SAĞLIK - 26 Kasım 2014 Çarşamba 11:39

Rahim ağzı kanserini erken teşhis için 5 yılda bir test yaptırın!

A
A
A
Rahim ağzı kanserini erken teşhis için 5 yılda bir test yaptırın!

Dr. Aytekin Kemik, dünyada serviks (rahim ağzı) kanserinin kadınlarda en sık görülen dördüncü kanser türü olduğuna dikkat çekerek, erken teşhis için 30-65 yaş aralığındaki kadınların 5 yılda bir smear testi yaptırmalarını önerdi.

Halk Sağlığı Müdürü Dr. Kemik, yazılı bir açıklama yaparak, kadınları serviks kanserine dikkat etmeleri ve taramaları ihmal etmemeleri konusunda uyardı. Rahim ağzı kanserine ilişkin bilgiler veren Dr. Kemik, kadınlarda rahim ağzı kanserine Human Papilloma Virüsü’nün (HPV) neden olduğunu belirtti. Bu virüsün cinsel yolla bulaşan bir enfeksiyon olduğuna işaret eden Kemik, “Rahim ağzındaki normal hücrelerin anormal hale gelip kontrolsüz bir şekilde çoğalmasıyla oluşan tümördür. Dünyada servikal kanserler kadınlarda en sık görülen dördüncü kanserdir. Kadınlarda her yaşta görülmekle birlikte, 60-65 yaş aralığında daha sık görülmektedir. HPV ve smear tarama testlerinin düzenli yaptırılması ile erken teşhis edilebilir” dedi.

“DÜZENLİ TARAMA YAPTIRIN”
Rahim ağzı kanserinin en sık rastlanan belirtilerinin, adet dönemleri dışında ve cinsel temas sonrası görülen kanamalar, menopoz sonrası olan kanamalar, kötü kokulu akıntılar ve cinsel temas sonrasında olan ağrılar olduğunu kaydeden Kemik, rahim ağzı kanserinden korunmak için alınması gereken önlemleri de şöyle sıraladı:

“Düzenli HPV taraması yaptırmak. Düzenli smear testi yaptırmak. Sigara ve alkol kullanmamak. Tek eşlilik ya da bariyer yöntem (condom) kullanmak. Düzenli beslenmek, ayaküstü ve hızlı beslenme tarzından uzak durmak. Bitkisel gıdalara ağırlık vermek. Düzenli fiziksel aktivite yapmak. Anne karnındaki bebeği ilaç, kimyasal maddeler, toksinler ve radyasyondan korumak. Çalışma ortamındaki zararlı maddelerden ve gereksiz radyolojik tetkiklerden sakınmak.”

“ERKEN TEŞHİS TEDAVİ BAŞARISINI ARTIRIYOR”
Açıklamasında, erken teşhisin önemine vurgu yapan Kemik, kanser hastalığının erken teşhis edilmesinin tedavi başarısını çok yüksek oranda etkilediğini ve artırdığını ifade etti. Mersin’de Halk Sağlığı Müdürlüğü’ne bağlı Kanser Erken Teşhis ve Tarama Merkezi (KETEM) ile Toplum Sağlığı ve Aile Sağlığı Merkezlerinde 30-65 yaş arasındaki kadınlara rahim ağzı kanseri yönünden ücretsiz taramalar yapıldığını anımsatan Kemik, “30-65 yaş aralığındaki kadınlarımızın 5 yılda bir test yaptırması önerilmektedir. Kadınlarımızın rahim ağzı kanserine yönelik taramalarını sevdikleriyle geçirecekleri güzel, huzurlu ve sağlıklı günler adına aile hekimlerinden talep etmelerini öneriyoruz” ifadelerini kullandı.
Dr. Kemik, Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Kanser Daire Başkanlığı tarafından haftalık olarak yayınlanan illerin meme kanserine yönelik mamografi ile smear (Rahim Ağzı Kanser Tarama Testi) ve GGT (Kolon Kanserinin Tespitine Yönelik Gaitada Gizli Kan Testi) verilerini de aktararak, şunları kaydetti:
“15-21 Kasım 2014 tarihlerini kapsayan haftalık meme kanseri taramasında çekim sayısına göre Mersin Türkiye birincisi olmuştur. Rahim ağzı kanseri taramasına yönelik alınan numune sayısına göre Mersin Türkiye 6.’sı olan Mersin, kolon kanseri taramasında alınan numune sayısına göre de Türkiye 3.’sü olmuştur.” 

MERSİN 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzincan Türkiye’nin canlı ve minarel türleri bu müzede sergileniyor Türkiye’nin ilk doğa tarih müzesi olma özelliği taşıyan Erzincan’ın Kemaliye ilçesindeki Prof. Dr. Ali Demirsoy Doğa Tarihi Müzesi, başta Kemaliye olmak üzere Erzincan ve yurt genelinden canlı ve minarel türlerine ait yaklaşık 5 bin çeşit materyali sergiliyor. Erzincan Kemaliye’deki Prof. Dr. Ali Demirsoy Doğa Tarihi Müzesi, Kemaliyeli olan, Prof. Dr. Ali Demirsoy’un katkıları ile kuruldu. Müzeyle ilgili şu bilgilere yer verildi: “Prof. Dr. Ali Demirsoy Doğa Tarihi Müzesi, Kemaliye ilçesinde kurulan “Doğa Müzesinde Bilimsel Bir Gezinti” isimli proje kapsamında 2009 yılında kuruldu. Müzenin kuruluşuna Prof. Dr. Ali Demirsoy, Prof. Dr. Aydın Akbulut ve Öğ. Gör. Yusuf Durmuş öncelik etti. Bu müzede sergilenen örneklerin önemli bir kısmı 10 ayrı üniversiteden 48 bilim insanının görev aldığı “Kemaliye ve Çevresinin Biyoçeşitlilik Açısından İncelenmesi” projesi kapsamında bölgeden toplanan jeolojik ve biyolojik örneklerden oluşmakta. Kurulduğu tarihten bugüne bölge halkı, öğrenciler ve ekoturizm açısından önemli bir ilgi odağı oldu. Ülkemizin değişik bölgelerinden ve Kemaliye çevresinden alınan mineral, taş, toprak ve her türlü jeolojik materyal MTA’daki uzmanlara teşhis ettirilerek dolabların içindeki raflarda uygun kaplarda sergilenmekte. Türkiye’nin ve dünyanın çeşitli yerlerinden gelmiş mineral, kristal, toprak, kayaç örnekleri sergilenmekte. Kemaliye ve çevresinin Gastropad, Bivalvia ve Echinodermata gruplarına ait fosil örnekleri teşhis edilerek, raflarda sergilenmekte. Bir hücreli bitki ve hayvanların mikroskop altında görüntülerinin sunulduğu bir bölüm bulunmakta. Karasal ekosistemin ilk canlı gruplarından olan likenler doğal ortamına uygun habitat ortamları hazırlanarak sergilenmekte. Yine Kemaliye’den toplanan ve teşhis edilen karayosunu örnekleri sergi panolarına yerleştirilerek sunulmakta. Omurgasızların önemli bir kısmı formol ve alkol içinde kavanozlarda etiketleriyle birlikte sunulmakta. Böceklerin büyük bir kısmı, bilimsel örnek hazırlama yöntemine göre içi boşaltılıp tahnit edilmiş, özel böcek iğnelerine geçirilerek panolarda (müze görsel materyali olarak) ya da parazitlere karşı özel korumalı, çekmeli müze dolaplarında saklanmakta. Müzenin en ağırlıklı kısmını böcekler ve herbaryum materyali oluşturmakta. Bölgenin ve ülkemizin tatlısularında ve denizlerinde yaşayan balık örnekleri çeşitli kimyasal işlemlerden geçirerek (formolalkol) görsel malzemeye dönüştürülerek sergileniyor. Aynı işlem amfibiler için de yapılmıştır. Farklı türlerden oluşan amfibi örnekleri alkollü kaplar içinde ve sergi dolaplarında teşhir edilmekte. Birçok zehirli yılın türünün bulunduğu sürüngen örnekleri de aynı yöntemle görsel malzemeye dönüştürülmüştür. Özellikleri, zehirleri ve korunma önlemleri konusunda bilgiler verilmiştir. Çeşitli fırsatlarla elde edilmiş kuş örnekleri tahnit edilerek sunulmaktadır. Kemaliye ve çevresinden 200 yakın kuş türünün (bir kısmı göçücü, transit) varlığı bilinmektedir. Bu kuş türlerine ilişkin tanıtıcı resimler ve tahnit malzemeleri önemli bir eğitim malzemesi niteliği taşımakta. Türkiye’deki yırtıcıların büyük bir kısmını barındıran yörede, memeliler önemli bir yer tutmaktadır. Soyu tehdit altında olan ayı, kurt, vaşak, sansar, dağ keçisi, porsuk, sincap, yedi uyur, fındık faresi, yer sincabı, çok sayıda küçük memeli ve kemirici türleri yörenin fauna elemanları olarak müzede halkın ve eğitim camiasının hizmetine sunulmuştur. Çeşitli şartlar altında elde edilmiş olan büyük ve küçük memeliler tahnit edilerek üç boyutlu sergilenmiştir. Ayrıca bu memelilerin postları ve bazılarının iskeletleri de sergilenmekte ve tanıtıcı bilgi verilemekte. Kemaliye ve çevresinden teşhis edilen 1000 kadar bitkinin en az yarısı, özellikle soğanlı bitkiler görsel olarak sunulmuştur. Bitkiler müze materyali olarak preslendikten sonra kartonlara yapıştırılmıştır. Bu örneklerin hepsi herbaryum örnekleri olarak özel dolaplarda bilim insanlarının kullanımına açıktır ve sergilenmekte”