık aşkı, inanç ve kararlılıkla mücadele eden Antep halkı, Şahinbey’lerin, Şehitkamil’lerin, Karayılan’ların ve daha nice adsız kahramanların öncülüğünde, 6 bin 317 şehit verme pahasına bu şehri düşman işgalinden kurtarmışlardı. Gaziantep, Gazilik unvanını fazlasıyla hak eden, değerli şehitlerimizin, gazilerimizin, o mücadeleyi gören, yaşayan ve bilen insanlarımızın dünyaya tanıttığı kahramanlık destanının sahibidir. Gaziantep’in düşman işgalinden kurtuluşunun 104. yıl dönümünü kutluyor, vatan topraklarının düşman işgalinden kurtarılması yolunda aziz canlarını feda eden şehitlerimizi rahmet, gazilerimizi saygıyla anıyorum" dedi.
Diyarbakır 41 bini aşkın öğrenci "Oku Kitabını, Al Armağanını" yarışmasında buluştu Diyarbakır İl Millî Eğitim Müdürlüğü tarafından, Diyarbakır Valiliği himayelerinde düzenlenen "Oku Kitabını, Al Armağanını" kitap okuma yarışması, bu yıl il genelinde büyük bir katılımla gerçekleşti. Yarışma kapsamında 348 okuldan toplam 41 bin 326 öğrenci, kitap okuma alışkanlığını geliştirmek ve okuma kültürünü yaygınlaştırmak amacıyla yarışmaya katıldı. İlkokul, ortaokul ve lise kademelerinde düzenlenen yarışma, öğrencilerin akademik ve kültürel gelişimlerine katkı sunmayı hedefliyor. Yarışmanın birinci aşama sınavı 24 Aralık 2025 tarihinde yapıldı. İkinci aşama sınavı ise 14 Ocak 2026 tarihinde yapılacak. İlk aşamada dereceye giren öğrenciler, il genelinde düzenlenecek ikinci aşama sınavında yarışma hakkı elde etti. İki aşamalı olarak planlanan yarışma sonunda dereceye giren öğrenciler çeşitli ödüllerle teşvik edilirken, yüksek katılım sağlayan okullar da ödüllendirildi. Yetkililer, yarışmanın öğrencilerin okuma becerilerini geliştirmesinin yanı sıra kitapla kurdukları bağı güçlendirdiğini vurguladı. Diyarbakır İl Milli Eğitim Müdürlüğü yetkilileri, tüm öğrencilere başarılar dileyerek yarışmaya katkı sunan öğretmen, okul yöneticileri ve velilere teşekkür etti. Kayapınar İlçesi Hantepe Eğitim Şehitleri İlkokulu Müdürü Osman Aydın, "Oku Kitabını, Al Armağanını" sloganı ile 348 okulda toplam 41 bin 326 öğrenci ile sınav yapıldığını söyledi. Aydın, "Oku, anla, kazan yarışması devam ediyor. Kitap okuması yarışması sonucunda öğrencilerimiz sınava giriyorlar. Sınavda başarı gösteren öğrencilerimizi İl Milli Eğitim Müdürlüğüne gönderiyoruz. Orada final yarışması yapılacak. İnşallah öğrencilerimiz o sınavda başarı göstereceklerdir. Bizim okulumuzda toplam 555 öğrenci sınava katılıyor. Kitap okuma yarışmasına çok önem veriyoruz. Oku, anla ve kazan yarışması devam edecek. Sınavı kazanan birinci olan öğrencilerimizi de biz ödüllendireceğiz. Amacımız bugünün küçükleri, yarının büyükleridir. Bol bol kitap okunmasını tavsiye ediyoruz öğrencilerimize" dedi. Öğretmenlerden Handan Şero, Milli Eğitim İl Müdürlüğünün yazdan beri düzenlediği kitap okuma yarışmasını düzenlediklerini söyledi. Şero, "3 aydır çocuklar büyük bir heyecanla 3 adet kitabı okudular. Şuan sınavdalar. Bütün öğrencilerde okuma sevinci arttı. Okudukları kitaplar sayesinde yeni şeyler öğrendiler. Büyük bir heyecanla yarışmanın belli olmasını bekliyorlar" diye konuştu. Yarışmaya katılan öğrencilerden Mustafa Efe Ortaç ise gayet heyecanlı olduklarını yaz boyunca tüm kitapları okuduklarını söyledi. Ortaç, "Birinci olmak istiyorum ama önemli olan birinci olup kazanmak değil. Bu kitapları okumak. Finallere gitmek için hepimiz uğraşıyoruz. En iyi şekilde tüm kitapları okuduk inşallah kazanacağız" şeklinde konuştu.
İstanbul İstanbul merkezli 4 ilde düzenlenen uyuşturucu operasyonunda gözaltına alınan isimler belli oldu İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen uyuşturucu soruşturması kapsamında İstanbul merkezli 4 ilde operasyon düzenlendi. 20 kişinin yakalandığı operasyonda kokain, esrar ve uyuşturucu içmeye yarayan aparatlar ele geçirildi. Öte yandan gözaltına alınan şüphelilerin arasında Mahmut Uğur Ziylan, Melisa Fidan Çalışkan, Nuran Çokçalışkan olduğu öğrenilirken şüphelilerden Ezgi Fındık hakkında ise yakalama kararı çıkarıldı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülmekte olan soruşturma kapsamında, ‘uyuşturucu madde imal ve ticareti’, ‘uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanılmasını kolaylaştırmak için özel yer, donanım veya malzeme sağlamak, kullananların yakalanmalarını zorlaştıracak önlemler almak’, ‘kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak kabul etmek veya bulundurmak ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmak’ ve ‘fuhşa teşvik etmek’ suçlarından haklarında gözaltına alınma, arama ve el koyma kararı bulunan 22 şüpheli şahsın yakalanmasına yönelik bugün İstanbul merkezli, Muğla, Adana Antalya’da İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nce eş zamanlı operasyon gerçekleştirildi. Düzenlenen operasyonda 1 şüphelinin cezaevinde bulunduğu, 20 şüpheli şahsın yakalanarak gözaltına alındığı, 1 şüpheli şahıs hakkında ise yakalama işlemlerinin devam ettiği öğrenildi. Evlerde yapılan aramalarda kokain, esrar ve uyuşturucu içmeye yarayan aparatlar ele geçirildi. Öte yandan gözaltına alınan isimlerin kimlikleri de ortaya çıktı. Gözaltına alınanlar arasında Hamdi Burak Beşer, Mahmut Uğur Ziylan, Melisa Fidan Çalışkan, Nuran Çokçalışkan olduğu öğrenilirken şüphelilerden Ezgi Fındık hakkında ise yakalama kararı çıkarıldı. Öte yandan gözaltına alınan diğer isimlerin Erdi Çetin, Uğur Can Peker, Melisa Şahin, İhsan Aygün, Burak Kaptan, Müzeyyen Karakan, Murat Can Şirin, Yağmur Uçkun, Atilla Aydın, Ozan Kılıç, Esra Yoldaş Balcı, Semavi Siverek, Mehmet Tosmur, Halime Göçmen, Ercan Siverek ve Yılmaz Burak Bozkurt olduğu bilgisine ulaşıldı.
Gaziantep Gaziantep’in kahramanları Şehitkamil’de anıldı Şehitkamil Belediye Başkanı Umut Yılmaz, Gaziantep’in düşman işgalinden kurtuluşunun 104. yılında düzenlenen törende yaptığı konuşmada, "25 Aralık, Gaziantep’in esarete boyun eğmediği gündür. Bu şehir teslimiyetin karşısında durarak, memleketin, vatanın ve namusun ne demek olduğunu dünyaya öğretmiştir" dedi. Şehitkamil Belediyesi tarafından düzenlenen törenle Gaziantep’in düşman işgalinden kurtuluşunun 104. yıldönümünde direnişin kahramanları Şehit Kamil, Şahin Bey, Karayılan, Özdemir Bey ve nice kahramanlar düzenlenen törenle özlemle anıldı. İlk anma töreni Şehitkamil Anıtı önünde gerçekleşti. Törene Şehitkamil Belediye Başkanı Umut Yılmaz, başkan yardımcıları ve askeri erkan da katıldı. "Emaneti yere düşürmeyeceğiz" Yılmaz, burada yaptığı konuşmada, Gaziantep’in diz çökmeyi reddedenlerin omuzlarında yükseldiğini belirterek, "25 Aralık, Gaziantep’in esarete boyun eğmediği gündür. Bu şehir teslimiyetin karşısında durarak, memleketin, vatanın ve namusun ne demek olduğunu dünyaya öğretmiştir. Bu topraklar korkuyla yoğrulmadı. Bu şehir diz çökmeyi reddedenlerin omuzlarında yükseldi. Şehit Kamil, yaşı küçük, yüreği bir ordu kadar büyük. Bir çocuğun bir şehre nasıl cesaret verdiğinin adıdır. Şahin Bey, geri adım atmayan bir irade, bir geçitte durup, ’buradan geçemezsiniz’ diyen, milletin sesidir. Karayılan, müdafaa için korkusuz bir isyan, direnişe dönüşen kararlılık. Korkunun üzerine yürüyen bir inanç. Özdemir Bey, bu mücadelenin aklı, disiplini ve komutasını omuzlayan bir liderdir. Bu saatten sonra bizlere düşen görev, açıktır. Bu ruhu diri tutmak. Bu emaneti yere düşürmemek. Gaziantep’e yakışmayan hiçbir duruşa razı olmamak. Başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere Gaziantep’in kurtuluş destanının yazan tüm kahramanlarımızı rahmet ve minnetle anıyorum. Ruhları şad, mekanları cennet olsun. Gazi şehrimizin düşman işgalinden kurtuluşunun 104. yılı kutlu olsun. Dün olduğu gibi bugün de dimdik ayaktayız" diye konuştu. İkinci tören, Özdemir Bey’in mezarı başında yapıldı. Mezar başında Kur’an-ı Kerim okunarak, karanfil bırakıldı.
Kocaeli "Masum" görünen beğeniler tazminat ödetebilir Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, evli bir kişinin sosyal medyada karşı cinse ait fotoğrafları düzenli olarak beğenmesini ’güven sarsıcı davranış’ kabul ederek boşanma davasında tazminat gerekçesi saydı. Kararı değerlendiren Avukat Burak Evci, sadakat yükümlülüğünün artık dijital dünyayı da kapsadığını ve bu tür etkileşimlerin yargı aşamasında kusur olarak nitelendirilebileceğini vurguladı. Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, sosyal medya kullanımının evlilik birliği üzerindeki etkilerine ilişkin verdiği emsal nitelikteki kararında, evlilik devam ederken karşı cinse ait fotoğrafları beğenmenin güven sarsıcı davranış olduğunu değerlendirdi. Söz konusu karar, Kayseri’de görülen bir boşanma davasında, eşlerden birinin sosyal medyada başka kadınlara ait fotoğrafları düzenli şekilde beğenmesi üzerine verildi. Yerel mahkeme erkeği ağır kusurlu sayıp tazminat ödenmesine de hükmetti. Yerel mahkeme ve Bölge Adliye Mahkemesi kararları Yargıtay tarafından onandı, bu davranışın evlilik birliğini temelinden sarstığı kabul edildi. Karara ilişkin değerlendirmelerde bulunan Avukat Burak Evci, şöyle konuştu: "Yargıtay’ın bu kararı, sadakat yükümlülüğünün yalnızca fiziksel davranışlarla sınırlı olmadığını açıkça ortaya koymaktadır. Sosyal medyada yapılan beğeniler, paylaşımlar ve etkileşimler artık evlilik hukukunun doğrudan konusu haline gelmektedir. Dijital ortamda sergilenen bu tür davranışlar, boşanma davalarında kusur tespitinde belirleyici rol oynamaktadır." Evci, kararın özellikle sosyal medya kullanımının yaygınlaştığı günümüzde önemli bir uyarı niteliği taşıdığını belirterek, "Evlilik birliği içerisinde ’masum’ olarak görülen dijital davranışlar, hukuken ciddi sonuçlar doğurabilmektedir. Bu nedenle eşlerin sosyal medya kullanımında daha dikkatli ve özenli davranmaları gerekmektedir" dedi.