POLİTİKA - 15 Mart 2019 Cuma 12:09

Özhaseki: 'Bu kadar kirli bir ilişki yumağı görmedim'

A
A
A
Özhaseki: 'Bu kadar kirli bir ilişki yumağı görmedim'

Cumhur İttifakı'nın AK Parti Ankara Büyükşehir Belediye Başkan adayı Mehmet Özhaseki, CHP Ankara Büyükşehir Belediye Başkan adayı Mansur Yavaş hakkındaki iddialara ilişkin, “Yıllardır ticaretin, siyasetin içinde bulundum, hukuk tahsili yaptım, ancak bu kadar kirli bir ilişki yumağı görmedim” dedi.

Cumhur İttifakı Ankara Büyükşehir Belediye Başkan adayı Mehmet Özhaseki, AK Parti Genel Merkezi'nde düzenlediği basın toplantısında CHP Ankara Büyükşehir Belediye Başkan adayı Mansur Yavaş hakkındaki iddialara ilişkin konuştu. İddialarda adı geçen şahsa Mansur Yavaş’ın gönderdiği mesajları gazetecilere okuyan Özhaseki, ayrıca toplantıya katılan gazetecilere kendi mal beyanını dağıttı.

Bu zamana kadar rakiplerinin özel konularına ilişkin konuşmadığını fakat rakiplerinin projelerinin olmayışını eleştirdiğini belirten Özhaseki, “Biz bir ittifak içindeyiz. Bu ittifak Cumhur İttifakı, niye kurduğumuzu her gittiğimiz yerde anlatıyoruz. Karşı tarafın da dürüst olmasını istiyoruz. Kimlerle ittifak yaptıklarını net bir şekilde söylemelerini istiyoruz. Karşı taraftan tehditkar sözler geliyor ama onlara da kulaklarımızı kapattık. Kayseri’ye adamlar gönderdiler, ‘açığı var mı?’ diyorlar. Gülümsedim geçtim. Bir televizyonda gördüm, CHP’nin adayı, ‘Bırakın projeleri ne bantlar çıkacak ne bantlar’ diyor. Ankara’da siyaset bu arkadaşlar tarafından böyle kirli mi yürütülüyor? Bandı bırak, Ankara’ya ne yapacağını söyle” diye konuştu.

“Mağdur edebiyatı yaptı”

Mansur Yavaş hakkında çıkan iddiaları kendisinin gazetelerden öğrendiğini ve Mansur Yavaş’ın bütün bu iddialara cevap vermesi gerektiğini söyleyen Mehmet Özhaseki, ”Bütün bu sorulara cevap vermesi gereken, olayın muhatabı olan Mansur Yavaş, çıkıp dürüstlükle bunların ne olduğunu, kirli ilişkiler bütününün neler olduğunu izah etmesi gereken oydu. Basının karşısına çıktı, sorulara cevap vermesini bekledik. Hiçbirine cevap vermedi, kısa bir bülten okudu, sessizce bırakıp gitti. Mağdur edebiyatı yaptı. Basını, Ömer Çelik’i ve beni suçladı” şeklinde konuştu.

“Biraz daha devam etse daha çok şeyler çıkacak gibi görünüyor”

İddialarda adı geçen şahıs ile Mansur Yavaş’ın mahkeme dosyalarına giren belgelere göre 10 yılık bir iş ilişkisi olduğunu kaydeden Özhaseki, “Beraber yeniliyor, içiliyor, alınıyor, veriliyor. Fakat şimdi o şahıs hakkında ‘kriminal suçlu, şu suçları var’ gibi durmadan o şahsın suçlarını ortaya döküyorlar. Hazreti Ali efendimizin çok güzel bir sözü var, ‘Bana arkadaşını söyle, senin kim olduğunu söyleyeyim.’ O suçladığın adam senin arkadaşın. Sen oturup kalkmışsın, iş ilişkisine girmişsin. Demek ki şimdi menfaat çatışmasına girmişsin suçlamaya başladı. Şuana kadar ortaya atılan belgelerden benim anladığım şu, kesinleşmiş mahkeme kararı var. O mahkeme kararı da senet sahte olduğunu, senet üzerindeki imzanın kendisinin suçladığı şahsa ait olmadığı ve bu konuda da yerel mahkeme karar verdiği gibi Yargıtay hükmü kesinleştirdi. Kesin olan bir şey var, ortada suçlanan şahsın imzası değil diyerek bir sahte senet var, buradan da kendisinin yemiş olduğu 500 bin liraya yakın imza inkar tazminatı ve ceza var. Bunun dışında onlarca birbirlerine karşı suçlamalar, davalar, icra takipleri geliyor. Biraz daha devam etse daha çok şeyler çıkacak gibi görünüyor” ifadelerini kullandı.

“Benim sorduğum net ve sade sorular var, Mansur Yavaş’ın cevap vermesini istiyorum”

Soracağı sorulara Mansur Yavaş’ın dürüstlükle cevap vermesini istediğini belirten Özhaseki, “Yine topu taca atarak, hiç ilgisi olmayan masum insanlara iftira ederek kurnazca basit polemiklere girip kaçmamasını rica ediyorum. Yıllardır ticaretin, siyasetin içinde bulundum, hukuk tahsili yaptım, ancak bu kadar kirli bir ilişki yumağı görmedim. Herhalde açıldıkça matruşka gibi sıkıntıların geleceğini tahmin ediyorum. Benim sorduğum net ve sade sorular var. Bir, bu senedi kim düzenledi? İki, ‘benim büromda senedi önümde imzaladı’ dediğiniz mahkeme kayıtlarına da yansıdı, nasıl oluyor da o imza ‘önümde imzaladığı’ dediğiniz şahsa jandarma, emniyet ve Adli Tıp raporlarında imza o şahsa ait çıkmıyor. Burada kocaman bir yalan var, bu yalanı kim söylüyor? Üç, bu kadar meblağlı senedi hangi hizmet karşılığında aldınız, ne iş yapıyorsunuz? 600 bin dolar, 3 milyon liradan fazla bir paradan bahsediyoruz, ciddi bir para bu. Hangi hizmeti veriyorsunuz da bu parayı alıyorsunuz? Siz burada avukatlık ücreti olarak alıyorsanız vekaletiniz var mı? Dört, danışmanlık ücreti olarak bunu istiyorsanız sözleşmeniz var mı, bunu ibraz edebilir misiniz? Bu kadar büyük bir parayı hangi maharetiniz ve hizmetiniz karşısında almayı düşünüyorsunuz?

Bu önemli bir maharet olsa gerek. Dışarıda söylenen dedikodular beni ilgilendirmiyor, kendisi buna dürüstlükle cevap vermediği sürece dışarıdaki dedikoduların önünü kesemez. Sözleşme veya vekalet düzenlememe sebebini 8. Ağır Ceza Mahkemesindeki beyanında Mansur Bey diyor ki, ‘Makbuz kesildiği zaman yaklaşık 300 bin dolar vergiye gidiyordu, bunu da kaç yol sonra alacağımız belli değildi’ gibi bir ifade var. Bu vergi kaçırmaya teşebbüs değil mi? CHP’nin Ankara Büyükşehir Belediye Başkan adayı olarak bu izahınızı ahlaki buluyor musunuz, vicdanınıza sığıyor mu, bunu partililerinize nasıl anlatacaksınız? Bir şey daha var, beni en çok ürküten de bu zaten. Karşısındaki muhatabına mesajlar geçiyor, birkaç tanesini okuyayım size, ‘Hukuk fakültesi diplomanı iptal ettiririm, sahtekar, seni yarın üniversiteden arayacaklar, hapistesin. Diploma iptali mi, rapor iptali mi? Tercih senin. Bugün ödemeye yanaşmazsan diploma iptali dilekçesi Çarşamba sabah hem fakülteye hem savcılığa veriliyor, askeri savcılığa da önümüzdeki pazartesi veriliyor.’ Bunlar şantaj değil mi? Bildiğiniz bazı gerçekler var, örtüyorsunuz, adama durmadan bunları gönderiyorsunuz ve tehdit ediyorsunuz.

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı adayı ile ilgili geriye doğru baktığınız zaman bir takım kirli ilişkiler, arkasından vergi kaçırmaya teşebbüs, arkasından sahte senet, arkasından tehditler, şantajlar. Bunlar doğru mu? Yüzde 100 doğru. Mahkeme kayıtlarında var. Kendisi de inkar etmiyor zaten. Devam ediyor, ‘Bak Necmettin başlangıç olarak pazartesi baroya raporunu veriyorum, dahası da olacak. Öde borcunu konu kapansın. Emekliliğini iptal ettiririm. Ailen senin bir sapık olduğunu biliyor mu iğrenç adam.

Bilgisayar yarın ilgili savcıya veriliyor. Öde kurtul, vazgeçeyim hırsız.’ Sonra arkasından bizimki çok mağdur edebiyatı yapıyor ya, şunlara bakar mısınız, ’kodese hazırlan, senin düğününü basacağım, seni rezil edeceğim, seni Ankara’da yaşatmayacağım, seni sürüm sürüm süründüreceğim.’ Bütün bunlara bakıldığı zaman burada mağduriyetten ziyade tehditkar, şantajcı bir mağrur adam görünüyor ortada. Burada dikkat ettiğim bir şey daha var, ‘Öde kurtul vazgeçeyim bu işten.’ Benim anladığım kadarıyla ‘bu parayı alırsam, hepsine göz yumacağım, sesimi çıkartmayacağım, gideceğim. Ama ödemezsen sen görürsün gününü.’ Bu nasıl bir ruh halidir. Bütün bu soruların cevabını Ankaralı hemşehrilerimizin bilmek hakkı. Beni suçladığına göre, bana iftira ettiğine göre benimde öğrenmek hakkım” dedi.  

Derya Yetim
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Galatasaray Kadın Futbol Takımı’nda tek hedef şampiyonluk Galatasaray Kadın Futbol Takımı Teknik Direktörü Metin Ülgen, Turkcell Kadın Futbol Süper Ligi’nin son haftasında oynayacakları ve kazanmaları durumunda şampiyon olacakları ALG Spor maçıyla ilgili, “Çok yoğun bir şekilde çalışıyoruz. Çünkü Galatasaray Kulübü’nün ikincilik şansı yok. Şampiyon olmak zorundayız, ikinci olduğumuzda kimse mutlu olmayacak” dedi. Turkcell Kadın Futbol Süper Ligi’nde 68 puanla liderlik koltuğunda oturan Galatasaray Kadın Futbol Takımı, ligin son haftasında 5 Mayıs Pazar günü ALG Spor ile karşı karşıya gelecek. En yakın rakibi ABB Fomget’in 2 puan önünde bulunan sarı-kırmızılılar, bu müsabakayı kazanması durumunda ilk şampiyonluğunu ilan edecek. Zorlu ALG Spor maçı öncesi Galatasaray Kadın Futbol Takımı Teknik Direktörü Metin Ülgen, İhlas Haber Ajansı’na (İHA) açıklamalarda bulundu. “Galatasaray Kulübü’nün ikincilik şansı yok” Kadın futbolunda şampiyonluk kazanmanın Galatasaray camiası için çok önemli olduğunu vurgulayan Metin Ülgen, ALG Spor karşısında galibiyet alarak mutlu sona ulaşacaklarına inandıklarını söyledi. Bu sezon iyi bir futbol oynadıklarını belirten Ülgen, “Biz görevi aldığımızdan beri uykularımız kaçıyor. Çok yoğun bir şekilde çalışıyoruz. Çünkü Galatasaray Kulübü’nün ikincilik şansı yok. Şampiyon olmak zorundayız, ikinci olduğumuzda kimse mutlu olmayacak. Biz bu bilinç içerisinde hareket ettik. Sezon başından beri hedeflerimizi koyduk ve o hedefler üzerinde yürüdük. Şimdi son maça kadar getirdik. İki puan öndeyiz, almamız gereken bir maç. Oyuncularım da olayın bilincinde. Çok iyi oynayıp, kadın futboluna da katkıda bulunmuş olacağız. Biz başından beri mutlaka iyi futbol oynamamız gerektiğini hep söylüyoruz. Hem iyi futbol oynayacağız hem iyi skor alacağız ve camiamıza şampiyonluk hediye etmiş olacağız. Temennimiz tabii ki A takımla birlikte şampiyon olup RAMS Park’a çıkmak” ifadelerini kullandı. “Kadın futbolunun gelişimi için bizim de bir şeyler sunmamız gerekiyor” Türkiye’de kadın futbolunun son dönemde çok geliştiğini aktaran Ülgen, “Eğer kadın futbolu gelişecekse taraftarı çok olan kulüplerle olacaktır. Kadın futbolunun gelişimi için bizim de bir şeyler sunmamız gerekiyor. İnsanlar eğer iyi futbol görüyorsa size gelecektir, devam edecektir, sayıyı artıracaklardır, ilgileri artacaktır. Bizim bir şeyler yapmamız lazım, ‘Bizim ürünümüz şu’ diyebilmeliyiz. Şu anda kadın futboluna ilgi de çok artıyor. Bizim mutlaka sahada iyi şeyler yapmamız lazım ki kadın futbolunu geliştirebilelim” diye konuştu. “Önümüzdeki yıllarda altyapımız daha uygun hale gelecektir” 64 yaşındaki teknik adam, altyapı ile ilgili de çalışmalar yürüttüklerinin de altını çizerek, “Her gittiğimiz yerde deplasmanlar olsun, antrenmanlar olsun altyapı hocamız bizimle birlikte. Altyapı gruplarını açıyoruz ve büyük kitlelere ulaştık, seçmeler yaptık. Zannediyorum önümüzdeki yıllarda fiziki şartları da uygun hale getirdiğimizde altyapımız daha uygun hale gelecektir ve oradan Türk futboluna oyuncular yetiştireceğiz” dedi. “Galatasaray tarihinde ilk olacak” Metin Ülgen, Galatasaray tarihinde hem kadın hem erkek futbol takımının daha önce hiç aynı sezonda şampiyon olmadığını hatırlatarak, “Bunu tarif etmek mümkün değil. Tabii ki iki önemli erkek ve kadın takımı şampiyon olduğunda kulübümüz çok güzel şeyler yapacağını bize söylediler. Ben de inanıyorum müthiş şeyler olacak. Galatasaray tarihinde de ilk olacak. Zannediyorum çok güzel şeylerle süsleyecekler. Ama tabii ki biz son maça odaklandık. O maçı kesinlikle almamız lazım ve şampiyon olmamız lazım” şeklinde konuştu.
Bursa Başkan ilk maaşını öğrencilere ayırdı Bursa’nın Büyükorhan ilçesi Belediye Başkanı Kamil Turhan, ilk maaşını öğrencilere burs olarak bağışladı. 31 Mart 2024 yerel seçimlerinde Bursa’da yüzde 57.77 oranında rekor oy alarak AK Parti’den Büyükorhan Belediye Başkanı seçilen Kamil Turhan, ilk maaşını öğrencilere burs olarak bağışlayacağının sözünü verdi. Büyükorhanlı 70 Üniversite öğrencisine burs veren Büyükorhan Gençlik Derneği’ne (BÜGED) ilk maaşını öğrencilere burs verilmek için bağışlayacağının sözünü veren Turhan’ın yaptığı örnek davranış Türkiye’deki tüm belediye başkanlarına örnek olacağına benziyor. 10 bin nüfuslu Büyükorhan ilçesinde yaptıkları sosyal sorumluluk projeleri ile herkesin takdirini kazanan Büyükorhan Gençlik Derneği, (BÜGED) ilçedeki kısıtlı imkanlarına rağmen büyük işlere imza atıyor. İlçede faaliyet gösteren ve görev yapan tüm iş adamları, esnaf ve mülki amirleri ziyaret eden (BÜGED) üyesi gençler yapacakları projeleri anlatıp işbirliğiyle güzel işlere imza atıyor. En son göreve yeni seçilen Büyükorhan Belediye Başkanı Kamil Turhan’ı ziyaret ederek yaptıkları ve yapacakları projeleri anlatarak destek istedi. Büyükorhanlı gençleri dinleyen Başkan Turhan, ilk alacağı maaşını öğrencileri burs için kullanılmak üzere bağışlayacağının sözünü verdi. “Bazı işler para için yapılmaz" Büyükorhan için canla başla çalışma sözü verdiklerini ifade eden Büyükorhan Belediye Başkanı Kamil Turhan, “Biz eğitimi çok önemsiyoruz, eğitim ile alakalı her projenin her etkinliğin içerisinde olacağız. Belediye Başkanlığında ilk maaşımı BÜGED aracılığıyla Büyükorhanlı üniversite öğrencilerine burs olarak bağışlayacağım. BÜGED’in yaptığı projeleri bu zamana kadar takdirle takip ettim. İlçemizden böyle gençler çıkması bizleri gururlandırıyor. Ben de ilk maaşımı eğitim için bağışlayıp tüm Türkiye’deki belediye başkanlarına örnek olmasını istiyorum. Geleceğimizin teminatı gençlerimize destek olmaya devam edeceğim ”dedi.
Hatay Yılda 45 gün uyanık kalan ipek böcekleri, dut yapraklarıyla özenle besleniyorlar Hatay’ın Defne ilçesinde kurulan eğitim merkezi, kadınlara istihdam sağlamak ve geleneksel ipek böcekciliği mesleğini canlandırmak amacıyla faaliyet gösteriyor. Yılın 45 gününde uyanık kalan ipek böcekleri tarafından üretilen ipekler, geleneksel el tezgahlarında kıyafete dönüşüyor. Hatay’ın Defne ilçesinde unutulmaya yüz tutmuş bir meslek olan ipek böceği yetiştiriciliğinin yeniden canlandırılması amacıyla Defne Belediyesi tarafından kurulan eğitim merkezinde, Fulya Kadıoğlu liderliğinde kadınlara istihdam sağlanıyor. Yılın büyük çoğunluğunu uyuyarak geçiren ipek böcekleri, Nisan ayında başlayan uyanma sürecinde 45 gün uyanık kalıyorlar. Yaklaşık 30 günlük beslenme ve 15 günlük üretim sürecinde ipek böcekleri, koza üretimi gerçekleştiriyorlar. İpek böceklerinin yaşam döngüsü ve bakımı hakkında bilgi veren Kadıoğlu, bu alandaki zorlukları ve işin inceliklerini anlattı. Geleneksel el tezgahlarından çıkan ürünler; şal ve fular olarak sergilenirken, her bütçeye uygun fiyatlarla satışa sunuluyor. "Unutulmaya yüz tutmuş ipek böcekciliğini canlandırmak için eğitim merkezi kurduk" Kadınlara istihdam sağlamak amacıyla eğitim merkezi kurduklarını söyleyen Fulya Kadıoğlu, "Biz burada ipek böceği yetiştiriciliği ve dokuma yapıyoruz. Burada kadınlara istihdam sağlamak amacıyla ve unutulmaya yüz tutmuş bu mesleği tekrar canlandırmak için bir eğitim merkezi kurduk. Eğitim merkezimizde yaklaşık 45 gün boyunca her senenin Nisan ayında İpek böceklerimizi yetiştiriyoruz. Nisan ayının başında ipek böceklerimiz uyanıyorlar. 45 günlük bir süreci var. 35 gün boyunca sadece dut yaprağıyla besleniyorlar. 4 defa uykuya giriyorlar ve uyudukları zaman ipek böceklerine yemek vermiyoruz. Böcekler uyuduğunda uykularını bozmamak için yemek vermeyerek uyumalarını sağlıyoruz. Uykularını bozarsak sağlıklı koza elde edemeyiz. İpek böcekleri uyandığında kabuklarını bırakırlar. Kabuklarını bıraktıkları zaman 13 cm büyüklüğe ulaşıyorlar. Ağzından iplik gelen ipek böcekleri çalıya tırmanıyorlar. Çalıya çıkıp orada kozalarını örmeye başlıyorlar. Toplamda tüm bunların olması 45 günlük bir süreç. Belirli ısı ve nem görmeyen ipek böceklerimiz uyanmazlar. Çok meşakatli bir iş, severek yapmadığınız müddetçe yapma şansınız yok. İlk çıkan ipliği ayırıyoruz, kalan iplikler çorap söküğü gibi geliyor. Yaklaşık 60 kozadan 1 tel iplik elde ediyoruz. Metrajı fazla 2 bin metre arasında bir ipliği var. Çok ince olduğu için biz onu 60 taneyi birleştirerek yapmamız gerekiyor. El tezgahlarından çıkan ürünlerimizi; şal, fular olarak burada sergiliyoruz. İsteyen müşterilerimiz bizden satın alabiliyorlar. Fiyatlar her bütçeye uygun değişiklik gösteriyor" dedi.
Hatay Yılda 45 gün uyanık kalan ipek böceklerinin ürettiği kozalar kadınların elinde özenle işleniyor Hatay’ın Defne ilçesinde kurulan eğitim merkezi, kadınlara istihdam sağlamak ve geleneksel ipek böcekçiliği mesleğini canlandırmak amacıyla faaliyet gösteriyor. Yılın 45 gününde uyanık kalan ipek böcekleri tarafından üretilen ipekler, geleneksel el tezgahlarında kıyafete dönüşüyor. Hatay’ın Defne ilçesinde unutulmaya yüz tutmuş bir meslek olan ipek böceği yetiştiriciliğinin yeniden canlandırılması amacıyla Defne Belediyesi tarafından kurulan eğitim merkezinde, Fulya Kadıoğlu liderliğinde kadınlara istihdam sağlanıyor. Yılın büyük çoğunluğunu uyuyarak geçiren ipek böcekleri, Nisan ayında başlayan uyanma sürecinde 45 gün uyanık kalıyorlar. Yaklaşık 30 günlük beslenme ve 15 günlük üretim sürecinde ipek böcekleri, koza üretimi gerçekleştiriyorlar. İpek böceklerinin yaşam döngüsü ve bakımı hakkında bilgi veren Kadıoğlu, bu alandaki zorlukları ve işin inceliklerini anlattı. Geleneksel el tezgahlarından çıkan ürünler; şal ve fular olarak sergilenirken, her bütçeye uygun fiyatlarla satışa sunuluyor. "Unutulmaya yüz tutmuş ipek böcekçiliğini canlandırmak için eğitim merkezi kurduk" Kadınlara istihdam sağlamak amacıyla eğitim merkezi kurduklarını söyleyen Fulya Kadıoğlu, "Biz burada ipek böceği yetiştiriciliği ve dokuma yapıyoruz. Burada kadınlara istihdam sağlamak amacıyla ve unutulmaya yüz tutmuş bu mesleği tekrar canlandırmak için bir eğitim merkezi kurduk. Eğitim merkezimizde yaklaşık 45 gün boyunca her senenin Nisan ayında İpek böceklerimizi yetiştiriyoruz. Nisan ayının başında ipek böceklerimiz uyanıyorlar. 45 günlük bir süreci var. 35 gün boyunca sadece dut yaprağıyla besleniyorlar. 4 defa uykuya giriyorlar ve uyudukları zaman ipek böceklerine yemek vermiyoruz. Böcekler uyuduğunda uykularını bozmamak için yemek vermeyerek uyumalarını sağlıyoruz. Uykularını bozarsak sağlıklı koza elde edemeyiz. İpek böcekleri uyandığında kabuklarını bırakırlar. Kabuklarını bıraktıkları zaman 13 cm büyüklüğe ulaşıyorlar. Ağzından iplik gelen ipek böcekleri çalıya tırmanıyorlar. Çalıya çıkıp orada kozalarını örmeye başlıyorlar. Toplamda tüm bunların olması 45 günlük bir süreç. Belirli ısı ve nem görmeyen ipek böceklerimiz uyanmazlar. Çok meşakatli bir iş, severek yapmadığınız müddetçe yapma şansınız yok. İlk çıkan ipliği ayırıyoruz, kalan iplikler çorap söküğü gibi geliyor. Yaklaşık 60 kozadan 1 tel iplik elde ediyoruz. Metrajı fazla 2 bin metre arasında bir ipliği var. Çok ince olduğu için biz onu 60 taneyi birleştirerek yapmamız gerekiyor. El tezgahlarından çıkan ürünlerimizi; şal, fular olarak burada sergiliyoruz. İsteyen müşterilerimiz bizden satın alabiliyorlar. Fiyatlar her bütçeye uygun değişiklik gösteriyor" dedi. (AGT-VK-
Kahramanmaraş Genç çiftçiden gençlere nasihatler Kahramanmaraş’ta tarlada traktör sürüp çalışan genç çiftçi, liseyi açıktan bitirip ziraat fakültesine gitmek istediğini, gençlerin hem çalışarak hem de okuyarak hayatını sürdürebileceğini ifade etti. Kahramanmaraş’ta yaşayan 25 yaşındaki genç çiftçi Ökkeş Arıkan, tarlada traktör ile yonca balyaları hazırlayıp, öğütüldükten sonra kendisine ait hayvanlara vereceğini söyleyerek, "Malum depremin üzerinden bir yıldan fazla zaman geçti. Birinci derecede yakınlarımızı kaybettik. Hayat devam ediyor, tutunmaya çalışıyoruz. Biz burada yonca üretiyoruz ve bu ürünü hayvanlara veriyoruz” dedi. Ülkenin kalkınması adına tarım ve hayvancılık yaptığını ifade eden Arıkan, devletin okumuş insana da, çalışan insana da ihtiyacı olduğunu söyledi. Arıkan, "Bizler genç çiftçiler devletten hayvansal, yakıt ve yem anlamında destek bekliyoruz. Her şey okumak ile bitmez, bu devletin hamala da ihtiyacı var, okumuş adama da ihtiyacı var. Okuyarak benim gibi çiftçiliğe yönelenler var. Liseyi açıktan bitiriyorum. Aynı zamanda ziraat fakültesini bitirmeyi düşünüyorum. Hem okuyup hem çalışmak, kendimi geliştirmek. Farklı ne yapabilirim, okul dışında yaz mevsiminde 90 gün boyunca öğrenci tatil farklı işler yapabilir. Köyde bir genç ise illaki iş vardır ama şehirde yaşıyorsa bir şeyler üretmesi ve çalışması gerekir. Benim hedefim bu işi ilerletmek, bir işe bağlı kalmıyorum. Mesleğim kepçe operatörü ve hayvanlarım da var. Hem hayvanlara bakıp hem ziraat işimi yapıp hem de mesleğimi ilerlettim; bu şekilde hayatımı sürdürüyorum" diye konuştu.
Adana Ağlatan doğum günü sürprizi Adana’da hayatı boyunca doğum günü kutlamayan down sendromlu 23 yaşındaki Ramazan için yapılan doğum günü sürprizinde annesi gözyaşlarını tutamadı. Ramazan’ın mutluluğu ise gözlerinden okundu. Merkez Yüreğir ilçesine bağlı Koza Mahallesi’nde yaşayan Feride (42) ve Zeki Elçiçek’in (43) 8 çocuğundan en büyüğü olan Ramazan (23), down sendromlu olarak dünyaya geldi. Doğduğundan bu yana sağlık sorunlarıyla boğuşan Ramazan’ın ailesi de maddi imkansızlıklar nedeniyle evladının doğum gününü hiç kutlayamadı. Geçtiğimiz ay Adana’da faaliyet gösteren Ogün Abi Derneği’ne ulaşan anne Feride Elçiçek, evladının 23. yaş doğum gününü kutlamak istediğini söyledi. Pasta alındı, sürpriz yapıldı Ogün Abi Derneği ise bu isteğe kayıtsız kalmadı ve down sendromlu Ramazan için özel pasta yaptırılıp sürpriz doğum günü partisi yapıldı. Ramazan’ın mutluluğu gözlerinden okunurken anne Feride Elçiçek ise evladının ilk kez kutlanan doğum gününde gözyaşlarını tutamadı. Pastayı kesti, ilk dilimi kendisi yedi Mumları üfledikten sonra Ogün Abi Derneği başkanı Ogün Sever Okur ile birlikte pastayı kesen Ramazan, kestiği pastadan ilk dilimi yedi. “Hiç doğum gününü kutlayamadık” İhlas Haber Ajansı’na konuşan anne Feride Elçiçek, çok mutlu olduğunu söyledi. Elçiçek, “Çok duygulandım. Çünkü Ramazan benim en kıymetlim. Kendisi 2 aylık olduğunda down sendromlu olduğunu öğrendik. Kalbinde 3 tane delik vardı ve ameliyat oldu. Sürekli hastanelerde kaldık. Bu yaşa geldi ama hep hastaneye gidiyoruz. Hiç doğum gününü kutlayamadık. Bugün çok mutlu oldu. İlk defa oğlumun doğum gününü kutladık. Ben onun doğum gününü kutlamayı hep istiyordum ama bir türlü kısmet olmadı. En azından bugün oğlumun yüzü güldü” ifadelerini kullandı. “İlk kez kendi pastasını yedi” Ogün Sever Okur ise Ramazan’ın mutluluğu nedeniyle çok duygulandığını anlatarak, “Ramazan’ı uzun zamandır tanıyorum ve ailesinden onun bugün doğum günü olduğunu öğrendim. Bizlerde ona böyle sürpriz yapalım istedik. Bu tarz organizasyonları sürekli yapıyoruz. Başkasının doğum günü olsa bile pastasını dezavantajlı bölgelerde yaşayan çocuklara gönderenler oluyordu. Ramazan her pasta geldiğinde koşarak yanımıza geliyordu. Bu seferde kendi doğum gününü kutladı. İlk kez kendi pastasını yedi. Annesi ve biz çok duygulandık” dedi. Öte yandan Ogün Sever Okur dezavantajlı bölgelerde yaşayan çocukların doğum günlerini kutlamaya devam edeceklerini söyledi.