STRASBOURG
BDP'li Ahmet Türk, 2012 Türkiye İlerleme Raporu'nu son defa Strazburg'daki ana oturumda tartışacak ve son değişiklik önergelerini verecek olan Avrupa Parlamenterlerinin oturumu öncesi yabancı ve Türk basın mensuplarının sorularını yanıtladı. PKK'nın eskiden silahlı bir örgüt olarak varlığını sürdürdüğünü ancak Öcalan'ın Nevruz mesajı sonrası strateji değiştirdiğini anlatan Türk, artık AB'nin konuya daha objektif bakmasını, mücadelenin Avrupa'daki temsilcilerini rahat bırakmasını ve yeni sürece destek olmak için PKK'yı terör örgütü listesinden çıkarmasını istedi.
Türk şunları söyledi:
"Öcalan'ın başlattığı bu stratejik barış hamlesini Kürtler, Türkler ve Ortadoğu halkları açısından çok önemli bir süreç olarak değerlendirmek gerekir. Çok iyi biliyoruz ki 100 yıldan beri inkar edilen bir halkı demokratik hak ve özgürlüklerini esas almaz ve özgürce yaşama şansını oluşturamazsanız bu barışın sonuç alıcı bir noktaya gitmeyeceğini hepimiz biliyoruz. Bugün burada bulunmamızın nedeni de Avrupa Parlamentosu'nu aslında bir demokrasi kurumu olarak görmemiz. Sürecin kalıcı barışa dönüşmesi için önemli katkılar yapabilirler. Bu süreci çok ciddi şekilde izlemenizi istiyoruz sizlerden. Çözümsüzlük olduğu takdirde bu Kürtlerden mi devlet politikası mıdır bunların da açığa çıkmasını istiyoruz."
Ahmet Türk, sözlerine şöyle devam etti:
"Şimdi artık tüm bu gelişmelere rağmen Avrupa'da siyaset yapan Kürtleri, Avrupalıların bir tehlike olarak görmesi ve baskı altında tutmaları aslında bu sürece bir katkı sunmayacak. Avrupa Birliği raporuna gelince, son derece olumlu olduğunu ifade etmek istiyorum. Barışa katkı sunacak, teşvik edecek bir noktada ele alınmış bir rapor. Ancak AB'nin stratejik bir değişim içinde olan Kürt mücadelesini hala terörist olarak görmelerini ve bu şekilde kabul etmelerini aslında Kürtlere haksızlık olarak değerlendiriyorum. Yıllardan beri sürdürülen bu çatışmalı süreci çok doğru bir şekilde izleselerdi ve hakem rolünü oynasalardı, Kürtleri tek taraflı olarak suçlu ilan etmeselerdi bu acılı süreç yıllar önce de sona erebilirdi. Tabi ki geçmişte şiddete baş vuran silahlı bir örgüt bu, ancak Öcalan'ın Nevruz mesajından sonra gerçekten stratejik bir yaklaşımla meseleyi demokratik platformda çözmek konusunda önemli bir karar aşamasına geldi. Dünyadaki birçok örgüt geçmişte belki Avrupa ve dünya tarafından terörist ilan edilmişti. Ama bugün demokratik zeminde siyaset yapacak noktaya gelmişlerdir. Filistin Kurtuluş Örgütü'nün durumu böyle, Afrika'da buna benzer değerlendirmeler vardı. Sonuç olarak bugün demokratik zeminde sorunun çözümünü istiyorsak yeni bir yaklaşım ve sürecin başlatılması konusunda olanakları genişletmek ve yol temizliği yapmak zorundayız diye düşünüyorum."
PKK'nın ülke dışına çıkması konusunda da konuşan Türk, son günlerde aldığı bilgilerin belirli bir mutabakata varıldığı ya da varılmak üzere olunduğu şeklinde olduğunu ifade ederek, önemli olanın silahları tehdit unsuru olarak kullanmaktan vazgeçilmesi olduğunu belirtti. Normalleşme süreci yaşandığı ve güven ortamı pekiştiği zaman zaten silahlara gerek kalmayacağını ileri süren Türk, "Bir süreç başlarken ne Kürt ne Türk taraflarının endişesi bir günde biter, bunlar İrlanda ve Güney Afrika'da da bu şekilde olmamıştır bu doğaldır" dedi.
Akil insanlar listesi hakkındaki düşüncelerini de paylaşan Türk, Başbakan Erdoğan tarafından yapılan liste için "daha güçlü oluşturulabilirdi" diyerek kendilerinin de 30-40 kişilik bir liste sunduklarını ancak bunların içinden sadece 16 ismin ortak çıktığını gördüklerini kaydetti. Türk, akil insanlar için, "Bir çoğunu yakından tanıyorum hepsi vicdanlı insanlar ve eksik olsa bile bir rol oynayacaklarına inanıyorum" dedi.
Toplantıda PKK'nın AB'nin terör örgütü listesinden çıkarılmasına destek vereceğini açıklayan Liberal Parlamenter Alexandra Thein, grubunda konuyu gündeme getirebileceğini belirterek, "Türkiye PKK'ya karşı tonunu ve üslubunu değiştirdiğine göre belki biz de artık AB olarak değiştirmeliyiz. Daha önce listedeyken çıkan örgütler var, bunların koşullarını inceleyeceğiz. Ben grubum adına konuşamam ama şahsen bunu sonuna kadar desteklerim" dedi.
AB-Türkiye KPK Eşbaşkanı Helene Fleutre ise konuşmasında, AB'nin sürece katkıda bulunmak için elindeki tüm araçları kullanması gerektiğini söyleyerek Ahmet Türk'ü hareketin ve sürecin en önemli şahsiyetlerinden biri olarak gördüğünü kaydetti.
HABER: SERTAÇ AKTAN
