SAĞLIK - 26 Temmuz 2021 Pazartesi 16:10

Prof. Dr. Bilge aşılama konusunda uyardı: 'Aşılanmayan kişiler yeni varyant oluşumuna sebep olabilir'

A
A
A
Prof. Dr. Bilge aşılama konusunda uyardı: 'Aşılanmayan kişiler yeni varyant oluşumuna sebep olabilir'

Eskişehir İl Sağlık Müdürü Prof. Dr. Uğur Bilge, aşılama çalışmasıyla ilgili yaptığı açıklamada, hiç aşı olmayanlar ve ikinci doz aşısını yaptırmayan vatandaşların vaka artışının temel nedeni olduğunu belirterek, “Aşılanmayan kişiler yeni varyant oluşumuna sebep olabilirler” dedi.

Prof. Dr. Uğur Bilge, aşılama konusunda yaptığı basın açıklamasında aşıların genetiği değiştirmediğini, yalnızca bağışıklık yanıtı olacak bilgiyi taşıdığını ifade etti. Türkiye’deki aşılama çalışmalarında hiç aşılanmamış veya ikinci doz aşısını yaptırmamış kişilerin vaka artışlarının temel nedeni olduğunu aktaran Bilge, son aylarda ortaya çıkan “Delta Varyantı” konusuna da değindi. Tam aşılı kişilerin Delta varyantı ile karşılaşması durumunda ciddi hastalığa karşı korunduğunu belirten Bilge, aşılanmayan kişilerin yeni varyant oluşumuna sebep olabileceğine dikkat çekti.

“Aşılama, doğal bağışıklıktan daha etkili olabilmektedir”

Aşılamanın doğal bağışıklıktan daha etkili olabildiğini aktaran Eskişehir İl Sağlık Müdürü Prof. Dr. Uğur Bilge, aşıların içindeki tüm maddelerin güvenli olduğunu vurguladı. Aşıların genetiği değiştirmediğini belirten Bilge, “Aşılama, bir virüsü ortadan kaldırmak için daha yavaş ama çok daha güvenilir bir yol sağlar. Aşıların bu etkinliği; 1980'de dünya çapında on yıllarca süren küresel aşılama çabalarından sonra ortadan kaldırılan çiçek hastalığı ile de gösterilmiştir. Aşılama, doğal bağışıklıktan daha etkili olabilmektedir. Aşılar içlerinde herhangi bir hayvansal ürün içermezler. mRNA aşıları, genetiği yani DNA’yı değiştiremezler, sadece bağışıklık yanıtı oluşturacak bilgiyi taşırlar. Aşılar; bağışıklık sistemini aktive ederek vücuda savunmayı nasıl yapacaklarını öğretir. Aşıların içindeki tüm maddeler güvenlidir. Aşının içindeki maddeler aşının güvende olmasını ve vücutta yeteri kadar kalmasını sağlar” ifadelerini kullandı.

“Dünyadaki hastanelerde yatan hastaların ve ölümlerin tamamına yakını aşısız kişilerdir”

Türkiye’de yaşanan korona virüs vakası artışlarının temel nedeni olarak aşı olmayan veya ikinci doz aşısını yaptırmayanlar olduğunun altını çizen Bilge, delta varyantı hakkında konuştu. Aşı olmayan kişilere çağrı yapan Bilge, “Hiç aşı olmayanlar ve ikinci doz aşısını yaptırmayanlar vaka artışının temel nedenidir. Aşı yaptırmayanlar bir an önce aşılarını olmalı ve aşı süreçleri tamamlanana kadar kendilerini koruyarak maske, mesafe, hijyen kurallarına daha sıkı uymalıdırlar. Tam aşılı kişiler, Delta varyantı ile karşılaşsalar bile ciddi hastalık ve ölüme karşı korunmaya devam etmektedirler. Dünyadaki hastanelerde yatan hastaların ve ölümlerin tamamına yakını aşısız kişilerdir” dedi.

“Aşılanmayan kişiler yeni varyant oluşumuna sebep olabilirler”

Aşılanmamış kişilerin hastalığın yayılmasına neden olabildiklerini aktaran Bilge, “Aşılanmamış insanlar sadece kendi sağlıklarını riske atmazlar, aşılanmayarak hem hastalığa açık hale gelirler hem de hastalığın yayılımına neden olabilirler. Çoğalan mutasyonlar, varyantlar haline gelebilir ve aşılanmamış konaklar buna daha kolay izin verir. Aşılanmayan kişiler yeni varyant oluşumuna sebep olabilirler ve virüsün daha ciddi türlerine ev sahipliği yaparlar” diye uyardı.

“Pandemiyi aşıyla yeneceğiz”

Covid-19’la mücadelenin kurallarına uyulmazsa ve aşı yaptırılmazsa salgının düşünüldüğünden daha uzun ve daha ciddi devam edebileceğini belirten Prof. Dr. Bilge, şu sözleri kullandı:

“Bakanlığımızın açıklamalarına göre; yaklaşık 23 milyon kişi henüz aşı olmadı. 2. dozu olmayanların sayısı 17 milyon. Çift doz aşı olup, 3. doz aşıya gelmeyenlerin sayısı 9 milyona yakındır. Aşıdan istediğimiz sonucu almak için süreci hızla tamamlamalıyız. Kendiniz ve toplum için aşınızı yaptırın, aşı olmayanları da aşı yaptırmaya ikna edin. Pandemiyi aşıyla yeneceğiz.”

Mısra Ezginur Göçer
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzincan Türkiye’nin canlı ve minarel türleri bu müzede sergileniyor Türkiye’nin ilk doğa tarih müzesi olma özelliği taşıyan Erzincan’ın Kemaliye ilçesindeki Prof. Dr. Ali Demirsoy Doğa Tarihi Müzesi, başta Kemaliye olmak üzere Erzincan ve yurt genelinden canlı ve minarel türlerine ait yaklaşık 5 bin çeşit materyali sergiliyor. Erzincan Kemaliye’deki Prof. Dr. Ali Demirsoy Doğa Tarihi Müzesi, Kemaliyeli olan, Prof. Dr. Ali Demirsoy’un katkıları ile kuruldu. Müzeyle ilgili şu bilgilere yer verildi: “Prof. Dr. Ali Demirsoy Doğa Tarihi Müzesi, Kemaliye ilçesinde kurulan “Doğa Müzesinde Bilimsel Bir Gezinti” isimli proje kapsamında 2009 yılında kuruldu. Müzenin kuruluşuna Prof. Dr. Ali Demirsoy, Prof. Dr. Aydın Akbulut ve Öğ. Gör. Yusuf Durmuş öncelik etti. Bu müzede sergilenen örneklerin önemli bir kısmı 10 ayrı üniversiteden 48 bilim insanının görev aldığı “Kemaliye ve Çevresinin Biyoçeşitlilik Açısından İncelenmesi” projesi kapsamında bölgeden toplanan jeolojik ve biyolojik örneklerden oluşmakta. Kurulduğu tarihten bugüne bölge halkı, öğrenciler ve ekoturizm açısından önemli bir ilgi odağı oldu. Ülkemizin değişik bölgelerinden ve Kemaliye çevresinden alınan mineral, taş, toprak ve her türlü jeolojik materyal MTA’daki uzmanlara teşhis ettirilerek dolabların içindeki raflarda uygun kaplarda sergilenmekte. Türkiye’nin ve dünyanın çeşitli yerlerinden gelmiş mineral, kristal, toprak, kayaç örnekleri sergilenmekte. Kemaliye ve çevresinin Gastropad, Bivalvia ve Echinodermata gruplarına ait fosil örnekleri teşhis edilerek, raflarda sergilenmekte. Bir hücreli bitki ve hayvanların mikroskop altında görüntülerinin sunulduğu bir bölüm bulunmakta. Karasal ekosistemin ilk canlı gruplarından olan likenler doğal ortamına uygun habitat ortamları hazırlanarak sergilenmekte. Yine Kemaliye’den toplanan ve teşhis edilen karayosunu örnekleri sergi panolarına yerleştirilerek sunulmakta. Omurgasızların önemli bir kısmı formol ve alkol içinde kavanozlarda etiketleriyle birlikte sunulmakta. Böceklerin büyük bir kısmı, bilimsel örnek hazırlama yöntemine göre içi boşaltılıp tahnit edilmiş, özel böcek iğnelerine geçirilerek panolarda (müze görsel materyali olarak) ya da parazitlere karşı özel korumalı, çekmeli müze dolaplarında saklanmakta. Müzenin en ağırlıklı kısmını böcekler ve herbaryum materyali oluşturmakta. Bölgenin ve ülkemizin tatlısularında ve denizlerinde yaşayan balık örnekleri çeşitli kimyasal işlemlerden geçirerek (formolalkol) görsel malzemeye dönüştürülerek sergileniyor. Aynı işlem amfibiler için de yapılmıştır. Farklı türlerden oluşan amfibi örnekleri alkollü kaplar içinde ve sergi dolaplarında teşhir edilmekte. Birçok zehirli yılın türünün bulunduğu sürüngen örnekleri de aynı yöntemle görsel malzemeye dönüştürülmüştür. Özellikleri, zehirleri ve korunma önlemleri konusunda bilgiler verilmiştir. Çeşitli fırsatlarla elde edilmiş kuş örnekleri tahnit edilerek sunulmaktadır. Kemaliye ve çevresinden 200 yakın kuş türünün (bir kısmı göçücü, transit) varlığı bilinmektedir. Bu kuş türlerine ilişkin tanıtıcı resimler ve tahnit malzemeleri önemli bir eğitim malzemesi niteliği taşımakta. Türkiye’deki yırtıcıların büyük bir kısmını barındıran yörede, memeliler önemli bir yer tutmaktadır. Soyu tehdit altında olan ayı, kurt, vaşak, sansar, dağ keçisi, porsuk, sincap, yedi uyur, fındık faresi, yer sincabı, çok sayıda küçük memeli ve kemirici türleri yörenin fauna elemanları olarak müzede halkın ve eğitim camiasının hizmetine sunulmuştur. Çeşitli şartlar altında elde edilmiş olan büyük ve küçük memeliler tahnit edilerek üç boyutlu sergilenmiştir. Ayrıca bu memelilerin postları ve bazılarının iskeletleri de sergilenmekte ve tanıtıcı bilgi verilemekte. Kemaliye ve çevresinden teşhis edilen 1000 kadar bitkinin en az yarısı, özellikle soğanlı bitkiler görsel olarak sunulmuştur. Bitkiler müze materyali olarak preslendikten sonra kartonlara yapıştırılmıştır. Bu örneklerin hepsi herbaryum örnekleri olarak özel dolaplarda bilim insanlarının kullanımına açıktır ve sergilenmekte”