GÜNDEM - 10 Şubat 2017 Cuma 10:07

Prof. Dr. Ahmet Sedat Aybar, “Cazibe merkezlerini destekleme programı tersine göçü özendirebilir”

A
A
A
Prof. Dr. Ahmet Sedat Aybar, “Cazibe merkezlerini destekleme programı tersine göçü özendirebilir”

Geçtiğimiz günlerde Başbakan Binali Yıldırım tarafından açıklanan “Cazibe Merkezlerini Destekleme Programı”nı değerlendiren İstanbul Aydın Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Sedat Aybar, söz konusu programın tersine göçü özendirebileceğini söyledi.

Başbakan Binali Yıldırım tarafından kısa bir süre önce açıklanan ve Doğu Karadeniz, Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu Bölgeleri’nde bulunan 23 ilde istihdam yaratıcı yatırım yapanlara ciddi teşvikler getiren “Cazibe Merkezlerini Destekleme Programı”nı (CMDP) değerlendiren İstanbul Aydın Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Ekonomi ve Finans Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ahmet Sedat Aybar, programın başarılı olması halinde büyükşehirlerden tersine göçü özendirebileceğini ifade etti.

PROJELERE DEVLET DESTEĞİ ŞEMSİYESİ

Programın 2 milyon TL’den başlayan ve 30 kişiye istihdam yaratan projeler için kredi, yer tahsisi ve ödeme kolaylıkları gibi teşvikler ön gördüğünü hatırlatan Prof. Dr. Aybar, “Cazibe Merkezlerini Destekleme Programı, daha önceleri uygulamaya konan ama başarısız olan benzeri programlardan içerik ve nefes olarak farklılıklar arz ediyor. Program dâhilinde, sosyoekonomik kalkınma sorunlarının çözümü için farklı aktörlerin bir araya getirilmesi ve bu bağlamda ekonomik büyümeyi sağlayacağı düşünülen alanlarda yürütülen projelerle iş birliği yapılarak, bu projelerin devlet desteği şemsiyesi altına alınması hedefleniyor” dedi.

“TERSİNE GÖÇ DPT'NİN METNİNDE DE VARDI”

Daha önce DPT tarafından hazırlanan programda, temel amaç olarak ‘görece az gelişmiş bölgelerde, büyüme ve çevrelerine hizmet verme potansiyeli yüksek kent merkezlerine sağlanan stratejik desteklerle, söz konusu kent merkezlerinin ekonomik kalkınmasına ivme kazandırılması ve nihayetinde kalkınmanın çevre merkezlere de yayılarak iç göçün kendi bölgesi içinde tutulmasıdır’ ifadesine yer verildiğini hatırlatan Prof. Dr. Aybar, “Eğer öngörülen yatırımlar gerçekleşirse bölgede üretim, dolayısıyla istihdam ve kişi başı gelir artar. Bu durumda kısa dönemde bölge dışarıya göç vermeyecek, orta vadede daha önceden bölgeden göç edenlerin tersine göçü ve uzun dönemde de dış göç alması mümkün olabilecek” diye konuştu.

“PROGRAMIN KAPSAMI GENİŞLETEBİLİR”

Program dâhilinde açıklanan kredi şartlarının mevcut şartlarda oldukça cazip olmakla birlikte, programda yer alan bölgelerin uzun süredir yatırım almamış olması gerçeğinden hareketle kredilerin daha cazip hale getirilmesi ve dış kaynakların da bir daha gözden geçirilmesi yerinde olacağının altını çizen Prof. Dr. Aybar, “Cazibe merkezlerini son analizde piyasanın yönlendiriciliğinde devletin oluşturması gerekir. Malatya gibi görece daha varlıklı olan bir vilayetin ‘Cazibe Merkezleri’ arasında yer alırken, dışarıya en fazla göç veren Sivas ilinin yer almaması düşündürücü. Gerek 2023 ve 2071 yılı hedeflerine yaklaşabilmek, gerekse de her geçen gün artan dünya gayrisafi hasılasından Türkiye’nin aldığı payı arttırmak için bu tarz programlara ihtiyaç duyuluyor. Burada asıl önemli olan nokta, bu tarz projelerin başarıyla ilerlemesi için gerekli olan iç ve dış kaynağın bulunması olarak öne çıkıyor. Vade yapısı ve faiz oranı cinsinden daha uygun olan dış kaynak tahsisi için Hazine Müsteşarlığı bünyesinde ayrı bir ihtisas masası kurulması gerekebilir. Ancak bu kaynaklar da uygulamayı daha fazla vilayete yaymayı hedeflemeli. Türkiye’nin diğer bölgelerinde ve piyasanın öne çıkardığı bölgelerde cazibe merkezleri oluşturulması mümkün. Zira İstanbul, İzmir ve Ankara, artık mevcut nüfus yoğunluğunu taşımakta güçlük çekiyor. Piyasanın işaret ettiği cazibe bölgeleri, Trakya’da Edirne, Tekirdağ; Güney Marmara’da, Bandırma, Mudanya, Çanakkale, Karamürsel, Gölcük; Kuzey Ege’de Edremit, Ayvalık, Balıkesir; Akdeniz’de ise, Mersin, Tarsus, Adana ile İç Anadolu’da Konya ve Kayseri olabilir. Türkiye nüfusunun coğrafi dağılım politikası geliştirerek cazibe merkezlerini buna göre oluşturmalı” ifadelerini kullandı.
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kırşehir Jandarma Genel Komutanlığı’nın zırhlı araçları ilgi odağı oldu Kırşehir’de düzenlenen Cacabey Uzay ve Bilim Şenliği’nde, savunma sanayi teknolojisine ilgi beklenenin üzerinde oldu. Cacabey meydanında açılan ve 2 gün süreyle açık kalacak olan şenlikte Kırşehir Ahi Evran Üniversitesi öncülüğünde bilimsel çalışmalar sergileniyor. Şenlik içerisinde çadırlar kurularak stantlar açıldı. Bilimsel çalışmaların yanı sıra kamu kurumları da açtıkları stantlarla Uzay ve Bilim Şenliği’ne teknolojik gelişmeleriyle destek sundu. Jandarma Genel Komutanlığı’na ait zırhlı araçlar gençlerin ilgi odağı olurken insanlar, JÖH personelleriyle fotoğraf çektirebilmek için yarışa girdi. İlk kez zırhlı bir araç gördüğünü söyleyen Berzan Batı adlı genç; "İlk kez askeri araca biniyorum. Savunma sanayi gelişmelerini yakından takip ediyoruz. Bu durum bizi heyecanlandırıp mutlu kılıyor" dedi. "Savuna sanayi 20 yılda hamle yaptı" Uzay ve Bilim Şenliğinin açılışında konuşan KAEÜ Rektörü Prof. Dr. Mustafa Kasım Karahocagil, savunma sanayinde dışa bağımlılığı azaltma çalışmalarının 20 yılda arttığını belirtti. Karahocagil açıklamasında; "Rahmetli Turgut Özal döneminde başlayan F-16 montajlarının yapılmaya başlamasıyla havacılık çalışmaları yeniden hayata geçirilmeye başlanmış ve son 20 yılda Hürkuş, Hürjet, KAAN, Atak, Gökbey, ANKA, Aksungur, Akıncı, Bayraktar ve pek çok son teknolojik ürünler hayata geçirilmiştir" dedi. Tarihi mücadelelerin akıldan çıkmaması gerektiğini de sözlerine ekleyen Rektör Mustafa Kasım Karahocagil açıklamasını şöyle sürdürdü; "Daha adil bir dünya için kendinizi yetiştirecek sonra Ahi Evran’ın dediği gibi ’Hak, sabır, akıl, ahlak’ ile çalışıp istikbale yürüyeceksiniz. Gençler, dünyanın 5’ten büyük olduğunu bütün dünyaya gösterecekler."