RAMAZAN - 07 Mayıs 2019 Salı 10:38

Ramazan ayında ağız kokusunu önlemek mümkün

A
A
A
Ramazan ayında ağız kokusunu önlemek mümkün

Ramazan ayında uzun saatler oruç tutulması nedeniyle ağız, diş ve dil temizliği daha da önem kazanıyor. Ramazan ayı boyunca ağız sağlığının nasıl korunacağı konusunda bilgi veren Beykent Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Endodonti Anabilim Dalı Dr. Öğr. Üyesi Hüseyin Gürkan Güneç, ciddi bir sosyal problem olan ağız kokusunun ise alınan küçük önlemlerle önüne geçilebileceğini kaydetti.

Birçok kişi ağız ve diş sağlığını korumayı diş fırçalamak olarak görüyor. Oysaki ağız ve diş sağlığının; çürük, apse ve diş taşı gibi sorunları da içine alan bir bütün olarak görülmesi gerektiğini ifade eden Beykent Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Endodonti Anabilim Dalı Dr. Öğr. Üyesi Hüseyin Gürkan Güneç, özellikle Ramazan ayında uzun süre susuzluk durumunun tükürük tamponlama etkisini düşürmesiyle çürük, apse ve diş taşı oluşumuna neden olacağını belirtti. Bu sorunların önüne geçmek için koruyucu diş hekimine muayene olunması ve tedavilerin yapılması gerektiğini söyleyen Dr. Öğr. Üyesi Hüseyin Gürkan Güneç, Ramazan ayında karşılaşılan bir diğer sorun olan ağız kokusuyla ilgili de önemli noktalara değindi.

                  Ramazan ayında ağız kokusunu önlemek mümkün

Sahurda süt ürünleri tüketiminin ağız bakımındaki önemi
Sahurda ağırlıklı olarak tükürüğün tamponlama etkisini arttıracak besinlerin tüketilmesi gerektiğini belirten Dr. Öğr. Üyesi Güneç, “Sahurda süt ürünleri tüketilerek tükürüğün tamponlama etkisini arttırılabilir. Ayrıca dişleri temizleyecek misvak, gargaralar ve özellikle florür içerikli macunlar tercih edilerek, ağız bakımının yapılması sağlanacaktır. Sahurda yemek yendikten yarım saat sonra ilk olarak suyla ağzın gargara yapılmasını ve sonrasında mutlaka dişlerin fırçalanmasını öneriyorum” dedi.

Ağız kokusu nasıl giderilir?
Ramazan ayında ağız bakımıyla ilgili en çok üzerinde durulan konulardan biri de ağız kokusu problemidir. Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Güneç, ağız kokusuna neden olacak birçok faktör olduğunu söyleyerek, bu probleme karşı alınabilecek önlemleri şu ifadelerle anlattı: “Hastanın gastrit, ülser ve reflü gibi mide kaynaklı problemleri varsa bunlar da ağız kokusu yapabiliyor. Komple bir muayeneden sonra gerekli tedavilerin yapılması gereklidir. Ayrıca Ramazan ayında tükürüğün aktivasyon kapasitesi düştüğü için diş taşları ve diş etlerinde iltihaplanma meydana gelebiliyor. Bu durumda hastalarımızdan beklentimiz mutlak suretle diş taşı temizliği yaptırmalarıdır. Diş taşı tedavisinden sonra ise gargara yapımının ihmal edilmemesi gerekiyor” şeklinde konuştu.

Flörürlü ve kalsiyumlu diş macunları ağız kokusunu gideriyor
Ağız kokusunun önlenmesinde diş macunu seçimine de dikkat çeken Güneç, “Kişi en rahat dişini nasıl fırçalıyorsa diş fırçası ve diş macunu seçimini de ona göre yapmalıdır. Ancak ağırlıklı olarak flörürlü ve kalsiyumlu diş macunlarının kullanılması dişi kuvvetlendirir aynı zamanda da ağız kokusunu gidermeye yardımcı olur. Dikkat edilmesi gereken bir diğer konu ise günlük diş fırçalama aktivitelerinin aksatılmamasıdır ve ağız bakımının gargarayla desteklenmesidir. Ağız gargarası ve ağız duşları olmadığı durumlarda bireyler eğer tansiyon hastası değilseler tuzlu suyla da gargara yapabilirler. İyi bir ağız temizliği ile ağız kokusunun önlenebileceğini düşünüyorum” yorumlarında bulundu.

 

Sema Fison-Uğur Gülboy
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa Hukuk öğrencisinin inanılmaz vurgunu "TOKİ" başvuru adı altında 1 milyon dolandırdı Bursa’da 20 yaşındaki hukuk öğrencisi E.A., sahte TOKİ sitesiyle vatandaşları dolandırıp mağdurlarla dalga geçerek "Uykum geldi, gidin polise şikâyet edin" derken; bir yandan da arkadaşına "Onlar ev sahibi olmak için başvuru yapıyor, ben onların parasıyla ev sahibi oluyorum" şeklinde konuşunca devreye giren siber polis, genç kızı 10 günlük takip sonrası operasyonla kıskıvrak yakaladı. Olayla ilgili 53 kişi resmi müracaatta bulundu. Bursa’da hukuk fakültesi ikinci sınıf öğrencisi olan E.A., internet üzerinden sahte bir TOKİ başvuru sitesi oluşturdu. Ev sahibi olacağını düşünen çok sayıda vatandaş, başvurularının geçersiz olduğunu anlayınca sitede verilen numarayı aradı. E.A., mağdurları bu kez de "Başvurunuz askıya alındı, açıklama yapmadığınız için yeniden ödeme gerekiyor" diyerek ikinci kez dolandırdı. Dolandırıldığını fark eden vatandaşlar tekrar aradığında ise genç kadının, "Gidin polise şikâyet edin, benim uykum geldi, uyku saatim" diyerek telefonu kapattığı belirlendi. Şikâyetler üzerine Cumhuriyet Başsavcılığı’nın talimatıyla harekete geçen Bursa İl Emniyet Müdürlüğü Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, şüphelinin Telegram üzerinden oluşturduğu link aracılığıyla mağdurlara ulaştığını tespit etti. Yaklaşık 10 gün süren teknik ve fiziki takibin ardından düzenlenen operasyonla E.A. gözaltına alındı. Şüphelinin, bir arkadaşıyla yaptığı konuşmada "Onlar ev almak için başvuru yapıyor, biz onların parasıyla ev sahibi olacağız" dediği ortaya çıktı. Emniyetteki işlemler sonrası adliyeye sevk edilen E.A., çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi. E.A.’nın bağlantılı olduğu kişilerin de soruşturulduğu öğrenildi. Olayla ilgili şu ana kadar 53 kişinin resmi müracaatta bulunduğu bildirilirken, bugüne kadar başvurmayan mağdurların da siber polisine başvurması istendi
Bursa Bin yıllık yemek kültürünü 400 yıllık hana taşıdılar Bursa’nın Büyükorhan ilçesinde yaklaşık 400 yıl önce yapıldığı tahmin edilen Tahıl Hanı’nda yıllardır yapılan kavurmanın yanına tarihinde ilk kez cağ döner de geldi. Bursa’nın dağ ilçelerinden olan 10 binden fazla nüfusa sahip Büyükorhan’da yüzyıllardır süregelen "Cuma Pazarı", canlı hayvan pazarı ve Tahıl Hanı’yla bölgenin ticaret merkezi olarak faaliyet gösteriyor. Canlı hayvan pazarına hayvanlarını ve hububatlarını satmak için getirenlerin ya da almak için gelenlerin buluştuğu Cuma Pazarı, yıllarca kavurma lokantalarıyla hizmet verdi. Bugün de odun ateşinde kuzu ve oğlak eti kavurması yaparak geleneğin yaşatıldığı ahşap Tahıl Hanı’na gelenler, bölgenin merasında yetişen hayvanların doğal etiyle yapılan yemeklerden yeme imkanı bulabiliyor. Lokantalarda yıllardır kuzu etinden kavurma ve ciğer tüketiliyor. Büyükorhan’da hayvancılık yapan bir aile, farklı olması için Tahıl Hanı’nda ilk kez cağ döner yapmaya başladı. Kıpçak Türklerine ait bin yıllık bir kültür olan cağ kebabı, dağ yöresinde yetiştirilen merada beslenen kuzuların etlerinden yapılarak servis ediliyor. Handa bulunan 8 lokantadan birinin sahibi Ali Özkan, uzun yıllardır bu handa hububattan canlı hayvana birçok ürünün alınıp satıldığını tüccarların uğrak yeri olduğunu belirterek, "Buraya gelenler karınlarını doyursun diye yemek hizmeti de sunulmuş. Saç kavurma, güveç, köfte ızgara yapılıyor. Hepsi küçükbaş hayvan etinden pişiriliyor." dedi. Şap etkiledi müşterileri azaldı Hayvancılık yaptıklarını ve kendi küçükbaş hayvanlarının etinden kavurma yaptıklarını anlatan Özkan, "Burası bir kültürün adresi. Uzun yıllardır devam eden geleneği ayakta tutuyoruz. Şap hastalığı nedeniyle hayvan pazarı kapatılınca müşterimiz azaldı ancak normalde burada adım atacak yer olmazdı. Sadece turist ağırlıyoruz, hayvan alım satımına gelen olmayınca eski yoğunluk kalmadı burada" diye konuştu. Pazara gelenlerin önemli bölümünün kuzu kavurmayı övdüğünü bazılarının ise porsiyonun azlığından şikayet ettiğini dile getiren Özkan, "Çay tabağında porsiyonlar olduğunu söyleyenler oldu. Metal düz tabak olduğundan öyle geliyor ama tabağa döktüğümüzde porsiyonun miktarı daha net ortaya çıkıyor. Yani az değil porsiyonlarımız doyurucu" ifadesini kullandı. 40 yıllık ustayla bin yıllık kültürü getirdiler Küçükbaş hayvan yetiştiricisi ve handa lokanta sahibi İsmail Kutlu ise yaklaşık 400 yıllık tarihi handa farklı bir yemek sunmak istediklerini belirterek, Yusufeli’nden 40 yıllık cağ döner ustası getirdiklerini anlattı. Cağ kebapta kendi yetiştirdikleri kuzuların etlerini kullandıklarını dile getiren Kuzu, şunları söyledi: "Ağır kış şartları oluşmadığı sürece yem kullanmayız hayvanlarımızda. Hepsi dağda, bayırda, merada beslenir. Kekik, nane, ot ne bulurlarsa doğal beslenirler. O yüzden etimizin lezzetinde de iddialıyız; hem doğal hem organiktir. Bu han yüzlerce yıllık bir kültürü temsil ediyor. Biz de buraya ünü yurt dışına taşmış cağ kebabı getirdik. Farklı olunca ilgi de görüyoruz. Şap nedeniyle kapatılan pazar açılsa daha güzel olacak işlerimiz."
İzmir Altınordu’da hedef ilk galibiyet Altınordu, TFF 2. Lig Beyaz Grup 15. haftasında yarın Beykoz Anadolu’yu konuk edecek. İzmir ekibi, rakibini mağlup ederek ilk galibiyetini almayı hedefliyor. TFF 2. Lig Beyaz Grup ekiplerinden Altınordu, 15. hafta maçında yarın Beykoz Anadolu’yu konuk edecek. Metin Oktay Yerleşkesi Serpil Hamdi Tüzün Sahası’nda saat 15.00’te başlayacak karşılaşma öncesinde, henüz galibiyeti bulunmayan İzmir ekibi, 5 beraberlik ve 9 mağlubiyetle topladığı 5 puanla ligin son sırasında yer alıyor. Konuk Beykoz Anadolu ise 3 galibiyet, 2 beraberlik ve 9 mağlubiyet sonucunda elde ettiği 11 puanla 16. basamakta, düşme hattında bulunuyor. Altınordu, bu zorlu mücadelede rakibini mağlup ederek sezonun ilk galibiyetini almayı ve düşme potasından uzaklaşmayı hesaplıyor. İç sahada sadece 1 puan alabildi Yeni sezona büyük bir hayal kırıklığıyla başlayan Altınordu, şu ana kadar galibiyet yüzü göremedi. İzmir ekibi özellikle iç sahada çok kötü bir performans sergiledi. Topladığı 5 puanın yalnızca 1’ini taraftarı önünde alan kırmızı-lacivertliler, ilk hafta Erbaaspor karşısında elde ettiği beraberliğin ardından sahasında çıktığı 6 maçın hiçbirinden puan çıkaramadı. Altınordu, yarın oynanacak Beykoz Anadolu maçını kazanarak kötü gidişata son vermeyi hedefliyor. Karşılaşmayı Muhammed Taha Onat yönetecek Altınordu ile Beykoz Anadolu arasında oynanacak müsabakayı hakem Muhammed Taha Onat yönetecek. Onat’ın yardımcılıklarını Gökhan Salduz ve Batuhan Akkuş yapacak. Karşılaşmanın 4. hakemi ise Berat Buğra Çelik olacak.