ASAYİŞ - 10 Kasım 2019 Pazar 11:38

Pansuman için gittiği hastanede hayatını kaybetti

A
A
A
Pansuman için gittiği hastanede hayatını kaybetti

Kahramanmaraşlı Diş Hekimi Cennet Taşdemir, annesinin pansuman için gittiği özel hastanede enfeksiyon kapıp hayatını kaybetmesiyle sonuçlanan olayla ilgili Sağlık Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkanlığı inceleme raporunun tamamlandığını ifade ederek, “Annemin ihmaller zinciri sonucu hastanede öldürüldüğü ortaya çıktı” dedi.

Kahramanmaraş'ta diyabet hastalığına bağlı olarak ayak parmağı bir hastanede kesilen Hatice Timürkaan (65), iddiaya göre gittiği bir özel hastanede enfeksiyon kaparak 10 Aralık 2018 tarihinde hayatını kaybetti.
Annesinin ölümünün ardından hastane yönetimi ve ilgili doktorlar hakkında suç duyurusunda bulunan Cennet Taşdemir’in iddiaları kapsamında Sağlık Bakanlığı inceleme başlattı.

Sağlık Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkanlığı inceleme raporunun tamamlanmasının ardından okudukları karşısında şok olduklarını ifade eden Taşdemir, “Annemin ihmaller zinciri sonucu hastanede öldürüldüğü ortaya çıktı” dedi.

Yaşananlarla ilgili İHA muhabirine annesinin mezarı başında açıklama yapan Cennet Taşdemir, “Anneme pansuman için gittiği hastanede, hastane enfeksiyonu bulaştırıldı. Bu enfeksiyon bizlerden gizlendi. Ben İstanbul’dan annemi almaya geldiğimde her şeyin yolunda olduğu söylendi. Ama bize hastane enfeksiyonu olduğu söylenmedi. Biz bunu daha sonra tahlil sonuçlarında öğrendik. Onunla ilgili şikayette bulunmuştuk. Ama şu anda olay tamamen hastane enfeksiyonu, bir komplikasyondu veya sağlık personeli hatasıdır gibi bunu tartışırken olay tamamen bir cinayete dönüştü. Çünkü annemin ihmaller zinciri sonucu bu hastanede öldürüldüğü ortaya çıktı. 7 ayda yapılamayan incelemeyi Sağlık Bakanlığı tarafından gönderilen müfettiş 3 günde yaptı. Bütün çalışan personelin ve doktorların ifadeleri alındı ve inanır mısınız bu rapor çıktıktan sonra ben nöbette olması gereken bir doktorun üç satırlık ifadesini okumam 3 gün sürdü. Çünkü doktor nöbet yerinde olmadığını, çağrıldığı halde gitmediğini, annemi 20 yaşlarında genç hemşirelere emanet ettiğini ve telefonda yemek tarifi verir gibi 50 dakika boyunca talimatla annemi tedavi etmeye çalıştığını itiraf etmiş durumda. Bununla ilgili müfettiş tarafından bu doktorla, başhekimle ve annemin tedavisine başlayan hekimlerle ilgili cezai işlem yapılması için gereken mercilere bilgi verildi” dedi.

"Bir hastayı telefonda tedavi etmek de ne demek"

Yaşanan ihmalin sonuna kadar takipçisi olacağını dile getiren Taşdemir, “Ben şunu anlamıyorum, yemek tarifi verir gibi 50 dakika bir hastayı 3. derece en ağır organ yetmezliği olan bir hastayı telefonda tedavi etmek de ne demek. Kahramanmaraş’ın bir ucundan diğeri 5 dakika. Zaten bir doktorun nöbet yerini terk etmiş olması bir hata. Hem hastane enfeksiyonu bulaştırılıyor, hem geç sonuçlandırılıyor, sonuç çıktığı halde tedaviye geç başlanması, vefatı sırasında bir doktor bulunmaması ve denetlenmemesini anlamıyorum. Burası bir hastane değil. Oraya ben otel demek istiyorum. Orada hastalar yatıyor sadece. Annem normal serviste yatarken annemi 2. derece yoğun bakımda yatırıp devletten hak etmedikleri paraları usulsüz bir yolla almayı ihmal etmemişler. Hastayı ihmal edebiliyorlar, doktor bulundurmayabiliyorlar, hastayı öldürebiliyorlar ama devletten almamaları gereken parayı alabiliyorlar. Bununla ilgili de 10 şahitle birlikte SGK'ya başvurmuştum. SGK raporu da çıkmış durumda. O tarihlerde normal serviste yatarken annemi yoğun bakımda gösterdiklerini hastane kabul etmiş durumda. Usulsüzlüğü, sahtekarlığını daha doğrusu. Bunu ihmal etmiyorlar ama daha sonra 3. derece yoğun bakımda olan hastayı çağrıldığı halde nöbete gitmemek, nöbet yerine gitmemek ve tedaviye geç başlamak ihmal edebiliyorlar. Ve bu hastane halen çalışıyor, doktor halen görevde. Bunları anlamış değilim. Bunlar kime güveniyor. Ben de diş doktoruyum. Her türlü denetimden rahatlıkla geçebilmek için tüm evrakları ve ortamı sağlamaya çalışıyorum. Bunların arkasında kim var? Halen bir özür dilemediler, hala başsağlığı dilemediler. Basını, habercileri, işini yapmak isteyenleri tehdit etmekle meşguller. Ama bu konu artık kamu davasına dönüştü. Zaten benim bu haberlerin ardından aynı hastanede kızına enfeksiyon bulaşan ve zor kurtarılan ama şuanda engelli olarak hayatına devam eden birkaç kişi daha çıktı. Halkımızdan da destek bekliyorum. Ben adaletin er ya da geç bizim lehimize sonuçlanacağını biliyorum. Artık elimizde Sağlık Bakanlığı tarafından gelmiş resmi rapor var. Artık rahatlıkla her yerde hakkımızı arayacağız” dedi.
Annelerinin mezar taşına "öldü" yazamadıklarını bunu psikolojik olarak kabul etmediklerini ifade eden Taşdemir, "Babam pankreas kanserinden vefat ettiğinde ben doktoruna sadece teşekkür ettim. Ben bir doktor düşmanı değilim. Karşımda işini ciddi bir şekilde yapan bir kurum ya da kuruluş ve insanlar görürsem tabi ki teşekkür ediyorum, aynı zamanda ben bir doktorum. O doktor görevden men edilene kadar elimden geleni yapacağım” diye konuştu.

"Uygun olan sonuç alındığı gün tedaviye başlanmasıdır"

Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. S.Y. ise Sağlık Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkanlığı Müfettişine verdiği beyanında, kendisinin o gece nöbetçi doktor olarak gece saat 24.00’e kadar hastanede bulunduğunu, Hatice Timurkaan’ın primer olarak sorumlu olduğu bir hasta olmadığını, hastanın genel durumunun kötü ve sepsisde olması nedeniyle medikal tedavi gören bir hasta olduğunu, gece saat 24.00 sularında acil bir işinin çıkması nedeniyle hastaneden ayrıldığını, hastaya yapılacak tüm müdahaleleri hemşirelerin yaptığını, kendisinin hastanın arrest olduğundan haberdar edildiğini, bu hastanın Dr. H.K.'nin hastası olduğunu, bildiği kadarıyla hastaya yapılan müdahaleden Dr. H.K.'nin haberinin olduğunu, ertesi gün nöbet sonrası olduğu için hastaneye gelmediğini, hastanın arrest olduğunu hemşirelerin yakınlarına haber verdiğini, hastanenin yoğun bakımında bir uzman hekimin nöbetçi olarak mutlaka kaldığını ve aylık nöbet listesine uygun olarak nöbete kaldıklarını ifade etti.

Hatice Timürkaan’ın doktoru H.K. ise beyanında, bahsedilen günlerin hafta sonu ve mesai saati dışında olduğu için o zaman zarfında hastanede bulunmadığını, hastanede bulunmadığı süre zarfında da hastanede nöbetçi doktor olmasına rağmen müdahil olması gereken konularda telefonla bilgi alıp hastalarına özel order verdiğini ifade etti.

Sağlık Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkanlığı inceleme raporunda, “Antibiyotik tedavisine geç başlanması ile ilgili olarak 'Yara kültüründe Acinetobacter baumanni üremesi sonucu 03.12.2018 tarihinde sonuçlanmış. Acinetobactere yönelik başlanan kolitsin tedavisi 05.12.2018 tarihinde başlanmıştır. Kültürün dış merkezde (Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi) çalışılmış olması nedeniyle sonucun sorumlu hekime ne zaman ulaştığı bilinmemektedir. Sonuç çıktıktan 2 gün sonra tedavi başlandığı ve 2 gün gecikme olduğu söylenebilir. Üç gün sonra başlandığı doğru değildir. Uygun olan sonuç alındığı gün tedaviye başlanmasıdır.”

Görüşü nedeniyle hastanın kan kültürü sonucunun çıktığı gün olan 03.12.2018 tarihinden bir gün sonra hastadan sorumlu hekim olan Uz. Dr. H.K. hakkında adli, idari ve mali yönden yapılacak bir işlem olmamakla birlikte disiplin yönünden işlem yapılması için Kahramanmaraş Tabip Odasına gönderilmek üzere 20.09.2019 tarih ve 127/04 sayılı suç duyurusu raporu düzenlenmiştir. Konu ile ilgili olarak incelenen belgeler, alınan ifadeler ve uzman görüşü sonucunda kan kültürü sonucunun çıktığı gün olan 03.12.2018 tarihinde hastadan sorumlu hekim olan Op. Dr. R.D. hakkında adli, idari ve mali yönden yapılacak bir işlem olmamakla birlikte disiplin yönünden işlem yapılması için Kahramanmaraş Tabip Odasına gönderilmek üzere 20.09.2019 tarih ve 127/04 sayılı suç duyurusu raporu düzenlenmiştir. Ayrıca, 09.12.2018 tarihinde saat 16.00’dan sonra yoğun bakım servisinde nöbetçi doktor olan Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. S.Y.’nin görev yerinde olması gerekirken görev yerini terk etmesinden dolayı adı geçen hakkında disiplin açısından değerlendirme yapılması için Kahramanmaraş Tabip Odasına gönderilmek üzere 20.09.2019 tarih ve 127/04 sayılı suç duyurusu raporu düzenlenmiştir” ifadelerine yer verildi.

Muhammet Özer
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Gaziantep MÜZSAN organizasyonu ile bağlama öğrenen depremzede kursiyerlere sertifika verildi Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından desteklenen proje kapsamında Türkiye Müzisyenler ve Sanatçılar Federasyonu (MÜZSAN) organizasyonu ile bağlama çalmayı öğrenen 250 depremzede öğrenci düzenlenen törenle sertifikalarını aldı. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından desteklenen ‘bağlama ve eğitim bizden, öğrenmek sizden’ projesi kapsamında Türkiye Müzisyenler ve Sanatçılar Federasyonu (MÜZSAN) organizasyonu ile depremden etkilenen 11 ildeki konteyner kentlerde yaşayan gönüllü öğrencilere bağlama kursu verildi. Depremzede 250 öğrencinin bağlama öğrenmesini sağlayan projenin finali ve sertifika töreni yapıldı. Gaziantep Şahinbey Kültür Merkezi’nde yapılan törene MÜZSAN Genel Başkanı Ahmet Onurlu, Gaziantep İl Kültür ve Turizm Müdürü Selçuk Korkmaz, deprem bölgesindeki illerden gelen öğrenciler, velileri ve hocalar katıldı Onurlu’dan Bakan Ersoy ve ekibine teşekkür Törende konuşma yapan MÜZSAN Genel Başkanı Ahmet Onurlu, “Aylarca devam eden projemizin bugün sonuna geldik ve burada finali yapıp kursa katılan kursiyerlerimize katılım belgelerini veriyoruz. Daha önce dağıttığımız bağlamaları ile bu kursiyerlerimiz bağlama çalmayı öğrendiler ve bugün de bu belgeyi almaya hak kazandılar. Bu projede bizlerden desteklerini esirgemeyen başta Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, bakan yardımcısı Nadir Alpaslan, Telif Hakları Genel Müdürü Erkin Yılmaz ve bakanlık çalışanları ile bu projede üstün gayret gösteren hocalarımıza teşekkür ediyorum” dedi. Yapılan konuşmaların ardından bağlama kursiyerlerine katılım belgeleri teslim edildi. Tören sonrası MÜZSAN Genel Başkanı Ahmet Onurlu ve depremzede kursiyerler ile birlikte Şanlıurfa’nın Halfeti ilçesi ziyaret edildi. Ziyaret sırasında Halfeti Kaymakamı Zikrullah Erdoğan ile de bir araya gelen heyet, daha sonrasında tekne turuna katıldı, sıra gecesi eşliğinde doyasıya eğlendi. Program, günün anısına hatıra fotoğrafı çekilmesiyle son buldu.
Bayburt Bayburt’tan özel çocuklar ilk defa atlarla tanıştılar Bayburt’ta özel gereksinimli öğrenciler at çiftliğinde at binerek keyifli vakit geçirdiler. İlk defa atlarla tanışma fırsatı bulan çocukların heyecanlı ve mutlu halleri yüzlerde tebessüm oluştururken, özel çocukların at bindiği, doyasıya eğlendiği o anlar adeta yürekleri ısıttı. Bayburt Özel Eğitim Uygulama Okulunda eğitim gören öğrenciler için Bayburt Atlı Spor Kulübü ve Gençlik Merkezi işbirliğiyle Kurucakol köyünde bulunan at çiftliğinde at binme etkinliği düzenlendi. İlk defa at binen öğrenciler heyecanlı anlar yaşarken, etkinlikte çocuklarını yalnız bırakmayan veliler çocukların heyecanlarına ortak oldular. Öğretmenleri ve gençlik merkezi gönüllüleri kontrolünde ata binen çocukların mutlulukları yüzlerine yansırken, çocuklar çok mutlu olduklarını söylediler. Cirit kulüpleri olarak sadece cirit oynamadıklarını, sosyal ve kültürel etkinliklere de katkı sunduklarını söyleyen Bayburt Atlı Spor Kulübü Başkanı Arif Köprücü, "Bayburt Atlı Spor Kulübü ve Bayburt Gençlik Merkezi olarak özel kardeşlerimize özel bir etkinlik düzenledik. Özel çocuklar atla tanıştılar, ata bindiler. Bugüne kadar yaptığımız etkinlikler içerisinde en sevdiğimiz etkinlikler bu tür etkinlikler oluyor. Cirit kulüpleri olarak sadece cirit oynamıyoruz, aynı zamanda atlarımızla birlikte şehrimizdeki bu tür kültürel ve sosyal faaliyetlere de katılıyoruz" dedi. Özel öğrencilerin mutlu olduğunu, keyifli bir gün geçirerek, unutulmaz anlar yaşadıklarını belirten Gençlik Merkezi Gençlik Lideri Kadir Köprücü, "Özel öğrencilerimizi çiftliğimizde ağırladık. Onların bu özel ve güzel gününde yanlarında olmaktan onur ve mutluluk duyduk. Onların sevincini görmek, onların mutluluğunu görmek bizleri de gerçekten mutlu etti. Buradan herkese bu kardeşlerimize özel olduklarını hissettirmeleri gerektiğini ve her daim yanlarında olmaları gerektiğini söylemek istiyorum. Göründüğü gibi çocuklar çok mutlu oldular, atlarla tanıştılar, atları sevdiler, mutlu bir gün geçirdiler" ifadelerini kullandı. Düzenlenen etkinliğe Bayburt Özel Eğitim Uygulama Okulu Müdürü Mahmut Sarıaslan, Kop Atlı Spor Kulübü Başkanı Arif Köprücü, Gençlik Merkezi liderleri, gönülleri, öğretmenler, aileler ve çocuklar katıldı. Renkli görüntülere sahne olan etkinlik, toplu hatıra fotoğrafı çekilmesinin ve öğrencilere ikramlarda bulunulmasının ardından son buldu.
Mersin Sakinliği sevenler için Kızkalesi’nin en güzel zamanı Son günlerde havanın ısınmasıyla birlikte deniz suyunun 23 derecelere ulaştığı Akdeniz’in incisi Mersin’in en gözde mekanlarından Kızkalesi’nde sakinliği sevenler tatilini geçirmeye başladı. UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesinde yer alan Korykos Antik Kenti’nin en önemli parçası olan Türkiye’nin turizm merkezlerinden Mersin’in Erdemli ilçesi sınırlarındaki ’Kızkalesi’nde en güzel zamanlar yaşanıyor. Havanın 28 derecelere ulaştığı bugünlerde deniz suyunun da 23 derece olmasıyla sakinliği sevenler tatillerini geçirmeye Kızkalesi’ne gelmeye başladı. Tatil şehirleri arasında denizi, altın sarısı kumuyla dikkat çeken Kızkalesi’nde tatilciler uygun fiyata tatil yapmanın fırsatını da yaşıyor. 5 gecelik tatil fiyatının otel ve pansiyonlarda 10 ile 15 bin TL’ye gelmesi de tatilcileri cezbediyor. Mayıs ayında tatile gelenler hem denizin, hem kumsalın tadını çıkartıyor. Günü birlik gelenler ise tekne turu yaparak Kızkalesi’ne giderek tarihi mekanı geziyor. "En güzel zamanları Şehir dışından tatil amaçlı gelen ve kendini dünyanın harika yerlerinden Kızkalesi’nde bulduklarını belirten Mehmet Uysal," Şuan en güzel zamanları. Çocuklarla birlikte harika bir zaman geçiriyoruz. Deniz çok güzel. Gelir gelmez denize girdim. İnsan dayanamıyor, Mart ayında da olsak girerdim denize o kadar güzel albenisi var ki. Dünyanın öbür ucundan insanlar geliyor. Oteller de fiyat olarak çok uygun. Gerçekten en güzel zamanları, yoğunlaşmadan herkese tavsiye ederim"dedi. "Kızkalesi dünyaya açılan turizm kapısı" Kızkalesi Kültür ve Turizm Derneği Başkan Yardımcısı Mehmet Şirin Öztop ise," Sakinliği tercih edenler için mayıs, haziran en güzel dönem. Kurban bayramıyla beraber Eylül’ün 15’ine kadar her yer dolu dolu geçeceği için sakinliği tercih edenleri şimdi bekliyoruz. Fiyatlar çok makul, herkesin bütçesine uygun konaklayacağı tesisler mevcut, alternatifler çok fazla"ifadelerini kullandı. İnsanların denize girmeye başladığına dikkat çeken Öztop," Denizin sıcaklığı 23 derece. Tabi Mersin tatil noktasında çok güzel bir yer. 321 kilometre kıyı şeridimiz mevcut. Başlı başına bir destinasyon. Bununla beraber Kızkalesi dünyaya açılan turizm kapısı. Gerçekten muazzam bir denizimiz var, 25 metreden sonra derinleşiyor. Denizin içinde de taş yok. Şuanda üstünde bulunduğumuz altın sarısı kumumuzda da taş yok. Tam denizin ortasında bir de karada kalemiz var. İki kale var, yüzlerde tarihi nokta var. Misafirlerin günlerini kültür turları ile zenginleştirecekleri inanılmaz alternatifler var" diye konuştu.
İstanbul İTO Başkanı Avdagiç’ten ‘enflasyon’ değerlendirmesi İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, “İstanbul iş dünyası olarak enflasyonda biz bu seneyi yüzde 43-44 bandında tamamlayacağımızı öngörüyoruz” dedi. Avdagiç, yaptığı açıklamada, iş dünyasının enflasyon ve döviz kuru beklentilerini değerlendirdi. Avdagiç, Merkez Bankası’nın yılsonu enflasyon beklentisini yüzde 36 olarak açıkladığını, tahmin aralıklarında bunun yüzde 40-42’lere çıkabileceğini ifade ettiğini hatırlatarak, “İstanbul iş dünyası olarak enflasyonda biz bu seneyi yüzde 43-44 bandında tamamlayacağımızı öngörüyoruz. Bununla birlikte ihracatın sıkıntıya girmemesi ve ithalatın cazip hale gelmemesi için kur ile enflasyon arasındaki korelasyonun kopmaması lazım. Kuru baskılayarak enflasyonu tutmanın kısa vadeli birtakım faydaları olabilir ama bu ithalatı artıran, ihracatı baskılayan unsur olacaktır. Bu da hep üzerinde çalıştığımız dış ticaret açığımızı olumsuz etkileyecektir" değerlendirmesinde bulundu. Döviz kurunun, enflasyonla korelasyonunun kopmamasının önemli olduğunu belirten Avdagiç, “İlk çeyrekte dolar kuru yüzde 9, enflasyon yüzde 14,3’ün üzerinde arttı. İlk 3 ayda 5,3 puanlık bir fark var” ifadesini kullandı. “Hazine ve Maliye Bakanlığı yapılması gerekenleri titizlikle yapıyor” Avdagiç, Türkiye’nin FATF Gri Listesi’nden çıkacağını öngördüklerini, Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın hem ulusal hem de uluslararası anlamda yapılması gerekenleri titizlikle yaptığını ifade etti. Avdagiç, Türkiye’nin 5 yıllık kredi risk priminin (CDS) 300 puan seviyesine inmesinin ekonomi yönetiminin ve hükümetin çabalarının önemli bir sonucu olduğunu söyledi. Şekib Avdagiç, şöyle devam etti: “Ekonomi yönetiminin adımları pozitif sonuçlarını vermeye başladı. Bu memnuniyet verici. İş dünyası açısından CDS kadar daha önemli bir unsur da bankaların sendikasyon kredileri. İkisi arasında bir korelasyon var. En son bankaların sendikasyonlarına baktığımız zaman Euribor+yüzde 2,25 ile borçlandıklarını görüyoruz. Bankaların sendikasyon maliyetlerini takip etmek lazım.” Banka kredisi maliyetlerinin yüksek olduğunu belirten İTO Başkanı Avdagiç, sözlerini şöyle sürdürdü: "Enflasyonun bu kadar yüksek olduğu bir ortamda, kredi maliyetlerinin enflasyon üzerinde konumlanması piyasanın bir gerçeği. Ağırlıklı olarak günlük ticari faaliyetleri devam ettirmek için kredi kullanımı gündemde. Beklentimiz enflasyonun makul seviyeye inmesi, buna bağlı olarak da faizlerin ve kredi maliyetlerinin daha uygun bir noktaya gelmesidir. Kredi maliyetlerinin aşağıya çekilmesi, enflasyonun aşağıya çekilmesiyle uyumlu bir halde olacaktır."